Mezunumuz Özge Akçizmeci Üstün'ün kurduğu Wizsight, geçtiğimiz ay İngiliz merkezli online pazar araştırma ve veri analitiği şirketi YouGov tarafından satın alındı. “Artık arkamızda 40 ülkede ofisi, 3300 müşterisi ve Türkiye’de büyük amaçları olan dev bir şirket var” diyen Akçizmeci Üstün, şirketinin kuruluş sürecinde her adımı dikkatlice tasarladığını, Sabancılı olmanın da özellikle yapılmayanı yapmaya çalışmak, birçok sektörü sentezlemek ve iş ağı anlamında kendisine çok yardımcı olduğunu söylüyor.
Akçizmeci Üstün ile Wizsight girişim hikayesi ve uluslararası satın almaya götüren başarılı kariyer adımlarını konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 2005 yılında Sabancı Üniversitesi Ekonomi programından mezun olduktan sonra kariyer çizginiz nasıl ilerledi?
Sabancı Üniversitesi’nin son yılında Erasmus programıyla Hollanda'ya gittikten sonra, yüksek lisansımı Belçika’daki K.U.Leuven Üniversitesi’nde Sosyal Politika ve Analiz alanında tamamladım. Amsterdam'da 1 yıllık bir bankacılık macerası sonrasında Belçika'da Nielsen'ın bir danışmanlık kolu olan BASES'de pazar araştırması sektörüne başladım. İlk müşterimin uzun seneler P&G olması ve ofisimizde 19 farklı ırktan insanın bulunması kariyerime ivme kazandırdı. Sonrasında Polonya'da bir süre çalışıp, Türkiye'ye BASES'in ofisini kurmak üzere 2010 yılında dönüş yaptım. 2014 yılında ise Fransız menşeili bir araştırma şirketi olan IPSOS’ta 3 yıl direktör olarak hem Türkiye’de hem de İsviçre’de çalıştım. Sonrasında da 2017 yılında Poltio’nun ortağı olup eş zamanlı Wizsight’ı kurdum. Şimdi ise YouGov Türkiye’nin Genel Müdürü olarak çalışmayı sürdürüyorum.
Wizsight'ın kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz? Fikir nasıl oluştu? Kuruluş aşamasında nasıl ilerlediniz? Sabancı Üniversiteli olmak bu noktada size ne sağladı?
İsmini aldığım anneannem 60’larda iki farklı iş kurmuş, çok başarılı bir girişimciydi. O yüzden girişimcilik fikri benim kafamın bir yerinde hep vardı. Kurumsalda olup da hem özel hayatında hem de annelikte zorlanan bir sürü kadın tanıyınca bunun kendim için doğru yol olduğuna karar kıldım. Açıkçası ilk başta ne yapacağım hakkında çok kararsızdım. Kafamın netleşmesi için o zamanki şirketime ayrılacağımı söyleyip 2016 yılının yazında 3 aylık ücretli izne ayrıldım. Bu aylarda New York’ta yaşam koçluğu eğitiminden, Harvard’ta liderlik programları, hatta güzellik merkezi devralmaya kadar geniş bir skalada araştırma yaptım. Sonrasında aslında işimi sevdiğimi ama onu başka türlü yapmak istediğimi anladım. Odağımı kendi sektörüme nasıl bir yenilik getiririm sorusuna yönelttim. Birçok yardımcı kitap okudum ama benim için en faydalı olanlar Seth Godin ile W. Chan Kim ve Renée Mauborgne’ın ortaya attığı ‘Blue Ocean’ bakış aşısı oldu. Kuruluş aşamasında ise aslında kişiliğimin tersi bir şekilde adım adım ve çok sakince ilerledim. Her bir aşamayı önceden tasarladım, içime sinen bir ismin oluşması bile 4 ayımı aldı. Sabancılı olmak, özellikle yapılmayanı yapmaya çalışmak, birçok sektörü sentezlemek ve iş ağı anlamında bana çok yardımcı oldu. Wizsight’la paralel yürüttüğüm ve bana birçok konuda ilham olmuş ikinci şirketim Poltio’nun kurucusu ise gene bir Sabancılı.
