BİTES Savunma ve Havacılık'ta, Strateji ve Pazar Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı olarak profesyonel iş hayatına devam eden mezunumuz Erdinç Mert (MDBF, ME'04) ile "artırılmış gerçeklik" (Augmented Reality -AR-) teknolojisi ve bu teknolojinin sektörel kullanımına dair bir sohbet gerçekleştirdik.
Kendinden biraz bahseder misin? Mezuniyet sonrası kariyerinde nasıl ilerledin?
Sabancı Üniversitesi'nin ilk lisans öğrencilerindenim, 2004 yılında Sabancı Üniversitesi'nin interdisipliner programı Mekatronik Mühendisliği'nden mezun oldum. Sonrasında Ankara'ya taşınarak Bilkent Üniversitesi'nde Endüstri Mühendisliği alanında yüksek lisansımı tamamladım. 2006 yılında Aselsan'da proje mühendisi olarak işe başladım. Aselsan'da on seneden uzun bir süre değişik pozisyonlarda çalıştım. Birçok önemli savunma projesinde proje yöneticiliği görevini üstlendim. Proje yöneticiliği sonrasında Asya Pasifik bölgesinde Aselsan'ın iş ve pazar geliştirme faaliyetlerini yönettim. Bu görevden sonra savunma sanayine kısa bir ara verip global danışmanlık firması McKinsey & Company'ye geçiş yaptım. Burada iki yılı aşkın bir sürede birçok firmaya strateji, organizasyon, finans ve maliyet yönetimi konularında danışmanlık yaptım. Mayıs 2019 tarihinde de Strateji ve Pazar Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı olarak BİTES'e katıldım.
BİTES şirketinin faaliyet alanı nedir? Senin buradaki çalışmaların ne üzerine?
BİTES Savunma, Havacılık ve Uzay Teknolojileri, faaliyetlerini Ankara’daki ODTÜ Teknokent Bilişim İnovasyon Merkezi’nde sürdüren ve 2005 yılında kurulmuş, 100’den fazla çalışana sahip bir kurum. Şubat 2019 tarihi itibariyle ASELSAN ile yapmış olduğu ortaklık ile ASELSAN iştirakleri arasına katıldı. Bizler burada artırılmış gerçeklik, yapay zeka, otonom ve robotik sistem yazılımları, görüntü ve sinyal işleme gibi ileri teknolojilerin savunma, havacılık ve uzay teknolojileri uygulamalarına yönelik yürüttüğümüz Ar-Ge faaliyetleri ile mevcut yazılım tecrübelerini birleştirerek oluşturduğumuz yenilikçi çözümleri son kullanıcıların hizmetine sunuyoruz. Özellikle artırılmış gerçekliğin bakım, muharebe sahasında durumsal farkındalık ve Endüstri 4.0 uygulamalarında ürün geliştirmeye odaklanıyoruz. Benim asli görevim BİTES'in kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedeflerini belirlemek, bu strateji çerçevesinde şirketimizin gideceği yolu çizmek ve global bir şirket olmasına katkıda bulunmak. Bunun yanında, teknoloji, ürün, bölge, ülke ve müşteri bazında pazarlama stratejilerini belirlemek ve pazar geliştirmek de yine benim sorumluluğumda...
Artırılmış gerçeklik tam olarak nedir? Biraz bilgi verebilir misin?
