‘Girişimcilik Ekosisteminde Sabancılılar’da, Ototrink’in kurucusu ve seri girişimci Bartu Baran ile sohbet ettik.
Röportaj: Mariam Öcal
Bartu Baran kendisini kıdemli öğrenci olarak tanıtıyor. Sabancı Üniversitesi’ne 2001 yılında Ensdüstri Mühendisliği Programı’ndan girmiş. Sonra Siyasal Bilimler Programı’na devam etmiş ama onu da sevmemiş. Daha sonra Ekonomi Programı’na geçmiş ve en sonunda 2007’de Yönetim Bilimleri’nden mezun olmuş. Yönetim Bilimleri’ni sevme sebebini doğru dersleri alması olarak açıklıyor. Yönetim Bilimleri’nde genel olarak proje bazlı dersler almış, pazarlama ve inovasyonla ilgili projeler geliştirmiş.
Uçak korkusu nedeniyle Sabiha Gökçen Havalimanı’nda çalıştı
Bartu’nun otomotiv sektörüne giriş hikayesi çok ilginç. Bartu uçaklardan çok korkuyormuş. O nedenle de üniversiteden mezun olduğunda havacılık sektörüne girip çalışmaya karar vermiş. Üstüne üstlük bakım tarafına… Bartu “Çünkü uçakların hani bakımları nasıl yapılıyor? Uçağa binmeden önce etrafında dolanan adamlar ne iş yapar? Uçakta arkadan gelen ses ne işe yarar? O makine nedir? gibi konuları öğrenebilmek için 2,5 sene Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Bakım Hangarı’nda MyTechnic'te çalıştım” diyor. Havacılık, özelliklede bakım çok niş bir sektör olduğu için sıkılmış. Böylelikle sektör değişikliği yapmaya karar veren Bartu, o sırada Renault’dan gelen teklifi kabul ederek, ürün ve marka yöneticisi olarak çalışmaya başlamış.
İlk girişim reklamyorumla.com
İçinde girişimcilik kıvılcımı olan Bartu, Renault’da çalışırken bir arkadaşı ile reklamyorumla.com isimli bir girişim kurmuş. İlk girişimi olan reklamyorumla.com’da online fokus gruplar oluşturmayı hedeflemişler. Burada tüketicilere reklamları yorumlatıp, firmalara geri bildirim vermeyi amaçlamışlar. O dönemde yatırımcı bulmak gibi konularda bilgi sahibi olmadıkları için projeyi rafa kaldırmışlar.
Renault’dan sonra bir 6 ay kadar kurumsal hayata ara vermiş. Firmalara danışmanlık yapmış. Sonra Arabam.com’da çalışmaya başlamış. Sahibinden.com’a gelir getiren ürünlerden sorumlu müdür olarak işe girmiş. Ardından da otomotiv sektörünü Bartu’ya bağlamışlar. Doğan Grubu Bartu’nun başarısı üzerine onu Sahibinden.com’dan Arabam.com’a genel müdür olarak transfer etmiş.
“Ototrink pazar yerine benziyor”
Bartu, Ototrink’i bir pazar yerine benzetiyor. Ototrink’in mecut otomobil satış sitelerinden farklı olduğunu savunan Bartu, “Bizimkisi aslında bizde bireysel arabasını satmaya yardımcı oluyoruz, ama asıl çıkış noktamız; hem bireysellere güvenli bir sistem sunalım, evet 3-5 bin piyasanın altında olabilir belki, ama en azından hani risk de almaz, sekreteryasıyla uğraşmaz, güvenli olur, ekspertiz raporlu olur, piyasa fiyatına çok yakın olur, hem de kurumsalların araç bulma problemine de bir çözüm olalım diye Ototrink’i biz bulduk ve ortaya çıkardık” diye devam ediyor.
Bartu Baran, Ototrink’i hem teknolojiyi hem de otomotiv sektörünü izleyen bir girişim olarak tanımlıyor. Teknoloji olmadan Ototrink’e tek başına otomotiv sitesi demenin doğru olmayacağını sözlerine ekliyor.
C2B ve B2B olarak hizmet veren Ototrink’te çalışan üç farklı yazılım bulunuyor. Birincisi araçlarını satmak isteyen kişilerin gördüğü arayüz. İkincisi, yönetim ve ekspertiz panelleri. Üçüncüsü de, sadece galericilerin, yani bizim özel kurumsal üyelerin gördüğü bir açık artırma sistemi. Yani, bireysel alıcılar bu arayüzü göremiyorlar. Bartu’nun Ototrink’te teknoloji olduğunu söylemesinin sebebi olan bu arayüzlerin her biri ayrı bir alt yazılım alt tabanında çalışıyormuş.
