İstanbul Politikalar Merkezi-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi ve SU Gender iş birliğiyle “İstanbul Sözleşmesi: Dünü, Bugünü ve Yarını” başlıklı bir etkinlik gerçekleştirildi. Minerva Han’da düzenlenen etkinlikte, Türkiye’nin 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle başlayan tartışmalar ve bu kararın geçmiş ve gelecekteki somut etkileri ele alındı.
“İstanbul Sözleşmesi: Dünü, Bugünü ve Yarını” etkinliği; 2024 Mercator-İPM Misafir Kıdemli Araştırmacısı ve etkinliğin Onur Konuğu Feride Acar’ın “Bir Varmış... Bir Yokmuş: İstanbul Sözleşmesi ve Türkiye” başlıklı konuşmasıyla başladı. Acar, konuşmasında Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nin başlangıcında üstlendiği rol ve Avrupa Konseyi Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Ad-Hoc Komitesi (CAHVIO) başkanlığı dönemindeki deklarasyonuyla ilgili bilgiler verdi. Acar; Türkiye’nin 2012 yılında İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanması için büyük bir çaba sarf ettiğini ve Avrupa Konseyi üyelerinden 38 ülkenin sözleşmeye taraf olduğunu belirtti. Acar, 2021 yılında Türkiye’nin sözleşmeden çekilen ilk ülke olmasının ardından başlayan tartışmaları da değerlendirdi.
Acar’ın konuşmasının ardından; İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Gökçeçiçek Ayata, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Perihan Meşeli ve SU Gender’dan Gökçesu Özgül’ün katıldığı panele geçildi.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin sosyal yaşama etkilerinin değerlendirildiği panelde, “Sözleşme, kadın hakları açısından hukuki bağlamda ne gibi kazanımların önünü açtı? Yürürlükte olduğu dönemde emsal kararlar alınmasını sağlayan ve hak savunucuları için temel bir metin oluşturan Sözleşmeden çekilmenin ne gibi somut etkileri oldu?” gibi soruların yanıtları ele alındı.
İstanbul Sözleşmesi nedir?
Avrupa Konseyi tarafından kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetle mücadeleye yönelik hazırlanan ve 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi, pek çok açıdan önemli bir uluslararası belge olarak kabul ediliyor. Şiddetin önlenmesi için hukuki güvence sunan ve şiddete maruz kalanların korunması konusunda devletlere sorumluluk yükleyen İstanbul Sözleşmesi, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğini temel bir ilke olarak benimsiyor ve şiddetin çeşitli türlerini görünür kılıyor.
Sözleşme 2011 yılında İstanbul’da imzaya açıldığında ilk imzalayan ülke olan Türkiye, 2021 yılında sözleşmeden çekildi. Bu karar alındığından beri konuya dair pek çok tartışma devam ediyor.