Anne Karnındaki “Sarsıntının” Ekonomik Faturası

Şerif Aziz Şimşir

Anne Karnındaki “Sarsıntının” Ekonomik Faturası

Krizler arttığında ya da ülke büyük bir felaketle sarsıldığında, ruh sağlığımızı korumak için kötü haberlerden uzak durmamız öğütlenir. Fakat sosyal medya çağında bu neredeyse imkânsız. Ne kadar kaçınmaya çalışsak da telefonlarımızdan, ekranlarımızdan sürekli bir bilgi ve etkileşim akışı üzerimize yağıyor. Üstelik çoğu zaman sadece bilgi değil; duygu manipülasyonuna dayalı içerikler de peşimizi bırakmıyor.

Oxford Sözlüğü’nün 2016’da “hakikat-sonrasını” yılın kelimesi seçmesinin ardından, 2025’e damga vuran kelime bu atmosferi daha da berrak gösteriyor: rage bait. Yıl içinde kullanımı üç kat artan bu ifade, çevrimiçi etkileşimi artırmak için öfkeyi tetikleyen, incitici nitelikler taşıyan paylaşımlar anlamına geliyor. Zaten moral bozucu olan kötü haberler, bu “öfke yemleri” sayesinde daha görünür hâle geliyor ve olumsuz duyguları pekiştiriyor.

Strese Maruz Kalmak Zaman, Mekân Tanımıyor

Kısacası, tüm filtreleme çabalarımıza rağmen günümüz dünyasında gerek insan kaynaklı gerek çevresel olaylara maruz kalmamak neredeyse imkânsız. Üstelik bu durum yalnızca yetişkinlerin ruh hâlini ve davranışlarını etkilemekle kalmıyor; etkileri anne karnındaki bebeğe kadar uzanabiliyor. “Bebek anne karnındayken sizi duyabilir, bebeğe huzur veren sesler dinletin” gibi tavsiyeler boşuna değil; araştırmalar fetüsün çevresel ve duygusal sinyalleri kaydettiğini ortaya koyuyor. 

Peki ya daha doğmadan annemiz üzerinden maruz kaldığımız olumsuz çevre olaylarının ileride yatırım kararlarımız ve finansal davranışlarımız üzerinde etkili olduğunu söylersek? Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Şerif Aziz Şimşir’in Oğuz Ersan (Kadir Has Üniversitesi), Vidhi Chhaochharia (Miami Üniversitesi) ve Alok Kumar (Miami Üniversitesi) ile hazırladığı “Doğum Öncesi Yaşanan Olumsuzluklardaki Heterojenlik ve Yetişkinlikteki Portföy Kararları” başlıklı araştırması tam da bu çarpıcı soruya odaklanıyor. Araştırmada etkisi incelenen olumsuz çevre faktörü ise Türkiye’nin acı gerçeği depremler.

 

Çevrenin Bıraktığı Hasar Sandığımızdan Daha Derin

Fetal Köken Hipotezi”, hamilelikte maruz kalınan olumsuz çevresel koşulların fetüsün gelişimini ve özellikle beynin fizyolojik yapısını kalıcı olarak etkileyebileceğini öne sürüyor. Depremler gibi büyük stres kaynakları hamilelerde kortizol artışına yol açıyor; bu da fetüsün gelişiminde değişmeyen izler bırakabiliyor. 2023 Kahramanmaraş depremlerinde hayatını kaybedenlere adanan bu çalışma, doğum öncesi stresin etkilerinin yetişkinlikteki finansal davranışlara kadar uzanabileceğini gösteriyor.

Araştırma oldukça kapsamlı bir veri setine dayanıyor: 

  • 1939-1983 yılları arasında Türkiye’de meydana gelen on büyük çaplı depreme dair sismik veriler,
  • Merkezi Kayıt Kuruluşu’ndan elde edilen yatırımcı işlem verileri,
  • Deprem tarihine ve merkez üssüne yakın zaman ve mekânda anne karnında bulunan 5 binden fazla yatırımcı ve kontrol gruplarının karşılaştırmaları.

