Ortadoğu’da Toplumsal Cinsiyet ve Barış Paneli

Ortadoğu’da Toplumsal Cinsiyet ve Barış

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu, 2 Eylül 2015, Çarşamba günü, Karaköy Minerva Palas’ta“Ortadoğu'da Toplumsal Cinsiyet ve Barış” başlıklı bir panel düzenledi. 

Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Ayşe Gül Altınay’ın yaptığı panelde Nadje Al-Ali, Nükhet Sirman ve Ayşe Betül Çelik konuşmacı oldular.

Nadje Al-Ali “Iraklı Kadınların Barış İçin Zorlu Mücadelesi: Militarizm, Yetkecilik ve Mezhepçilik”; Nükhet Sirman “Barış İçin Çalışmak” ve Ayşe Betül Çelik “Kürt Kadınlarının Çatışma ve Barış Algısı” başlıklı birer konuşma yaptılar.

İlk panelist Nadje Al-Ali Iraklı kadınların barış için verdikleri zorlu mücadeleyi anlattı. Militarizm ve mezhepçilik üzerinde değerlendirmelerde bulunan Al-Ali, Ezidi kadınların DAİŞ tarafından kaçırılmasıyla birlikte yaşanan vahşeti de hatırlatarak, "İnanılmaz bir şiddetti bu. Hala böyle bir uygulamanın olabileceğine inanmazdım. Kimse bir şey yapmadı. DAİŞ'e karşı savaşanlara yardım da edilmedi” dedi. 

Irak'ta toplumsal cinsiyet temelli şiddeti belgelemeye çalıştığını dile getiren Al-Ali, toplumsal temelli şiddetin araç haline getirildiğini vurguladı. “İnsanların Irak’dan söz ederken buradan DAİŞ giderse herşey düzelecek gibi bir tutumları var, ama düzelmeyecek. Irak’da toplumsal cinsiyete dayalı bir şiddet var” dedi.  Al- Ali, Irakta'ki işgal ve istila sonucunda toplumsal cinsiyet ve mezhepsel şiddetin kaçınılmaz olduğunu da sözlerine ekledi.

Son 10 gündür 10 binlerce Iraklı’nın yolsuzluğa, mezhepçiliğe karşı sokaklara çıktığını belirten Nadje Al-Ali kadınların bu eylemlerin bir parçası olarak kalmayıp ön sıralarda yer aldıklarına dikkat çekti.

Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin mezhepçilikten farklı olmadığının altını çizen Nadje Al-Ali, ikisinin de kadın bedeni üzerineden siyaset yaptığını söyledi.  

Al-Ali'nin ardından konuşan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nükhet Sirman da, barış için yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Barış kelimesinin gittikçe değersizleştirildiğini belirten Sirman,"Barıştan konuşanlar suçluymuş gibi yansıtılıyor" dedi. Antropolog olarak barış için çalıştığını ifade eden Sirman, 2009 yılında KCK operasyonları esnasında gözaltına alınan Kürt kadınlarının sadece erkek egemenliğine karşı değil, devletin militarist egemenliğine karşı da mücadele verdiğini söyledi.

Ortadoğu’da Toplumsal Cinsiyet ve Barış Paneli-sabancı üniversitesi

Barış İçin Kadın Girişimi ile Kürt kadınlarıyla mücadeleyi ortaklaştırdıklarını dile getiren Sirman, barış için mücadele eden kadınlar ile barışın daha ciddiye alınması gerektiğini aktardı. Sirman, barış için çalışmanın kendisi için bir öğrenme süreci olduğunu kaydederek, barışın militarizme feda edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Son olarak konuşan Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisi Ayşe Betül Çelik ise, Kürt kadınlarının çatışma ve barış algısı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Kürt kadınlarının 90'lı yıllarda yaşadığı göç travmasını aktaran Çelik, göç eden kadınların öfke ve özlem duyduklarını söyledi. Kürt kadınlarının barış sürecinin sloganı olan "Analar ağlamasın" söylemine sahip çıkarak barış istediklerini belirtti.