#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri oldu.
"Kendimi nasıl geleceğe hazırlayayım derken yapacağın en iyi şey, başka fikirlere de açık olup kendi alanını çok iyi öğrenmek..."
Röportaj: Merve Üre ve Ecem Dinçdal
MÜ-ED: Merhaba öncelikle, bize matematiği kendi kelimelerinizle nasıl anlatırsınız ve akademik hayatınızın dönüm noktası ne oldu?
CG: Benim için çağrıştırdığı en büyük şey kendi kendime kalıp düşündüğüm zamanlar. Tanımlamak kolay olmasa da anahtar kelime olarak izolasyon ve düşünme geliyor aklıma, yoğun düşünme. Ayrıca zor kelimesini getiriyor aklıma ama bu kimseyi korkutmasın araştırma kısmında zorluklar olabiliyor ama güzel… Bir yandan da güzel kelimesi geliyor. Bilmiyorum herkes kendi işini böyle mi tarif eder ama işin sonunda ulaşılan tatmin, güzellik… Aklıma gelenler bunlar. Dönüm noktası ise, sanırım akademik alanda ilerleyeceğime 2.sınıfta karar vermiştim. Aldığım bir derste baya başarılı olmuştum, 1. sınıfta o kadar motive bir öğrenci değildim. 2.sınıfta ‘’dur biraz çalışayım” deyip sonuçlarını alınca tamam ben akademisyen olacağım demiştim.
MÜ-ED: 2001 yılından bu yana Sabancı’dasınız. Sizi buraya bağlayan şey nedir? Hem rektör yardımcılığınız hem de dekan yardımcılığınız süresince?
CG: Onlar çok sonra olan şeyler… 6-7 sene falan oldu tabi ama yine de. Ondan öncesinde buraya geliş hikâyemde tanıdığım akademisyenler üniversiteyi kuranlar arasındaydı ve bir de iyi okul olacağının ışığını bariz veren bir üniversiteydi. Beni bağlayan şey ise, tabi insan bir süre geçirdikten sonra o bağlılık hissi gelişiyor. Ne kadar zaman sonra oldu bilmiyorum ama buradaki kültürü seviyorum. Bunu yıllar geçtikçe daha iyi anlıyorum. Başka üniversiteler; bazılarını daha iyi biliyorum bazılarını arkadaşlarımızdan duyuyoruz, temel olarak sorunlara yaklaşım, kültür ki bu hocalarımız arasında da ya da yönetim olarak da yönetimde olmadığım zamanlarda da bunu hissediyordum.
MÜ-ED: Matematik yan dalı iş hayatında bir faktör olduğunu söyleyebilir miyiz ve hangi bölümler yapmalı?
CG: Bence matematik seven, yapmak isteyen herkes yapmalı. Yani daha çok yapan programlar var. Ekonomiciler, bilgisayarcılar daha çok yapıyor. Bunu bana yüz yüze soranlara da söylüyorum istiyorsan buyur yap. Yalnız şöyle bir durum oluyor; şu ana kadar gördüğünüz şeyle üniversite 1 ve 2. sınıf hele de lise matematiği, 3. sınıf düzeyindeki daha soyut matematik ile daha farklı şeyler oluyor. Bazı insanlar çok iyi matematik yapabiliyorlar ama o zaman da farklılık hoşlarına gitmeyebiliyor. Deneyip görmek gerek. İspat yapıyorsun mesela az önce söylediğim soyut matematikle ilgili olarak, kimisinin hoşuna gidiyor hadi daha çok yapayım diyor kimisi ise sevmiyor. Onu ancak yaparak görüyorsun. Dolayısıyla ders almak lazım. İş hayatında ise geçmişte bir mülakata girdiğinde mesela finans doktorasında Amerika’ya gittiğinde “Ooo evet reel analiz dersi almışsın.” gibi övücü şeyler duyduğunu söyleyen mezunlarımız oldu. Bilgisayarcılar için de önemli ve onların gelişimine katkıda bulunan bir şey matematik yandalı. Ama direkt iş bulmanı kolaylaştırır mı diye söyleyebileceğimi sanmıyorum. Genel olarak insanı zenginleştiren bir şey olduğunu söyleyebilirim.
MÜ-ED: Peki hocam neden Mat101 dersi vermiyorsunuz? Amfi sizi özledi.
CG: Veriyorum aslında. Bu yıl denk gelmedi sadece. Şimdiye kadar hep verdim.
MÜ-ED: Galiba yine bir ara başka hocalar veriyordu diye hatırlıyorum.
CG: Kendimi bildim bileli veriyorum galiba. Sanırım seneye dönerim.
MÜ-ED: Peki şu an başka bir bölüm okusaydınız bu ne olurdu?
CG: Bu soru Sabancı Üniversitesi’nin hoşluklarından birini aklıma getiriyor. Kendim okuduğum dönem Amerika da dahil diğer meslekler hakkında pek bir fikrim olmuyordu. Biz de bildiğiniz gibi koridorda da görüyorsunuz yanımda biyolog bir arkadaş yanında endüstrici, mekatronikçi hep iç içeyiz, öğreniyoruz bu şekilde. Zaten bunu amaçlayarak böyle bir fiziksel yapı geliştirmiş. Ben bilgisayar bilimiyle uğraşan hocalarla konuşurken o iş ilgimi çekiyor. Yaptığım işlerin de bir miktar alakası var yani matematikte uğraştığım problemlerin. Teorik bilgisayar bilimiyle biraz da elektroniğin teorik kısmıyla alakası var. Ama şu alet nasıl olur ne güzel yaparım dediğim olmuyor hiç.
