Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.
Her hafta isme göre alfabetik sıra ile yer verdiğimiz röportaj serisi “20 Yılın Hikayesi”nin konuğu bu kez Erol Düzgören oldu.
Erol Düzgören 1 Ekim 1998 tarihinden beri Sabancı Üniversiteli. 22 yıldır Sabancı Üniversitesi'nde çalışan Erol Düzgören, kampüste inşaat başladığında Proje ve İnşaat Mimari Kontrol Sorumlusu oldu. Daha sonraki yıllarda da sırasıyla Üniversite Hizmetleri, Operasyon ve Teknik Hizmetler bölümlerinde görev aldı. Şu anda ise Satınalma ve Operasyonlar Direktörlüğü'nde Mimarlık ve İnşaat Hizmetleri Yöneticisi olarak görev yapıyor.
Erol Düzgören’in sorduğumuz dört soruya verdiği cevapları aşağıda okuyabilirsiniz…
Sabancı Üniversitesi ile ilk tanıştığınız zamandan aklınızda kalan kısa bir anı/izlenim var mı?
E.D: Sabancı Üniversitesi ile tanışmam Ekim 1998’de işe başlamam ile birlikte oldu. O zaman sadece bir üniversite proje grubunda olma hayalim vardı ve mimar olarak işe başlamıştım. Sabancı Üniversitesi’nin projelerini ilk incelediğimde çok büyük bir heyecan duymuştum.
20 yıl önceki haliniz ile 20 yıl sonraki haliniz arasındaki fark ve bu süre içinde Sabancı Üniversitesinin size kattıklarını anlatır mısınız?
E.D: Yirmi yıl önce, Üniversitenin ilk kuruluş aşamasındaki inşai ve akademik yapılanmanın içerisinde bulundum. Rektör, genel sekreter ve teknik kadronun idealist çalışmalarının bir parçası olmanın heyecanı ve mutluluğunu yaşadım. İlk başladığımda Sabancı Üniversitesi'ni, inşaatlarının sonrasında ayrılacağım bir proje olarak görüyordum.
Süreç içerisinde, inşaatlar tamamlanıp, akademik hayat başladığında, bana yapılan teklifi değerlendirerek Sabancı Üniversitesi bünyesinde devam etmeye karar verdim. Rektörden, genel sekretere ve her kademedeki akademisyen ve çalışanla kurduğum bağ, bana kelimelerle anlatamayacağım bir insani birikim ve değer kattı.
20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi dendiğinde aklınıza gelen nedir? Bundan 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi için hayaliniz nedir? Kendinize ilişkin hayaliniz nedir?
E.D: Yirmi yıl sonra bana Sabancı Üniversitesi dendiğinde, sadece binalardan oluşan güzel bir proje değil, damarlarından bilgi akan canlı bir organizmayı hatırlatıyor. Sabancı Üniversitesi'ni 20 sene sonra, özgür düşünce ve bilimi kullanarak, dünya üniversite liderleri seviyesinde olmasını hayal ediyorum.
Yolunuz Sabancı Üniversitesi ile kesişmeseydi nerede ve nasıl olurdunuz?
E.D: Yolum Sabancı ile kesişmeseydi, iki seçeneğim olurdu. Ya kendi şirketimi kurmuş projeler üretiyor olurdum. Ya da mesleğim ile alakalı özel bir şirkette üst düzey yönetici olurdum.