Mezunumuz MIT’nin doktora programına tam burslu olarak kabul aldı

Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Nano Mühendislik programı 2021 mezunu ve Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği çift ana dal son sınıf öğrencisi Aleyna Beste Özhan, Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT) Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Departmanı doktora programına tam burslu olarak kabul edildi. Aleyna Beste Özhan, doktora programına kabul alan tek Türk öğrenci.

Kendini araştırmayı, öğrenmeyi, bilim yapmayı ve hatta öğretmeyi de seven birisi olarak tanımlayan Aleyna Beste Özhan, MIT’e başvuru ve kabul sürecinin birkaç ay gibi kısa bir dönemde tamamlanmış olmasına rağmen aslında bu sürecin lisans eğitimin ilk gününden başladığını belirtiyor.  Malzeme Bilimi ve Nano Mühendislik Programını 2021 yılında program birincisi olarak tamamlayan Özhan, hedefinin en başından beri doktora eğitimi olduğu, Sabancı Üniversitesi’nin akademik kadrosunun dünya çapında bilinir olmasının ve aldığı referans mektuplarının MIT Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Departmanı doktora programına kabulünde belirleyici olduğuna inandığını dile getiriyor.

Aleyna Beste Özhan, MIT’e tam burslu olarak kabul edilme sürecini ve Sabancı Üniversitesi’nde lisans eğitimi sırasında aktif rol aldığı projeleri gazeteSU’ya anlattı. 

Merhaba, öncelikle sizi tebrik ederiz. Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

İsmim Aleyna Beste Özhan, 24 yaşındayım. 2017 yılında Galatasaray Lisesi’nden mezun oldum. Aynı yıl Sabancı Üniversitesini tam burslu olarak kazandım. Çift ana dal öğrencisiyim, Malzeme Bilimi ve Nano Mühendislik programından 2021’de program birincisi olarak mezun oldum.

Şu anda ikinci ana dalım olan Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği programında son senemdeyim ve aynı zamanda araştırma projelerine devam ediyorum. Basketbol oynamayı ve izlemeyi çok seviyorum aynı zamanda amatör olarak fotoğrafçılık ile ilgileniyorum.

Malzeme Bilimi ve Nano Mühendislik alanına ilk ne zaman ilgi duydunuz? Üniversitemizde bu programı okumaya ne zaman karar verdiniz? Çift anadalınızı Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği alanında tamamladınız. Çift ana dal tercihinizde neler etkili oldu?

Üniversite sınavından sonraki tercih dönemimde hangi programı seçeceğim konusunda kararsızlıklar yaşıyordum. Sabancı Üniversitesi’nin sağladığı, ilk yılınızı doldurduktan sonra programını seçme imkânı benim için harika bir fırsat oldu. Böylece ilk yıl çekirdek derslerimi alırken bir yandan da mühendislik programlarını yakından inceleme şansım oldu. Bu süreçte gördüm ki aslında bütün mühendisliklerin temelinde malzeme bilimi var. İlk çağlarda kullanılan ilkel aletlerin de bu yazıları okurken kullandığınız teknolojik aletlerin de yapılmasına olanak veren yöntem, malzeme bilimi. Hatta bu konuda malzeme mühendislerinin verdiği en belirgin örnek tarihi çağların adlandırılmasıdır çünkü insanlık tarihindeki gelişim bile malzemelerin anlaşılmasındaki yetkinlikle ilişkilendirilmiştir. Aynı zamanda bu disiplinin fizik, kimya, biyoloji gibi doğa bilimleriyle de oldukça bağlantılı olması ilgimi çeken bir diğer unsurdu ve benim de yeteneklerime uygun olduğunu fark ettim. Böylece, ikinci senemin başında bu alanda eğitim almaya karar verdim. 

Öte yandan, artık disiplinler arası keskin sınırların olmadığı bir çağda yaşıyoruz. Özellikle bilimin tüm alanlarını etkileyen yapay zekanın yükselişiyle birlikte, malzeme biliminin de bu değişimden etkilenmesi kaçınılmaz hale geldi. “Data-driven” metodların hızlı bir şekilde önemli bir araç haline gelmesiyle, malzeme bilimcileri de giderek geleneksel yöntemlerin ötesine geçiyor. Ancak bu değişim henüz hala gelişim aşamasında ve iki disiplini de bilen ve uygulayabilen bilim insanlarına olan ihtiyaç, her zamankinden daha çok. Bu sebeple iki ilgi alanımı birleştirip, her ikisinde de yetkin olmak için çift ana dal yapmaya karar verdim diyebilirim.  

Lisans döneminiz boyunca aktif olarak yer aldığınız sosyal ve akademik (MAT ve CS programlarında dahil olduğunuz) çalışmalardan/projelerden bahseder misiniz?

