18-24 Nisan Dünya Geri Dönüşüm haftasıydı. Gelin hep birlikte Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi 2018 mezunumuz Aybike Tombak'ın "Sürdürülebilir Moda" konulu yazısını tekrar okuyalım.
Yazan: Aybike Tombak / Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi 2018 mezunu
İçinde bulunduğumuz 18-24 Nisan haftası Dünya Geri Dönüşüm haftası. Moda dünyası, duyarlı çevreler sürdürülebilir ve yeşil modanın önemine dikkat çekiyor. Peki nedir sürdürülebilir moda ve neden gerekli?
Günümüz dünyasında tüketim ve lüks çılgınlığı hızla yayılıyor ve yaşam biçimimiz haline geliyor. Moda sektöründe her marka, her sezona birer tane olmak üzere yılda dört tane kreasyon çıkarıyor, bu sayı mikro sezonlarla birlikte altıya çıkıyor.Kadın ve erkek modası her sezon büyük bütçelerle hazırlanıyor kitlelere sunuluyor. Milyonlarca üretim yapılıyor; o sezon geçtiğinde hepsi çöpe gidip yenileri yapılıyor. Bu kısır döngü artarak bu şekilde devam ediyor.
Moda endüstrisi petrol endüstrisinden sonra dünyada en çok kirliliğe yol açan ikinci endüstri!
Tüketim çılgınlığı bu raddede devam ederken dünya göz ardı edilemeyecek bir problemle karşı karşıya kalıyor;kirlilik. Moda endüstrisi petrol endüstrisinden sonra dünyada en çok kirliliğe yol açan endüstri. Yalnızca bir tişört üretiminde 2720 litre su kullanılıyor ki bu miktar normal şartlar altında bir kişinin üç yılda içtiği su miktarına tekabül ediyor. Buna boya tekniklerinden kaynaklanan su kirliliği ve ekosisteme zarar veren hammadde üretim bilgileri de eklenince dünyaya ve çevreye verilen hasarın boyutu çok büyük oluyor.
Bu konu dünyada da yavaş yavaş yankı uyandırmaya başladı. Çözüm ise şu:“Green fashion”. Bu mottoyla vakıflar kuruluyor, farkındalık çalışmaları yürütülüyor. Moda dünyasında son zamanlarda “eco-friendly”(çevre dostu) tasarımcılar ve markalar türedi. Dahası Nike, Adidas, H&M ve Stella McCartney gibi rantı yüksek markalar da kampanyalar yürütmeye ve şirket mottolarını bu yönde değiştirmeye başladılar. Üretim şekillerini ve boyama tekniklerini doğaya en az zarar verecek şekilde değiştirdiler.Pamuk gibi su düşmanı veya polyester gibi doğal kaynakları sömüren kumaşlar hammaddeleri yerine; bambu, keten, kenevir gibi daha az su tüketen bitkileri kullanmaya başladılar. Dünyanın bu aslında “Küresel Isınma” kadar önemli ve tehlike arz eden konuyla ilgili adımlar atmaya başlaması durumun ne kadar ciddi olduğunun göstergesi.
İşin alım gücü boyutu: Bundan 20 yıl sonra 1.000 liraya aldığınız bir çantayı 100.000 liraya almak hayal olacak.
Durumun çevresel olduğu kadar ekonomik ve sosyal boyutu da var. Tüketim bu hızla devam ederse yalnızca doğa ve kaynaklar değil endüstri de buna bir yere kadar cevap verecek. Üretimde maaliyeti düşürmek için ucuz işçi ve çocuk işçi çalıştırılması dünyanın göz ardı edilemeyecek bir sorunu. 3. Dünya ülkelerindeki tekstil işçileri fabrikaların iyileştirilemeyen koşullarında neredeyse bedavaya çalıştırılıyor. 3 sene önce Bangladeş’te bir fabrikanın kötü koşullar sebebiyle çökmesiyle 1133 kadın işçi hayatını kaybetti. Tarihe 24 Nisan Rana Plaza olarak geçen bu olay 2013’ten beri ‘Moda Devrimi’ günü olarak anılıyor. Moda devrimi olarak başlatılan bu harakette duyarlı çevreler büyük markalara şu soruyu soruyor: Who made my clothes?