Avrupa, Türkiye ve Akdeniz: Yeni İşbirliği Alanları, Güçlü İlişkiler

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) evsahipliğinde 14. Kronberg Konuşmaları kapsamında Avrupa, Türkiye ve Akdeniz: Yeni İşbirliği Alanları, Güçlü İlişkiler” forumu yapıldı.



Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle:
“Türkiye değişen dünyada anahtar ülkelerden biri. Değişim bir fırsat. Bunu akıllıca kullanmak bize kalmış“

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Bertelsmann Vakfı işbirliği ile “Avrupa, Türkiye ve Akdeniz: Yeni İşbirliği Alanları, Güçlü İlişkiler” başlıklı bir toplantı düzenlendi. 14. Kronberg Konuşmaları kapsamında düzenlenen toplantıya Almanya  Dışişleri Bakanı Dr. Guido Westerwelle de katıldı.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Türkiye’nin bölgesel ve küresel gelişmelerdeki etkin rolünü göz önünde bulundurarak, Bertelsmann Vakfı’nı 14. Kronberg Konuşmaları’nı İstanbul’da Sabancı Üniversitesi’nde düzenlemeye davet etti.  Arap dünyasındaki dönüşüm hareketlerinin ve Türkiye’nin bölgesel bir aktör olarak ortaya çıkışının ışığında yapılan 14. Kronberg Açık Forumu’nda sürdürülebilir kalkınma, toplumsal ve siyasal değişim, bölgesel işbirliği ve Avrupa-Türkiye ilişkilerinin geleceği gibi konular tartışıldı.

Bertelsmann Vakfı ve Sabancı Üniversitesi İPM işbirliği ile düzenlenen 14. Kronberg Konuşmaları’nda Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın mesajı  Rektör Nihat Berker tarafından okundu.



Güler Sabancı mesajında: “Bu özel buluşma İPM’nin küresel erişiminde önemli bir adımın simgesidir.  Sabancı Üniversitesi’nin entelektüel kaynaklarından beslenen bir düşünce kuruluşu olarak İPM, uluslararası işbirliğine her zaman önem vermiştir. Kronberg Konuşmaları’nın zamanlaması ve toplantının İstanbul’da yapılması da son derece yerindedir.  Avrupa’nın yakın çevresinde değişim rüzgarları esiyor.  Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki otoriter rejimler birbiri ardına çöküyor.  Ancak bu devrimlerin ardından gelen istikrarsızlık, bölgeye ve daha geniş çevreye ciddi bir tehdit oluşturuyor.  Uluslararası çevreler bu sorunların ciddiyetinin farkında olduğu için, Avrupa’yı ve Türkiye’yi kaynaklarını birleştirerek sürdürülebilir çözümler elde etmek için yollar ve yöntemler önermeye teşvik etmekte”dedi.
 
Bertelsmann Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gunter Thielen ise konuşmasında: “Akdeniz’in güneyi (Basra Körfezi)  dünyanın diğer bölgelerinde görülmeyen bir değişim geçiriyor. Pekçok ülkede ortaya istikrarsızlık da çıkabiliyor. Bu hareketlerin motor gücü olanlar ilerlemekte kararlı.  Tarihin bize gösterdiği şudur: kişilerin kendilerini dışlanmış hissetmesi ve çabalarının karşılık bulmamasından duydukları bıkkınlık karmaşaya neden olur. Akdeniz’in güneyinde insanların Kuzey’e (Avrupa’ya) göç etmek istediklerini görüyoruz. Ama Kuzey’e giden pekçok genç birkaç yıl sonra geri dönmek istiyor ve bu da yeni bir orta sınıf yaratıyor. Türkiye hala insan hakları konusunda sorunlar yaşasa da bölge için önemli bir örnek görevi görüyor. Bu da beraberinde bazı sorumluluklar getiriyor. Avrupa’da da Türkiye daha etkin bir oyuncu olarak saygı görüyor. Türkiye’yi Avrupa’da görmek isteyen Avrupalıların sayısı artıyor. Türkiye gittikçe daha çok eşit bir ortak olarak görülüyor. Arap Baharı sadece ilerleme getirmedi. Sahip oldukları imtiyazları kaybetmekten korkanlar var. Değişime şüpheci bakanlar var. Değişimi getiren güçler işte bu sebeple kendi çözümlerini üretmek istiyor. Biz de bu yeni çözümler için yeni yaklaşımlar bulmaya çalışacağız” dedi.

