Kömür Raporu: İklim Değişikliği, Ekonomi ve Sağlık Açısından Türkiye’nin Kömür Politikaları

G20 ve COP21 yolunda Türkiye'nin kömür politikaları

Ümit Şahin (İstanbul Politikalar Merkezi), Ahmet Atıl Aşıcı (İstanbul Teknik Üniversitesi), Sevil Acar (İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi), Ali Osman Karababa (Ege Üniversitesi), Levent Kurnaz (Boğaziçi Üniversitesi) ve Pınar Gedikkaya Bal (Beykent Üniversitesi) tarafından kaleme alınan “Kömür Raporu: İklim Değişikliği, Ekonomi ve Sağlık Açısından Türkiye’nin Kömür Politikaları” raporunun tanıtımı 11 Kasım 2015, Çarşamba günü İstanbul Politikalar Merkezi, Karaköy Minerva Han’da gerçekleşti. 

30 Kasım-11 Aralık Paris İklim Zirvesi’nde Türkiye’nin taraf olacağı ilk İklim Antlaşmasının imzalanması bekleniyor. Ayrıca, 15-16 Kasım tarihlerinde Türkiye’nin dönem başkanlığını yürüttüğü G20 Liderler Zirvesi Antalya’da gerçekleşecek. Kömür Raporu, bu iki önemli zirve öncesinde, kömür meselesini farklı yönleriyle detaylı bir şekilde ele almayı amaçladı. Rapor kısaca, Türkiye’nin kömür politikalarını, sağlık üzerine etkilerini, elektrik üretiminde kömürün payının iklim ve ekonomi politikalarıyla ilişkisini ve temiz kömür tartışmasını ele alıyor.

Türkiye’de ulusal enerji stratejileri ve eylem planlarında, başta yerli kömür olmak üzere kömürün kullanımının ve enerji üretimindeki payının artırılması hedefleniyor. Türkiye’de, sera gazı emisyonunu birkaç katına çıkarabilecek 80’e yakın yeni kömürlü termik santralin kurulacak olması bu iki önemli Zirve öncesinde Ankara’nın tutarlı politikalar izleyip izlemeyeceğiyle ilgili soru işaretleri yaratıyor. Bu santralların inşası, ülkemizde iklim değişikliğiyle mücadeleyi imkansız hale getirebilir.

Kömür madenciliğinin Türkiye ekonomisinin toplam üretimi içindeki payının %1’in altında ve büyüme oranına katkısı görece çok az. Son yıllarda önceki dönemlere göre daha yoğun enerji kullanan ve daha çok kirleten fosil yakıtlara bağımlı sektörler eliyle büyüme yolunun seçilmesi, sera gazı salımında artışla birlikte, enerji ithalatının ve cari açığın büyümesine yol açıyor.

2050’ye kadar 0 yenilenebilir enerjiye geçiş mümkün. İlk aşamada, Ekim ayında açıklanan Türkiye’nin sera gazı azaltım hedefiyle ilgili İklim Değişikliği Ulusal Katkı Niyet Beyanı (INDC) güncellenmeli. Ayrıca, Türkiye’nin 2023 Hedefleri’ne emek ve doğa haklarına saygılı bir büyüme patikası ile ulaşması için, yerli linyit madenciliği yatırım planlarının güncellenmesi ve fosil yakıt teşviklerinin iptal edilmesi gerekiyor.

Türkiye, Çin, Hindistan ve Rusya’dan sonra dünyada termik santral yapımında 4. sırada. Türkiye’nin yeni termik santrallar yapmak yerine, yüzünü fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına çevirmesi gerekiyor. Bu aynı zamanda Avrupa Birliği’ne giriş süreci uyum kriterleri için de önemli.

İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı ve İklim Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, Antalya’da gerçekleşecek G20 Liderler Zirvesi ve Paris COP21 İklim Zirvesi öncesinde karar alıcıları uyararak küresel ölçekte mevcut karbon salımı devam ettiği takdirde atmosfere salabileceğimiz maksimum karbon miktarını 20 sene içerisinde aşacağımızı vurguladı.

“Kömür Raporu: İklim Değişikliği, Ekonomi ve Sağlık Açısından Türkiye’nin Kömür Politikaları”na ulaşmak için tıklayınız