Yükseköğretimde kadınların karar alma sürecine katılımı teşvik edilmeli

Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen Ufuk 2020 GEARING Roles Projesi’nin bu yıl ikincisini düzenlediği uluslararası konferans, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin (SU Gender) ev sahipliğinde gerçekleşti. 9-10-11 Kasım 2020 tarihleri arasında çevrimiçi olarak  Yükseköğretim ve Araştırma Kurumlarında Toplumsal Cinsiyet ve Liderlik temasıyla düzenlenen konferansta, katılımcılar üniversiteler ve araştırma kurumları başta olmak üzere, sivil toplum ve yerel yönetimlerde kadın temsiliyetinden cinsiyet eşitliği eylem planlarına kadar birçok başlık altında görüşlerini paylaştı

 

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender), Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen Ufuk 2020 GEARING Roles Projesi’nin bu yıl ikincisi düzenlenen uluslararası konferansına ev sahipliği yaptı. 9-11 Kasım 2020 tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleşen konferansta, yükseköğretimde temsil ve karar alma süreçlerinde yaşanan toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerin giderilmesine yönelik birçok başlık ele alındı.

Yükseköğretim ve Araştırma Kurumlarında Toplumsal Cinsiyet ve Liderlik temasıyla düzenlenen konferansın açılış konuşmacısı olan Purdue Üniversitesi Butler Kürsüsü Başkanı ve Direktörü Profesör Mangala Subramaniam,  “Kurumları Dönüştürmek için Liderlik Yapmak” başlığı altında yüksek öğrenimde toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin deneyimlerini ve önerilerini paylaştı. ABD üniversitelerinde en üst düzey yöneticiler arasında en düşük maaşı alan grubu kadınların oluşturduğunu belirten Profesör Subramaniam, beyaz olmayan kadınlar için bu resmin daha kötü olduğunu söyledi. Etkili bir dönüşüm için hem kurumsal yapı hem de süreç değişiminin önemine dikkat çeken Mangala Subramaniam, şeffaflıktan yoksun yapıların kurumsal değişimi yavaşlattığını ifade etti. Subramaniam konuşmasında, yükseköğretimde liderlik konumunda kadın sayısının düşüklüğünün sorgulanması gerektiğinin altını çizerken, kadınların seslerinin ve görüşlerinin karar süreçlerine nasıl dahil edilebileceğine yönelik önerilerde de bulundu.  Subramaniam’a göre, kurumsal dönüşüm için liderlik, hem duygusal hem entelektüel emek gerektiriyor ve içericilik yolunda liderlerin “sadece bireysel düzeyde değil kurumsal düzeyde işbirlikleri geliştirmesi” gerekiyor. 

KAMALA HARRIS TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE UMUT OLDU

ABD’de son seçimlerde Kamala Harris’in Başkan Yardımcılığı’na seçilmesinin cinsiyete dayalı, ırksal ve etnik kimliğe dayalı eşitsizliklere karşı bir umut doğurduğunu, yeni fırsatlar için kapıyı açtığını söyleyen Subramaniam, liderlik konusunda kadınlara şu tavsiyelerde bulundu:

“Tutarlı bir vizyon için karşılıklı beklentiler konusunda net olun. Bu bağımsızlığı mümkün kılar. Şeffaflık ve gizlilik arasında ince bir çizgi vardır. Buna dikkat etmek gerekir.  Tam olarak terfi etmeyi hedefleyin ve güven inşa edin. Özellikle akademik dünyada rol modellerinizi araştırın ve kendinize seçtiğiniz rol modellerden vazgeçmeyin. Ve en önemlisi kendinize ittifaklar kurun ve müttefikleriniz içine erkekleri de alın.”

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşe Kadıoğlu da, ABD’de Başkan Yardımcılığı’na Kamala Harris’in seçilmesinden sonra gerçekleşen bu konferansın toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda büyük bir umut olduğunu söyledi.

Avrupa Komisyonu Proje Sorumlusu Athanasia Moungou konuşmasında Avrupa şu bilgileri paylaştı:AB komisyonu rakamlarına göre doktora mezunlarının %48’ini kadınlar oluşturuyor. Ancak akademik merdiveni biraz daha tırmandığımızda toplumsal cinsiyet eşitsizliği artıyor. Profesör seviyelerinde kadınlar iş gücünün sadece %24’ünü oluşturuyor. Bu aynı zamanda kadın yazarlar için de geçerli, kadın yazarların oranı sadece %32. Patent başvurusu yapanlara baktığımızda ise %9. Biz sadece rakamları değil, sistemi düzeltmek istiyoruz.” Avrupa Komisyonu projeleri çerçevesinde toplumsal cinsiyete verilen giderek artan öneme de değinen Mongou, kurumsal toplumsal cinsiyet eylem planlarının yeni çerçeve programlarına başvurmanın koşulları arasında yer alacağından da bahsetti.

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Müftüler Baç, Türkiye’de akademik dünyada toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ciddi bir sorun olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Kadın araştırmacıların çıktılarının erkeklerden daha az olduğunu görüyoruz. Kadın araştırmacıların yükü erkek araştırmacıların yükünden daha fazla. Bir erkek yılda 5 makale gönderiyorsa, kadında bu rakam yarıya iniyor. Çünkü kadının ailesiyle ilgili günlük hayatını sürdürebilmek için yapması gereken bir çok farklı işi var. Pandemi de çok farklı bir süreç yarattı. Kadın araştırmacılar akademik çalışmalara pandemi öncesine kıyasla çok daha az zaman ayırabiliyor. Kadın ve erkeklerin farklı performans göstermesinin nedenlerinden biri bu. Kadınların karşı karşıya kaldığı zorlukları tanıyacak liderlere ihtiyacımız var.”

