Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Dekanı Canan Atılgan geleceğe ilişkin düşünce, görüş ve hedeflerini gazeteSU okuyucuları için paylaştı.
20. Akademik yılımıza başlamanın heyecanını yaşadığımız şu günlerde MDBF olarak hedefleriniz nelerdir?
C.A: Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemiz, Sabancı Üniversitesinin 20 yıllık vizyonu doğrultusunda, araştırmayı odağına alarak, yüksek eğitim-öğretimde mükemmelliği arayan konumunu yeniliklerle pekiştiriyor. Ana hedefimiz hem araştırma girdilerimizi ve çıktılarımızı daha da çoğaltmak, hem de bulgularımızın bilimsel camia ve toplum üzerindeki yaygın etkisini arttırmaktır. Burada önemli bir felsefemiz, araştırmalarımızın eğitimimizi de beslemesine özen göstermektir. İşte bu nedenle, öncü araştırmalar yapan hocalarımız, özellikle 1. ve 2. sınıftaki en temel derslerimizin içeriğinin ve aktarılış tarzının sürekli güncellenmesinde, yeni bilimsel bulguların derslere örnek olarak yansımasında da öncü rol alırlar. Disiplinler ötesi eğitim programımızı sürekli yenileyerek, takip eden değil başka kurumlara da ilham veren yapımızla, geleceğin profesyonellerini yetiştirmeye devam edeceğimize inancımız tam.
Üniversitemizin kurulduğu dönemden bu yana ulaştığı nokta ve fakülte hedefleriniz çerçevesinde baktığınızda ilerleyen zamanlarda ulaşacağınız konum hakkında neler söylemek istersiniz?
C.A: Mezunlarımız dünyanın önde gelen kurumlarında çalışıyorlar; çok sayıda akademisyen mezunumuz adımızın akademik camiada duyurulmasına önemli katkı veriyor. İlk mezunlarımız zoru başardılar - geçmişi olmayan bir kurumdan çıkmalarına karşın kısa sürede her alanda lider pozisyonlarına ulaşabildiler. Bilim insanları veri ile konuşmayı sever: 2000 yılı başında, Sabancı Üniversitesi MDBF adresli 10 yayınımız varmış. Bugün bu sayı 3.600’ü aşmış durumda; yayınlarımıza aldığımız atıf 60.000, bunların 10.000’i 2019’da olmuş. Bu örnekten de takip edileceği üzere, yeni mezunlarımız tanınırlığı müthiş artmış bir kurumun gücünü arkalarına almanın güveniyle ve ek avantajıyla geleceğe uzanıyorlar.
20 yılda, araştırmada binamıza sığamadık biliyorsunuz: Yaklaşık 10. ve 15. yıllarımızda SUNUM ve SU--IMC gibi iki yepyeni birim, MDBF hocalarımızın inisiyatifleri ile kuruldu ve kısa zamanda şimdiki saygın konumlarına ulaştı. Bu gelişmeler malzeme bilimi ile biyoloji bilimlerinde dünyadaki ilerlemelerle koşut gitti. 20. yılımız ve sonrasında ise, her bir dünya vatandaşının yaşam kalitesine dokunması nedeniyle veri biliminin tutmakta olduğu önemli konuma paralel olarak, MDBF de yeni bir Veri Bilimi Tezli Yüksek Lisansı programı, VERİM araştırma merkezi, son derece başarılı olan Profesyonellere Yönelik Veri Bilimi Yüksek Lisansı ve veri ile ilintili yüksek sayıda projeleriyle varlık gösteriyor. Sabancı Üniversitesi’nin dünyada bu alana insan kaynağı yetiştiren, bunun da ötesinde, alanı yönlendiren önemli kurumlar arasında yer alacağını öngörüyorum.
İnsana yaptığımız yatırımla, tüm paydaşlarımıza gösterdiğimiz özenle ve dünyadaki gelişmeleri yakın takibimizle Türkiye’deki öncü Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi olma konumumuzu arayı açarak koruyacağımızdan eminim. Hedefimiz, geleceğin meslekleriyle ilgili düşünce üreten birimlere geri bildirim de vererek, kendimizle birlikte ekosistemimizi de daha üst konumlara taşıyan bir fakülte olmaktır.
Önümüzdeki akademik yılda ne gibi yenilikler yapmayı planlıyorsunuz? Öğrencilerinize vereceğiniz bir müjde, yenilik haberi var mı?
C.A: Veri Bilimi Tezli Yüksek Lisans Programımızdan bahsettim. Ayrıca fakülteler arası yeni yandal programları üzerine çalışıyoruz; bunların müjdelerini projeler olgunlaştıkça vereceğiz. 2019 girişli öğrencilerimizden itibaren tüm programlarımız çift anadala açık hale geldi biliyorsunuz. Ancak programlar arası eğitimimizi, çift anadal veya yandal yapmayı tercih etmeyen öğrencilerimiz için de zenginleştirmek istiyoruz. Bu amaçla, çekirdek ders havuzlarımızı gözden geçiriyor, her bir program için öğrencilerimizin takip etmeyi tercih edebilecekleri farklı odak alanlar tanımlıyoruz. Güçlenen öğretim üyesi kadromuzla, bu tür disiplinler arası eğitimleri genetik kodumuzun parçası haline getirmeyi, temellerden fedakarlık etmeden, uzun yıllar geçerliliği olacak nitelikli diplomalar vermeyi amaçlıyoruz. Kuantum teknolojileri, siber güvenlik gibi konularda çalışan akademik kadromuzu zenginleştirerek, bu öncü alanlarda oluşturduğumuz nüvelerin etrafında örgün araştırma ve eğitim alanları açmak peşindeyiz.