Bireysel kullanıcıların gördüğü ara yüzde, belli bir algoritmayla araçlara; markasına, modeline ve kilometresine göre bir fiyat aralığı belirleniyor. Bunun üzerinden araçlarını satışa çıkaranlar, Ototrink’in anlaşmalı olduğu en yakın ekspertiz şubesine yönlendiriliyor ve ücretsiz ekspertiz hizmeti sunuluyor. Ekspertiz ücretini Ototrink yükleniyor ancak bireysel kullanıcılara bu rapor verilmiyor. Ekspertiz sonucunu alıcı konumundaki kurumsal üyeler görebiliyor.
Ekspertizi tamamlanan araç, Ototrink üzerinden açık artırma yöntemi ile satışa çıkarılıyor. Galericiler bu sırada araca bir fiyat biçiyorlar, gelen en yüksek fiyatı da aracını satmak isteyen kişiye iletiliyor. Satıcının fiyatı kabul etmesi durumunda aracın satılmasına aracılık ediyorlar.
Bartu fiyat belirleme sisteminin farkını şöyle açıklıyor: “Uzun süreler Sahibinden.com, Arabam.com gibi birçok internet sitesinde çalıştım. İnsanların piyasa fiyatını belirlemeden yoksun olduklarını öğrendim. Aslında pazarı satıcı değil alıcı belirler. Ototrink, tamamen aslında bu mantık üzerinden gidilmiş bir sistem. “Aslında fiyatı zaten o arabayı alıp satacak bir kurumsal şirket fiyatlandırıyor.” Bartu, Ototrink’te satıcıların parasını güvenilir bir şekilde nakit olarak aldığını sözlerine ekliyor.
Bartu “Burada güzel olan, aslında aracın fiyatını piyasanın kendisinin belirlemesi” ve bir önceki girişimi Tapu.com’da da benzer bir mantık ile hareket ettiklerini söylüyor. Bartu, Tapu.com’da 2.5 yıl kadar çalışmış ve hala hisseleri varmış. Tapu.com’da, Ototrink’ten farklı olarak kurumsallardan alıp bireyler açık artırmayla satış yapıyorlarmış.
‘İkinci el otomobilde asıl kaynak bireysel satıcılar’
Ototrink’in benzer platformlardan farkı burada ortaya çıkıyor. Diğer platformlarda genel olarak filolardan araç alıp galericilere satıyorlar ancak Ototrink kişilerin kendi araçlarını satışa çıkarıyor. Bartu, filolardan çıkan araçların genelde daha uygun fiyatlı ve kolay alımlı araçlar olduğunu söylüyor. Bireylere ikna etmenin ise daha zor olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle de diğer platformların bu iş modelini tercih etmediklerini söylüyor.
Bartu “Kimse bireysele yönelmedi hâlbuki asıl kaynak bireysel, yani inanılmaz bir araç sayısı var Türkiye’de 21 milyondan biraz daha fazla bir araç var işte bunun yaklaşık 13 milyonu bireysel binek araç” diye devam ediyor.
‘Yabancı yatırımcı Türkiye pazarını ve kültürünü bilmeli’
Türkiye dışında pek çok ülkede faaliyet gösteren FCG Group, 4.4 milyon dolar civarında bir yatırım yaparak şirketin yüzde 80’nini satın almış. FCG Group’un bütün ülkelerde ekspertiz şubeleri kendi şirketlerine aitmiş. Diğer ülkelerde uyguladıkları stratejiyi Türkiye’de de aynen uygulamak istemişler. Türkiye’nin de diğer ülkelerdeki gibi bir operasyon ekibi sayısına ulaşmasını istemişler. Türkiye’de o dönem kurulan 48 kişilik ekibi az bulmuşlar.
Yatırımcının ülke kültürünü bilmesi gerektiğine vurgu yapan Bartu, FCG Grup’un hatalarından birinin de farklı şehirlerde ekspertiz merkezleri açmak söylüyor ve kurulum, eleman maliyetlerinin firmaya yük getirdiğini söyledi.
Bartu “Türkiye’de ekspertiz işi yapan firmalarla anlaşıp ekspertiz yaptıralım. Böylelikle birçok maliyetten kurtuluruz dedim. Onlar kendi markaları altında olmasını istediler ve 11 tane yer açtık. Türkiye pazarına hakim olmaması ve ekonomik koşullar nedeniyle, FCG Group sonunda pazardan çıkmaya karar verdi” diyor. Bartu ekspertiz için artık Oto Rapor’la çalıştıklarını sözlerine ekliyor. Bartu’nun stratejik ortak arayışları da devam ediyor.
