Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Rehberi

“Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” tanıtıldı

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, şirketlerin, çalışan kadınların yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini amaçlayan rehber, 15 Aralık 2015, Salı günü düzenlenen toplantı ile tanıtıldı. TÜSİAD’ın işbirliğiyle ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın desteği ile geliştirilen rehberin tanıtım toplantısında T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu bir konuşma yaptı.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi’nde yeni bir adım daha atıldı. Proje kapsamında, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” hazırlandı.

“Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla kadına yönelik şiddete tolerans göstermeyen bir iş kültürünün geliştirilmesinde şirketlere yardımcı olmak amacıyla hazırlandı.  

TÜSİAD’ın işbirliği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Sabancı Vakfı’nın desteği ile geliştirilen rehber 15 Aralık 2015, Salı günü, İstanbul Sanayi Odası Odakule Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantı ile paylaşıldı.

Toplantının açılış konuşmalarını T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes ve UNFPA Türkiye Temsilcisi, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Bölge Direktörü Karl Kulessa yaptı. 

Açılış konuşmalarının ardından TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Nur Ger’in moderatörlüğünde bir oturum düzenlendi. Rehber sunumunu Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat gerçekleştirdi. Oturumda rehberin uygulanması ve rehberde yer alan en iyi uygulama örnekleri hakkında bilgi verildi. 

Şiddete sıfır tolerans hem mevzuatta hem uygulamada son derece önemli

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes mevzuatın kadına yönelik şiddetle mücadelede caydırıcı hükümler içermesinin, 'Şiddete sıfır tolerans'ın hem mevzuata hem de mevzuatın uygulanmasına yansımasının son derece önemli olduğunu söyledi.

Symes konuşmasında, küresel bir araştırmaya göre, dünya kadınlarının yüzde 30'unun, yani 723 milyon kadının şiddet mağduru olduğunu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesinin araştırmasına göre ise Türkiye'de her 10 kadından 4'ünün yaşamının herhangi bir döneminde eşi veya yakın ilişkide bulunduğu kişi tarafından fiziksel veya cinsel şiddete uğradığını, 4 kadından birinin ekonomik şiddete maruz kaldığını aktardı. Konuşmasında çocuk yaştaki evliliklere  ve bunun getirdiği sorunlara da değindi.

Kadının toplumda güvensiz ve şiddet tehdidine açık konuma iten kısır döngünün her çarkının kırılması gerektiğinin altını çizen Symes, "Kadına karşı şiddete yönelik yasal koruma sağlanması ve yasaların etkin şekilde uygulanması, hükümet programlarında yer alan bir husustur ve son yıllarda da son derece önemli adımlar atılmıştır. Şunu da biliyoruz mevzuatta yazılan her şey içselleştirilmemişse, aksiyona geçmesi de çok zor" diye konuştu.

Symes, Türkiye'nin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni ilk imzalayan ve onaylayan ülke olduğunu ve bunun Türkiye'ye önemli bir sorumluluk yüklediğini belirtti.

"Özgecan Aslan, toplumu bir araya getiren önemli bir simge oldu"

Cansen Başaran-Symes, eğitim müfredatına toplumsal cinsiyet eşitliğinin yerleştirilmesi, erken evliliklerle mücadele, şiddetten koruyucu önlemler, danışmanlık hizmetleri, kadın dostu şehirler, kadınların eğitim, çalışma yaşamı ve toplumsal yaşamda güçlendirilmesine yönelik adımların çözümün parçası olduğunu anlattı. 

Kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütleri olarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve şiddete maruz kalan kadının haklarının korunmasında ortak bir duruş sergilenmesi gerektiğine inandıklarını ifade eden Symes, herkesin kendi alanında çalışarak, kalıcı ve sürdürülebilir projelere destek vermesi gerektiğini söyledi.

Özgecan Aslan cinayetine de değinen Symes, şöyle devam etti: "Bu yıl bizleri derinden sarsan, acı bir şekilde aramızdan ayrılan Özgecan Aslan, kadına şiddete karşı tüm toplumu bir araya getiren önemli bir simge oldu. TÜSİAD olarak biz de üzerimize düşen sorumluluğu Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu'nun daha önce başlattığı 'İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi'ne destek vererek üstlenmeye karar verdik. Dolayısıyla burada devlete değil iş dünyasına ciddi bir görev düşüyor. TÜSİAD olarak 'Kadına Yönelik Şiddet' başlığının da şirketlerin kurumsal politikalarında mutlaka ve mutlaka yer alması gerektiğine inanıyoruz."

"Rehber, kurumsal politika oluşturmak için kaynak"

Symes, Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi'nin kurumsal politika oluşturmak için şirketlerin başvurabileceği bir kaynak olduğunun altını çizdi.

TÜSİAD'ın rehberin tanıtılması ve uygulanmasına güçlü bir şekilde destek vereceğini, rehberin tüm üyeler tarafından benimsenmesi için çalışmalar yapacaklarını, Anadolu'daki şirketlere rehberin yayılması ve benimsenmesi için TÜRKONFED'in de desteğini aldıklarını belirten Symes, 2016 içinde de şirketlere rehberle ilgili bilgilendirme toplantıları yapacaklarını, gelecek yılın aralık ayında gelinen noktayı ve rehberi benimseyen kurumların deneyimlerini paylaşacaklarını kaydetti.