SU Gender Direktörü Hülya Adak, “SU Gender olarak, ayrımcılığın olmadığı, çoğulculuğun ve kapsayıcılığın olduğu bir ortam yaratmak için çalışıyoruz. Marjinal ve üniversiteden bağımsız bir merkez olarak faaliyet göstermek yerine, üniversiteyi radikal biçimde dönüştürmek istiyoruz. GEARING Roles Projesi’yle üniversitede toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

SU Gender GEARING Roles koordinatörleri Ayşe Gül Altınay, Zeynep Gülru Göker ve İlayda Ece Ova ise proje kapsamında Sabancı Üniversitesi’nde katılımcı bir “birlikte yaratma” süreci sonunda bir Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Planı oluşturduklarını anlattılar ve “Bu eylem planının hazırlanmasına 100’e yakın öğretim üyesi, idari çalışan ve öğrenci katkıda bulundu. Birlikte yarattık. Hep birlikte sahip çıkacağımızı biliyoruz” dediler.

SU Gender’ın proje ortağı olarak yer aldığı “Gender Equality Actions in Research Institutions to traNsform Gender Roles” (GEARING Roles) Projesi, Avrupa Komisyonu’nun Ufuk 2020 programından alınan 3 milyon Euro tutarındaki fon ile 6 Avrupa ülkesinde 10 proje ortağı kurum ile yürütülüyor. Kasım 2019’da başlayan projenin 4 yıl sürmesi bekleniyor.

KADIN LİDERLER PANDEMİ SÜRECİNİ ERKEKLERDEN DAHA İYİ YÖNETTİ

Konferansa katılan SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Başkanı Gülseren Onanç, kadın liderlerin olduğu ülkelerde pandemi sürecinin erkeklerin yönettiği ülkelere kıyasla daha başarılı yönetildiğini söyledi. Onanç, şöyle konuştu: “Kadın liderler, tıkanan sistemlerin çözümüne ilişkin nasıl iyi yaklaşım getirebileceğini gösterdi. Yeni Zellanda’dan Almanya’ya, Finlandiya’dan Taiwan’a bu kadın liderlerin ortak bazı özellikleri var: Çok yetkin ve konularında uzmanlar, eşitlik konusuna sadece kadın düzleminde bakmıyorlar, bütünsel eşitliğe inanıyorlar. Kendileri de mücadeleden geldikleri için eşitlik konusunda empati yapma güçleri yüksek ve hızlı karar alabiliyorlar. Pek çok erkeğe kıyasla ne kadar hızlı karar aldıklarını  bu süreçte gösterdiler ve ülkelerini pandemiden koruyabildiler.”

Zehra Sayers

Türkiye’deki çeşitli üniversitelerde Avrupa Komisyonu projeleri kapsamında yürütülen projelere dair bilgi paylaşımının yapıldığı bir oturumda, Ayşe Güneş-Ayata, Mary Lou O’Neil ve Nurseli Yeşim Sünbüloğlu da ODTÜ, Kadir Has Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi’nde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik yapılan kurumsal çalışmalar hakkında bilgi paylaştı. Oturumda üniversiteler arasındaki işbirliğinin önemine değinildi.

Konferansta konuşan Sabancı Üniversitesi Kurumsallaşma ve Toplumsal Katkı Süreçlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı Fuat Keyman ise SU Gender’ın Sabancı Üniversitesi’nin toplumsal cinsiyet bakış açısının oluşturulmasına çok önemli bir katkı sağladığını belirterek üniversitelerin ataerkil ve erkek odaklı sistemler olabildiğini, Sabancı Üniversitesi’nin toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesi ve içselleştirilmesi anlamında en iyiler arasında yer aldığını belirtti.

11 Kasım, Çarşamba günü “Yükseköğrenim ve Araştırma’da Toplumsal Cinsiyet ve Liderlik” başlığıyla düzenlenen ikinci oturumda “He for She”den “We for She”ye, Eşitlikçi Geleceği Destekleyecek Liderlik İçin Stratejiler ve Dayanışma konulu sunumuyla yer alan Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, “Sahadaki kadın liderler arasında yapılan araştırmalarda liderlik için gereken 19 yetkinlikten 17’sinde kadınların daha iyi olduğu görülüyor. Kadın liderler bu kadar başarılıyken bu değişim neden bu kadar yavaş gerçekleşiyor? Kadınların oranının düşük olmasında tek tipleştirme ve önyargı ağır basıyor” değerlendirmesinde bulunurken, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Zehra Sayers ise toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda esas olanın zihniyet değişikliği olduğuna vurgu yaptı.

Oturuma ayrıca Lizbon Üniversitesiİnsan Coğrafyası ve Göç Çalışmaları Profesörü Maria Lucinda Fonseca, Ljubljana Üniversitesi Sanat Fakültesi Sosyoloji Profesörü Milica Antić Gaber, Oxford Brookes Üniversitesi Pro-Şansöyle Yardımcısı ve Sağlık ve Yaşam Bilimleri Fakültesi Dekanı Astrid Schloerscheidt katıldı. Oturumun bir diğer katılımcısı ve GEARING-roles projesi danışma kurulu üyesi Cordoba Üniversitesi Anayasa Hukuku Profesörü Octavio Salazar, eril mekanlar olan üniversitelerin olumlu anlamda dönüşmesi için erkeklerin de katkısının çok önemli olduğunu söyledi.