Yerel ve Küresel Bağlamda Toplumsal Cinsiyet ve Eğitim

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender), Gothenburg Üniversitesi ve İstanbul İsveç Araştırma Enstitüsü işbirliği ve İsveç İnsani ve Sosyal Bilimler Vakfı desteğiyle düzenlenen "Yerel ve Küresel Bağlamda Toplumsal Cinsiyet ve Eğitim" isimli çalıştay 26 Nisan ‘da Minerva Palas’ta gerçekleşti.

Toplumsal Cinsiyet ve Eğitim

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender), Gothenburg Üniversitesi ve İstanbul İsveç Araştırma Enstitüsü işbirliği ve İsveç İnsani ve Sosyal Bilimler Vakfı desteğiyle düzenlenen "Yerel ve Küresel Bağlamda Toplumsal Cinsiyet ve Eğitim: Türkiye ve İsveç Perspektifleri ve Ötesi" isimli çalıştay kapsamında 26 Nisan 2019 Cuma günü, Karaköy Minerva Palas’ta düzenlenen izleyiciye açık toplantıda ilk olarak, Sabancı Üniversitesi tarafından Sabancı Vakfı desteğiyle yürütülen “Mor Sertifika Programı” kapsamındaki “Mor Dosya: Lise Öğretmenleri için Toplumsal Cinsiyete Dayalı Materyal Üretimi” çalışmasının tanıtımı SU Gender proje koordinatörü Ceyda Karadaş ve eğitim koordinatörü Emirhan Deniz Çelebi tarafından yapıldı. Mor Sertifika Programı’nın küçük bir grubun sahadaki ihtiyaçlar ve öğretmenlerden gelen geri dönüşleri dikkate almasıyla şekillenerek öğretmenler için bir eğitim programı olarak başladığı ve zaman içinde gelişerek toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı eğitim materyali geliştirmesi için de bir model haline geldiği ifade edildi.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin 2007 yılında hayata geçirdiği 12. yılını tamamlayan Mor Sertifika Programı’nın, düzenlenen eğitim seminerleriyle 3500 öğretmene ve 120 eğitim fakültesi öğrencisine ulaştığı belirtilerek eğitim sisteminin farklı kademelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çalışmalara devam edildiği belirtildi.

Çalıştay, Toronto Üniversitesi’nden Shahrzad Mojab’ın “Aksatılan Hayatlar, Yarıda Kalan Öğrenme: Göç Eden Kadınlar ve Kız Çocukları” ve Stockholm Üniversitesi ve Western Cape Üniversitesi’nden Christopher Stroud’un “Dil ve Çoğulluklar: Yeni Gelecekler İnşa Etmek” başlıklı konuşmalarıyla devam etti. Stroud konuşmasında dünyanın üç farklı ülkesinde yaptığı saha çalışmalarından hareketle tek dilli ve çok dilli eğitim sistemleri arasındaki farklara dair gözlemlerini aktardı.

Savaş ve Şiddetin Öğrenme Süreçlerine Etkileri

Shahrzad Mojab, konuşmasında savaş ve şiddetin küresel boyutta kadınların öğrenme süreçlerini şekillendirmedeki rolünü anlattı ve kendi üniversitesinde göçmenlere yönelik geliştirdikleri eğitim programının detaylarını paylaşarak, kültürel entegrasyon eğitimlerinin göçün sebep ve sonuçlarını bütüncül olarak ele alması gerektiğini vurguladı.  “Bu çalışmaya, şiddetin öğrenme üzerindeki etkilerini araştırmak üzere 1991 yılında 1. Körfez Savaşı ile başladım. Göçmen kadınların öğrenme süreçlerini anlamak için, toplumsal değişim hakkında bilinç, göçmenlik ve istihdam (işe ulaşım) ve öğrenme şekillerini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Çalışma ile formel, enformel ve yaşam boyu öğrenim kategorileri geliştirildi. Göçmen kadınlar için yaşam boyu öğrenim değil yaşam boyu eğitim söz konusu. Öğrenme kavramını yeniden tasarlamamız gerekiyor. Göçmenlik uzun bir süreç. Savaşın öğrenme ve bilinç üzerinde etkisi var. Bu nedenle bazı araçlara ve mekanizmalara ihtiyacımız var. Geçmiş kadınların düzen kurmalarını ve öğrenme şekillerini şekillendiriyor” dedi.

Mojab konuşmasında ayrıca eğitimcilerin mobilite çalışmalarına önem vermesi gerektiğini özellikle genç mültecileri kapsayan eğitim çalışmaları yapılması gerektiğini de vurguladı.