Hakan Baş’la ‘’Girişimcilik’’ ve ‘’Moda’’ üzerine

Röportaj: SUmoda Kulübü

SUmoda, Sabancı Üniversitesi Moda Kulübü olarak Lidyana.com’un CEO’su, Türkiye’nin başarılı ve genç iş  adamlarından biri olan Hakan Baş’la "Girişimcilik" ve "Moda" üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

Başlangıçta ilk etkinliğimiz olduğu için biraz heyecanlıydık ancak heyecanımız Hakan Bey’in rahat enerjisiyle yatıştı ve ortaya keyifli bir sohbet çıktı.

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Hakan BAŞ kimdir?

Beni tanıyın :) 1983 doğumluyum. Üsküdar Amerikan Lisesi, Cornell Üniversitesi ekonomi bölümü mezunuyum. Sonrasında Yale’da MBA eğitimi aldım. Cornell’le Yale arasında üç yıl Bank of America, Raymond James ve Merrill Lynch’de yatırım bankacılığı yaptım. 2010’da Yale’den mezun olduktan sonra Türkiye’ye döndüm. Yirmi günlük bir garanti bankası deneyimi sonrasında kurumsal hayatta yapamayacağımı anlayıp yirminci günde istifa edip, Peakgames’in kurucu ortağı oldum. 2011 Mart'ta Krombera, 2012 Şubatta Lidyana’yı kurduk. Daha sonrasında Anibera, Probera ve Berabera animasyon, prodüksiyon ve pr ajansını kurduk.bHepsinin kurucu ortağıyım. Bunun dışında eski milli rekortmen yüzücüyüm ve Türkiye Girişimcilik Vakfı kurucu yönetim kurulu üyesiyim. Aynı zamanda Fenerbahçe Kongre üyesiyim :)

Peki, Lidyana nasıl kuruldu? Co-founding bir e-ticaret şirketi olduğunu biliyoruz, kuruculardan bir tanesi de Arda Turan ve bu yönüyle dikkat çekiyor.

2010’da Peak Games’le dijital tarafa geçtim. Peak Games’ten sonra Krombera dijital pazarlama şirketiyle ticaretin artık geleneksel taraftan bu tarafa kaydığını farkedip e-ticaret alanına yönelmeye karar verdik. "Celebrity  Endorsement" yani ünlüleri kullanarak pr ve pazarlama yapalım, çevremizi kullanalım dedik. Arda’nın o anlamda zaten çok büyük etkisi var. Kurucu ortaklarımız arasında da Sina Afra (Markafoni kurucusu), Nevzat Aydın (Yemek Sepeti kurucusu), Arda Turan, iki tane de büyük ailenin bizim yaşıtımız fertleri var Saffet Ulusoy ve İsmet Öztanık. Hem tedarikçi hem celebrity anlamında bize çok büyük faydaları oldu, hem de üçüncü part yani lojistik firması, yazılım firması... İşte kiminle çalışacaksak onların network'u bize çok büyük fayda sağladı. Takı sitesi olarak başladık. Takı sitesi olarak başlamamızın sebeplerinden biri moda tarafında ayakkabı ve kıyafet alanında çok güçlü oyuncular vardı. Onlarla ilk başta rekabet etmemiz zor diye takıyı seçtik. Takıda algısı yüksek yerlerden başladık. Yani sattığımız markalar Tiffany, Kısmet by Milka, Cem Lokmanhekim gibi hep designer markalar.Dolayısıyla kitlemiz de hep gelir düzeyi yüksek kesim oldu. Marka algısı yukarıda konumlandı. Lidyana’dan alışveriş yapmak ‘trend’ haline geldi. Daha sonrasında baktık işler iyi gidiyor; çünkü çok ciddi bir geri dönüş aldık yaptığımız pr aktivitelerinden dolayı, biz de takının dışına çıkmaya karar verdik. Önce saat ve güneş gözlüğüyle başladık sonra kozmetik ve en son giyim-kıyafet satmaya başladık. Şu anda Lidyana’nın %13ü takı, diğer asıl kısımlar giyim ve ayakkabıdan oluşuyor.

"Yirmi günlük bir Garanti Bankası deneyimi sonrasında kurumsal hayatta yapamayacağımı anlayıp yirminci günde istifa edip, Peakgames’in kurucu ortağı oldum."


Lidyana şu anda alışveriş siteleri arasında iyi bir tanesi. Peki alışveriş siteleri içerisinde öncesiyle bugün arasında kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Örneğin siz Lidyana’yı kurduğunuz dönemlerde zaten top noktada olan Markafoni, Trendyol gibi siteler vardı. Şimdi siz de onlarla birlikte anılmaya başlandınız.

Onlar ayrı ligdeler. Yani Markafoni, Trendyol falan onlar "private shopping" sitesi yani eski sezon ürünlerini %90’lara varan inkontularla satan outlett mağazalar, bizimki yeni sezon ürünlerini full-prise satan bir yapı. Onların kendi aralarında aslında konumlandırılmaları lazım. Hacimleri bizden çok daha yüksek ama iş modelleri olarak bizimki çok daha sağlıklı çünkü mancımız daha yüksek ve hem tedarikçi hem müşteri tarafında algı konumlandırması çok önemli çünkü zamanında 2009’da hatırlıyorum private shopping siteleri bir tane Converse’i 20 TL’ye satıyorlardı. Sonra Converse ertesi sezon bu ürünü kendi mağazasında 200 liraya satmaya çalışıyor. İnsanların kafasındaki Converse imajı- ki çok trendti Converse Türkiye’de- bir anda yerlebir oldu. Bence en büyük sebeplerinden biri bu. Markalar için başta iyiydi tabii; yani depoda ellerinde kalmış ürünler, yer açmaları gerekiyor kendilerine yani stok maliyeti boşu boşuna, ama bir yerden sonra stokları bitti. Yani oraya verebilmek için yeni üretmeye başladılar. Bizim iş modelimiz sürdürülebilir bir model yani yeni sezon ürünü, sezonda üretiliyor ve bize satılıyor. Aynı fiyata satılıyor. Bizim kendimizi konumlandırmamız bu yüzden Markafoni, Trendyol, Limango’dansa Modagram işte Markafoni’nin  Enmoda’sı , Çiçek Sepeti’nin  Mizu’suyla olabilir. Tabi aynı model dememin tek sebebi sezon ürününü sezon fiyatına satması. Onun dışında biz LC WAİKİKİ, DEFACTO satmayız mesela, takıyı zaten domine ettik. Takıların %50si de sadece Lidyana’da olan markalar. Çoğu ya yerli ya yabancı tasarımcı ürünü ya da revaçta markalar.

