Avrupa Birliği'nin jeopolitik çıkarları öne çıktı

Sabancı Üniversitesi-İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)–Stiftung Mercator Girişimi, Kıdemli Konuk Araştırmacı Wolfgang Wessels'ın katılımıyla “Avrupa Birliği’nin Yeni Liderliği Altında AB-Almanya- Türkiye İlişkileri için Sorunlar ve Beklentiler” konulu panele ev sahipliği yaptı. 


Türkiye ve Avrupa arasındaki akademik, sosyal ve kültürel bağları güçlendirmeyi hedefleyen Sabancı Üniversitesi-İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)–Stiftung Mercator Girişimi, Kıdemli Konuk Araştırmacı Wolfgang Wessels'ın konuşmacı olduğu “Avrupa Birliği’nin Yeni Liderliği Altında AB-Almanya ve Türkiye İlişkileri için Sorunlar ve Beklentiler” konulu panel dün İstanbul’da yapıldı. Moderatörlüğünü İPM Akademik İşler Koordinatörü Senem Aydın Düzgit’in gerçekleştirdiği panelde İPM Kıdemli Araştırmacısı Atila Eralp de yer aldı. 

Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasında Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerinin geleceğinin masaya yatırıldığı toplantıda şu konulara yer verildi:

- Brexit ile birlikte Fransa Cumhurbaşkanı ve Almanya Şansölyesinin güç dengesi 

- Birliğin liderlerinin Haziran 2019’da Avrupa Konseyi’nde formüle ettiği yeni “Stratejik Gündem 2019–2024” ışığında, Türkiye ile Birlik arasındaki ilişkilerin doğası ve geleceği 

- Önemli AB kurumlarının ve Alman hükümetinin kamuoyunu ilgilendiren konulardaki açıklamalarının uzun vadeli analizi 

Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerinde Almanya’nın Önemi Artacak 

Wolfgang Wesselsyaptığı konuşmada, “ABD ve Rusya ekseninde gelişen dünya siyaseti bağlamında Avrupa Birliği’nin jeopolitik çıkarları öne çıkmıştır. Güç dengeleri nezdinde pozisyon alma öncesine göre önem kazanmıştır. İPM’nin, uyuşmazlık çözümlerinde açtığı alanı çok kıymetli buluyorum” diyerek yeni dünya düzenine ilişkin tespitlerini dile getirdi. 

Atila Eralp de, “Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerinde Almanya hep önemli bir yere sahip olmuştur ancak yeni güçler dengesinde önemi daha da artacak görüşündeyim. Türkiye’nin ihtiyacı olan ekonomik iyileşmeyi de kapsayan kurallara dayalı bir sistemin oluşmasıdır. Çok taraflı politika ekseninde birlikte hareket etmeye dayalı bir dayanışma içerisinde olmak Türkiye’nin çıkarlarını da korur” dedi.