Sabancı Üniversitesi öğrencileri için uluslararası değişim programları, hem akademik hem de kişisel gelişim açısından eşsiz fırsatlar sunuyor. Bu yıl Venedik Uluslararası Üniversitesi’nde (Venice International University - VIU) eğitim alma fırsatı yakalayan Endüstri Mühendisliği ve Yönetim Bilimleri çift anadal öğrencisi Ekin, bu özel deneyimini üniversitemizle paylaştı. Sürdürülebilirlikten disiplinlerarası eğitime, Venedik’in büyüleyici atmosferinden kültürel çeşitliliğe uzanan bu röportajda Ekin, VIU’daki eğitim sürecini, karşılaştığı fırsatları ve bu sürecin kariyer hedeflerine etkilerini GazeteSU’ya anlattı.
1. Öncelikle kendini kısaca tanıtır mısın?
Ben Ekin, Endüstri Mühendisliği ve Yönetim Bilimleri çift anadal programında 3. sınıf öğrencisiyim. Venedik Üniversitesi’ne bahar dönemi için Yönetim Bilimleri programıyla kabul edildim. Akademik olarak sürdürülebilirlik, pazarlama ve tedarik zinciri yönetimi konularıyla ilgiliyim. Bunun yanı sıra farklı kültürleri tanımak, yeni bakış açıları kazanmak ve dünyayı keşfetmek benim için her zaman bir tutku oldu. Boş zamanlarımda yeni yerler keşfetmeyi, fotoğraf çekmeyi, kitap okumayı ve sanatla ilgilenmeyi severim.
2. Neden değişim programı için Venedik Üniversitesi’ni seçtin?
Venedik Üniversitesi’ni tercih etmemin en önemli nedeni, şehrin köklü tarihi ve Avrupa’nın farklı kültürlerini bir araya getiren eşsiz konumu oldu. Sanat, tarih ve mimarinin bir araya geldiği Venedik’te okuma fikri beni cezbetti. Venedik Üniversitesi, sadece mimarisi ve sanatıyla değil, aynı zamanda sunduğu disiplinlerarası ve zengin akademik ortamıyla da beni etkiledi. Venedik Üniversitesi’nin disiplinlerarası dersleri ve uluslararası öğrenci-akademisyen yapısı, kendimi ve kariyerimi geliştirmek için ideal bir ‘network’ ortamı sundu. Ayrıca ‘Globalization Program’ kapsamındaki özgün ve detaylı ders içerikleri tercihimi belirleyen en önemli unsurlardan biriydi. Bu program kapsamında spesifik küresel konularda detaylı ve özenle hazırlanmış ders içerikleri beni etkiledi. Aynı zamanda her hafta yapılan ders dışı saha etkinlikleri ile derslerde öğrendiğimiz teorik bilgilerin pekiştirilmesi de ilgimi çeken bir diğer etken oldu. Bu deneyimin bana sadece akademik anlamda değil, kültürel olarak da yeni bakış açıları kazandıracağına inandım.
Ayrıca dünya çapındaki akademik bir ağ içerisinde her ülkenin en iyi okullarından en iyi hocaları program dahilinde tercih etmeleri bu üniversiteyi seçmek konusundaki en büyük motivasyonlarımdan biri oldu.
3. Gitmeden önce nasıl beklentilerin vardı?
Gitmeden önce Venedik Üniversitesi’nin bana hem akademik hem kültürel anlamda çok şey katacağını umuyordum. Farklı bir eğitim sistemini deneyimlemek, uluslararası bir ortamda kendimi geliştirmek ve yeni insanlarla tanışmak en büyük beklentilerimdi. Bu beklentilerimin büyük ölçüde karşılandığını söyleyebilirim. Akademik anlamda disiplinlerarası bakış açısını ve grup çalışması kültürünü çok besleyici buldum. Farklı ülke ve üniversitelerden gelen akademisyenlerden ders almak ve sınıf ortamını yine uluslararası öğrencilerle paylaşmak network açısından çok faydalı oldu.
Olumlu anlamda en çok, farklı ülkelerden gelen öğrencilerle kurduğum samimi ilişkiler ve birlikte ürettiğimiz projeler beni şaşırttı. Olumsuz anlamda ise ilk başta bürokratik süreçlerin ve bazı resmi işlemlerin beklediğimden daha yavaş ilerlemesi zorlayıcı oldu. Ama zamanla bu sürece de alıştım ve çözüm odaklı kalmaya çalıştım. Üniversitenin öğrenci işleri de her zaman destekleriyle yanımızda oldular.
