Ogeday Rodop, tarımda su tüketimini yüzde 50’ye kadar düşürerek verimliliği artıran Soyl-Gel girişiminin Sabancı Üniversiteli üç ortağından biri.
Sabancı Üniversitesi’nde doktora yaptığı dönemde araştırma grubunda yer aldığı arkadaşlarıyla birlikte Soyl-Gel girişimini hayata geçirdi. Ogeday Rodop, girişimin hayata geçme sürecini ve çalışmalarını gazeteSU’ya anlattı.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Kısaca kariyer çizginizden ve sizi Soyl-Gel'i kurmaya götüren süreçten bahsedebilir misiniz?
Ben Ogeday Rodop, 1992 İstanbul doğumluyum. Liseyi Robert Kolej’de okuduktan sonra, Kanada’ya, yıllardır okumak istediğim bölümü okumaya McGill Üniversite’sine gittim. 2016’da malzeme mühendisi olarak mezun oldum. Lisans sürecindeki 12 aylık zorunlu stajlarımda çoğunlukla hafif metal alaşımları (alüminyum, magnezyum) üzerine çalıştım. Sonrasında Columbia Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım ve 2017’nin sonunda Türkiye’ye döndüm.
Daha önce staj yaptığım ve çalışmayı istediğim bir şirkette Ar-Ge mühendisi olarak işe başlayacakken akademisyen bir aile dostumuz tarafından doktora yapmaya özendirildim ve Sabancı’daki yolculuğum bu sayede başladı. Lisansta çalıştığım konulardan bir hayli farklı alanlarda çalışmaları olan Yusuf Menceloğlu’nun araştırma grubuna dahil oldum. O dönemlerde hocamızın çalışmaları da daha çok sürdürülebilir tarıma evrilmeye başlamıştı. Zira Soy-Gel’in iki kurucu ortağıyla bir araya gelmemiz de aynı araştırma grubunda bulunmamız sayesinde oldu. Senem Seven doktora sonrası araştırmacı olarak çalışıyor, Yeşim Menceloğlu da yüksek lisansını kısa bir süre önce bitirdi.
Soyl-Gel fikri ortaya çıkmadan önce Senem’in kontrollü tarım ilacı salınımı hakkında bir çalışması vardı, Yeşim’in tez konusu ise hijyen sektöründe kullanılan süper emini polimerlerdi. Ben ise tarım ilacı yüklemeleri konusunda çalışmaya devam ediyordum. Sonra bu iki uygulamayı tarımda kullanmak üzere nasıl birleştirebiliriz diye düşünürken suyla beraber tarım etken maddelerinin de salınımı yapabilen bir süper emici polimer (Soyl-Gel) fikri ortaya çıktı. Bu sayede iki etkiyi tek bir ürünle sağlayabilecektik: hem bitkinin kökleri daha uzun süre nemli kalabilecek, hem de bitkilere daha kontrollü bir şekilde etken madde salınımı yapabilecektik. Ürünün ismi konusunda da enteresan bir bilgi vermek istiyorum. Biz fikrimize isim ararken birçok insanın düşünebileceği gibi isimlerimizin baş harflerini kullanmayı denedik ve en mantıklı opsiyonumuz SOY oldu. SOYL-SOIL kelimelerinin telaffuz benzerliği nedeniyle de sonuna L harfi ekledik; böylece yaptığımız işin anlam ve önemini gösteren bir isim ortaya çıktı. Gel ise hydrogel kelimesinden geliyor – superemici polimerlerin bir diğer adı da (tam aynı anlamı taşımasa da) hidrojel.
Soyl-Gel ne zaman kuruldu? Süreç nasıl ilerledi?
Soyl-Gel ürününü geliştirmek üzere 23 Ocak 2020’de SOY Tarım Teknolojileri A.Ş. kuruldu. Fikrin ortaya çıkması ise 2019 yılının ortalarına doğru olmuştu. 2019 yılında katıldığımız Deep-Tech Primer, Soyl-Gel fikriyle katıldığımız ilk eğitim/yarışma oldu. Bu etkinlikte 1. seçilerek 50 bin liralık ilk hibemizi kazanmış olduk.
Biz bu fikirle TÜBİTAK 1512 (BiGG) desteğine başvurduk ve başvurumuz kabul edildikten sonra şirketi kurduk. Bu süreçte Sabancı Üniversite’sinin Teknoloji Transfer Ofisi’nden destek aldık. Özellikle Mustafa Çakır’la yaptığımız birebir toplantıların bize çok faydası oldu ve ürün/pazar hakkındaki ilk fikirler de bu toplantılarda filizlendi, diyebilirim.
