Sabancı Üniversitesi’nde Nihat Berker’e teşekkür töreni

Nihat Berker: "Sabancı Üniversitesi’nde önümüzdeki 17 yıl içinde mutlaka bir Nobel çıkacaktır. Buna inanıyorum”

2016 yılının son günlerinde Sabancı Üniversitesi’nin 2009-2016 dönemi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker’e teşekkür ve veda töreni düzenlendi. Sabancı Üniversitesi’nin akademisyen ve idari çalışanlarının katıldığı törende Rektör Vekili Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu’nun konuşmasının ardından Nihat Berker için hazırlanan bir film yayınlandı. Ardından ilk Rektör değişimi töreninde Kurucu Rektörümüz merhum Prof. Dr. Tosun Terzioğlu tarafından Nihat Berker’e verilen Sabancı Üniversitesi’nin “Akademik Özgürlük Yazıtı” bu kez Nihat Berker tarafından Ayşe Kadıoğlu’na devredildi.

Gösteri Merkezi’nde düzenlenen törende Rektör Vekili Ayşe Kadıoğlu’nun yaptığı konuşmanın bir bölümünü aşağıda görebilirsiniz:

“Bugün burada büyük bir aile olarak bir aradayız. Sabancı Üniversitesi’nin tekil bireyler olarak bizlerin ötesinde bir varlığı var. Bu varlık ortak değerlerimizle, geçmiş başarılarımızla ve zaman içinde oluşan geleneklerimizle ortaya çıkıyor. Bugün ortak değerlerimiz, ortaya çıkan başarılarımız ve geleneklerimizden söz etmek ve bunlara çok büyük katkıları olan Nihat Berker hocamıza teşekkür etmek üzere toplandık.

Sabancı Üniversitesi herşeyden önce, fakültelere giriş ve serbest program seçimini Türkiye’de yüksek öğretime getirmekte öncülük yapmış ve bu anlamda Türkiye’de yüksek eğitim profilini değiştirmiş bir üniversite. Bugün Sabancı Üniversitesi’nin bizlerin ötesindeki varlığını oluşturan ortak değerler, zaman içinde yerleşen geleneklerden söz etmek istiyorum.

Akademik Özgürlük

3 önemli değerimize vurgu yapmak istiyorum. İlk olarak, Sabancı Üniversitesi kuruluş yıllarından itibaren ifade özgürlüğünü ön planda tutan bir üniversite oldu. Bizler bu üniversitenin çalışanları olarak akademik özgürlüklerin olmadığı bir ortamda bilimsel çalışma yapmanın mümkün olmayacağını hep biliyorduk. Buna yönelik olarak Sabancı Üniversitesi’nin Akademik Özgürlük anlayışını üniversite içinde katılımcı bir süreç ile oluşturduk ve bu anlayışı içeren metin 2002 tarihinde Mütevelli Heyeti tarafından kabul edilip web sitemize konuldu. Bugün varlığımıza dair olan özgürlüklerimize her zaman sahip çıkacağımızı hatırlamanın zamanıdır. Zaman zaman ümitsizliklere gark olsak da bizler de geleceği inşa etmeye, farklılıklarımızdan yaratıcı enerji üretmeye, özgür, eleştirel, yaratıcı, esnek özellikleri ile öne çıkan bilimsel düşünceyi yaşatmaya, özgüvenli ancak mütevazı olmaya devam edeceğiz.   İfade özgürlüğü bizim olmazsa olmaz ve en önemli değerimiz.

Ve… çok şanslıyız ki bugüne kadar bu konuda hiç taviz vermeyen iki Rektörümüz oldu.  Kurucu Rektörümüz Tosun Terzioğlu kendine has karizması ile hala bu kampüsün içinde dolaşıyor birçoğumuz için. Tosun hoca’yı 2016 yılının Şubat ayında kaybettik. Çok erken bir kayıptı. Bugün öncelikle kendisini  değerlerimizin oluşmasındaki rolü ile ve şükran ile tekrar anmak isterim. 2017 yılında Tosun hocamızın vefatının ilk yılında üniversitemiz içinde onun adının verileceği ve sevdiği bitkilerden oluşacak (biliyorsunuz bu kampüsteki her bir ağacı ve bitkiyi bilirdi) bir bahçe, bir konuşma, diyalog, yaşam alanı oluşturma süreci içindeyiz; bu bilgiyi de sizlerle paylaşmak isterim.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

İkinci olarak öne çıkan değerimiz  toplumsal cinsiyet eşitliğidir. Cinsel Tacize Karşı Önlem ve İlkeler Belgesi olan ve bu belgeyi websitesine koymuş bir üniversiteyiz. Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi’miz bu anlamda diğer merkezlerimizden farklı bir görev üstleniyor ve akademik çalışmaların yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği ve farkındalığına yönelik eğitimler veriyor. Üniversitemiz için son derece önemli bir merkez olduğunu biliyoruz. Merkezin çalışmalarına destek olmayı hep çok önemsedik ve önemsemeye de devam edeceğiz.