"Kadınlar, kıdemden ve eğitimden bağımsız olarak şiddete maruz kalmaya devam ediyor"

UNFPA Türkiye Temsilcisi, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Bölge Direktörü Karl Kulessa konuşmasında kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikleri yansıtan ve daha da artıran cinsiyet temelli şiddetin çok yaygın ve ciddi bir sorun olduğunun altını çizdi. Kulessa, cinsiyet temelli şiddeti, dünyada en yaygın insan hakları ihlali olarak nitelendirdi. 

Hayatın birçok alanında olduğu gibi işgücü piyasasında da cinsiyet eşitsizliği kendini gösterdiğini belirten Kulessa, “Kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30 ve erkeklerin yüzde 70’tir (TUİK İş gücü istatistikleri 2015). Erkeklerin işsizlik oranı yüzde 9,7 iken kadınların yüzde 13’tür. Kadınların işgücü piyasasında temsiliyetlerinin bu kadar düşük olmasının en önemli nedenlerinden biri iş yaşamında karşılaşabilecekleri cinsiyet temelli şiddettir” dedi.

Karl Kulessa,  toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan kadına yönelik şiddetin, dünyanın geri kalanında olduğu gibi Türkiye’de de yaygın bir sorun olarak karşımıza çıktığına işaret etti. Kulessa, “İş Dünyası Aile içi Şiddete Karşı” araştırmasına atıfta bulunarak , iş yaşamındaki mevkii ne olursa olsun kadınların sürekli fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığını söyledi. Daha çok kültürel normlar, işini kaybetme korkusu, utanç sebebiyle olsa da aynı zamanda şiddet konusunda konuşabilecekleri, yardım alabilecekleri destek mekanizmalarının olmaması sorunu daha da derinleştirmektedir” dedi.

Kulessa, “Umuyoruz ki bu rehber kitap şiddet olmayan iş alanları kurmak isteyen firmalara yardımcı olacaktır. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu iş yerinde cinsiyet temelli şiddetle mücadele eden bu ve bunun gibi tüm girişimleri desteklemeye devam edecektir” diyerek sözlerine son verdi. 

Kadınlar her alanda pozitif ayrımcılıkla desteklenmelidir

T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu toplantıda siyasete nasıl başladığını anlattı. Bakan Ramazanoğlu, “Kadınlarla ilgili bu ülkede neler olduğuna dair kafamda izler bırakan pratisyen hekimlik yaptığım o günlerdi. Dedim ki; bu ülkede doktor olarak hizmet etmenin yanı sıra özellikle kadınlar ve kız çocukları için yapacak çok iş var. Daha sonra ihtisasımı yaptım ve değişik gerekçelerle Sağlık Bakanlığı bünyesinde devletim beni ülkemin birçok hastanesine tayin etti. Ülkemde doktorluğun yanı sıra başka bir şeylerde yapmam lazım ve bu bilinçle STK’larda çalışmaya başladım. Bu çalıştığım STK’lar kadınların sorunları ve sağlıkla ilgili ortak çalışma yapan STK’lardı. İşte hem doktorluğu hem de STK’lardaki bu sosyal sorumluluğumu yerine getiren çalışmalarımı sürdürürken bu ülkede kadınların siyasette de bir şeyler yapması gerektiğini bana işaret eden, hayatımın kesiştiği bazı kader noktalarım oldu. İşte o anda dedim ki; evet bu toplumda kadınlar ve kız çocukları için daha etkin bir şeyler yapılması lazım. Bunun içinde de etkin olan alan siyasettir. 15 yıl önce  AK Parti’nin kurucusu oldum” dedi. 

Şiddetin üç önemli sebebi olduğunu belirten Bakan Ramazanoğlu, şunları söyledi: “Birincisi, sosyolojik ve kültürel sebepler, ikincisi hukuki ve ekonomik sebepler, üçüncüsü ise toplumun kadına biçtiği roldür. Sosyolojik açıdan kadına bakışın düzeltilmesi, kadınların da erkekler gibi sosyal hayatta, ekonomik, siyasi ve hukuki alanda yürüttüğü başarılı çalışmalarla öne çıkartılması gerekmektedir. Kültürel anlamda kadına bakış açısı değişmeli, kültürümüzde kadının yeri doğru bir şekilde anlatılmalı, yanlış kanaatlere ve yanlış bilgilendirmelere karşı sessiz kalınmamalıdır. Hukuki alanda kadın birçok toplumda ihmal edilmiş, ekonomik ve sosyal yaşamın dışında tutulmuştur. Bu zamanla toplumların eğitimde, ekonomide ve kültürde geri kalmalarının da temel nedeni olmuştur. Ekonomik haklar bakımından kadın çalışma hayatının dışına itildiğinden erkek egemen toplumlarda büyük mağduriyetler yaşamaktadır. Kadının eğitiminin yükseltilerek, mesleki alanlarda becerilerinin geliştirilmesi, çocuk yetiştirmesi ve çalışma hayatındaki yerini alması siyasi ve ekonomik anlamda desteklenmeye devam edilmelidir. Kadının her şeyden önce bir anne olduğu unutulmamalıdır. İşte tam da bu sebeple kadın hukuki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanların tamamında pozitif ayrımcılıkla desteklenmelidir.” 

