Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.
Her hafta isme göre alfabetik sıra ile yer verdiğimiz röportaj serisi “20 Yılın Hikayesi”nin konuğu bu kez Kazım Balkış oldu.
Kazım Balkış 22 Kasım 1999 tarihinden beri Sabancı Üniversiteli. 21 yıldır Sabancı Üniversitesinde çalışan Kazım Balkış, sırasıyla Üniversite Hizmetleri ile Operasyon ve Teknik Hizmetler birimlerinde çalıştı.
Kazım Balkış halen Satınalma ve Operasyonlar Direktörlüğünde Network Altyapı Sistemleri ve Telefon Santral Sistemleri Sorumlusu olarak görev yapıyor.
Kazım Balkış’ın sorduğumuz dört soruya verdiği cevaplarını aşağıda okuyabilirsiniz…
Sabancı Üniversitesi ile ilk tanıştığınız zamandan aklınızda kalan kısa bir anı/izlenim var mı?
K.B: 1999 yılı, günlerden 1 Mayıs, aklımda bir iş var, çalıştığım firma beni zorla sen artık, Sabancı Üniversitesi şantiyesine gideceksin dedi, itiraz ettim bakın dedim bu gün benim bayramım çalışmam dedim, demez olaydım, yallah şantiyeye, şok içindeyim her yer toz toprak içinde, karınca gibi çalışanlar, vinçler, kuleler, harç kamyonlarının biri geliyor, biri gidiyor tam senkronize olmuşlar, bu arada sıkıyönetim hakim, öyle istediğin gibi çalışamazsın, baret bile arkadaşım olmuş, onunla sohbet ediyorum, sahada çalışırken, zorunlu ihtiyaçlarımızı bile iş esnasında ertelemek gibi bir durum sözkonusu, biz asker olmuşuz, binadan sorumlu mimar da inzibat olmuş, sürekli hatamızı arıyor, bu tempoyla aradan geçen aylarda binalar bir bir tamamlanıyor, tamamlandıkça insan yaptığı işle gurur duyuyor tabii ki, günlerden birgün bir iş teklif üzerine kendimi, tozlu inşaat alanlarından, bir anda teknik ofis tarafında buldum, fakat aradan geçen yıllar içinde, dönem dönem yine inşaatların olması, tekrar oralarda olmak, ayrı bir duygu, inşaatlar beni kendine çekiyor.
20 yıl önceki haliniz ile 20 yıl sonraki haliniz arasındaki fark ve bu süre içinde Sabancı Üniversitesinin size kattıklarını anlatır mısınız?
K.B: 20 yıl önce, 30’lü yaşlar, enerji dolu yaşlardır ama bir eğitim kurumunda çalışmak ve teknik bir çalışan olmak, bence insana bir ayrıcalık katıyor, sürekli olarak kendini geliştirmek zorundasın, işinin gereği öğrencisinden, idari çalışanına ve öğretim görevlilerinin olduğu ortamda, farklı ırkları ve kültürden insanları tanıyorsun, teknik sorunlarını gidermek çözüm üretmek, iletişimi geliştirmek konusunda yıllar içinde yetkinleşiyorsun.
20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi dendiğinde aklınıza gelen nedir? Bundan 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi için hayaliniz nedir? Kendinize ilişkin hayaliniz nedir?
K.B: Sabancı Üniversitesi nedir diye sorulsa, aklıma 20 yıl öncesi şu slogan geliyor <<Birlikte Yaratalım >> Dünya hızlı bir gelişim içinde, ihtiyaçlar artık farklı, teknolojik gelişim hızlı, sıkıntılı maddi konular, siyasi gelişmeler, yönetim anlayışları, tüm bireyleri ve kurumları derinden etkiliyor. Sürece ayak uydurmak için yenilenmek zorundayız sürekli olarak. Bence yeni sloganımız << Birlikte Üretelim>> olmalıdır. Birlikte birşeyler üretmezsek kaybederiz.
Yakın zamanlarda Dünya’da farklı konsepte yönetim anlayışları gelişeceğini düşünüyorum.
Bu süreçte üretemeyen hiçbir kurumun şansı olmayacak. Kurumla ilişkim bittiğinde, kişisel gelişimime önem vereceğim, çeşitli kurslara katılmayı planlıyorum, sanatsal bir yönüm var, yeteneklerimi ortaya çıkartmam gerektiğini hissediyorum.
Yolunuz Sabancı Üniversitesi ile kesişmeseydi nerede ve nasıl olurdunuz?
K.B: Teknik işlerde çalışmaya devam ederdim büyük ihtimalle.