Anne Karnından Çıkıyor, “Konfor Alanından” Çıkamıyorlar 

Sonuçlar net: Anne karnındayken deprem stresini yaşayan bebekler yetişkin birer birey olduklarında borsa işlemlerinde daha az varlık gösteriyor, depremden önce doğanlara kıyasla daha azının yatırım hesabı bulunuyor, yatırım portföyünü çeşitlendirmeyi daha az tercih ediyor, ve aldığı çeşitlendirme kararına göre çok daha düşük bir portföy getirisine sahip oluyor.

Bu davranışların bir kısmı riskten kaçınma eğilimiyle açıklanabilir. Bir kısmı ise doğum öncesi stres nedeniyle bilişsel gelişimin optimal düzeyde gerçekleşmemesine bağlanıyor—yani finansal bilgi ve karar alma kapasitesinin sınırlı olmasına. 

Daha Olumsuz Etkilenen Yine Kadınlar

Kız bebekler ve özellikle hamileliğin son üç ayında depreme maruz kalan fetüsler, yetişkinlikte daha da pasif finansal davranışlar sergiliyor.

Sonuçların boyutu refah seviyesine göre de değişiklik gösteriyor. Yoksul bölgelerde anne karnında depremi yaşayan bebeklerin büyüdüklerindeki yatırım davranışları, varlıklı bölgelerdeki akranları kadar kötü etkilenmiyor. Yoksul bölgelerde hamileliği daha zor koşullarda geçen kadınların fetüsleri depremin etkilerine daha açık olduğundan, yalnızca en dayanıklı olanlar hayata tutunabiliyor. Kötü şartlarda yaşamayı başarabilmiş daha “dayanıklı” grubun yetişkinlikte daha aktif finansal davranışlar sergilediği görülüyor.

Kimsenin Hesaba Katmadığı Maliyet

Doğum öncesi yaşanan olumsuzlukların yetişkinlikteki finansal kararları, dolayısıyla ekonomiyi etkilediği düşünüldüğünde araştırmanın bulguları yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda sosyal politika belirleme bağlamında da önemli. Çocuk sayısı ya da doğum yöntemleri kadar, anne adaylarının sağlık ve yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik sosyal politikalar geliştirmek hem toplumun hem ekonominin yararına olacaktır.

 

Anahtar Bulgular

• Anne karnında depremi ve/veya etkilerini yaşayan bireylerin yetişkinlikteki yatırım davranışları olumsuz yönde değişiyor.

• Kız bebekler ve hamileliğin son üç ayında depreme maruz kalanların finansal kararları özellikle daha belirgin etkileniyor. 

• Yoksul bölgelerde depreme maruz kalanların yatırım kararları ilginç şekilde kötüleşmiyor. “Güçlü olan hayatta kalır” etkisi nedeniyle yalnızca en dayanıklı fetüslerin hayatta kalması bu bulguya neden olmuş olabilir. 

• Doğum öncesi olumsuzluklar, sadece bireysel finansal davranışları değil ülke ekonomisinin geleceğini de etkiliyor. Annelerin sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirmesi hem çocukların hem de toplumun refahı için önemli.

 

Makalenin tamamı için:

Ersan, Oguz and Simsir, Serif Aziz and Chhaochharia, Vidhi and Kumar, Alok, Heterogeneity in Prenatal Adversity and Portfolio Decisions During Adulthood (April 1, 2024). Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=4430920 or http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.4430920

Hocaların biyografisi ve diğer araştırmaları için link:

Şerif Aziz Şimşir:

https://sbs.sabanciuniv.edu/tr/s-aziz-simsir

https://scholar.google.com.tr/citations?hl=en&user=SnyFbS4AAAAJ&view_op=list_works&sortby=pubdate

Yayına hazırlayan: Gökçe Çalışkan