İlk yılımın sonunda yaz döneminde değerli hocam Prof. Özge Akbulut’un araştırma grubuna dahil oldum. İlk projem, çimento sistemleri ile ilgiliydi. Bu projede, çimento bazlı sistemlerin reolojik davranışını değiştirmek için poli(karboksilat eter) bazlı reoloji kontrol edici katkı maddesini sistemdeki partiküllerle uyumlu olacak şekilde tasarladık ve bu yaklaşım, yüksek mukavemetli, hafif ve 3D basıma uygun bir sistemin formüle edilmesini sağladı. Daha sonraki projelerimizde de seramiklerin kolloidal işlenmesi ve polimer tasarımı/sentezi üzerine çalıştık. Bir sonraki çalışmamızda, zirkonyadan oluşan seramik yeşil gövdelerini şekillendirmek için enerji ve zaman açısından verimli basit bir yöntem geliştirdik. Bunun için özel bir kopolimer tasarlayıp sentezledik ve bir polimer köprüleme mekanizması aracılığıyla kontrollü akışkanlığı sağladık. Bu yaklaşım, yeni bir yeşil seramik üretim tekniğinin temelini attı ve bu çalışma üzerine olan makalemiz 2021 yılında ACS Applied Polymer Materials’da yayınlandı. “Green machining of ceramics: towards digitalization of ceramics processing” isimli mezuniyet projemde, atık seramik parçalar için %100 geri dönüştürme prosedürü ve makine işlemesi davranışının karakterizasyonu için değerlendirme kriterleri üzerinde çalıştım. Mezuniyetimin devamında, seramiklerin Endüstri 4.0'a uyarlanmasını hedefleyen, Özge Akbulut ve Lütfi Taner Tunç direktörlüğünde başlattığımız Ceramics 4.0 isimli projede mühendis olarak çalışmaya başladım.

İlk çalışmamızda literatürdeki bir ilk olarak, magnezyum oksit yeşil gövdelerinin CO2 lazerle işlenmesini raporladık. Bu konudaki makalemizi yayınlanmak üzere Optics & Laser Technology dergisine sunduk. Şu anda, zirkonya ve magnezyum oksit sistemleri için lazer işleme yöntemiyle yüzey yapılandırması çalışmalarımız devam ediyor.

Bunlar dışında, lisans üçüncü yılıma kadar Akademik Destek Programı’nda önce SPS 101-2, daha sonrasında NS 102 derslerinde akran moderatörü olarak çalıştım. Aynı zamanda Yelkencilik Kulübünde ve kadın basketbol takımında da yer aldım. CS programımla ilgili yaz stajımı TÜBİTAK Bilgem bünyesinde, büyük veri mühendisliği ve veri bilimi üzerine yaptım.

Sabancı Üniversitesi’nde okumak size ne tür ayrıcalıklar sundu?

Sabanci Üniversitesi’nin, Malzeme Bilimi ve Mühendisliği alanında Türkiye’de imkanları en geniş okul olduğunu düşünüyorum. Henüz program seçmemişken bile laboratuvarda çalışma imkânı buldum. Bir lisans öğrencisi olduğum halde bütün imkanlara ve ekipmanlara erişim izni verildi, bu sayede aslında neredeyse yüksek lisans-doktora seviyesinde araştırma tecrübesine sahip bir öğrenci olarak mezun oldum. İki mühendislikle çift ana dal yapma olanağı da benim için çok faydalı oldu. Ayrıca, hocalarımızın da öğrenciyle oldukça ilgili olması ve dünya çapında tanınır düzeyde olmalarının, biz öğrenciler için de büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Ceramics 4.0 projesinde görev alıyorsunuz. Bu proje European Factory Platform’daki malzeme-dijitallesme alanındaki tek proje. Projenin öneminden ve bu projedeki görevinizden bahseder misiniz?

