Denizcilik deneyimlerini iş dünyasının kuralları, doğruları ve liderliğe uzanan yolda yaşanabilecek aksaklıklar paralelinde kaleme alarak renkli, keyifli bir içerik sunan Kadir Sığınmış, iş hayatına farklı bir perspektiften bakıyor.
Sığınmış, “Dalgaları Yönetmek” adlı kitabından elde edilecek gelirin yarısını da Sabancı Üniversitesi’nin "Geleceğe Söz Ver Burs Programı"na bağışlayarak, gençlerin eğitim hayatlarına ve hayallerine katkı sağlamayı planlıyor.
Sabancı Üniversitesi Yüksek Lisans ve Yönetici Geliştirme Birimi programı mezunumuz Kadir Sığınmış, profesyonel iş hayatının yanı sıra Sabancı Mezunlar Derneği Başkanı olarak da çalışmalarını sürdürüyor. Kendisiyle kitabı, çalışmaları ve planları ile ilgili keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1971 yılında İstanbul'da doğdum. 2001 yılında Microsoft Sistem Mühendisliği sertifikasını erken başarı belgesiyle birlikte aldım. 2013 yılında Sabancı Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bilişim Teknolojileri Bölümü’nde Yüksek Lisansımı tamamladım, ardından 2015 yılında Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi programını bitirdim. Aynı yıl yenilikçi teknoloji liderlerine verilen CIO ödülünü kazandım. 2018 yılında ISO/IEC 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sınavını geçerek, Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Baş Denetçisi unvanını aldım. Kariyerime 1996 yılında Tofaş Oto Genel Müdürlüğü’nde başladım. 2000 yılından itibaren Tofaş Türk Otomobil Fabrikası'nda Bilgi İşlem bölümünde çalıştım. 2005 – 2013 yılları arasında yeni kurulan Hexagon Danışmanlık şirketinde Bilgi Teknolojileri Müdürü olarak görev aldım ve 2013 – 2021 yılları arasında HEAT şirketinde Bilgi Teknolojileri Direktörü olarak çalıştım. 2021 yılından itibaren Hexagon Studio’da Bilgi Teknolojileri ve İnsan Kaynakları Direktörü olarak görevime devam etmekteyim. Aynı zamanda Türkiye Bilişim Vakfı ve İstanbul Bilişim Derneği üyesiyim, Türkiye Yelken Federasyonu lisanslı sporcuyum ve Sabancı Mezunlar Derneği Başkanı’yım. Evli ve bir kız çocuğu babasıyım.
İş dünyası ve kişisel gelişim alanında kaleme aldığınız “Dalgaları Yönetmek” adlı kitabınınız ile ilgili öncelikle tebrik ederiz. Böyle bir kitap yazma fikri nasıl oluştu?
Kitap yazma fikri, liderlik ve kişisel gelişim konularına olan ilgim ve 30 yıllık iş tecrübe ile şekillendi. Aynı zamanda son 13 yılını yelkenli bir tekne sahibi olarak geçirdiğim denizcilik deneyimlerim bu kitabı yazma yolculuğumda önemli bir ilham kaynağı oldu. Liderlik tıpkı yelkencilik gibi bilgi cesaret ve sürekli bir öğrenme süreci gerektirir. Kitapta, denizcilik dünyasının zorlukları ve öğretici doğasının liderlik sanatının temel yönlerini nasıl aydınlattığını keşfettim. Kitabım hem iş dünyasında hem de kişisel gelişim yolculuğunda karşılaşılan zorluklar ve fırsatlar üzerine derinlemesine içgörüler sunmayı amaçlıyorum. Her bölüm gerçek denizcilik öyküleri yaşanmış olaylar ve ilham verici kitap özetleri ile zenginleştirilmiş. Bu içerikler teknik bilgilerin yanı sıra kişisel ve profesyonel gelişimde rehberlik etmeyi hedefliyor.
Liderlik yolculuğunda karşılaşılan zorlukları ve başarıya ulaşma sürecindeki fırsatları denizcilik metaforlarıyla somut ve anlaşılır hale getiriyorum. Bu sayede okuyucular, liderlik kavramlarını kendi pratiklerine nasıl entegre edebileceklerini görebilecekler. Kitapta hobimi profesyonel hayatıma nasıl entegre ettiğimi ve hafta sonları etkinliği olarak "teknede liderlik" eğitmeni olarak çıktığım yolculuğu da paylaşıyorum.