"Yeni nesil araştırma" olarak konumlandırıyorsunuz kendinizi. Bunu sağlayan yöntem ve bakış açınızdan biraz bahseder misiniz?
Profesyonel hayattaki en son işim IPSOS Genevre’de P&G için çalışmaktı. Bu süreçte tekrar anladım ki araştırmanın 3 kanayan yarası var. İlki sektör olarak yeterince hızlı değiliz. İkinci olarak, bazı sorular beyan usulü olduğu için abartı (ve bazen de yanlış) cevaplara çok açık. Son olarak ise dijitalde olup biten pazarlama aktivitelerini yeterince verimli ve doğru takip edemiyoruz.
Wizsight’ı kurduğumda bu 3 maddeye çözüm aramaya çalışıp eğlenceli test tipi kurgularla insanların tam kafasındakini söylemesine olanak veren testler kurgulayarak araştırmaları gerçekleştirdik. Buna ek olarak hantal olan araştırma dilini daha samimi hale getirdik. En önemli kısımlardan biri de reklam ve medya planlama ajanslarıyla iş birliği yapıp daha önce dünyada bile henüz kullanılmamış modellerle sosyal medyadan hedefleme yöntemiyle araştırmalar yapıp dijital etkinlikleri ölçtük. Bu yöntemler bize 2020 yılında juri özel ödülü de dahil olmak üzere Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin (TUAD) Baykuş ödüllerinde 4 ödül getirdi.
YouGov ile yolunuz nasıl kesişti? YouGov'u Wizsight'a yatırıma yönlendiren ne oldu?
Wizsight başından beri alımlar için ilgi odağı olmuştu. Daha önce de başka bir İngiliz firması ile ortaklık konuları gündeme gelse de o zaman doğru zamanlama ve doğru firma olduğuna inanmamıştım. YouGov’da ise Belçika ve Polonya’da çalıştığım BASES firmasından 3 arkadaşım İspanya, İtalya ve Asya Pasifik bölgelerinin genel müdürleri konumunda. Grup CEO’muz Türkiye’ye açılmak istediklerini söyleyince 3’ü de benim ismimi vermiş. Yani aslında tamamen tesadüf. Daha sonra tanışınca hem araştırmaya bakış açımız hem de kişiliklerimiz çok uydu.
YouGov'un Wizsight'a yapmış olduğu yatırım (satın alma) ile ilgili biraz bilgi paylaşır mısınız? Süreç nasıl ilerledi? Bundan sonraki aşamada nasıl bir yapılanma olacak?
Dediğim gibi onlar aslında Türkiye’ye bir Genel Müdür ararken bir şirket satın alma sürecine girdiklerinden 14 aylık bir flört dönemimiz oldu. Sonrasında iki taraf da bu işin çok iyi olacağına kanaat getirdi ve her şey içimize sinince imzaları atıp evlendik :) Bundan sonrası için biz gerek ofis gerekse takım olarak aynen devam ediyoruz, ama artık arkamızda 40 ülkede ofisi, 3300 müşterisi ve Türkiye’de büyük amaçları olan dev bir şirket var. Ben de YouGov Türkiye’nin Genel Müdür olacağım. İleride de muhtemelen rolüm daha da genişleyecektir, diye düşünüyorum.
Sabancı Üniversitesi'nde kendi girişimini hayata geçirmeyi hedefleyen, planlayan öğrencilerimize ve mezunlarımıza tavsiyeleriniz ne olur?
Öncelikle biraz klişe ama cesaret burada çok önemli. Konfor alanımızın dışına çıkıp görülmeyeni ve umulmayanı hayal etmek de aynı şekilde. Benim bu iki maddeye ekleyeceğim en önemli konu da, bir girişimcinin mutlaka ‘evet’lerinin ‘hayır’larından çok olması gerektiği. Son olarak da tüm girişimciler birbirini desteklemek ve yükseltmek için elinden geleni yapmalı. Ben ilerideki iş hayatının çok daha kolektif olacağına inanıyorum. 1+1= 4 mantığıyla ilerleyeceğiz umarım.