Araştırma Üniversitesi bilinciyle, özellikle doktora mezunlarımızın, akademik dünyada tezlerinden ürettikleri nitelikli yayınlarla varlık göstereceklerinin farkındayız. Bunun için, araştırma olanaklarımızın da üst düzeyde olması, araştırmayı destekleyen bir atmosferi solumaları, özgün problemler için “beyin ısıtmaları” ön koşuldur. Şu günlerde lisansüstü öğrencilerimiz için, araştırmayı odağına alan çalışma ortamları yaratmak amacı güden bir proje içindeyiz. Öğrencilerin araştırma alanlarına göre gruplanarak oturduğu ofisler/laboratuvarlar oluşturuyoruz. Böylelikle, benzer alanlarda çalışan lisansüstü öğrencilerimiz, etkileşim halinde olabilecekleri, problemleri tartışabilecekleri modern ortamlara kavuşacaklar. Şu sıralar öğrencilerimizin bir kısmını bu amaçla önceki konumlarından ettik, geçici çalışma alanları gösterdik; ancak “büyük göç”ümüz tamamlandığında, daha keyifli mekanlara kavuşacaklarına ve araştırmalarına verimle odaklanacaklarına eminiz. Lisansüstü öğrencilerimizin yurtdışı kongrelere katılımlarını sağlamak için, araştırdığımız diğer vakıf ya da özel üniversitelerde olmadığı kadar “rekabetçi” boyutta fakülte desteği sağlamaya da başladık. Ayrıca, doktorasını tamamlayan öğrencilerimize dört aylık köprü fonlar oluşturduk; böylelikle kendilerine akademik kariyerlerine daha stressiz ve daha hazırlıklı başlama imkanı sunuyoruz. Öte yandan, başka kurumlarda doktoralarını yakın zamanda tamamlamış, ancak kalıcı bir pozisyona geçmeden önce bağımsız bir ortamda özgün fikirlerini hayata geçirmek isteyen genç araştırmacılara yönelik FENSFellow uygulamamız var. Bu yıl çalışmalarına başlayan ilk iki FENSFellow’umuz şimdiden çok başarılı sonuçlar elde etmeye, saygın dergilerde yayınlar yapıp projeler getirmeye başladılar.
Fakültenin tüm mensuplarına (öğrenci, akademisyen, idari çalışan) vereceğiniz mesaj ne olur?
C.A: Birlikte yaratmaya ve geliştirmeye devam! Bu vesileyle, kurucu rektörümüz Tosun Terzioğlu’nu saygıyla anıyorum. Fakültemiz bünyesinde faaliyetine önümüzdeki ay başlayacak olan yeni yüksek başarımlı bilgisayarımıza isim bulmak için sosyal medyada bir yarışma açtığımızı, kazanan ismin toSUn olduğunu da bu vesileyle duyurmuş olalım. Bundan böyle hesaplamalı iş yapan tüm paydaşlarımız toSUn kümesine her bağlandıklarında yüzlerinde minik bir tebessümle hocamızı da anmış olacaklar...
Eklemek istediğiniz bir konu var mı?
C.A: Fırsat bulmuşken üç konuda bilgi ve teşekkürüm var:
Tüm paydaşlarımızın geri bildirimlerine önem veriyoruz. MySU/Call Center uygulaması altında oluşturulan MDBF kuyruğunu kullanarak bize her konuda hızlıca ulaşabilirsiniz. E-postadan daha sistematik olarak takip edilebilir olduğu için bu yolu tercih etmenizi öneririz.
İş Sağlığı ve Güvenliği ekibimiz özveriyle çalışıyor. 2019’u sıfır sorunla geçirdik. MDBF yangın tatbikatı da çok başarılı geçti; binamızı rekor sürede boşaltmayı başardık. Tüm katkı verenlere, bu konuyu ciddiyetle ele alan çalışanlarımız ve öğrencilerimize çok teşekkür ederiz. Nisan ayında çok kapsamlı bir deprem eğitimi ve tatbikatı gerçekleşeceğini de bildirmek isteriz.
2019-2020 lisans öğrenci yerleştirmelerinde, burslu/burssuz tüm giriş kanallarında müthiş başarı gösterdik. Özellikle yazın yapılan “Tanıtım Günleri”ne, ve tüm yıl boyunca yapılan lise tanıtım faaliyetlerine özveriyle katılan yüksek sayıda hocamızın, onlara destek veren idari ekibimizle öğrencilerimizin bu başarıda büyük payı olduğuna inanıyorum.