4. Venedik’te yaşamak ve öğrenim görmek nasıl bir deneyim oldu?
Venedik’te yaşamak ve öğrenim görmek benim için unutulmaz bir deneyimdi. Şehrin her köşesinde tarihin ve sanatın izlerini görmek, ders aralarında ya da boş zamanlarımda adeta bir açık hava müzesinde dolaşmak gibiydi. Kampüs, uluslararası bir öğrenci topluluğunu bir araya getiren sıcak bir ortam sundu. Aynı zamanda kampüsün Venedik’in küçük bir adasında yer alıyor olması da ilginç bir deneyimdi. Küçük sınıflar ve hocalarla doğrudan iletişim imkânı beklentilerimi fazlasıyla karşıladı.
Günlük yaşam ise ilk başta alışmakta zorlandığım ama zamanla keyfini çıkarmaya başladığım bir deneyimdi. Venedik’in labirent gibi sokaklarında kaybolmak, vaporetto ile okula gitmek, market alışverişi için bile kanallardan geçmek başta farklı ve yorucu gelse de şehrin bir parçası olduğumu hissettirdi.
Beni en çok etkileyen şey ise her gün karşıma çıkan yeni bir detayın – bir heykel, bir köprü, bir küçük meydan – Venedik’in ruhunu hissettirmesiydi.
5. Venedik’te kaldığın süre boyunca unutamadığın bir anı veya kültürel etkinlik var mı?
Venedik’te kaldığım süre boyunca en unutamadığım anılardan biri, şehrin ünlü karnavalına denk gelmem oldu. Renkli maskeler, tarihi kostümler ve sokaklarda kurulan sahne gösterileriyle şehir adeta başka bir dünyaya dönüşmüştü. Birçok yaştan insan ya kendi tasarladıkları orijinal kostüm ve maskelerle ya da tarihi kostümlerle Venedik sokaklarında dolaşıyordu. Günlük hayatta sıradan bir şeymiş gibi bu insanları görmek çok ilginç ve eğlenceliydi. Aynı zamanda bazı geceler şehir meydanında özel konser ve gösteriler düzenlenmişti. Dünyadaki en ünlü karnavallardan birine denk gelmek benim için unutulmazdı.
6. Program kapsamında katıldığın derslerde veya projelerde yeni öğreniler edinme şansın oldu mu?
Venedik Üniversitesi kapsamında katıldığım dersler ve projeler bana disiplinlerarası bakış açısının ne kadar değerli olduğunu gösterdi. Farklı ülkelerden ve bölümlerden gelen öğrencilerle birlikte çalışmak, aynı soruna birden fazla perspektiften yaklaşmayı öğretti. Özellikle sürdürülebilirlik ve küresel yönetim gibi konuları mühendislik, ekonomi ve sosyal bilimler penceresinden bir arada tartışmak benim için çok öğreticiydi.
Yeni öğrendiğim en önemli şeylerden biri, karmaşık problemlere çözüm ararken tek bir disiplinden beslenmenin yetersiz kalabileceği ve farklı bakış açılarını bir araya getirmenin ortaya çok daha yaratıcı ve etkili fikirler çıkarabileceğiydi. Üniversitenin bu çeşitlilikte bir ortam sunması, analitik düşünme biçimimi geliştirmeme ve dünyaya daha geniş bir perspektiften bakmama katkı sağladı.
Ayrıca her hafta cuma günleri derslerle veya şehirle ilgili saha projeleri ve geziler düzenleniyordu. Benim aklımda kalan ise “Navigating Waste Water” dersi kapsamında gittiğim atık su arıtma tesisi sahası oldu. Bu saha ile birlikte sürdürülebilirlik konusu altında aldığım bu dersi pratiğe dökme imkanı buldum. Toplanılan atık suların arıtım tesisinde ilerlediği yolu adım adım gözlemleme ve uzman kişilerden dinleme fırsatı bulduk. Bu saha dersin finali için hazırladığım raporu yazmamda da yardımcı oldu.
7. Sabancı Üniversitesi ve Venedik Uluslararası Üniversitesi (VIU) iş birliği sana nasıl bir fırsat sundu?
Sabancı Üniversitesi ile Venedik Uluslararası Üniversitesi arasındaki iş birliği, bana uluslararası ve disiplinlerarası bir ortamda kendimi geliştirme fırsatı sundu. VIU’nun konsorsiyum yapısı sayesinde farklı ülkelerden ve disiplinlerden gelen öğrencilerle bir araya gelerek ortak dersler aldım, projeler yürüttüm ve dünya meselelerine farklı bakış açılarıyla yaklaşmayı deneyimledim. Bu çeşitlilik, sadece akademik değil, kültürel anlamda da bana büyük bir zenginlik kattı.
Disiplinlerarası yaklaşım, özellikle karmaşık küresel konuları ele alırken ne kadar gerekli olduğunu bana gösterdi. Sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, göç gibi konuları mühendislik, sosyal bilimler ve ekonomi perspektiflerinden birlikte tartışmak ve çözüm aramak çok değerliydi. Sabancı’nın bu tür bir uluslararası ağa dahil olması, bu deneyimi yaşamamı mümkün kıldı ve bana dünyaya daha geniş bir pencereden bakma becerisi kazandırdı.
