#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Berna Beyhan oldu.
"Öğrencilerimizin girişimcilik fikriyle ve girişimci olabilecekleri
birtakım yeteneklerle gelişmelerini ve buradan bu şekilde çıkmalarını istiyoruz"
Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Berna Beyhan
MÜ-ED: Merhaba, yüksek lisans için University of Oslo’yu seçmeye nasıl karar verdiniz?
BB: Aslında benim çalıştığım alan itibariyle biraz orayı seçmek istedim. Çünkü ben daha çok teknoloji üzerine çalışıyorum, teknolojik yeniliklerin toplum ve ekonomi üzerine etkilerine merakım vardı ve o konuda çalışmak istiyordum. İskandinav ülkeleri ve özellikle Oslo’da gittiğim üniversitede böyle özelleşmiş bir enstitü vardı. Orayı seçmiş olmamın nedeni o enstitüye gitmek istememdi. Dolayısıyla biraz konu bazlı bir seçim yapmış oldum.
MÜ-ED: Çalışma alanınızı belirlemenizde neler etkili oldu?
BB: Aslında biraz merak etkili oldu, çünkü ben zaten bilime ve teknolojiye her zaman çok meraklıydım ama onun biraz daha sosyal taraflarına; bilim, teknoloji nasıl üretiliyor, bunların ekonomik ve toplumsal etkileri neler ve bu toplumsal ilişkilerden toplum nasıl etkileniyor, aslında onun üzerine çalışmak istiyordum. Dolayısıyla genel olarak hem masterda hem doktorada bunlar üzerine odaklandım. Şu anda girişimcilik üzerine çalışıyorum, daha doğrusu teknolojik ve akademik girişimcilik üzerine çalışıyorum. Aslında girişimcilik de bunun en önemli parçalarından bir tanesi çünkü girişimciler sayesinde bilimsel ve teknolojik değişimler bir şekilde topluma uyarlanmaya çalışılıyor. Merakım ve ilgi alanımın devamı olarak en sonunda girişimcilik özellikle teknolojik girişimcilik, akademik girişimcilik ve teknolojiyi ticarileştirme gibi kısımlara odaklanmaya başlamış oldum.
"Yaratıcılık ve dışarıdan bilgi toplamak, bu bilgiyi analiz edebilecek
birtakım bilişsel yetenekler geliştirmek girişimciliğin en önemli noktası"
MÜ-ED: Girişimcilik fikri olan lisans öğrencilerine nasıl tavsiyeler verebilirsiniz?
BB: İlk olarak girişimcilik fikirlerini diğerleriyle paylaşmalarını, çünkü ben bunu derslerimde de sürekli vurguluyorum, girişimcilik aslında dışarıdan aldığınız bilgiye çok bağlı bir şey ve dışarıyla ne kadar çok iletişim halinde olursanız, yani kendiniz ve kendi gruplarınız dışında, içinde bulunduğunuz ortam dışında farklı insanlara müşterilere ya da bu konuda teknik çalışan kişilere ne kadar çok danışırsanız o kadar girişimci olma şansınız olabilir. Zaten girişimcilikte de buna alertness deniyor, dışarıdan gelen bilgiye karşı onu alabilecek durumda olmanız gerekiyor. Dolayısıyla fikirlerini öncelikli olarak paylaşmalarını belki yakın arkadaşlarıyla, belki diğer insanlarla, belki bu alandaki diğer insanlar ve müşterilerle ya da potansiyel müşteri olabileceklerini düşündükleri kişilerle paylaşmaları çok önemli. Çünkü ancak o zaman fikirlerinin geçerliliği olup olmadığının farkına varabilirler, bu çok önemli. İkincisi de daha yaratıcı olabilirler bu sayede. Yaratıcılık ve dışarıdan bilgi toplamak, bu bilgiyi analiz edebilecek birtakım bilişsel yetenekler geliştirmek girişimciliğin en önemli noktası diyebilirim. O yüzden bu konuda dışarıya açık olmalarını özellikle öneriyorum.
MÜ-ED: Sizce kurumsal şirketlerde çalışanlar MBA yapmalı mı?
BB: Evet, yapmalı diye düşünüyorum. Çünkü biraz önce bahsettiğim şeyden aslında kaynaklanıyor, yenilik yapabilmenin, daha yaratıcı olabilmenin, inovasyonun temelinde her zaman şeyi görüyoruz; dışarıdaki bilgiye açık olabilmek ya da bulunduğunuz kutunun dışında düşünebilmek aslında başka insanları, teorileri, bakış açılarını anlayabilmek. Dolayısıyla kurumsal hayatta insanlar bir süre sonra o şirketlerin dışına çok fazla çıkamıyorlar. Çünkü her şirketin kendi kuralları, bilgi alt yapısı, kendine göre birtakım değerleri var ve o değerlerinin dışına çıkıp ya da gündelik hayatının o rutininin dışına çıkıp da aslında farklı bir şeyler yaratamıyorlar. Bir süre sonra yaratıcılık, yenilik yapma tarafları körelmeye başlıyor. Dolayısıyla kurumsal şirkette çalışanlar aslında bir MBA programına katılarak hem dersler dolayısıyla yeni akademik bilgilere ulaşabilirler, hem de başka insanlarla, başka şirketlerden ya da başka altyapıdan gelen insanlarla karşılaşarak kendi yaratıcılık ve yenilik yapma kabiliyetlerini ve motivasyonlarını geliştirebilirler. O yüzden MBA yapmanın bence girişimcilik ve yenilikçilik açısından bakarsak da böyle bir avantajı olabilir, kurumsal şirketlerde çalışanlar için.