Kitabınızda denizcilik metaforlarıyla liderlik üzerine iç görüler sunuyorsunuz okuyucuya. Bunu açabilir misiniz?
Yelkenli bir tekneyle denize açılmak tıpkı bir liderin yeni projelere ya da teknolojilere yönelmesi gibi bilinmeyene doğru bir yolculuktur. Her ikisi de öngörülemez durumlar ve zorluklarla doludur. Ancak bu bilinmezlikler içinde aynı zamanda büyük fırsatlar da yatar. Yelkenli bir tekneyle denize açılmak hem alçakgönüllülüğü hem de cesareti simgeler. Denizin sonsuz maviliğine karşı küçük bir nokta olmanın verdiği bu hissiyat liderliğin temel unsurlarından biridir. Bu özgürlük hissi bir yelkencinin doğanın gücü karşısında saygıya davet edilmesinin yanı sıra aynı zamanda liderin de çevresindeki dinamiklere, ekibe ve dünyaya olan saygısını geliştirir. Teknoloji dünyası da tıpkı deniz gibi sürekli değişir ve gelişir. Bir BT lideri yeni bir projeye veya teknolojik bir atılıma başladığında karşısına daima bilinmeyenler çıkar. Örnek olarak bir yelkenci rota üzerinde ani hava değişiklikleri bilinmeyen akıntılar veya beklenmedik engellerle karşılaşabilir. Aynı şekilde bir BT lideri de yeni bir yazılımı kurumsal sisteme entegre ederken ya da yeni bir teknolojiyi keşfederken öngörülemeyen sorunlarla ekip içi dirençle veya beklenmedik teknik zorluklarla karşılaşabilir. Bu noktada her iki durumda da liderin vizyonu, kararlılığı ve problemleri çözme yeteneği test edilir. Yelkenci engellerle karşılaştığında becerilerini geliştirir ve denizle olan bağını güçlendirir. O, sadece rotasını değil doğayla uyum içinde nasıl var olacağını da öğrenir. Bir BT lideri de benzer şekilde zorluklar karşısında yeni çözümler üretir, ekip içindeki ilişkileri güçlendirir ve her yeni başarı liderin gelişim yolculuğunda bir adım daha ileri gitmesini sağlar. Bu metaforlar sayesinde liderlik becerilerini geliştirirken karşılaşılan zorluklar sadece engel değil aynı zamanda büyüme fırsatları olarak karşımıza çıkar.
Bu kapsamda bir kitap kaleme alırken ne amaçladınız?
Teknoloji liderliği ve denizcilikte liderlik farklı alanlar olmalarına rağmen liderlik, yenilik, risk yönetimi, takım çalışması ve vizyon gibi önemli ortak noktaları paylaşır. Kitabımda, bu benzerlikleri denizcilik metaforlarıyla somutlaştırarak liderliğin daha anlaşılır ve pratik bir şekilde nasıl gelişebileceğini açıklamaya çalıştım. Ayrıca hem iş dünyasında hem de kişisel gelişim yolculuklarında karşılaşılan engellerin doğru bir perspektif ve stratejiyle nasıl ulaşılabileceğini bu metaforlar üzerinden göstermeyi amaçladım.