"Kendimi nasıl geleceğe hazırlayayım derken yapacağın en iyi şey;
kendi alanını çok iyi öğrenmek
ve başka fikirlere de açık olup öğrenmek olabilir"
MÜ-ED: Şuanda teknoloji çağında yaşıyoruz bilgisayardan söz etmişken. Peki sizce geleceğin mesleği ne?
CG: Çok zor soru bu. Bilgisayarın ilgi çektiği açık, bizim burada da görülüyor. Bizim burada endüstri mühendisliği de senelerdir öğrencilerin çokça rağbet ettiği bir bölüm. Yani bariz birçok yerde verilen cevaplar vardır; biyoteknoloji, biyomühendislik çok net. Bizim de burada çok ağırlık verdiğimiz ve aslına bakarsanız bilgisayarla ilgili hemen her gün gazeteyi açan birinin haberde gördüğü yapay zekâ, makine öğrenmesi gibi doğal olarak popülerleşen konular var. Ama genel olarak teknolojiyle alakalı şeylerin ileride rağbet göreceği açık. Ama bu illa bilgisayar olmak zorunda değil, elektronik ve mekatronik de olabilir. Ama bunların sosyal bilimlerle etkileşimi de git gide artıyor ve artmayı da sürdürecek. Hangi sosyal bilimler dersek de sınırı yok benim gördüğüm kadarıyla. Şu anda psikologlarla biyologlar, yapay zekâyla ilgili çalışanlar beraber çalışıyor. Gelecek senelerde belki başkaları da katılacak. Ya da business çalışanları teknolojiyle ilgilenecek data science gibi... Ama sanırım bu sorunun motivasyonu şu olmalı; kendimi nasıl geleceğe hazırlayayım derken yapacağın en iyi şey; kendi alanını çok iyi öğrenmek ve başka fikirlere de açık olup öğrenmek olabilir. Bir de belki 20 sene sonra şuan adını bilmediğin meslekler olacak öğrenebilmen adapte olabilmen için öğrenebilmeyi öğrenmen gerekir.
"Sabancı Üniversitesi’nin %40'ı ilk kayıt olurken "istediğin bölüm ne?"
sorusuna verdikleri cevapları deklarasyonda değiştiriyor."
MÜ-ED: Üniversitemizin bölüm seçme özgürlüğü hakkında öğrencilere ne gibi tavsiyeleriniz olur?
CG: Bir kere değiştirme hakkı var dolayısıyla çok stres olacak bir şey yok. Bir de deklarasyona kadar bir sürü vakit var, ders alabiliyorsun belki daha önemlisi etrafındaki üst sınıf öğrencilerle konuşuyorsun, hocalardan fikir alıyorsun. Netleştirmeden önce olabildiğince çok insanla konuşmak bence önemli. Gerçekten hoşuna giden bir şeyi bulmak kolay değil, kendini ne kadar deklarasyonun sonuna kadar bekletirsen baya değişik dersler alabiliyorsun, bunu tavsiye ederim ve bu çok iyi bir imkan. Sabancı Üniversitesi’nin %40'ı ilk kayıt olurken "istediğin bölüm ne?" sorusuna verdikleri cevapları deklarasyonda değiştiriyorlar. Bazen istediklerine yakın bir bölümü bazen tamamen alakasız bir bölümü seçiyorlar. Bu iyi bir şey yaptığımızın kanıtı aslında. İnsanlarla deklarasyondan önce konuşmak, okumak önemli.
MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?
CG: Dediğim gibi kendi hissiyatımın, üniversitenin olaylara yaklaşımı hoşuma gidiyor. Bir öğrenci için başka bir üniversite çekici olabilir, ülkemizde başka iyi üniversiteler de var. Bizim program seçme özgürlüğümüzün çok önemli bir şey olduğunu düşünüyorum, gerçekten de liseyi bitirdiğinde verilen kararın çok da sağlıklı olma olasılığı yok. 2. sınıfa geldiğinde bile hala düşünüyor insan. Söylediğim bu öğrenmeyi öğrenme geldiğimden beri Sabancı Üniversitesi’nde konuşulan bir konudur. Birisi anlatacak ben öğreneceğim değil. Biri anlatsın ama sen kendin de öğrenmelisin. Bu yaklaşım ilk günden beri duyduğum bir şey. Bu da yaklaşım ve kültürle alakalı. İyi bir akademik kadromuz var. Bir üniversiteyi niye tercih edersin? İyi akademisyenleri vardır, ya da iyi imkanları vardır. Sabancı Üniversitesi bunlara sahip. Ek olarak, her okulu başkasından farklı kılan kültürün olduğunu düşünüyorum. Tavsiye ederim.
Akademisyene Sor: Cem Güneri
Cem Güneri kimdir?
Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın.
#AkademisyeneSor nedir?
Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor.
#AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.