Selim Birsel'den 20 Yılın Hikayesi

Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile  üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.

Her hafta isme göre alfabetik sıra ile yer verdiğimiz röportaj serisi “20 Yılın Hikayesi”nin konuğu bu kez Selim Birsel oldu.

Selim Birsel 4 Ocak 1999 tarihinden beri Sabancı Üniversiteli. 21 yıldır Sabancı Üniversitesi’nde Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor. 

Selim Birsel’in, sorduğumuz  dört soruya verdiği cevaplarını aşağıda okuyabilirsiniz…

Sabancı Üniversitesi ile ilk tanıştığınız zamandan aklınızda kalan kısa bir anı/izlenim var mı?

S. B: Sabancı Üniversitesinde ilk işe başladığımda tüm üniversite Karaköy’de Minerva Han binamıza sığıyordu, her kat bir fakülteye ayrılmıştı. İlk katıldığım toplantı yılbaşı sonrası Rektörümüz Tosun (Terzioğlu) Beyin yaptığı bir Üniversite toplantısıydı ve tümümüz bir toplantı salonuna sığıyorduk. Aslında bir avuç insandık. 1999 yılında artık bir plan değil, o yıl açılacak bir Üniversite için çalışıyorduk.    

20 yıl önceki haliniz ile 20 yıl sonraki haliniz arasındaki fark ve bu süre içinde Sabancı Üniversitesi’nin size kattıklarını anlatır mısınız?

S. B: 20 yıl önce haliyle daha gençtim. Bazı konularda deneyimsiz de olduğumu hatırlıyorum. İlerleyen yıllar içerisinde birçok alanda deneyim kazandım ve bazı düşlerimi gerçekleştirme imkanı buldum. 

20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi dendiğinde aklınıza gelen nedir? Bundan 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi için hayaliniz nedir? Kendinize ilişkin hayaliniz nedir?

S. B: Kaliteli, düşünen sorumlu bireyler. Dünyada örnek teşkil edebilecek ve okumak isteyenlerin ilk tercihleri arasında bulunabileceği bir üniversite olarak düşlüyorum. Bundan 20 yıl sonra artık Üniversitede çalışıyor olmayacağım. Sanırım bana yaşama huzuru verebilecek araştırmalarımı, sanatımı yapabileceğim bir alanda, bir yerde olacağımı düşleyebilirim, ara sıra balıkta tutabilirim belki.   

Yolunuz Sabancı Üniversitesi ile kesişmeseydi nerede ve nasıl olurdunuz?

S. B: Bu soruya cevap vermem çok zor cidden bilmiyorum. 

Geçmişte kalmış bir hayatımı düşünmektense şimdiye ve ileriye bakıp düşlemeyi tercih ediyorum sanırım.