Oya Arus'dan 20 Yılın Hikayesi

Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.

Her hafta isme göre alfabetik sıra ile yer verdiğimiz röportaj serisi “20 Yılın Hikayesi”nin konuğu bu kez Oya Arus oldu.

Oya Arus 8 Ekim 1998 tarihinden beri Sabancı Üniversiteli. 22 yıldır Sabancı Üniversitesinde Bilgi Merkezinde (BM) çalışan Oya Arus, henüz öğrenciyken stajyer olarak başladığı çalışmaya Bilgi Kaynaklarının Organizasyonu Görevlisi olarak devam etti. Oya Arus BM’de sırasıyla Bilgi Kaynaklarının Organizasyonu Sorumlusu ve Koleksiyon Geliştirme Sorumlusu olarak çalıştı. 2011 yılından beri de yine BM’de Koleksiyon Geliştirme ve Bilgi Erişim Sistemleri Yöneticisi olarak görev yapıyor. 

Oya Arus’un sorduğumuz dört soruya verdiği cevaplarını aşağıda okuyabilirsiniz…

 

Sabancı Üniversitesi ile ilk tanıştığınız zamandan aklınızda kalan kısa bir anı/izlenim var mı?

O.A: İşe Karaköy binasında Minerva Han'da başladım. O zaman Bilgi Merkezi Minerva Han'ın 2. katındaydı. İşe başladıktan kısa bir süre sonra Sabancı Üniversitesi'nin Tuzla kampüsünde piknik etkinliği düzenlenmişti. Pikniğe geldiğimizde henüz tüm binalar inşaat halindeydi. Bilgi Merkezi de öyle. Hatta Bilgi Merkezi'nin içindeki merdivenlerin henüz iskeleti vardı. Şu anda bile hala o an gözümün önünde. O zaman hem binanın ihtişamından hem de kurucu direktörümüz Hilmi Çelik'in anlattıklarından çok etkinlenmiş, çok heyecanlanmıştım. Bu ânı hiç unutamıyorum. Benimle aynı bölümde okuyan arkadaşlarıma defalarca anlatmıştım.

20 yıl önceki haliniz ile 20 yıl sonraki haliniz arasındaki fark ve bu süre içinde Sabancı Üniversitesinin size kattıklarını anlatır mısınız?

O.A: İlk işe başladığım zamanlarda öğrenciydim, henüz üniversiteden mezun olmamıştım ve mesleğimle ilgili oldukça da heyecanlıydım. Bir çok idealim, yapmak istediklerim vardı. Mesleğimi çok seviyordum. Mesleğimi en iyi şekilde yapabileceğim ve hayallerimi gerçekleştirebileceğim bir yerde çalışmak istiyordum. 

İşte Sabancı Üniversitesi de bu noktada benim için çok büyük bir şans olarak karşıma çıktı.

Bilgi Merkezi, misyonuyla, vizyonuyla, değerleriyle, çok büyük ve çok güzel hedefleriyle, bir "dünya üniversitesi" olma hedefiyle kurulan Sabancı Üniversitesi'nin bir hizmet birimi olarak kuruldu ve ben de bu kuruluş aşamasında büyük bir keyifle ve heyecanla yer aldım. Tüm çalışanlarıyla, öğrencileriyle hep birlikte bugünün öncü kurumları arasında yer almak için çalıştık ve bunu da başardık.

Çalıştığım bu 22 yıllık süreçte çok şey öğrendim ve yapmak istediğim birçok şeyi gerçekleştirme fırsatı buldum. Yurt içi ve yurt dışında bir çok toplantıda sunum yaptım, kütüphanecilik alanında öğrendiklerimi ve bilgimi yazıya döküp makale yazma fırsatım oldu, “Erasmus+ Staff Mobility” programına katılarak dünyadaki farklı üniversiteleri ziyaret etme, yurtdışındaki meslektaşlarımla tanışarak mesleki paylaşımlarda bulunma ve Sabancı Üniversitesi’ni , Bilgi Merkezi’ni tanıtma fırsatım oldu, ANKOS (Anadolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsiyumu) konsorsiyumunda gönüllü çalışarak Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi adına ülke ekonomisine ve dolaylı olarak akademik araştırmalara katkılarım oldu. Üniversite’de kalite iç denetçisi olmam, mesleğim dışında farklı konuları da öğrenmemi ve yine Üniversite’deki İnsan Kaynakları eğitimleri de gerek kişisel gelişimimi gerek yöneticilik alanındaki gelişimimi sürekli güncel kılmamı sağladı. Ve daha pek çok şey…

20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi dendiğinde aklınıza gelen nedir? Bundan 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi için hayaliniz nedir? Kendinize ilişkin hayaliniz nedir?

O.A: Bana öğretilenleri, değerleri ben de benden sonra gelen arkadaşlarıma aktarmaya çalışıyorum. Eminim 20 yıl sonra da vizyonerliği ve kıymetli değerleriyle önde gelen Üniversitelerden biri olacaktır. Umuyorum ki 20 yıl sonra da ben de Üniversite'nin daha çok artan başarılarını görebilirim.

Yolunuz Sabancı Üniversitesi ile kesişmeseydi nerede ve nasıl olurdunuz?

O.A: Farklı bir kurumda, farklı bir kütüphane türünde çalışıyor olabilirdim. Hatta hayallerimi gerçekleştiremediğim noktada değişik bir kariyer planı da çizebilirdim.