"Lidyana’da herkes bana takım kaptanı gibi bakıyor yani patronluk değil, hepimiz aynı tayfadayız."

Ben size özel bir soru soracağım. Bir konuşmanızı okudum Üsküdar Amerikan Lisesi mezuniyet konuşmanızı, orda eski yüzücü olduğunuzdan bahsetmişsiniz ve antrenman zamanlarınızı anlatmışsınız. Genç yaşta bu kadar başarılı olmanız acaba o zamanki işte saat 5’te kalkıp okuldan önce antrenman yapmanıza vs. disiplinine mi bağlı?

Yani o disipline eden bir şey yani sporculuğun getirdiği bir şey var; takım oyunu... Bir de ben takım kaptanıydım; liderlik. Yani on üç yaşında milli takım kaptanı olarak yarışa gitmek, öteki çocuklar matematik çalışırken oley 80 aldım derken, senin milli takım formasını giyip Almanya’da ülkeni temsil eden takıma kaptanlık yapıyorsun yani çok çok farklı bir sorumluluk ve bana takım oyununu çok çok iyi öğretti. Yani aslında yüzme bireysel bir spor olarak geçiyor ama sonuçta takım olarak şampiyon oluyorsun, yarış yapıyorsun. Orda hem takım arkadaşlarımızlar ilişkiler, hem hocayla ilişkiler kurmayı öğreniyorsun. Hayatta en önemli şey zaten ilişki. Şirket kurduğun zaman yatırımcınla ilişkin, çalışanlarla  ilişkin, tedarikçiyle ilişkin ve müşteriyle ilişkin var. Tedarikçini memnun tutman lazım ki ürün al, mancın yüksek olsun, geç öde. Yatırımcınla ilişkinin iyi lazım ki ortaya para koysun, çalışanınla iyi olsun ki çalışsın adam. Bir de üçüncü partner var tabii lojistik firmasıdır vs. onlarla da iyi olması lazım. Geçmişime bakıldığında okul arkadaşlarımdan ziyade yüzme arkadaşlarımla olan ilişkimi hatırlıyorum – yani kampa gidiyorsun, sabah 4’e kadar berabersin, gece 5’te berabersin; o çok bizi yakınlaştıran, kaynaştıran bir şey- Bir şirketin kurulmasında, start-up’ta da takım oyunu çok önemlidir. Ben de bunun faydasını çok gördüm yani disiplin açısından takım oyunu açısından. 

"Celebrity Endorsement’’ şirketisiniz. Gerçekten çok iyi isimlerle çalışıyorsunuz, bu nasıl başladı? Bir yerden başlayınca devamı mı geldi?

Arda’nın olması, Saffet’in olması bunda önemli tabii. Arda’nın eski kız arkadaşı Sinem Kobal’dı, Sinem’le çalışıyorduk. Burcu Esmersoy Saffet’in arkadaşıydı, onunla çalışıyorduk. Şebnem Çapa vs. sosyetik isimlerle çalıştık, onlar benim çok yakın ablalarım gibi. Tabii onlar referans noktası oluyor bir kere. Gidiyorsun Tuğba Ünsal’a diyorsun ki o zaman bak Burcu’yla yaptık güzel oldu, seninle de yapalım... öyle öyle... Buse (Terim) benim çok eski arkadaşım onunla yaptık ki Buse’yle Lidyana birbirini büyütmüştür. Yani toparlamak gerekirse siz düzgün projeyle giderseniz herkes sizinle çalışmak ister zaten, kim olduğu çok da önemli değil.

SUmoda kimdir?

SUmoda, Sabancı Üniversitesi Moda Kulübü adı altında, 2015 Mart ayında açılmış, çok yeni bir kulüp olmasına rağmen emsallerinden daha inovatif ve kariyer odaklı duruşuyla 300 aktif üyeli, Türkiye'nin en aktif üniversite moda kulüplerinden biri oldu.

Kulüp üyeleri kampüs içinde ve dışında moda odaklı workshoplar, söyleşiler, defilelere ve İstanbul Fashion Week'e katılımlar, moda dünyasının farklı alanlarından önemli isimlerle röportajlar gerçekleştiriyor. Hem yayınsal hem faaliyetsel olarak varlığını sürdüren bir kulüp olan SUmoda'nın en büyük özelliği her ne tarza ve ilgi alanına sahip olursa olsun, üyesi olan, modaya ilgi duyan herkesin kendine yer bulabildiği kapısı herkese ve her yeni fikre açık bir kulüp olmasıdır.

Kulül etkinliklerini aynı zamanda sosyal medyadan Facebook ve instagram sayfalarından takip edebileceğiniz SUmoda, kurucu yönetim kurulu ve renkli üyeleriyle başarısına başarı katarak yoluna devam ediyor.