Artırılmış gerçeklik "Augmented Reality -AR-" gerçek dünyadaki çevrenin ve içindekilerin, bilgisayar tarafından üretilen; ses, görüntü, grafik ve GPS verileriyle zenginleştirilerek meydana getirilen canlı görünümüdür. Bu kavram kısaca gerçekliğin bilgisayar tarafından değiştirilmesi ve artırılmasıdır. Artırılmış gerçeklik; nesnelerin interneti, büyük veri analizi, yapay zeka, sanal gerçeklik ve görüntü işleme teknolojileri ile doğrudan ilişkili bir teknolojidir. Yapay zeka ve büyük veri analizi ile işlenmiş verilerin görüntülenmesinde, görev kritik sistemlerin üretmiş oldukları anlık verilerin daha etkin görselleştirilmesinde ve komuta kontrol sistemlerindeki durumsal farkındalık uygulamalarında sistemlerin etkinliğini arttırmak için kullanılmaktadır. Artırılmış gerçeklik dışında sanal gerçeklik ("Virtual Reality" - VR) ve karma gerçeklik ("Mixed Reality" - MR) teknolojileri de hızla gelişmektedir. Artırılmış gerçekliğin sanal gerçeklikten en büyük farkı tasarlanmış/canlandırılmış bir ortamın değil, gerçek dünyadaki çevrenin kullanılıyor olmasıdır. Karma gerçeklik ise sanal ve gerçek dünyaların bir araya getirilmesi sonucunda oluşturulan bir deneyim türüdür.
Siz sektörde bu uygulamadan ne şekilde faydalanıyorsunuz?
BİTES olarak 2010 yılından bu yana artırılmış gerçeklik teknolojisi ile uğraşıyoruz. Yurtdışındaki herhangi bir firmaya yazılım bağımlılığı yaratmamak için tamamen milli kaynaklarımız ile geliştirme yapıyoruz. Kendi özkaynaklarımız, imkan ve kabiliyetlerimiz ile geliştirilen yazılımlar sayesinde özgün ve milli ürünler ortaya çıkarttık. Söz konusu teknoloji bileşenlerindeki ve savunma sanayideki uzun süreli tecrübe ve deneyimlerimiz sayesinde bu teknolojilerin uygulamalara entegre edilme işlemlerini hızla gerçekleştiriyoruz. Bunlarla birlikte eğitim teknolojilerine yönelik projelerimizde de daha kalıcı bir öğrenim sağlanması için artırılmış gerçeklikten fazlasıyla yararlanıyoruz. Söz konusu eğitim teknolojilerine yönelik olarak NATO tarafından Mayıs 2019'da düzenlenen Eğitim Teknolojileri Konferansı'na davet edildik. ABD’deki NATO Dönüşüm Karargahı’nın düzenlediği konferansta, gerçekleştirmiş olduğumuz ürün ve teknoloji çözümleri sunumumuz sonrasında çeşitli NATO üye ülkelerinden gelen katılımcıların oyları sonucunda “En İyi Eğitim Çözümü” ödülüne layık görüldük.
Gelecek vaadeden bir iş alanı olarak bu konuyu nasıl yorumluyorsun?
Genel kanının aksine, artırılmış gerçeklik kavramının geçmişi çok eskiye dayanıyor. Artırılmış gerçeklik kavramı ilk olarak 1968 yılında ortaya atılmış ve 1970'li yılların başlarında projeksiyon sistemlerini baz alan bazı uygulamalar geliştirilmeye başlanmıştır. Bugünkü artırılmış gerçeklik teknolojisine benzer ilk sistem 1992 yılında USAF Armstrong's Research Lab tarafından geliştirilmiştir. Sonraki 25 senede özellikle mobil cihazlardaki işlemci kapasitelerinin gelişmesi ve kameraların görüntü kalitesinin artması sayesinde günlük hayatımızda birçok alanda artırılmış gerçeklik uygulamaları kullanılıyor. Cep telefonu, tablet gibi mobil cihazlara ek olarak akıllı gözlükler (Microsoft Hololens gibi) ve giyilebilir AR sistemlerinin piyasaya sürülmesi bu kullanım oranını çok daha hızlı bir şekilde arttırdı. Günümüzde mobil oyunları içeren bilgisayar oyunu sektöründe AR sıkça kullanılan bir teknoloji haline geldi. Oyun sektörü dışında, savunma sektöründe eğitim amaçlı olarak, binaların tasarım aşamasında üç boyutlu modellerinin oluşturulmasında, tıp öğrencileri için anatomi eğitiminde, tarih dersinin bir parçası olarak eski uygarlıkların özelliklerini göstermek için, pazarlama alanında yeni bir ürünü tanıtmak için, endüstri sektöründe prototipleme konusunda yardımcı olarak, karışık teknik resimlerin bir parçası olarak AR teknolojisi kullanılıyor.
