"Öz Yansıma" Sergisi

İlke Alkan’ın

“Öz Yansıma” Sergisi

07.01.19-14.01.19

 

SSBF Sanat Galerisi

Sanat Sosyal Bilimler Fakültesi Galerisi sanatçı-küratör İlke Alkan’ın “Öz Yansıma” isimli bireysel sergisi ile yılın ilk sergisini açmaktan mutluluk duymaktadır. Sanat lisans eğitimini ve yüksek lisans eğitimini Sabancı Üniversitesi’nde tamamlayan sanatçı, ayrıca Londra Sanat Üniversitesi’nde Küratörlük yüksek lisansını bitirmiştir.

“Öz Yansıma” sergisi fotoğraf, resim, heykel, video, enstalasyon ve son olarak sanat müdahalesi alanında 5 farklı seriye ait 30 eserden oluşmaktadır. Ki bu da sanatçının sanatın hakim olduğu her alanı ile mesajını vermeyi amaçlama çabasının göstergesidir.

Sergide en çok vurgulanan tema gül çiçeğidir. Galeriye girdiğinizde sizi altın ve gümüş gül heykelleri karşılayacaktır. Sergide ana referans Antik Yunan Mitolojisi olduğundan, gül teması her zaman vücudunu saran güller ile resmedildiğinden dolayı, Afrodit - aşk ve güzellik tanrıçası ile bağdaşmaktadır. Sanatında sıklıkla mitolojiye göndermeler yapan sanatçı, kendisini de sanatının içinde var etmeyi tercih eder. Kendi karakteri ve hayatındaki eğilimler Afrodit ile benzerlik göstermektedir. Sanatçının kendi yarattığı güzellik yargıları, öz yansımaları ve dış görünüm için idealleşmiş kuralları vardır, bu nedenle seçtiği konseptlerinde kendi değer yargılarından, aşk, sevgi, ilişki değerlendirmelerinden ilham aldığı görülmektedir.

 

Sergide aşk ve sevgiye dair güçlü bir referans olan “Sabır” enstalasyonu sevginin ne şekilde boyutlandırılabildiğinin sanatçı gözünden bir yansımasıdır. Enstalasyon sanatçının anneannesi’nin kaybettiği evladına olan sevgi ve özleminin nasıl desen, renk ve dokularla bastırılmaya çalışıldığını, her şeye rağmen sabretmenin değerini işlemektedir. “Sabır” enstalasyonunun ikinci ayağı fotoğraflarda sunulduğu gibi Türk hamamında yer almaktadır.

 

“Işıldayan Resimler” serisinde boyayı elleri ile verdiği şekillerle daha soyut biçimlere getirmektedir. Resimler eskiz yapılmadan, yalnızca parmakların kanvas ile buluştuğunda ortaya çıkan duyguların yönlendirmesi ile bir nevi bir meditasyon haline gelen bir performans sürecinden geçer. Sanatçı resim ile olan bu bağı koparmamak adına, resim boyunca elini resimden hiç kaldırmadan noktalar, tıpkı Jackson Pollock’un resminin bittiğini ulaştığı doyum noktasında anladığı gibi.

 

Son olarak tüketime dair serisinden heykel ve resimlerden oluşan işleriyle karşılaşmaktayız. Bu serideki ele alınan konu, tüketimin gerçek aşk ve güzeliğin önüne geçişidir. Sanatçı kendi güzellik, lüks ve mükemmellik zaafını da kabullenerek yansıttığı işlerde büyük beklentilerin büyük hayal kırıklılıklarına yönlendirebileceğini anlatmak istemiştir.

Özetle, siz yalnızca bir sanat sergisi değil aynı zamanda kendini sanatının içinde konumlandırmış bir sanatçının sergisinde onu, onun düşüncelerini ve sizde hissettirdikleriyle bir deneyim yaşayacaksınız.