Soyl-Gel'in şimdiye kadarki faaliyetlerinden, elde ettiği başarılardan, büyüme çizgisinden bahsedebilir misiniz?
2020’de TÜBİTAK’’tan 200 bin liralık hibeyle kurulduktan sonra, aynı senenin yaz aylarında Bayer G4A Turkey hızlandırma programına kabul edildik. Böylece hem girişimcilik hakkında eğitimler aldık hem de 60 bin liralık bir hibeyle sera denemeleri ve diğer laboratuvar ihtiyaçlarımız gibi çeşitli giderlerimizi karşıladık. 2021 yılının şubat ayıda ekibimize Hatice İlgen, iş geliştirme uzmanı olarak katıldı. Kendisi aynı zamanda üretim ölçeklendirme konusunda bizimle laboratuvarda çalışıyor.
Geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği’nin fonladığı EIT-FAN programına seçilen 60 tarım/gıda girişiminden biri olmayı başardık. Temmuz-Ekim ayları arasında İsrail-Haifa’da verilen eğitimlere online olarak katıldık ve bu süreçte gıda ve tarıma yönelik eğitimlerin haricinde alanında uzman bir mentörden düzenli olarak destek aldık. Bu programı başarıyla tamamladığımız için EIT-Food topluluğunun bir üyesi olmuş olduk.
2021 yılında başka hızlandırma programlarına da katıldık: Accelerate 2030, Climate Launchpad, Workup Agri, Teknopark – Cube Incubation. Bu programlarda ilk başlarda eğitim içerikleri faydalı oluyor: bir sunum nasıl yapılmalı, bir yatırımcı nelere dikkat eder gibi konularda temel bilgileri öğreniyoruz. Ancak daha da önemlisi bu programlar bizim yeni insanlarla ve kurumlarla tanışmamıza vesile oluyorlar. Örneğin Konya'daki tarla denememizi Accelerate 2030 aracılığıyla yaptık: İtalyan Konsolosluğu’ndaki girişimcilik etkinliğine bu program vesilesiyle katıldık ve orada Barilla’dan Aytaç Bey’le tanıştık. O da bizim tarla denemesi yapmamızı sağladı. Mentörler de başka insanlarla tanışmamızı sağlıyorlar; örneğin Gülşah Hanım yatırımcı sunumlarımızdan, sosyal sorumluluk projemize, fon bulmamıza kadar, kritik konularda bizi farklı insanlarla tanıştırdı. Climate Launchpad daha iklim odaklı bir programdı. Oradaki deneyimimiz bizi yaptığımız işin karbon ayak izi, su ayak izini araştırmaya teşvik etti.
Girişimizin gelecek hedeflerini paylaşabilir misiniz?
Soyl-Gel ekibi olarak amacımız sulu tarımda su kullanımını azaltmak, kuru tarımda ise kuraklıktan kaynaklanan verim kaybını en aza indirmek. Soyl-Gel toprağa uygulanan bir ürün olduğu için her çeşit sezonluk bitki, çiçek, ağaç veya çevre düzenlemesinde kullanılabiliyor. Fide yetiştiriciliğinden golf sahalarına, buğday üretiminden kiraz ağaçlarına, farklı alanlarda Soyl-Gel’i kullanarak çiftçilerin daha yüksek rekolte elde etmesini, fide yetiştiriciliğinde kaybın en aza indirilmesini ve özellikle çok su isteyen bitkilerde su kullanımı azaltmayı hedefliyoruz. Şu an üretim kapasitemiz farklı alanlarda ve ürünlerde tarla ve fide denemeleri yapmamız için yeterli. Bunun yanında, hobi bahçeciliği ve saksıda bitki yetiştiriciliğine yönelik, küçük miktarlarda (10 gram) Soyl-Gel satışına yakın zamanda başlayacağız. Büyük üretim yapan çiftçilere ulaşabilmemiz için ise üretimimizi ölçeklendirmeye ve satış kanallarımızı oluşturmaya yönelik yatırım almamız gerekiyor; bunun için de farklı kanallarla çalışıyoruz. Üretim kapasitemizi artırdıktan sonra öncelikte Türkiye, sonra ise Orta Doğu ve Avrupa pazarındaki çiftçilerle ulaşmayı hedefliyoruz.