Hülya Uçansu: Festivaller, İstanbul için bir vaha oldu

İstanbul Perspektifleri Söyleşi Serisi"nin Ocak ayı konuğu Hülya Uçansu: Festivaller, İstanbul için bir vaha oldu


Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri buluşturan "İstanbul Perspektifleri" söyleşi serisinin dördüncüsüne Uluslararası İstanbul Film Festivali Eski Direktörü (1983-2006) Hülya Uçansu konuk oldu. Uçansu, Türk sinema dünyasının gelişimi ve son yıllarını değerlendirdi

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri buluşturan "İstanbul Perspektifleri" başlıklı söyleşi serisi devam ediyor. Söyleşi serisinin dördüncüsü, “Şehrin Şenlik Hali” temasıyla Uluslararası İstanbul Film Festivali Eski Direktörü (1983-2006) Hülya Uçansu’nun katılımıyla gerçekleşti.

2018-2019 döneminde her ay gerçekleşecek söyleşi serisinde, İstanbul’un kültürel dokusunun 1980’lerden bu yana nasıl şekillendiğini ve dönüştüğünü öznel hikayeler üzerinden anlamlandırabilmeyi mümkün kılacak bir tartışma platformu yaratmak amaçlanıyor. Söyleşilerde; kentin kültürel dokusunun dönüşümü, mimarlık, görsel sanatlar, sanat piyasası, festival kültürü, sahne sanatları boyutlarını içeren farklı perspektiflerden ele alınıyor.

Bir dönüşümün eşiğindeyiz

Asuman Suner’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide, Hülya Uçansu, sinema tarihinin 30’lu, 50’li, 70’li ve 80’li yıllarından örneklerden başlayarak değişim tarihinden bahsetti:

“Toplumsal baskının en yoğun hissedildiği 70’li yıllarda dahi Türkiye’de yaşayan insanlar dünyanın 40 ülkesinden gelen hayatları görmeye başladılar ve festivaller İstanbul için bir vaha oldu. Bir ülkeyi uluslararası standartlara taşıyan temel taşlarından birisinin sinema gibi sanat unsurlarına verilen önemdir.”

Değişimin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Uçansu, on yıl öncesine kıyasla daha iyimser düşündüğünü; gençler ile teknolojinin birlikteliğiyle doğru bilginin paylaşılmasının umut verdiğini ifade etti. Beyoğlu’nun 80’lerde terkedilmiş bir çehreye bürünmüşken sonrasında nasıl canlandıysa bugün de böyle farklı bir dönem yaşandığını belirtti.

-