İnterdisipliner bir eğitim almanın bu alana katkısını nasıl gözlemliyorsun?
Bildiğiniz üzere mekatronik mühendisliği, akıllı makinelerin, ergonomik ve faydalı ürünlerin tasarlanarak üretilmesi için makine mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği ve bilgisayar mühendisliğinin bir birleşimi olarak ortaya çıkmıştır. Kesişen üç ana bilim dalında ortak dili anlama ve kullanabilme anlamında, özellikle Endüstri 4.0 sürecinde mekatronik mühendisliğinin önemi daha da artıyor. Ben de mekatronik mühendisliği gibi interdisipliner bir lisans eğitiminin ardından endüstri mühendisliğinde yüksek lisans yaparak bir ürünün/sistemin tasarımından üretimine kadar tüm sürecine hakim olduğumu düşünüyorum. Şu andaki görev tanımım doğrultusunda, arkadaşlarımla birlikte geleceğin BİTES'ini yaratırken de geleceğin teknolojilerini anlayabilmek ve önceliklendirebilmek adına aldığım eğitimin çok büyük önem arz ettiğini düşünüyorum.
Artırılmış gerçeklik ve yapay zeka ile ilgili geleceğe dair senin bir öngörün var mı? Biraz fütiristik bir tablo çizersek nerelere kadar varabilir?
Bugün itibarıyla yaklaşık 12 milyar dolarlık bir sektör olan artırılmış gerçeklik pazarının 2023 yılında 60 milyar dolarlık bir hacme sahip olacağı öngörülüyor. Bu da her yıl yaklaşık %50 büyüme anlamına geliyor. ABD, 2019 yılında Microsoft'un Hololens gözlükleri ile ilgili 100.000 adetlik bir sipariş vererek 480 milyon dolarlık yatırım yaptı. Dünyada donanım konusundaki lider üreticiler artırılmış gerçekliğe yönelik teknolojiyi destekleyecek altyapıları üretmek üzere bir yarış içerisindeler. Bu büyüme beklentisinin arkasında artırılmış gerçekliğin şimdiye kadar kullanıldığı tüm alanlarda başarılı olması yatıyor. Günümüzde birçok sektörde karşılaşılan sorunlar artırılmış gerçeklik yardımıyla kolayca aşılabiliyor. Önümüzdeki yıllarda ise AR teknolojisinin geleceği nokta kullanılacağı sektörler hayal bile edemeyeceğimiz boyutlara ulaşacak bence. Bu gelişme ise beraberinde sektörlerdeki kalite, etki ve verimliliğe de yansıyacaktır. Bizler de yakın gelecekte bunları gözlemleyecek bireyler olarak kendimizi çok şanslı saymalıyız.
Üniversitelerle bu alanda işbirliği yaptığınız projeleriniz var mı?
Özellikle TÜBİTAK'tan destek alarak gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge projelerinde bir çok üniversitemiz ile işbirliği yapıyoruz. Ankara'da faaliyet gösterdiğimiz için ODTÜ, Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Çankaya Üniversitesi, TOBB ETÜ gibi daha çok Ankara'da yer alan üniversitelerle temas halindeyiz. Bunların dışında İstanbul Teknik Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve ABD'de Drexel Üniversitesi ile de işbirliği yürütüyoruz. Sabancı Üniversitesi ile şu ana kadar ciddi bir işbirliği yapma imkanımız olmadı ancak bundan sonraki dönemde buna yönelik aksiyonların da alınacağına inanıyorum.