11/12/2025
Markaların toplumsal rolünü yeniden tanımlayan People Make the Brand 2025, “From Epilogue to Prologue – Sonsözden Önsöze” temasıyla düzenlendi. Bu yıl 13.’sü gerçekleşen People Make the Brand buluşmasına konuk olan Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Yenal, “Dünya’dan Gezegen’e: Hakların, Sorumlulukların ve Markaların Yeni Çağı” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Prof. Dr. Zafer Yenal konuşmasında, küresel ölçekte derinleşen krizlerin hak kavramını dönüştürdüğüne vurgu yaptı.

Modern siyasetin şimdiye kadar insan merkezli bir dünya üzerinden şekillendiğini belirten Prof. Dr. Yenal, iklim krizinin bu çerçeveyi aşındırdığını söyleyerek, “Artık dünyadan gezegene geçiyoruz. Bu dönüşüm yalnızca insanı değil; diğer türleri, ekosistem döngülerini, enerji sistemlerini ve gelecekteki kuşakları da hesaba katmayı gerektiriyor” dedi.
Günümüz koşullarında yurttaşlığın içerdiği hakların daraldığını, hakların muhatabının ise giderek belirsizleştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Zafer Yenal, devletlerle kurulan doğrudan ilişki biçimlerinin yerini şirketler, dijital platformlar ve tedarik zincirlerinin aldığını belirtti. Bu durumun, markaları hak tartışmalarında hem daha görünür hem de daha sorumlu hale getirdiğini ifade etti.
“En iyi örnekler bile piyasa mantığının sınırları içerisinde kalıyor”
People Make the Brand’deki konuşmasında Prof. Dr. Zafer Yenal, markaların toplumsal meselelere müdahil oluşlarını üç örnek üzerinden değerlendirdi. “Black Lives Matter” hareketinin markaların ırk adaleti konusunda önemli bir farkındalık yarattığını, fakat çoğu zaman performatif bir aktivizmin ötesine geçilemediğini söyledi. Patagonia örneği üzerinden ise ekolojik duyarlılığı en güçlü biçimde sahiplenen markaların dahi küresel tedarik zincirleri ve piyasa mantığının sınırlarını aşamadığını vurguladı. #MeToo hareketinde markaların hızlı pozisyon alışının önemli olduğunu ancak kurum içi güç ilişkileri köklü biçimde değişmedikçe bu adımların etkisinin sınırlı kaldığını ifade etti.
Prof. Dr. Zafer Yenal, konuşmasında yer verdiği bu örneklerin ortak noktasını şu sözlerle özetledi: “Markalar görünürlüğü ve baskıyı artırabilir, ancak yapısal dönüşüm olmadan hak adaletini tesis etmek mümkün değil.”

“Geleceğin toplumsal sözleşmesini birlikte yeniden yazmalıyız”
Prof. Dr. Zafer Yenal, markaların yeni dönemde yalnızca pazarın değil, gezegenin aktörleri olarak konumlanmaları gerektiğini belirterek, şeffaflık, hesap verebilirlik ve ölçek değişikliğinin kritik önem taşıdığına dikkat çekti. Tedarik zincirinin tümünün denetlenebilir olması, etik kodların bağımsız denetime açılması ve şirket faaliyetlerinin yalnızca kârla değil; ekolojik bütünlük ve toplumsal adalet üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Her ne kadar markalar toplumsal sorunların çözümünde etkili bir rol üstlenmeye çalışsa da demokratik meşruiyet taşımadıklarının altını çizen Prof. Dr. Zafer Yenal, “Geleceğin hak rejimi ne sadece devletlere ne sadece şirketlere, ne de bireysel tüketici tercihlerine dayanabilir. Yeni bir mimari inşa etmemiz gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Zafer Yenal, People Make the Brand’deki konuşmasını bir çağrıyla sonlandırdı:
“Dünyadan gezegene geçiş dediğimiz şey tam olarak bu: Hakları yeniden düşünmek, sorumlulukları yeniden dağıtmak ve geleceğin toplumsal sözleşmesini birlikte yeniden yazmaya başlamak. Bu bir son söz değil, ancak insan ve insan dışı tüm varlıklar adına güçlü bir ön söz olabilir”