Almanya Dışişleri Bakanı Dr. Guido Westerwelle ise yaptığı konuşmada; “İstanbul dünya siyasetinin sıcak noktalarından biri. Türkiye parlayan bir dünya gücü haline geldi. Biz de şimdi eşitler arasında bir ortaklık için çaba gösteriyoruz. Türkiye değişen dünyada anahtar ülkelerden biri.

İkili ilişkilerimiz tarihi olarak yakın. Hükümetler arası Stratejik diyaloğu geliştirmeliyiz.

Avrupa birliği ölçeğinde baktığımızda, Türkiye ile yeni bir dinamizm yakalamak için çalışmalıyız. Katılım müzakerelerin sonucunu kimse öngöremez ama Avrupa adil bir teklif sunmalı. Müzakerelerdeki ilerleme Ankara'nın gösterdiği çabanın sonucuna bağlı olmalı, bazı ülkelerin iç politika hesaplarına değil. Uzun zamandır kısır bir döngü etrafında dönüyoruz. François Hollande'ın Almanya ziyareti bu donmuş durumu aşmamız için bir fırsat sunuyor. Bu fırsat penceresini bir kez daha kaçırmamalıyız.

Sizin "borç krizi" dediğiniz duruma ben "güven krizi" diyeceğim. Bu sadece Euro bölgesi ve AB ile sınırlı bir kriz değil. Almanya Avrupa Birliği'ne derinden bağlı. AB bizim için ortak para bölgesinden ibaret değil. AB bizim küreselleşme döneminde hayat güvencemiz.

Entegrasyon devam etmeli. Bu yüzden tasarrufla beraber büyüme vurgusu da yapıyoruz.

Dün akşam mevkidaşım Ahmet Davutoğlu ile yaptığım görüşme sonrasında hukukun üstünlüğü girişiminin ortak bir girişim olduğunu söyleyebiliriz. Dış politikada daha yoğun bir alışverişe girmeliyiz, ilişkilerin potansiyelini sonuna kadar kullanmıyoruz.

 Türkiye ile işbirliği yapmak Avrupa'nın çıkarına. Bölge ülkelerin AB'nin Türkiye'ye nasıl davrandığını izliyor. İsrail ve Türkiye'yi ikili ilişkileri düzeltmeleri için teşvik ediyoruz, bu bölgede bir işbirliği modeli olabilir.

Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara yaptığı yardımları takdir ediyoruz. Baskıcı rejimler hiçbir yerde kalmamalı, tabii Suriye'de de. Değişim bir fırsat. Bunu akıllıca kullanmak bize kalmış” dedi.

Kronberg Konuşmaları nedir?

Dünyanın en büyük medya kuruluşlarından biri olan Bertelsmann Grubu’na ait Bertelsmann Vakfı tarafından 1995 yılından beri gerçekleştirilen “Kronberg Konuşmaları”, Avrupa- Ortadoğu İlişkileri konusunda Avrupa’nın en önemli konferansı olarak biliniyor.  Son üç yıldır Kronberg Konuşmaları Ortadoğu, Avrupa ve ABD’den uzmanları Avrupa’nın komşularında buluşturuyor. Toplantı 2011’de Fas’ın başkenti Rabat’ta. 2010 yılında da Suudi Arabistan’da Riyad’da yapıldı.

Kronberg Konuşmaları’nın amacı üst düzey siyaset yapıcıları, iş dünyası liderlerini, mali uzmanları, gazetecileri ve akademisyenleri bir araya getirerek, Ortadoğu ve Avrupa’yı etkileyen sorunlara stratejik yanıtlar geliştirmek şeklinde özetlenebilir. 

Toplantıda Türkiye, Avrupa ve diğer Akdeniz ülkelerinden çok sayıda devlet adamı, parlamenter, diplomat, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum temsilcisi bir araya geldi.