13/11/2025
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker, Prof. Dr. Zafer Yenal ve Öğretim Üyesi Arzu Wasti tarafından hazırlanan “Mor Dönüşüm” raporu, Brand Week İstanbul kapsamında tanıtıldı.
Türkiye’de kadınların ekonomiye daha güçlü katılımını engelleyen yapısal bariyerleri ve bu bariyerleri aşmak için stratejik fırsat noktalarını ortaya koyan rapor; kadın emeğinin görünürlüğünü artırmayı, ekonomik karar alma süreçlerini bakım emeğiyle yeniden ilişkilendirmeyi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze almayı hedefliyor. Raporda sunulan veriler doğrultusunda tasarlanan Finish Gücümüz Yeter platformunun ilk lansmanı da Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Brand Week’te gerçekleştirildi. Platformun açılışı, etkinlikte düzenlenen üç günlük Gücümüz Yeter Kadın Girişimcilik Akademisi ile yapıldı.
Brand Week’te Büyük İlgi Gören Sunum
Bu kapsamlı çalışmanın çıktıları, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker ve Prof. Dr. Zafer Yenal tarafından sunulan “Ekonomiye Kadın Gözüyle Bakmak” başlıklı konuşmayla ilk kez geniş kitlelere aktarıldı. Haliç Kongre Merkezi’ndeki oturum, Brand Week izleyicileri tarafından yoğun ilgiyle takip edildi.
Prof. Dr. Ayşegül Toker ve Prof. Dr. Zafer Yenal konuşmalarında, ekonomiye kadın perspektifinden bakmanın neden bugün her zamankinden daha kritik olduğunu ele aldı. “Ekonomi” kavramının tarihsel olarak hane yönetimine dayandığını hatırlatarak başlayan sunumda, modern ekonominin zaman içinde haneden ve bakım emeğinden uzaklaşmasının kadın emeğini görünmez, ölçülmez ve değersiz hale getirdiği vurgulandı. Bu nedenle Mor Dönüşüm, ekonomiyi yeniden haneyle, bakım emeğiyle ve toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilişkilendiren kapsamlı bir dönüşüm vizyonu olarak sunuldu.
Kadın Emeğinin Güncel Görünümü
Brand Week’te paylaşılan veriler, Türkiye’de kadın emeğinin mevcut durumuna ilişkin çarpıcı göstergeler içeriyor. Kadınların işgücüne katılım oranının hâlâ erkeklerin yarısından az olduğu, ücretsiz aile işçiliğinin sürdüğü ve en kritik sorunlardan birinin “zaman yoksulluğu” olduğu ifade edildi. Özellikle bakım sorumlulukları nedeniyle eğitim veya istihdamda yer alamayan genç kadınların — NİNE (Ne İstihdamda Ne Eğitimde Olanlar) — önemli bir grup oluşturduğu vurgulandı.
Sunumda ayrıca toplumsal cinsiyet tutumlarının değişimin önündeki en güçlü bariyerlerden biri olduğu; küresel beceri gereksinimlerindeki dönüşümün (WEF Future of Jobs 2025) kadınlar için hem risk hem de fırsat sunduğu dile getirildi.
Kurumsal ve Kolektif Dönüşümün Önemi
Sunumun son bölümünde, Mor Dönüşüm’ün başarıya ulaşması için yalnızca bireysel çabaların yeterli olmadığı, kolektif dayanışma ve kurumsal desteğin kritik rol oynadığı belirtildi. Kadınların özerklik, yeterlik ve ilişkiler temelinde güçlenmesinin ekonomiyi daha kapsayıcı, dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirdiği; dayanışma ağları ile kurumların bu dönüşümde belirleyici aktörler olduğu vurgulandı.
“Ekonomiye Kadın Gözüyle Bakmak” sunumunda son olarak, ekonomiyi yalnızca üretim üzerinden değil, yeniden üretim ve bakım emeği üzerinden düşünmenin Türkiye’nin ekonomik geleceği için stratejik bir zorunluluk olduğu ifade edildi.
