Melih Özsöz'den 20 Yılın Hikayesi

Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.

Her hafta isme göre alfabetik sıra ile yer verdiğimiz röportaj serisi “20 Yılın Hikayesi”nin konuğu bu kez Melih Özsöz oldu.

Melih Özsöz 21 yıllık Sabancı Üniversiteli. Üniversitenin kapılarını açtığı 1999 yılındaki ilk lisans öğrencileri olan 251 kişiden biri. Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Sosyal ve Siyasi Bilimler (SPS) Programından 2004 yılında mezun olan Melih Özsöz, yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi’nde Avrupa Çalışmaları alanında yaptı. Melih Özsöz halen Limak Holding’de yönetici olarak çalışıyor. 

Melih Özsöz’ün sorduğumuz  dört soruya verdiği cevaplarını aşağıda okuyabilirsiniz… 

Sabancı Üniversitesi ile ilk tanıştığınız zamandan aklınızda kalan kısa bir anı/izlenim var mı?

M.Ö: Üniversite seçme sınavı sonrası, seçim döneminde bir Cuma günü ilk kez kampüsü ziyaret etmiştik. İstanbul’a gelip, kampüse ulaşmamız bayağı bir zaman almış, ancak Cuma akşamüstü kampüse ulaşmıştık ve herkes kampüsten ayrılmıştı. Rektörlük binası güvenlik görevlileri ile konuşurken, Zerrin Hanım (Koyunsağan) kampüsten ayrılıyordu. Bizi gördü. Güvenlikten bilgi aldı ve Kurucu Rektör Tosun Bey’in (Allah rahmet eylesin) kampüste olduğunu söyledi. Kampüsü ilk, Rektörümüz Tosun Bey (Terzioğlu) ve Öğrenci Kaynakları Direktörümüz Zerrin Hanımın sunumları ile gezme ve tanıma fırsatına erişmiştik. Bu da sanıyorum çok az kişiye nasip olmuştur. Kendi programlarını iptal edip, o akşamı bizlerle geçirdiler. O an Sabancı Üniversitesi’nin zaten “doğru üniversite” olduğunu anlamıştık.  

20 yıl önceki haliniz ile 20 yıl sonraki haliniz arasındaki fark ve bu süre içinde Sabancı Üniversitesi'nin size kattıklarını anlatır mısınız? 

M.Ö: 18 yaşında, İstanbul‘da, kendi hayatınızı ailenizden uzak, yurtta kalarak idame ettiriyorsunuz. Bu kendi hayatınızı çok iyi planlamayı öğretiyor ve iş hayatına çok fazla yansımaları oluyor.  

20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi dendiğinde aklınıza gelen nedir? Bundan 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi için hayaliniz nedir? Kendinize ilişkin hayaliniz nedir? 

M.Ö: “Birlikte yaratmak ve geliştirmek”. 20 yıl önce çok bir anlam ifade etmiyordu. Ama bugün ne demek olduğunu çok daha iyi anlayabiliyorum.  

20 yıl sonrada Sabancı Üniversitesi’nin kuruluş felsefesini oluşturan “Birlikte yaratmak ve geliştirmek” ana söyleminin değerini ve anlamını koruyacağını düşünüyorum. 20 yıl önce bu felsefeyle “farkını ortaya koyan” Sabancı Üniversitesi’nin, bundan 20 yıl sonra “kampüssüz küresel bir üniversite” olarak fark yaratmaya/farkını ortaya koymaya devam edeceğine inanıyorum. 

Yolunuz Sabancı Üniversitesi ile kesişmeseydi nerede ve nasıl olurdunuz? 

M.Ö: Muhtemelen Boğaziçi Üniversitesi. Ama yüksek lisans için yine Sabancı Üniversitesi’ni seçerdim.