Kitabınızın gelirleriyle çok anlamlı bir programa da destek veriyorsunuz. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sabancı Üniversitesi yüksek lisans ve yönetici geliştirme birimi programları sırasında çok değerli arkadaşlar ve eğitmenlerle tanışma fırsatım oldu. Bu süreçte kurduğum dostluklar ve bağlar hayatımda önemli bir yer tutuyor. Özellikle değerli eğitmenlerim Sait Ölmez, Altuğ Tanaltay, Ahmet Demirelli ve beni Sabancı Mezunlar Derneği (SUMED) ile tanıştırıp yönetim kuruluna dahil olmamı sağlayan Zeynep Bahar’a çok teşekkür ediyorum. Zeynep, geçen yılın sonunda SUMED başkanlık görevini bana devrettikten sonra onun mirasını daha ileriye taşımak için kolları sıvadık. Bir yıl içinde 17 etkinlik düzenleyerek mezunlarımızın dikkatini çekmeyi başardık. Bu kadar etkinliğe zaman ayırmak, Sabancı Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu üyeleriyle çok keyifli geçti ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Her biri benim için özel ve değerli, inandıkları ve gönüllü olarak bu kadar zaman koydukları için hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu kadar mutlu olduğum, zaman geçirmekten keyif aldığım okuluma naçizane bir katkım olması amacıyla kitabımdan elde edeceğim gelirin yarısını Sabancı Üniversitesi’nin "Geleceğe Söz Ver Burs Programı"na bağışlamayı karar verdim. Bu burs programı, gençlerin eğitimine destek sağlamak için çok önemli bir fırsat sunuyor ve bu anlamlı projeye katkı sağlayabilmek beni çok mutlu ediyor.
SUMED ile ilgili bir haberi daha paylaşmak istiyorum. 2025 yılı üniversitemiz için özel bir anlam taşıyor çünkü Sabancı Üniversitesi’nin 25. yıl dönümü. Bu yıl mezunlarımıza istedikleri zaman bir araya gelebilecekleri bir buluşma alanı sunmak amacıyla mezunlar lokali açmayı hedefledik. Üniversitemiz bize yer gösterdi ve mezunlar ofisinin de desteği ile 2025 yılında açmış olacağız. Yakın zamanda duyurusu yapacağız.
Siz neler okuyorsunuz?
Genellikle teknoloji ve kişisel gelişim kitaplarına ilgi duyuyorum. Şu anda okuduğum kitaplar arasında Kancayı Atmak, 3 Saniyelik Dünyada Nasıl Öne Çıkılır? (Brendan Kane) ve Yaşam 3.0, Yapay Zeka Çağında İnsan Olmak (Max Tegmark) yer alıyor. Bu kitaplar, hem teknolojinin evrimi hem de kişisel gelişim üzerine bakış açıları sunuyor ve benim için oldukça ilham verici.
Yeni kitap projeniz ya da projeleriniz var mı?
Evet, tabii ki var. Atlas Okyanusu’nu bir baştan bir başa geçmeyi planlıyorum. Ancak bu destansı yolculuğu tek başıma değil profesyonel bir ekibin parçası olarak takım arkadaşlarımla birlikte gerçekleştireceğim. Bu yolculuğa Kanarya Adaları’nın büyülü sularından başlayıp Atlantik’in dev dalgalarıyla mücadele ederek devam edeceğiz. Yolculuk yaklaşık 20 gün sürecek ve bu süreç boyunca dev dalgalarla, güçlü rüzgârlarla ve zorlu deniz şartlarıyla başa çıkıyor olacağız. Nihai hedefimiz ise Karayipler’in parlayan yıldızı St.Lucia. Bu maceranın hazırlık aşamasında, yolculuk sırasında ve sonrasında yaşadığım tüm deneyimler ve hissettiklerim ikinci kitabın ana temalarını oluşturacak. Bu süreçte hem fiziksel hem de zihinsel olarak karşılaştığım zorluklar ve öğrenim anıları kitabın temel taşlarını atacak.
Ayrıca ilk kitabımda olduğu gibi bu yeni projede de yapay zekanın geldiği noktayı ve gelecekte bizi nereye götüreceğini ele alacağım. Araştırmalarım, okuduklarım ve yaşadıklarım ışığında daha derinlemesine bir bakış açısı sunmayı hedefliyoruz. Kitabım teknoloji dünyasındaki bu dönüşümün iş ve günlük yaşamımıza etkilerini de gözler önüne sererken kendi yolculuğumun deneyimleriyle harmanlanmış olacak. Yapay zekanın sadece teorik yönleri değil gerçek hayatta karşılaştığımız sonuçları da tartışarak bu alandaki gelişmeleri ve fırsatları daha geniş bir perspektiften ele almayı planlıyorum. “Engin denizler gibi sürekli değişen iş dünyasında güvenle yol almanızı, dirençli ve vizyoner bir lider, bir kaptan olmanızı dilerim.”
Dalgaları Yönetmek adlı kitaba SÜMED linkinden ve tüm seçkin kitapçılardan ulaşabilirsiniz.