8. Farklı ülkelerden gelen öğrencilerle iletişimin nasıldı?
Farklı ülkelerden gelen öğrencilerle iletişim kurmak, Venedik’teki değişim programımın en keyifli ve öğretici yanlarından biriydi. Hepimiz farklı kültürlerden geliyorduk ama ortak projeler, grup çalışmaları ve sosyal etkinlikler sayesinde aramızda güçlü bağlar kurduk. Bu çeşitlilik, bana hem kendi kültürümü anlatma hem de başkalarının dünyaya nasıl baktığını anlama fırsatı sundu.
Kültürel etkileşim açısından unutamadığım anlardan biri, değişim öğrencileri olarak organize ettiğimiz “mutfak gecesi”ydi. O akşam herkes kendi ülkesine özgü bir yemek hazırlayıp paylaştı ve yemekler üzerinden kültürlerimizi konuştuk. Masada sadece farklı tatlar değil, farklı hikâyeler ve yaşam tarzları da buluştu. O gece, farklılıklarımızın nasıl bir zenginlik yarattığını bir kez daha hissettim. Dönem bittiğinde pek çok ülkeden kalıcı arkadaşlıklar edinmiş olarak Türkiye’ye döndüm.
9. Bu deneyimin kariyer hedeflerine veya akademik yolculuğuna nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsun?
Venedik Üniversitesi’nde edindiğim deneyim, kariyer hedeflerim ve akademik yolculuğum için güzel bir adım oldu. Disiplinlerarası eğitim ve uluslararası ortam, analitik düşünme becerilerimi ve problem çözme yeteneklerimi geliştirmemi sağladı. Ayrıca, farklı kültürlerden insanlarla çalışma deneyimi, gelecekte küresel projelerde ve çok uluslu ekiplerde yer alabilme yeteneğimi güçlendirdi. Akademik olarak, aldığım dersler ve katıldığım projeler, sürdürülebilirlik ve inovasyon gibi alanlarda derinleşmeme olanak tanıdı. Kariyer planlarımda, bu tür uluslararası ve disiplinlerarası deneyimlerin bana önemli avantajlar sağlayacağına inanıyorum. Bu süreç, kendimi sürekli geliştirme ve yenilikçi çözümler üretme motivasyonumu artırdı.
10. Programa katılmak isteyen Sabancı Üniversitesi öğrencilerine tavsiyelerin var mı?
Programa katılmak isteyen Sabancı Üniversitesi öğrencilerine en önemli tavsiyem, hazırlık sürecini iyi planlamaları ve açık fikirli olmaları olur. Yeni bir ülkeye ve kültüre adım atmak hem heyecan verici hem de zaman zaman zorlayıcı olabilir; bu yüzden esnek ve sabırlı olmak çok önemli. Akademik olarak ise ders programını ve üniversitenin sunduğu olanakları önceden araştırmak, beklentilerini yönetmek ve kendini buna göre hazırlamak faydalı olacaktır.
Oradaki yaşam için ise mümkün olduğunca sosyal etkinliklere katılarak farklı kültürlerden insanlarla iletişim kurmalarını öneririm. Kültürel farklılıklar karşısında hoşgörülü olmak ve öğrenmeye açık kalmak, deneyimi çok daha zengin ve unutulmaz kılacaktır. Ayrıca, günlük hayatın içinde küçük ayrıntılara dikkat etmek—örneğin yerel lezzetleri tatmak, şehri keşfetmek—programı sadece akademik değil, hayat boyu sürecek bir deneyime dönüştürür.
11. Son olarak, Sabancı Üniversitesi’nin VIU Konsorsiyumu üyeliği hakkında ne düşünüyorsun?
Sabancı Üniversitesi’nin Venedik Uluslararası Üniversitesi (VIU) Konsorsiyumu’na Türkiye’den ilk katılan üniversite olması, öğrenciler için gerçekten büyük bir fırsat ve gurur kaynağı. Venedik Üniversitesi dünyadan yalnızca seçilmiş belirli üniversitelerin öğrencilerinin kabul edildiği bir program sunuyor. Böyle prestijli ve disiplinlerarası bir uluslararası ağın parçası olmak, sadece akademik anlamda değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal açıdan da öğrencilerin vizyonunu genişletiyor.
Bu konsorsiyum sayesinde Sabancı öğrencileri, farklı ülkelerden gelen seçkin öğrencilerle birlikte öğrenme, projeler üretme ve küresel meseleleri birlikte tartışma şansı yakalıyor. Bu tür uluslararası deneyimler, öğrencilerin kariyerlerinde önemli bir avantaj sağlıyor ve onları daha donanımlı, özgüvenli bireyler haline getiriyor. Sabancı Üniversitesi’nin bu tür iş birlikleriyle öğrencilerine kapılar açması, Türkiye’nin akademik arenadaki yerini güçlendirmeye de katkı sağlıyor.