Şiddete karşı ortak bir dil oluşturmak son derece önemlidir

Sema Ramazanoğlu, toplumların kendi sahip olduğu kültürel değerlerin kadına bakışını ortaya koyduğunu belirterek, “Bu açıdan kültürler arası etkileşimin hız kazandığı bir çağda şiddete karşı ortak bir dil oluşturmak son derece önemlidir. Zira kültür ve geleneklerimiz, ahlaki ve dini değerlerimiz, insana ve topluma bakış açımız her türlü şiddeti reddetmektedir. Tüm bunlara karşın şiddetin halen toplumda kadının iş yaşamında önemli engel olarak karşımıza çıkması temel bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir” dedi.

Ceza uygulamalarında 'sıfır tolerans' ilkesi

Sema Ramazanoğlu "Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetle mücadelede yeni bir dönemi hep birlikte başlattık. Ceza uygulamalarında 'sıfır tolerans' ilkesi benimsenmiş, Anayasa'da yapılan değişikliklerle kadının ekonomik ve sosyal statüsü güçlendirilmiştir. Ayrıca CEDAW Sözleşmesi de ulusal düzenlemeler karşısında üstün konuma getirilmiştir. Her türlü cinsel taciz ve cinsel saldırı suçunu işleyenlerin cezalandırılacağı hüküm altına alınarak bu madde ile çalışan kadınlar korunmaktadır. Bu alandaki istatistikleri dikkatle takip ediyoruz. Bizlere yol gösteren bu veriler çözümler üretilmesi bakımından stratejik öneme sahiptir. İlaveten konuyla alakalı bilimsel araştırmalar yapıyor sonuçlarını değerlendiriyor ve gerekli adımları atıyoruz" dedi.

Şirketlerin hukuki çerçeve çekincesi

Açılış konuşmalarının ardından TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Nur Ger’in yönetiminde rehberin, yeni uygulama örneği ve  en iyi uygulama örnekleri sunumlarına geçildi. “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat tarafından sunuldu. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, işverenlerin 'aile içi' kavramından dolayı yasal çerçeve konusunda çekinceleri olduğunu belirtti. Rehberde hukuki çerçeve şu ifadelerle özetlendi: "Yasalar ve mevzuat şirket yöneticilerinin gerek şirkete karşı özen ve sadakat yükümü kapsamında, gerekse kurumsal yönetim ilkelerine uyum amacıyla aile içi şiddete maruz kalan çalışanlarım korumak ve şiddeti önlemek için her tedbiri alması için gerekli dayanağı sağlıyor. Şirketlerin yasa ve mevzuatin gerektirdiği ve desteklediği bağlı şirketleri de kapsayan uygulamaların yanı sıra sosyal sorumluluk anlayışının bir yansıması olarak şirket surları dışında da projeler üretebilirler. "

Rehber Yeni Uygulama Örneği olarak Garanti Bankası ele alındı. Garanti Bankası İşveren Markası Yöneticisi Nurdan Taş söz aldı. Rehberde Yer Alan En İyi Uygulama Örnekleri olarak SUTEKS ve Yeşim Tekstil ele alındı. SUTEKS’ten Nur Ger, Yeşim Tekstil’den Dilek Cesur  panelde konuşmacı oldu.

“Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi”

Rehberin önsözünü TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes ve UNFPA Türkiye Temsilcisi, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Bölge Direktörü Karl Kulessa kaleme aldılar. 

• Rehber kadınların geçmişte veya bugün yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete ve bu şiddetin işe ve işyerine etkisine odaklandı. 

• Kadına karşı şiddet ile mücadelede şirket içerisinde nasıl politika oluşturulacağına dair detayları içeren rehber, ayrıca şirketlerin kullanması veya geliştirmesi üzerine politika örneği de sunuyor.

• Türkiye’de ve diğer ülkelerde kadına yönelik şiddet alanında şirketlerin uygulamış olduğu politikalar ve çalışmalar da şirketlere örnek teşkil etmesi için, rehberin en iyi uygulamalar bölümünde özetleniyor. 

• Rehber, işyerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini ilkesel olarak benimsemiş şirketlerin, işin, işyerinin ve çalışanların kadına yönelik aile içi şiddetten en az seviyede etkilenmesini sağlayacak politika ve yönergeleri geliştirmeleri için atılan adımları, kullanılacak araç ve yöntemleri ve başarılı uygulama örneklerini kapsıyor. 

• Rehber ikincil olarak, şirketlerin sosyal sorumluluk kapsamında hayata geçirdiği ve kadına yönelik şiddete karşı yürütülen toplumsal mücadeleye katkıda bulunmayı amaçlayan projeleri de içeriyor.