Kurumsal Yönetim Forumu, 24 Kasım’da Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye ofisi tarafından düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Neredeyiz?” konferansı ile '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından düzenlenen özel webinarda İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi’ni anlattı.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, Kadının Güçlendirilmesi Projeleri Yöneticisi Sevda Alkan, buluşmalarda, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Sabancı Vakfı’nın desteklediği İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi kapsamında gerçekleştirilen araştırmanın ve projenin çıktılarını paylaştı.
Etki araştırması kapsamında çalışanlara yöneltilen, bir kadın şiddete maruz kalıyorsa nerelerle paylaşmalı sorusuna 2014 yılında yüzde 17 oranında “Kendi kendine çözmelidir” yanıtının verildiğini belirten Alkan, bu oranın 2019 yılında yüzde 2’ye gerilediğine dikkat çekti.
Alkan’ın paylaştığı bilgilere göre genel olarak erkeğin psikolojisi ve toplumun ataerkil yapısı ile ilgili nedenleri 2019 anketinde, 2014’e göre daha çok kişi tarafından seçildi. 2019’da başvurulması en çok önerilen mercilerin sosyal hizmet uzmanları/kadın kuruluşları ve şiddet yardım hatları olduğu görülüyor. Bunların yanı sıra şiddete maruz kalan kadınlar “işyerindeki arkadaşlarından” veya “şirketin İK departmanı çalışanlarından” destek almalıdır” diyenlerin oranında da artış görülüyor.
“Bu sonuçlar 2019 anketine katılanların toplumsal cinsiyet anlayışları konusunda daha bilinçli hale geldiklerini ve ataerkil anlayışı aile içi şiddetle daha fazla ilişkilendirdiklerini ortaya koyuyor” diyen Alkan; toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin, çalışanların ayrımcı kelimeler hakkında bilinçli hale gelmesinin, ev içi rollerin paylaşılması gibi konularda farkındalıklarının artmasını sağladığını ifade etti.
Araştırmanın sonuçlarının Türkiye’de iş dünyasının aile içi şiddet konusunda aktif rol alması gerektiğine dair veriler sunduğunu söyleyen Alkan, şirketlerde uygulanmak üzere “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle ilgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” geliştirdiklerini ve böylece iş yerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla kadına yönelik şiddete hoşgörü göstermeyen bir iş kültürünün geliştirilmesinde mekanizmaların yaratılmasını hedeflediklerini kaydetti.
Alkan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu rehberi uygulayarak bugün itibariyle 70’den fazla şirket, çalışanlarının ev içinde maruz kaldıkları şiddete yönelik politikalar geliştirdiler ve destek mekanizmaları oluşturdular.
Bu destek mekanizmaları temel olarak;
- Ek ücretli izin
- Psikolojik ve hukuki destek hizmetleri
- Olağanüstü kişisel durumları da göz önünde bulunduracak kişiye özel performans değerlendirmesi
- Şirkette toplumsal cinsiyete dayalı şiddet üzerine farkındalığı arttıracak eğitimler
- Toplumsal cinsiyet eşitliğinin değeri üzerine devam eden iç ve dış iletişim
- Toplumsal cinsiyet eşitliği ve özellikle de yakın partner şiddetinin bir iş yeri meselesi olarak kabul edilmesi ve tepe yönetimlerin bu konularla ilgili iletişim süreçlerine dahil olması.
Tüm bu araştırmalar ve şimdiye kadar yaptığımız çalışmalar kapsamında, şirketler oluşturdukları politikaları sadece yazılı olarak tutmayarak, eyleme de dönüştürebildiler. Projeye dahil olan şirketler, aile içi şiddetle mücadeleyi, kurumsal sosyal sorumluluk olarak değil bir iş yeri prosedürü olarak ele aldılar.
Kadınların iş hayatında tam anlamıyla var olmalarını sağlamak, özel sektör açısından daha güçlü ekonomiler kurmak, insan hakları ve sürdürülebilirlikle ilgili uluslararası hedeflere ulaşmak için şiddete maruz kalan kadınlara yönelik iş yeri politikaları ve destek mekanizmaları geliştirerek iş dünyası önemli bir rol üstlenebilir.”