Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Öğretim Üyesi Selçuk Artut tarafından verilen “VA345 Yaratıcı Kodlama” dersi öğrencilerinin işlerinin sergilendiği RECIPHER2 Sergisi SSBF Galeride 14 – 22 Ekim tarihleri arasında sergileniyor.
Sergide işleri sergilenen öğrenciler: Adnan Burak Ayaz, Arda Semercioğlu, Azra Yaprak Müldür, Berk Emre Sarıbaş, Berk Tunç, Elif Rahmiye Külünk, Emir Suat Darman, Gamze Öcal, Irmak Pehlivan, İsmet Baran Sürücü, Kayra Ezgi Topkara, Mine Gündüz, Naz Neyir Bektaş, Nazif Can Akçalı, Tamara Elif Kozok, Yunus Şamil Yavuz. RECIPHER2 Sergisinin Küratörlüğünü Selçuk Artut, tasarımını ise Ezgi Yılmaz ve Tuğrul Veli Şalcı yaptı.
Recipher, serisinin ikinci versiyonu “Recipher II” ile Sabancı Üniversitesi VA345 Yaratıcı Kodlama dersi kapsamında üretilen yeni eserleri izleyicilerle buluşturuyor. Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı’nda 2018 yılından bu yana verilmekte olan VA345 Yaratıcı Kodlama dersi, kodlamayı bir kavram olarak benimseyerek bilgisayar ile hesaplamayı yaratıcılıkta bir araç olarak kullanabilmeyi hedefliyor.
Recipher II sergisi, birinci seride olduğu üzere yine sanatın engin geçmişinin derinliklerine uzanarak bugün ve geçmiş arasında kopmuş köprüleri yeniden inşa etmeyi amaçlıyor. Sergilenmekte olunan ikinci seride, birinci sergide tema olarak işlenen Futurizm Sanat Akımına yakınlığı ile bilinen Rus Avant garde dönemi ele alınmış. 20. Yüzyılın başında küresel siyasi çalkantıların ve endüstriyel gelişmelerin ışığında yaşanan Rus Avant garde’ı; Konstrüktivizm, Suprematizm, Cubo-futurism gibi belli başlı sanat akımları etkisinde üretilen resim, heykel, sinema, grafik tasarım, mimari gibi birçok farklı disiplinlerarası sanatsal üretimler ile karşımıza çıkmakta. Dönemin belli başlı sanatçıları arasında Alexandra Exter, Natalia Goncharova, El Lissitzky, Kazimir Malevich, Vladimir Mayakovsky, Lyubov Popova, Alexandr Rodchenko, Olga Rozanova, Dziga Vertov, Vladimir Tatlin, Wassily Kandinsky, David Burliuk gibi birçok önemli isim yer alıyor.
Sergi kapsamında izleyicilere sunulmakta olunan görsel ve işitsel eserlerde, sanatçılar özgün olarak ürettikleri bilgisayar kodları ile dönemin eserlerine günümüzün farklı açılarından yorumlamalarda bulunuluyor. Gerek Süprematizm olsun gerek Konstrüktivizm’de işlenen içeriklerin renk ve biçimin soyut bir kabul ile ele alınmasından yola çıkılarak elde edildiği görülüyor. Bu tutum günümüz kendini üreten (jeneratif) sanatlarında bariz bir biçimde her fırsatta karşımıza çıkıyor. Bu açıdan incelendiğinde Recipher II, bugünün bilgisayar sanatının yoktan bir anda ortaya çıkmadığının altını çiziyor ve kendinden üreyen algoritmik sanatın geçmişe dayanan tarihsel sürecine de ışık tutuyor.