Yerçekimsel dalgaların varlığı kanıtlandı

Keşfi gerçekleştiren LIGO proje ekibinin MIT ayağının önemli isimlerinden Nergis Mavalvala, 2014 yılında kısa süreliğine üniversitemizde misafir öğretim üyesi olarak görev aldı. Önümüzdeki dönemde de sabbatical görevi ile uzun bir dönem yine üniversitemizde çalışmalarına devam edecektir.


Bilim dünyasının merakla beklediği açıklama yapıldı: Einstein’ın 100 yıl önce ortaya attığı, uzayı ve zamanı büken yerçekimsel dalgaların varlığı kanıtlandı. ABD’deki California Teknoloji Enstitüsü, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) ve LIGO Bilimsel İşbirliği Kurumu’na bağlı bilim insanları yerçekimsel dalgaların varlığını kanıtlandı.

 

Astrofizikçi öğretim üyelerimizden Ersin Göğüş'ün konuyla ilgili değerlendirmeleri ise şöyle:"Bu dalgalar uzun yıllardır beklenen ve nihayet gözlemlenerek direkt bulunan bir olgu. Bu keşif, kütle çekim kuvvetinin aracısının bulunup gözlemlenmesi olayıdır, yani bizi direkt etkileyen yerin çekim kuvvetinin aracısını, taşıyıcısını bulmuş olduk. Bu direkt olarak ilk kez gözlemlendiği resmedildiği için çok önemli, çünkü bundan önce keşfedildikleri yerler bizden binlerce ışık yılı ötedeki nötron yıldızlarıydı. Şimdi ise ilk kez dünyada gözlemlendi. Dolayısı ile bu bilim ve teknoloji adına çok çok önemli bir gelişme."

 

Son 50 yılın en büyük keşiflerinden biri olarak nitelenen bu olayı biliminsanları kainatın tüm hikayesini öğreneceğimiz çok önemli bir gelişme olarak nitelendiriyor.

Peki bu keşif ne işimize yarayacak?

Belki yarın televizyon veya cep telefonu gibi hayatımızı kolaylaştıracak bir icada dönüşmese de bu keşif bilimde tam bir çığır. Çünkü kainatla ilgili tüm bilgilerimiz, radyo dalgaları, ışık, X ışınları, gamma ışınları ve kızılötesi ışınlar gibi elektromanyetik dalgalardan oluşuyor. Bu dalgaların hepsi evrende ilerlerken kesintiye uğrayabildiğinden, 'uzayın hikayesini' bugüne kadar hep parça parça, eksik halde öğrenebiliyorduk.

Kainatin tüm hikayesini öğreneceğiz

Yerçekimsel dalgaların saptanması sayesinde artık astronominin elinde yeni ve çok önemli bir araç var. Bu sayede “kainatın hikayesini” yakında bir bütün olarak öğrenebiliriz. Kainatın ilk dönemine ait hiç bilmediğimiz verilere ulaşabilir, esrarını koruyan karadelikleri ve nötron yıldızlarını daha iyi anlayabiliriz.