#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burak Gökgür oldu.
"Eğer bir insan sinerjiyi, hareketi, hayatla iç içe olmayı, aynı zamanda kendini geliştirmeyi, daha önce de söylediğim gibi bu interdisiplinar yapıyı seviyorsa, hayattan hem keyif almayı hem öğrenmeyi istiyorsa, bunlar için Sabancı Üniversitesi tek adres diyebilirim"
Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burak Gökgür
MÜ-ED: Merhaba, şu anki çalışma alanınıza sizi yönlendiren ne oldu?
BG: Doktoradaki hocalarım oldu. Danışmanım bana böyle bir alan olduğunu, perakende operasyonları olduğunu söyledi. Ben de bunlardan bir haberdim, araştırmaya başladım. Esasında tamamen içinde olduğumuz bir dünya olduğunu fark ettim. Yani kampüsün içindeki Şok'a girdiğiniz zaman bile, o raflarda gördüğünüz fiyatları, indirimleri esasında ayarlayan ve kararlarını veren bizler oluyoruz. Böyle bir dünyanın bizle beraber olması da beni bu alana teşvik etti.
MÜ-ED: Sabancı Üniversitesi'ne gelişiniz nasıl oldu?
BG: Ben doktoradan geçen sene mezun oldum. Esasında dünyanın her tarafına başvurdum ve başka teklifler de aldım fakat Sabancı Üniversitesi bir dünya üniversitesi. O yüzden Sabancı Üniversitesi'ni tercih ettim diyebilirim.
MÜ-ED: Sabancı Üniversitesi'ne katıldıktan sonra üniversite veya kampüsle ilgili öğrenip şaşırdığınız bir şey var mıydı?
BG: İsimlere şaşırdım. SU hep kullanılıyor, ilginç ve güzel geldi. Kütüphanenin bilgi merkezi olmasına şaşırdım. Öğrenci işlerinin ÖK olmasına şaşırdım. Sevdiğim bir şey var, burada herkes iç içe. Öğrenciler ve fakülte iç içe. Bu sinerji üniversitede güzel bir şey.
MÜ-ED: Sizce yönetim bilimlerini işletmeden ayıran nedir?
BG: Bunun Türkçe'ye çevrilmesinden kaynaklı bir durum olduğunu düşünüyorum. Çünkü, yurtdışına baktığımız zaman bu management gibi bölümlerin hepsinin endüstri mühendisliği metotlarını, yöntemlerini, işletme problemlerini uygulama gibi bir durum oluyor. Türkiye'de ise en başta endüstri mühendisliği adı altında mekândan çıkıyor. Yurtdışında ise bu tamamen perakende, işletme tarafında. Burada ayıran kısmı şöyle söyleyebilirim; biz biraz daha operasyonel, daha mikro düzeyde bakıyoruz bu programlara. Ama genel çerçeveyi düşünürsek burada finans, pazarlama, birçok şey var. Bunlar daha uzun, stratejik kararlar alırlarken, biz daha çok kısa dönemli ya da operasyonel kararlar almayı sağlıyoruz.
MÜ-ED: Endüstri Mühendisliği ve Yönetim Bilimleri hangi noktalarda kesişir, sizce endüstri mühendisliği okuyanlar bu alana yönelebilir mi?
BG: Lisans alanında farklılar doğru, çünkü endüstri mühendisliğinde matematik altyapısı daha güçlü bir eğitim veriliyor. İşletmede ise o kadar detaya inilmiyor. Ben de çok bilmiyorum, dışarıdan bir gözlem olarak söylüyorum bunu, çünkü lisans ve yüksek lisansımı endüstri mühendisliği üzerine yaptım. Doktorada ve ilerleyen zamanlarda ise kesişiyor tabi ki çünkü endüstri mühendisliği de işletmenin bir problemine, bir departmanına bakıyor. Bakılan problem olarak çok farklı olduğunu düşünmüyorum ama bakılan perspektif açısından oldukça farklı olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi işin içine bir operasyon katıldığında endüstri mühendisliğine ihtiyaç var. Yani detayına inersek; talep planlama, fiyatlandırma politikası gibi konularda matematik işine giriyor ve bir endüstri mühendisliğine ihtiyaç oluyor. Ne yazık ki sadece işletme görmüş birisi için sıkıntı olabiliyor bu konuda. Ama temelde perspektif farkı dışında çok da bir fark görmüyorum.
"MGMT201 dersi bir işletme ya da yönetim bilimleri fakültesi
öğrencisinin uzun dönemde izleyeceği yolun kısa bir özeti"
MÜ-ED: MGMT 201 dersinden bahsedebilir misiniz?
BG: MGMT201 dersi bir işletme ya da yönetim bilimleri fakültesi öğrencisinin uzun dönemde izleyeceği yolun kısa bir özeti gibi oluyor. Çünkü öğrenciler burada pazarlama, finans, operasyon başlıkları altında belirli bazı konuları görüyorlar. Ve bu da çok introductory (giriş) seviyesinde oluyor. Daha sonra bu öğrendikleri “nedir? Ne değildir?” özet bilgiler çerçevesinde bir ders projesi geliştiriyorlar. Bu bir startup projesi ya da merak ettikleri bir fizibilite projesi olabilir. Bu şekilde hem bu fakülte ne oluyor diye biraz terminoloji öğreniyorlar, hem de bir ısındırma dersi diyebiliriz.
MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?
BG: Eğer bir insan sinerjiyi, hareketi, hayatla iç içe olmayı, aynı zamanda kendini geliştirmeyi, daha önce de söylediğim gibi bu interdisiplinar yapıyı seviyorsa, hayattan hem keyif almayı hem öğrenmeyi istiyorsa, çok klasik bir cümle oldu ama bunlar için Sabancı Üniversitesi tek adres diyebilirim.
"Neden sorusunu zoraki soruyorsanız akademisyenlik biraz
zor ve sıkıcı. Çünkü sektör ile akademik hayat baya farklı."
MÜ-ED: Akademisyen olmaya nasıl karar verdiniz?
BG: Ben akademisyen olmaya çok erken karar verdim. Üniversitenin ikinci sınıfında bizim zorunlu stajımız vardı. Bu stajda da gördüm ki, hatta derste de kendime çok kez soruyordum, şimdi çok şey öğreniyoruz evet ama dışarıda dünya böyle değil. Kurulu bir sistem var, biz bu sisteme girip bir tool olacağız. Biz bu kullandıklarımızı, gördüklerimizi kullanamayacağız. Ve ondan sonra dedim ki neden akademisyen olmuyorum ki? Zorunlu stajdan sonra bir de opsiyonel staj yapıp başka da hiç staj yapmadan sektör kariyerini hiç düşünmeden akademik kariyerime devam etmeye karar verdim. Hatta stajlarım bittikten sonra yaz okulunda gönüllü olarak asistanlık yapmaya başladım ki bu konuda biraz tecrübe kazanayım diye. O yüzden hiçbir sektör kariyerim olmadan akademisyen olmaya genç yaşta karar verdim diyebilirim. Buradaki en önemli şey “Neden?” sorusunu cevaplarken keyif almak. Neden sorusunu zoraki soruyorsanız akademisyenlik biraz zor ve sıkıcı. Çünkü sektör ile akademik hayat baya farklı. Sektöre bakıldığında dışarıdan daha hareketli görünüyor ama akademik hayatta da neden sorusunu keyifli bir şekilde sorabiliyorsanız gayet güzel bir şey.
Akademisyene Sor: Burak Gökgür
Burak Gökgür kimdir?
Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burak Gökgür hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın.
#AkademisyeneSor nedir?
Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. #AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.