Çeşitlilik

Üçüncü olarak vurgulamak istediğim değerimiz ise çeşitlilik. Birbirinden farklı arkaplandan gelen bireyleri ile çok dilli, çok renkli bir üniversiteyiz. Böyle olmayı en baştan beri hedefledik; bu yüzden kendimize dünya üniversitesi dedik. Bugün oldukça yüksek uluslararası öğrenci sayımız ile, değişim programlarımız ile ve dünyada kendi araştırma alanlarındaki networkleri son derece kuvvetli olan öğretim üyesi kadromuz ile çeşitliliği bir değer olarak benimsemiş bir üniversiteyiz. Buna verdiğimiz önemi, yine websitemizde yayınladığımız Ayrımcılık Karşıtlığı metni ile dünyaya duyurmaktayız.

Gerçek bilim insanlarına özgü olduğundan emin olduğum dur durak bilmez bir merak hissi vardır Nihat hoca’nın.

Bugün ana temamız Nihat Berker’e teşekkür…

Sabancı Üniversitesi olarak değerlerimiz ve başarılarımızın yanısıra geleneklerimiz de çok önemli. Önde gelen geleneklerimizden birisi de teşekkür hislerimizi paylaşmak…

Nihat Berker 2009 yılından bu yana üniversitemizin Rektörlüğünü yaptı. Sabancı Üniversitesi son 7 yılda çok büyük mesafeler katetti. En önemlisi biraz önce değindiğim değerlerimiz güçlenmeye devam etti. Nihat hoca, demokrat kişiliği ile bu değerleri 7 yıl boyunca gözünden sakındı, akademik özgürlüklerimiz konusunda her zaman bize arka çıktı. Kendisi şüphesiz müthiş olumlu enerjisi, heyecanı, yapıcı tavrı ile Sabancı Üniversitesi’ne çok önemli değerler katmış bir Rektör olarak hatırlanacak.  MIT ile gerçekleştirdiğimiz program, dünya sıralamalarına girmemiz, Lise Yaz Okulumuzun müthiş başarısı, kendisinin yarattığı disiplinlerarası dersler ve daha niceleri…Nihat hoca ile öncü bir üniversite olmaya hep devam ettik. Biz kendisi ile birlikte sayısız tercih gününde birlikte görev yaptık. Her gün enerjisinden milim kaybetmeden bu salona geldi ve bazen yorgunluktan şikayet ediyorsak eğer, ona bakıp utanmamıza neden oldu. Benim Nihat hocanın enerjisine bakıp, kendime çeki düzen verdiğim çok olmuştur. Ben kendisine onunla ilgili en önemli bulduğum özelliğin yaşam arzusu, heyecanı olduğunu belirtmiştim. Gerçek bilim insanlarına özgü olduğundan emin olduğum dur durak bilmez bir merak hissi vardır Nihat hoca’nın. Sosyal Bilimlere olan ilgisini ve verdiği dersleri biliyoruz. Toplumsal cinsiyet çalışmalarına Rektörlüğü boyunca destek oldu; bu alandaki çalışmalarımız ile  üniversite olarak kendimize açtığımız alanda onun desteğini hep hissettik. Sakıp Sabancı ödülleri ile, kitap kulübü ile her zaman bizzat ilgilendi. Ve her zaman her yaptığını heyecan duyarak ve olumlu enerjisini cömertçe paylaşarak yaptı. Bilenleriniz biliyor, tüm bunların yanısıra Nihat hoca sinemaya, tiyatroya olan ilgisini paylaşmayı çok sever; kendi öğrendiklerini paylaşması ile ve en önemlisi de dostluğu ile hayatımıza her zaman müthiş katkıları oldu.

“Akademik Özgürlük Yazıtı bizim meşalemizdir”

Sıra geldi bir geleneğe. Bazı şeyler sürdürülünce gelenek oluyor. Biz de bunu yapacağız. Nihat hoca Rektörlük görevine başlarken rahmetli, çok sevdiğimiz Bayram Candan’ın emeği ile yaptığı Akademik Özgürlük Yazıtı’nı devralmıştı. Biraz önce sözünü ettiğim Akademik Özgürlük metni bu yazıtın üzerinde yazıyor.  Nihat hoca, bu yazıtın sembolize ettiği değerlerin hep arkasında durdu. Biz de kendimizi hep güvende hissettik. Müthiş bir ayrıcalık idi bu. Ben bugün kendisinden bu yazıtı, ileride devretmek üzere devralmak istiyorum, bu geleneği ihmal etmemeyi, bu ritüeli yerine getirmeyi bugün çok önemsiyorum. Bundan Nihat hoca’ya söz ettiğimde hemen gözleri parladı ve “bu yazıt bizim meşalemiz” ifadesini kullandı.  Bu yazıt ile sembolleşen değerleri kendisinden onur duyarak ve elbette bunun sorumluluğunun bilincinde olarak devralacağım.”

“Zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır”

Nihat Berker için hazırlanan ve bazı çalışma arkadaşlarının kendisi ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaştığı film gösterildi. Çalışma arkadaşlarının gözünden Nihat Berker, enerjik, etrafa neşe saçan, iletişimi ve birlikte çalışılması kolay, samimi, iyi bir dinleyici ve demokrat kişilikli olarak anlatıldı. Aileye değer veren, pozitif, mütevazı, hayata olumlu bakmayı seven bir kişi… Teşekkür eden, motive etmeyi bilen, yorulmak nedir bilmeyen, coşkusunu, enerjisini aktarabilen, zorlu zamanlarda bile gülebilen, pozitife odaklanan, uzaktayken de yakında olan, her zaman her yerde olmayı başaran, saygıdeğer güzel bir insan… “Zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır” sözünü şiar edinmiş bir kişi.  

Rektörlüğe başladığı ilk geçiş döneminde, tüm çalışma arkadaşlarının, dekanların çok yardımcı olduklarını belirten Nihat Berker’in konuşmasının bir bölümünü aşağıda görebilirsiniz:

“Üniversitenin akademik, idari tüm çalışanları benim arkadaşım. Üniversitemiz çok iyi bir yere geldi. Kurucu Rektörümüz Tosun Terzioğlu ve arkadaşlarıyla müthiş bir üniversite oldu. Özgün yapısıyla her zaman öne çıktı. Kurucu kadrodan sonra ikinci etapta da biz vardık. Bütün ekip olarak uyum içinde çalıştık ve elden geldiğince üniversitemizi ileri götürdük. Her zaman değişik görüşler oldu fakat hizipleşme olmadı. Bu uyumu meslek hayatımda daha önce hiç görmemiştim, benim için cennetti burası, mesleki ve akademik cennetti.

“Başarıyı hep birlikte gerçekleştirdik”

Akademik kurum olarak toplumda, değişik görevimiz ve çalışma tarzımız var. Bu tarzda akıl, özveri ve vicdan biraraya geliyor ve müthiş bir şekilde ilerliyor. Sabancı Üniversitesi’nde bunu yaptık. Bunu iyi yapmak önemli. Bir işi iyi yapmak istiyorsan yaptığının özüne sadık kalacaksın ama önce özünün ne olduğunu iyi öğreneceksin. Başarıyı hep birlikte gerçekleştirdik. Başarılar katılımlı katkılarla ölçülür. Bunun bir çok örneği var. Örneğin Lise Yaz Okulu başka bir üniversitede yapılamaz bir deneyim çünkü bin öğrenciye 50 akademisyen ders verdi. Gururla yaptık, cıvıl cıvıl yaptık. Liselilerle çalışmaktan gurur duyduk ve bence Türkiye’ye de büyük hizmet yaptık. Burs fonumuza da epeyce katkıda bulunduk. Bu süreçler kendi kendini ödüllendiren süreçler. Yaptıkça mutlu oluyorsun ve bir fark yarattığını görüyorsun. 

Kurucu Rektörümüz merhum Tosun Terzioğlu’nun mucizesi, arkadaşlarının mucizesi.  Kendisi hep aramızda olacak. Tosun hocanın sessiz gücü vardı, hepimiz ondan ilham aldık, üniversitemizde rektör değişikliği süreci çok güzel yaşandı. Geçiş sürecinde Tosun Terzioğlu’nun yanı sıra Genel Sekreterimiz Haluk Bal ve Dekanlarımızın da ciddi desteği oldu.

Başımızı dik tutmamız ve çok çalışmamız lazım. Üniversiteler olarak zor günlerin sona ereceği, çok iyi olacak günler için biz bir köprüyüz.

Endişeli ve zor günler geçiriyoruz. İnandığım bir şey var, sonuçta iyiler hep kazanır. Buna inanmamız lazım. Bu zor günlerde Üniversiteler olarak, gençlerle çalışan grup olarak bize çok önemli bir görev düşüyor. Zor günlerin sona ereceği çok iyi olacak günler için biz bir köprüyüz. Başımızı dik tutmamız ve çok çalışmamız lazım. Gençlerimizle öğrencilerimizle devam etmemiz, geleceğe, zor olmayan iyi günlere bir köprü olmak için özellikle şimdi bunu çok iyi yapmak çok önemli. Bunun için de tabii ki önemli olan motivasyondur. Kendini motive etmek ve motivasyonunu ayakta tutmak. Ve buradan da her günün bir başka macera olduğunu anlamak. Hergün kazanabileceğin başka bir savaş. Tabii ki motivasyonun yanında zaman kullanımı ve ekip de çok önemli.  

Babam Ahmet Ratip Berker’den ders aldım. Babam bana “Nihat sakın kendine acıma” derdi. Ne zaman olumsuz duygulara kapılsam hep bunu hatırlarım. Mağduriyet duygusundan kurtulup silkinirim. Hep çalışmak, hep ileriye gitmek lazım.

Son olarak, ABD’de bir toplantıdaki konuşmamda değindiğim görüşümü burada da belirtmek istiyorum: Sabancı Üniversitesi’nde önümüzdeki 17 yıl içinde mutlaka bir Nobel çıkacaktır. Buna inanıyorum.”