Ceramics 4.0, yüksek performanslı seramiklerin kalıpsız imalatını, final ürüne yakın şekillendirmesi ve hızlı prototiplenmesini sağlamak için yeşil işlemenin otomasyonunu amaçlayan bir araştırma projesi ve seramiklerin Endüstri 4.0'a adaptasyonunu hedeflemesi açısından Avrupa’da bir ilki temsil ediyor. Seramiklerin sinterleme işleminden önceki haline, yani yeşil gövdelere talaşlı ve lazer işleme yapıyoruz. Projenin kapsamında malzeme formülasyonu, fiziksel modelleme, simülasyon ve malzeme-işleme veri tabanının oluşturulması var. Bu veri tabanı ile kendi kendini besleyen bir öğrenme mekanizmasına (bir yönden makine öğrenmesi diyebiliriz) sahip olacak bu sistem kullanıcıya, istenilen son ürün şekline ve malzemeye göre, malzeme formülasyonu seviyesinden başlayan en optimum yol haritası önerebilecek. Aynı zamanda, kullanıcı etkileşimine imkân sağlayacak bir mobil uygulama da geliştiriliyor. Bu sayede daha önce dijitalleştirilmemiş, metallere ve polimerlere göre de oldukça zor olan seramik işlemesine tamamen yeni bir açı kazandırmış oluyoruz. Benim görevlerim, farklı seramik sistemlerine göre formülasyonu geliştirmek. Aynı zamanda, oluşturulacak veri tabanında yer alması gereken sistem ve malzeme parametrelerini belirliyorum ve bu verileri topluyorum. Veriler arasındaki aralarındaki ilişkilendirmeyi yapmak ve geri besleme mekanizmasını geliştirmek de görevlerim arasında.

MIT’e full bursu olarak kabul aldınız. Hangi programda eğitim alacaksınız? Başvuru ve kabul sürecinizi biraz aktarabilir misiniz?

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği departmanında, doktora programına kabul aldım. Başvuru süreci dediğimiz şey birkaç aylık bir dönemmiş gibi görünse de aslında lisans eğitiminize başladığınız andan itibaren bu sürece giriyorsunuz. Benim hedefim en başından beri doktora eğitimi olduğu için ilk dönemimden itibaren tabi ki ortalamamı yüksek tutmaya çalıştım. Bununla beraber, ilk yılımdan beri araştırma projelerine dahil olup akademik yayınlar çıkarmak ve konferanslara katılmak da bu amaca yönelikti. Öte yandan bence kabul alma aşamasında en büyük etkenlerden biri de referans mektupları. Ben bu açıdan da oldukça şanslıydım çünkü beni belki de en iyi tanıyan, yıllardır grubunda çalıştığım Özge Akbulut hocamla beraber çok değerli diğer hocalarım da bana en güzel şekilde referans oldular. Önceki soruda da belirttiğim gibi Sabancı Üniversitesi’nin akademik kadrosunun, özellikle MAT programı için söyleyebilirim, dünya çapında bilinir olmasının bu konuda oldukça belirleyici olduğuna inanıyorum.

Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Çok özel bir okuldan kabul almak benim için güzel bir kariyer başlangıcı oldu, önümde zor bir süreç var ve en kısa vadeli hedefim tabi ki başarılı bir şekilde doktora programını bitirmek. Aynı zamanda şunu söyleyebilirim ki ben her zaman araştırmayı, öğrenmeyi, bilim yapmayı seven ve hatta öğretmeyi de seven birisi oldum, —lisans döneminde bazı derslerde yapmış olduğum asistanlıktan çok keyif almıştım. Dolayısıyla uzun vadede düşündüğümde, eğitim ve araştırma çevresinde yer almak isterim ve bu açıdan da bana en uygun mesleğin akademisyenlik olduğunu düşünüyorum.

Malzeme Bilimi ve Nano Mühendislik alanına ilgi duyan aday öğrencilere ve henüz lisans eğitiminin başındaki öğrencilere neler tavsiye edersiniz?

Temel doğa bilimlerine ilginiz varsa, malzemenin nano seviyedeki özelliklerini değiştirdiğinizde büyük ölçekteki özelliklerinin nasıl değişeceğini merak ediyorsanız, kesinlikle severek eğitim alacağınız bir program. Çünkü gözünüzle göremediğiniz şeyleri mesela atomların yerini, kristal yapısını değiştiriyorsunuz ve tamamen bambaşka bir malzeme elde ediyorsunuz, sihir gibi bir şey gerçekten. Lisansının başındaki öğrencilere de şunu söyleyebilirim ki nasıl bir yol seçmek istediğinize ne kadar erken karar verirseniz o kadar iyi olacaktır. Mesela akademide ilerlemek isteyen öğrencilerin tabii ki yüksek ortalama hedeflemesi gerekir ancak böyle bir hedefiniz yoksa endüstride tecrübe kazanmak, stajlarla vs., daha önemli olacaktır. Ek olarak, malzeme bilimi derya deniz bir alan, hangi alt alanda çalışmak istediğinizi ve ilgi alanınızı iyi analiz etmelisiniz.

Eklemek istedikleriniz var mı?

Bu üniversiteye ilk başladığım günden itibaren beni destekleyen ve hem akademik hem bireysel açıdan bana çok şey öğreten bütün hocalarıma bir kere daha bu vesile ile teşekkür etmek istiyorum.  

Paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz.