Sakıp Sabancı Müzesinde sanat tarihi seminerleri başlıyor

Çok yönlü ve katılımcı bir müzecilik deneyimi sunan SSM’in  Türkiye’de akademik düzeyde sanat tarihi eğitimini 1943’te başlatan İstanbul Üniversitesi Genel Sanat Tarihi Anabilim Dalı işbirliğiyle tüm sanatseverlere yönelik düzenleyeceği seminer dizisi 19 Mart Cumartesi günü başlayacak.

 SSM Öğrenme Programları kapsamında cumartesi günleri çevrim içi olarak devam edecek program; sanat tarihi disiplininin oluşumundan başlayarak Ortaçağ, Rönesans, Barok Çağı, 17. yy Hollanda sanatı, Aydınlanma Çağı, İzlenimcilik ve Dışavurumculuk, Kübizm – Fütürizm , Gerçeküstücülük ve Modernizm konularını kapsayacak. Dersler, her biri konusunun uzmanı akademisyenler Prof. Dr. Uşun Tükel, Doç. Dr. Serap Yüzgüller, Doç. Dr. Seda Yavuz, Doç. Dr. Simge Özer Pınarbaşı ve Araştırma Görevlisi Gül C. Altun tarafından verilecek.

 Seminerler dizisi, Prof. Dr. Uşun Tükel’in İlkçağdan başlayarak 20. yüzyıla sanat tarihinin oluşumu ve disiplin haline gelişinin kilometre taşlarını tüm yönleriyle anlatacağı Sanat Tarihi Disiplininin Oluşumu” başlıklı semineriyle başlayacak ve25 Haziran Cumartesi günü “Öfke, Dram ve Yaratıcılık: Weimar Almanya’sında Sanat” semineriyle tamamlanacak.

 Her bir seminerden sonra katılımcılara Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi tarafından katılımcı belgesinin verileceği seminerler çevrimiçi gerçekleştirilecek.

 Her hafta farklı bir konunun ele alınacağı seminerlere Sabancı Üniversitesi çalışanları super22 kodu ile %20 indirimli olarak SSM’nin web sitesi üzerinden kayıt yaptırabiliyor.  

 

PROGRAM

 19 Mart Cumartesi - 26 Mart Cumartesi 10.00 – 12.00

“Sanat Tarihi Disiplininin Oluşumu (I-II)”

Prof. Dr. Uşun Tükel

“Sanatçı yazarlardan” sanat tarihçiliğinin doğuşuna uzanan serüvenin öyküsü. “Eli kalem tutan” ilk sanatçı kimdi, kime ilk sanat tarihçisi diyebiliriz? İlkçağdan 20. Yüzyıla sanat tarihinin oluşumu ve disiplin haline gelişinin kilometre taşları. Sanatçı/yazarlar, kuramcılar, yöntemler, tartışmalar… Kısaca “materiam superabat opus”.

 

2 Nisan Cumartesi 10.00 – 12.00

“Hristiyanlığın İmgedeki İnşası: Ortaçağ Sanatı”

Doç. Dr. Serap Yüzgüller

Hristiyanlığın resmi din olarak kabulüyle Kutsal Kitap ve dini literatür ekseninde biçimlenen Ortaçağ sanatı, yaklaşık bin yıllık süreci kapsayan ve erken Hristiyan dönemden Gotik sanata değin içerisinde birçok üslubu barındırır. Tarihsel ve dinsel kritik kavşakların rehberliğinde gerçekleşecek bu seminerde, katakomp resimlerinden minyatüre, duvar resimlerinden mimariye çeşitli sanat üretimleri üzerinden Ortaçağ sanatı incelenecek.

 

9 Nisan Cumartesi 10.00 – 12.00

“Alberti’nin Penceresi: İtalya’da Rönesans Sanatı”

Doç. Dr. Serap Yüzgüller

Batı kültürü ve sanatı bağlamında adeta mitleştirilen Rönesans dönemi, “yeniden doğuş” mottosundan hareketle Antikçağ mirasını Hristiyan bir düşünce evreninin üzerinde inşa etme sürecini tanımladığı gibi bir yandan da sanata kuramsal bir çerçeveden bakarak natüralizmi yeni teknik yöntemlerle “icat etmişti”. Sanatçı ve kuramcı Alberti’nin pencere metaforuyla tanımladığı yeni sanat anlayışının mercek altına alınacağı bu seminerde, Rönesans sanatının izi, döneme damgasını vuran Yeni Platoncu düşüncenin argümanları eşliğinde sürülecek.

 

16 Nisan Cumartesi 10.00 – 12.00

“Natüralizmin Öteki Yüzü: Kuzey’de Rönesans Sanatı”

Doç. Dr. Serap Yüzgüller

İtalya’da yeni bir sanat inşa edilirken, Antik Roma’nın anıtsal mirasıyla doğrudan teması olmayan Alplerin kuzeyinde de antikiteyi diriltmekten ziyade “görünen dünya”nın gözlemlenmesinden hareketle natüralist bir üslup yeşermektedir. Matbaanın icadıyla çağın literatürünün bütün Avrupa coğrafyasında dolaşıma sokulması ve Kuzeyli sanatçıların İtalya gezileri de etkileşimi güçlendiren önemli etkenlerdir. Natüralizmin öteki yüzüne tanıklık edilecek bu seminerde, Kuzeyli ressamların sanat anlayışına odaklanılacak. 

 

23 Nisan Cumartesi 10.00 – 12.00

“Karşı Reform ve Tinsellik: Maniyerizm’den Barok Çağ’a Sanat”

Doç. Dr. Serap Yüzgüller

Luther’in 95 Tez’i Reform hareketini başlatırken, Katolik Kilisesi de Karşı Reform süreciyle antitezini devreye sokar ve bu süreç özellikle Latin coğrafyasında sanatın propaganda aracına dönüştürüldüğü tinsel bir iklimi beraberinde getirir. 16. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Rönesans sanatının kanonlaşan ilkelerinin ihlalini ilan eden Maniyerizm Rönesans’tan kopuşu haber verirken, yüzyılın son çeyreğiyle birlikte yeşermeye başlayan Barok üslup ise yeni bir kanonun inşasıyla 17. yüzyıl sanatına damgasını vurur. Bu seminerde, Maniyerist ve Barok sanat anlayışı dönemin dini tezleri ve düşünsel argümanları bağlamında ele alınacak.

 

7 Mayıs Cumartesi 10.00 – 12.00

“Çerçevenin Ötesinde: Barok Resim Sanatı”

Doç. Dr. Serap Yüzgüller

Umberto Eco, “Açık Yapıt” metninde Rönesans ve Barok üsluplarını karşılaştırırken Barok yapıtlara atıfla “keşfedilmesi gereken potansiyel bir giz, oynanması gereken bir rol ve hayal gücünü harekete geçiren bir uyaran”dan söz eder. Eco’nun formüle ettiği bu söylemin kılavuzluğunda, çerçevenin sınırlarına yeni deneyimler dahil eden Barok ressamların yapıtlarına odaklanılacak bu seminerde, resim sanatı ve temsil ilişkisine daha “yakından” bakılacak.

 

14 Mayıs Cumartesi 10.00 – 12.00

“17. Yüzyıl Hollandası: Tinin Ürettiği Şey Olarak Sanat “

Prof. Dr. Uşun Tükel

Rönesans’tan Barok’a geçerken özgürleşen Hollanda’nın Sanatı. Tür ressamlığının doğuşu ve zirveye çıkışı, Hegel’i hayran bırakan bir ulusun tarih sahnesinde zirveye çıkışının genel bir serüveni.

 

14 Mayıs Cumartesi 10.00-12.00

“Rembrandt’a Stüdyodan Bakmak: 17. yy Hollanda Sanatında Özgün bir Üretim Mekânı”

Araş. Gör. Gül C. Altun

17. yüzyılda tüm Hollanda içinde en kalabalık kentli nüfusu barındıran Amsterdam, sahip olduğu ekonomik imkanlar ve ülkeler arası bağlantılar ağıyla genç ressamlar için çekim merkezine dönüşmüştür. Rembrandt da memleketi Leiden’daki ilk stüdyo deneyiminin ardından Amsterdam’a taşınmış, 1639’da kentin yükselen bölgesi St.Antoniesbreestraat’da satın aldığı ve 1656’daki iflasına kadar sanat kariyerinin en parlak dönemini geçirdiği evi kapsamlı bir stüdyo olarak kullanmıştır. Rembrandt’a özgü gelenek dışı uygulamalara değinilecek olan bu seminerde, sanat ve yaşamın güçlü kesişimini örnekleyen Amsterdam stüdyosu sanatçının yaşamından biyografik kayıtlar eşliğinde ele alınacak.

 

21 Mayıs Cumartesi 10.00 – 12.00

“Aydınlanma Çağı ve Sanat “

Doç. Dr. Simge Özer Pınarbaşı

Aydınlanma çağının kültür ortamı üzerinde durulacak seminerde, Rokoko üslubu ve Neoklasizm akımı tanıtılacak, Watteau, Fragonard, Boucher, Jacques Louis David, Ingres gibi dönem sanatçılarının yapıtları incelenecek.

