#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Sanat ve Sosyal Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Faik Kurtulmuş oldu.
“Üniversitenin yaptığı araştırmaların
toplumun ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor”
Sanat ve Sosyal Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Faik KurtulmuşMÜ-ED: Merhaba, doktoranızı Oxford'da yapmanızın sizin için ne gibi faydaları oldu? Başvuru sürecinde ne gibi aşamalardan geçmiştiniz?
FK: Standart bir başvuruydu, değişik bir şey yoktu. Mülakata gitmem gerekmemişti. Çalışmak istediğim insanlar oradaydı, birkaç filozof vardı onlarla çalışma imkânım oldu. Benim alanımda çalışan çok fazla öğrenci vardı. O bir fayda oldu. Çünkü insanın işini iyi yapması, öğrenmesi, düşünmesi başkasıyla olan bir şey; kalabalık bir programdı. Küçücük bir şeyi merak etseniz onun hakkında bilgi sahibi olan çok kişi vardı. Bu da iyiydi.
MÜ-ED: Sizce demokratik toplum ve bilim arasında sebep-sonuç bağı var mı?
FK: Sebep sonuç ilişkisi olduğunu sanmıyorum. Demokrasinin var olmasıyla ilgili sebep sonuç ilişkileri hep karmaşık ama demokratik olmayan toplumlarda da gelişmesi mümkün oldu. Orada da açıklamanın bir kısmı baskıcı bir rejimden kaçabileceği diğer bir rejim vardır mesela. O dönemdeki Avrupa'yı düşünürsek. Demokrasi benim için daha yaşama imkânı sunuyor. Ve de bilimin değerleriyle demokrasinin değerleri arasında bir uyum var. Bir tür eşitlik ilkesi hem bilimde hem demokraside olan bir ilke. Ayrımcılığa karşı olmak mesela her ikisinde de olan bir ilke. Ama bir yandan da demokratik toplumlarda bilimin yeri daha zor. Çünkü vatandaşların söz hakkı oluyor. Her vatandaşın bilim insanı olması mümkün değil. O zaman ikisi nasıl işleyecek? Uzmanların görüşlerinden nasıl yararlanacağız? Herkesin söz hakkı var, herkes bilemez. Karışık bir konu.
MÜ-ED: Bilginin eşit ve adaletli dağılımı için bireyler olarak neler yapmamız faydalı olur?
FK: Bu bizim Gürol Irzık'la araştırma konumuzla ilgili bir soru. Doğrusu bireysel seviye bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Kurumlarla ilgili bir şey. Mesela üniversitenin yaptığı araştırmaların toplumun ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor. Toplumun tüm ihtiyaçlarını göz önüne alması gerekiyor. Bilgiyi dağıtırken bunları hesaba katması gerekiyor ama birey seviyesinde çok bir adım olduğunu sanmıyorum.
MÜ-ED: Siyaset felsefesinin günümüzdeki yeri nedir? Yeteri kadar ilgi görüyor mu?
FK: Siyaset felsefesi herkesin bir şekilde yaptığı bir şey. Biz sadece daha çok yapıyoruz. Ama herkes aslında bir çeşit siyaset felsefesi yapıyor. Ya da farkında olmadan belli felsefi kabulleri var. Tamam, siyasal değişimler olduğu bir süreçteyiz aslında hem Türkiye’de hemdünyada o yüzden de insanlar içerisindeki durumu anlamlandırmak için ve nasıl bir toplumda yaşamak istediklerini düşünürken farkında olmasalar da siyaset felsefesine başvuruyorlar. Öğrenciler arasında ilgili öğrenciler oluyor. Disiplin eskisi gibi hareketli bir disiplin ama hani çok uzakta da düşünmek gerekmiyor aslında herkes bir çeşit siyaset felsefesi yapıyor. Çünkü siyaset dediğimiz şey ortak hayat üzerine düşünmek, hani demokratik toplumda ön kabulümüz bu zaten. Hepimiz bu konu üzerine düşünüp birbirimizden bir şey öğrenebiliriz. Bunu hayata geçirebiliriz o yüzden yapıyoruz. Bir yandan da tersten şey diye de düşünmemek gerekiyor. Yaşadığımız sorunlar yeterince düşünmedik diye değil başka sayısız sebebi var yaşadığımız sorunların.
"Program seçmek büyük bir lüks"
MÜ-ED: Lisans öğrencilerine önerileriniz neler olur?
FK: İlk önerim buranın sunduğu imkânları kullansınlar. Program seçmek büyük bir lüks. Ben istediğim programda okumadım. Yani şimdiki aklımla seçeceğim programda okumadım ve değiştirme imkanım da yoktu. Büyük bir imkân yeterince öğrencinin kullanmadığını hissediyorum ben. Onu kullansınlar. Zorunda oldukları şeylerin -işte üniversitede dersleri gibi- benim dersime (SPS 303) de zorunda oldukları için geliyorlar. Zorundalık kısmı üzerinde durmasınlar niye acaba bir üniversite mezunu bunları bilmesi gerektiğini düşünülüyor diye düşünsünler, çünkü NS dersleri mesela öğrencilerin bazen şikâyet ettiklerini duyuyorum. NS’in sunduklarını bilmeden var olmak eksik geliyor bana.
MÜ-ED: Üniversitemizde verdiğiniz SPS 303 dersinde bahsedebilir misiniz?
FK: SPS 303 üniversite derslerinden birini ben veriyorum, birini Nedim Nomer veriyor. Kabaca liberal demokrasi nediri anlattığımız bir ders. Hem siyaset biliminden faydalanıyoruz hem siyaset felsefesindeki temel fikirleride sunmaya çalışıyoruz ve de artan oranda otoriter değişimleri de tanıtmaya çalışıyoruz öğrencilere. Yaşadıkları dünyayı özellikle siyasal kurumları daha iyi anlamaları, kurum düzeyinde düşünmelerini sağlayabilecek bir ders olduğunu düşünüyorum. Ve de gündelik siyasetten daha uzak olduğu için bazı şeyleri daha serinkanlı daha zaman vererek düşünme imkânı sunan bir ders olduğunu umuyorum öğrencilere.
"İş ahlakı ve temel değerler, ifade özgürlüğü
ve eşitlik gibi konularda doğru yerdeyiz"
MÜ-ED: Sizce neden Sabancı Üniversitesi?
FK: Türkiye’de birçok iyi üniversite var. İşini iyi yapan, yapmaya çalışan insanlar olduğunu düşünüyorum. İş ahlakı ve temel değerler, ifade özgürlüğü, eşitlik gibi konularda doğru yerdeyiz diye düşünüyorum. Ve de hani yaklaşık bu değerlere sahip başka üniversiteler de var. Onun dışında başka ayıran bir şey de herkesin söylediği program seçme özgürlüğü; o da üniversitenin iyi yanlarından biri diye düşüyorum.
Akademisyene Sor: Faik Kurtulmuş
Faik Kurtulmuş kimdir?
Sanat ve Sosyal Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Faik Kurtulmuş hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın.
#AkademisyeneSor nedir?
Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ecem Dinçdal tarafından hazırlanan Akademisyene Sor serisinde, öğretim üyelerimiz kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor. Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor.
#AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.