"Öğrencilerimizin girişimcilik fikriyle ve girişimci olabilecekleri
birtakım yeteneklerle gelişmelerini ve buradan bu şekilde çıkmalarını istiyoruz"
MÜ-ED: Okulumuzda yönetim bilimleri fakültesinde verdiğiniz girişimcilik derslerinden bahsedebilir misiniz?
BB: Bizim fakültemizde aslında girişimcilik alanında çok fazla ders var, 4 tane ders veriyoruz şu anda. Onun dışında yine girişimcilikle alakalı başka derslerimiz de var, girişimcilik yan dal programımız var. Zaten Sabancı Üniversitesi TÜBİTAK tarafından belirlenen Türkiye’nin en girişimci ve yenilikçi üniversitelerinin arasında da son birkaç yıldır birinci geliyor. Bunda en önemli etkenlerden bir tanesi bizim girişimcilik alanında verdiğimiz dersler ve bunun sonucunda öğrencilerimizin daha fazla girişimcilik aktivitelerinde bulunmaya başlamaları. Dolayısıyla bizim için hem girişimcilik hem YBF açısından da girişimcilik çok önemli. Öğrencilerimizin girişimcilik fikriyle ve girişimci olabilecekleri birtakım yeteneklerle gelişmelerini ve buradan bu şekilde çıkmalarını istiyoruz. Dediğim gibi çok fazla girişimcilik dersi var fakültemizde, bu dersler sadece yönetim fakültesi öğrencilerine açık değil, diğer fakültelerden öğrenciler de bu dersleri alabiliyorlar. Ya da girişimcilik yan dal programımıza kaydolabiliyorlar. Çünkü bakıldığında özellikle son dönemlerde yeni bir kariyer yönü olarak ortaya çıkmaya başladı. Gençler arasında girişimci olmak isteyenlerin de sayısı çok fazla. Biz de bu anlamda öğrencilerimizi derslerle desteklemeye ve ders dışı birtakım faaliyetlerle desteklemeye çalışıyoruz.
MÜ-ED: Akademik kariyerinize Sabancı Üniversitesi’nde devam etmenizdeki etmenler nelerdir?
BB: Sabancı Üniversitesi ülkemizin en yenilikçi üniversitelerinden biri. Bunu sadece TUBİTAK bize söylediği için değil, üniversitede olduğumuz için de biliyoruz. Bir kere eğitim sistemi çok farklı, dolayısıyla öğrencilerin bakış açıları da farklı oluyor. Aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’ndeki tüm akademisyenlerin buna göre daha özgürlükçü ve yeni şeyler keşfetmeye daha yakın oluyor. O yüzden seçtim. İnterdisipliner yapısı sadece eğitimle, derslerle ilgili değil aynı zamanda akademisyenler için de büyük avantajlar sağlıyor. Fakülteler arası derslerin geliştirilmesi ve bu konuda akademisyenlerin teşvik edilmesi, aynı zamanda öğretim üyeleri ve fakülteler arasında işbirliğinin desteklenmesi benim kararımda en önemli etkenlerden biriydi. Dolayısıyla bu interdisipliner yapı ve özgürlükçü yapı sadece öğrenciler değil aynı zaman akademisyenleri de etkileyen ve onlar için uygun bir ortam sağlayan bir yapı. Bu da üniversitemizi yenilikçi ve özgürlükçü bir hale getiriyor.
"Öğrenciler bu disiplinlerarası ortamdan çok fayda sağlayabiliyor"
MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?
BB: Öğrenciler açısından bakmak gerekirse biraz önce bahsettiğim şeyler burada da geçerli. Öğrenciler için program seçebilme özgürlüğü çok önemli bence. 18 yaşınızda vermiş olduğunuz bir kararı ömür boyu taşıyor olmak çok zor. Sabancı Üniversitesi bu anlamda avantaj sağlıyor; kendilerini tanımaları, kendilerinin neye meraklı olduklarını, neyi istediklerini, ileride ne yapmak istediklerine karar verip program seçmelerini sağlamak bence üniversitemizin sağlamış olduğu en önemli avantaj. Bu da daha özgürlükçü bir yapının oluşmasına olanak sağlıyor. Öğrenciler bu disiplinlerarası ortamdan çok fayda sağlayabiliyor. Aynı zamanda farklı fakültelerden ders seçebilmeden tutun da yan dallara kadar bir takım avantajlarla aslında geliştirmiş oluyorlar.
Akademisyene Sor: Berna Beyhan
Berna Beyhan kimdir?
Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Berna Beyhan hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın.
#AkademisyeneSor nedir?
Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor.
#AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.