 

28 Mayıs Cumartesi 10.00 – 12.00

“19. Yüzyıl: Akımlar Çağı”

Doç. Dr. Simge Özer Pınarbaşı

Romantizm ve Realizm akımlarının ele alınacağı seminerde, Avrupa'nın değişik ülkelerinden Gericault, Delacroix, Caspar David Friedrich, Francisco Goya gibi Romantik sanatçıların ve Daumier, Courbet, Millet gibi Realist sanatçıların yapıtları incelenecek.

 

4 Haziran Cumartesi 10.00 – 12.00

“Optik Nesnelliğe Karşı İçsel Öznellik: İzlenimcilik vs Dışavurumculuk”

Doç. Dr. Seda Yavuz

19. yüzyılın ikinci yarısında fotoğrafın yaşama dahil olmasının etkisi görme biçimlerini dönüştürür. Bir diğer etki de Barbizon Okulu olarak anılan sanatçıların açık havada resim yapmalarıyla birlikte ışık algısının değişmesidir. Tüm bu nedenler ve sosyo-kültürel yenilikler İzlenimci sanatçıların resimde optik alanlara odaklanmalarını sağlar. Genelde gündelik konular işlenir ve açık hava resimleri yapılır. 19. yüzyılın sonunda ise tüm bu faktörlere yoğun salgınlar ve iç savaşlar eklenir. Dönemin sanatçıları bireysel ve toplumsal sıkıntıları kendi perspektiflerinden resme yansıtmaya başlarlar. Bu sanatçılar yani Dışavurumcular, İzlenimcilerin temsilin olanaklarını genişlettikleri alanı ifade etmenin öznelliğiyle resim ve heykel alanlarında farklı bir noktaya getirirler. Seminerde, İzlenimci resimlerin ışık ve renk kullanımları tartışılacak, Dışavurumcu resimlerin çarpıcı hatta rahatsız eden içerikleri ve bu içeriği biçimsel anlamda vurgulamak için renk, ışık, çizgi vd. kullanımları örneklerle irdelenecek.

 

11 Haziran Cumartesi 10.00 – 12.00

“Biçim, Anlam ve Yapıyı Bozmak (I): Kübizm – Fütürizm”

Doç. Dr. Seda Yavuz

Biçimsel anlamda 19. yüzyılda başlayan ve özellikle Cèzanne’ın geometrik indirgeme önerisiyle birlikte doruğa ulaşan yeni yaklaşımlar Kübizm akımında görülür. Seminerde, Picasso, Braque ve Gris’den örnekler ile Kübizm akımı ele alınacak. Heykelde Lipchitz ve Laurens’in biçimlendirmeleri akımın, Afrika masklarından ve ritüel nesnelerinden etkilenmelerini anlamaya yardımcı olacak. Barok dönemden sonra sanatsal üretimde çok etkin olmayan İtalya’nın hız, zaman ve hareketi öncülleyerek oluşturduğu resim ve heykeller Fütürizm’i irdelerken öncü rol alacak. Resim, heykel ve müzik manifestolarına da bakılarak fütürist sanatçıların amaçladıkları ve ulaştıkları sonuçların tartışılacağı seminerde, fütürist müzik ve sinema örnekleri de yukarıda bahsedilen kavramlarla ilişkilendirilerek çözümlemelere gidilecek.

 

18 Haziran Cumartesi 10.00 – 12.00

“Biçim, Anlam ve Yapıyı Bozmak (II): Dada – Gerçeküstücülük”

Doç. Dr. Seda Yavuz

Sanatın ölümü tartışmalarında resim ve heykele hazır nesneyi dahil eden Dada ve Gerçeküstücülük ortaklaştıkları ve farklılaştıkları noktalar üzerinden irdelenecek. Dada hareketinde ‘absürt’ sözün imgeye dönüşmesi birçok farklı malzemenin kullanımını da içerir. Dadacı şiir, resim, kolaj ve asamblajlar yeni bir anlam evreninin olanaklılığını işaret ederler. Bir diğer taraftan gerçeküstücü yaklaşımın ‘gerçek dışılığı değil de gerçeğin insandaki iz düşümünü arıyor’ olması tuvalin sınırlarını ve eşzamanlı zihni zorlayan alanlar oluşturur. Her iki üretimin mantığı da insanın çocukluğuna yaklaşmasını hedefler. Şairlerin tetiklediği bu akımlar kendi dünyalarını yansıtan bir enerjiyi izleyicileriyle buluştururlar. Seminerde, geleneksel üretimlerin kırılma noktaları sinema örnekleriyle de ele alınacak.

 

25 Haziran Cumartesi 10.00 – 12.00

“Öfke, Dram ve Yaratıcılık: Weimar Almanya’sında Sanat “

Prof. Dr. Uşun Tükel

İki savaş arası Almanya’da sanatın dramatik yolculuğu. Modernizm’in büyük ustalar eliyle inşası. Öfkeli Neue Sachlickeit, Yaratıcı Bauhaus ve III. Reich Dramı.