‘Döviz kurundaki hareketlilik ikinci el pazarını etkiledi’
Döviz kurundaki hareketlilik ikinci el otomobil pazarını da etkilemiş. Sıfır araçların fiyatlarında artış olunca, ikinci elde de fiyatların artacağı algısı oluşmuş ancak ikinci el araçlarda fiyat çok artmamış. İnsanların araç alımlarını durdurduklarını söyleyen Bartu, aracını satmak isteyen çok insan olduğunu ancak alıcı olmadığını belirtiyor. “Çok kişi bize satmak amacıyla araba getiriyor, ama alıcı olmadığı için yılı kapatamıyoruz. Biz özellikle girişimci olarak iki türlü çok etkileniyoruz. Birincisi, yatırımcımız gitti. İkincisi de yeni yatırımcı çok zor bulunuyor” diyerek devam ediyor.
Ailenin tek girişimcisi
Girişimcilik aslında Bartu’nun ailesine uzak bir konu. Bartu’nun babası avukat ve annesi evhanımı. Bartu girişimci olmaya karar verdiğinde ailesi ile sıkıntılı bir süreç yaşamış, çünkü Arabam.com’da genel müdürlük yapmış, Doğan Grubu’nun en genç genel müdürlerinden biriymiş. Hürriyet’in e-business dediği, yani Hürriyet Emlak, Hürriyet Oto, Yenibiris.com, ekolay.net, işte yakala.com vs gibi pek çok alanda yönetici olarak çalışmış. Maaşı ve konumu çok iyi bir insan olarak işini Tapu.com için bırakma kararı alması ailesinin tepkisine neden olmuş.
Girişimciliğin fedakârlık kısmına vurgu yapan Bartu, gelirinin neredeyse yarıya indiğini, pek çok hakkından fedakârlık etmek zorunda kaldığını söylüyor. Bununla beraber, Tapu.com’un kendisi için güzel bir serüven olduğunu ve kendisine başka kapılar açtığını belirtiyor. Bartu, ailesinin artık kendisine ‘iyi yapmışsın’ dediğini de sözlerine ekliyor.
Yeni girişim yolda
Sohbetimizde Bartu’nun yeni bir girişimin hazırlık aşamasında olduğunu öğreniyoruz. Bartu yeni bir takı markası oluşturma çalışmaları içinde olduğunu söylüyor. Yurtdışı pazara hitap eden ürünler sunmayı hedefliyor.
Bartu’nun yeni girişimi teknoloji üzerine olmadığı için girişimcilik kavramı üzerine de konuşuyoruz. Bartu “Ekosistemde girişimci dendiği anda teknolojik bir startup olması zorunluluğu var. Bence klasik bir işte bile, bir farklı bir şey yapıyorsanız bir inovasyonunuz varsa ve bir probleme veya bir duyguya dokunabiliyorsanız niye o zaman girişimcisiniz. Türkiye’de şöyle bir sıkıntı var: İşte bir tane dönerci tuttuysa yanında boş verse ikinci dönerci de gidiyor, onun yanına üçüncü dönerci de gidiyor, ondan sonra ya iş kalıyor hepsi batıyor” diyor. Yurtdışındaki girişimcilik algısı ile ilgili de bir startup olmasanız bile bir kafe açtığınızda, bir butik açtığınızda girişimci olarak sayıldığınızı sözlerine ekliyor.
Kendi yeni girişiminde değinen Bartu, “Benim inovatif fikirlerim var, onları uygulayacağım” diye devam ediyor.
Girişimci adayları önce kurumsal hayatta yer almalı
Girişimciliğin çok kolay olmadığını söyleyen Bartu, üniversiteden mezun olduğunda aklında fikirler olduğunu ancak hemen girişimci olmadığını söylüyor. Bartu’ya göre, herkesin önce bir işe girip çalışması, üretmeyi, yönetmeyi, iş takip etmeyi vb görmeleri gerekiyor. Girişimlerin ancak yüzde 5’inin hayatta kaldığını belirten Bartu, hayatta kalan girişimlerin çoğunun da belli yerlerde çalışıp sonra iş kurmuş insanların girişimleri olduğunu sözlerine ekliyor. Bartu henüz üniversitedeyken, kurumsal bir firmada çalışmadan girişimini kuran Enes Molu’yu başarılı bulduğunu söylüyor. Enes’in aile şirketinde çalışmasının ve orada lüks tüketim sektörünü öğrenmesinin başarısında etkili olduğunu sözlerine ekliyor.
Bartu “Bir fikir yaparken ana biraz bakmak gerekiyor. Bir de girişimciler girişimlerine çocuğu gibi bağlanıyor. Sen girişimcisin, bir tane varsa fikrini ürettin, büyüttün, geliştirdiysen sat, başka bir tane daha oluşturmaya çalış” diyor ve “Statup’ı değerinde satabilmek bence bir başarı. Startup’ın başındaki insanın ölmemesini sağlamak lazım. En azından fikir yaşasın, yani şirket yaşasın” diyerek devam ediyor.
Girişimcilerin sabırlı olmaları gerektiğini ifade eden Bartu, “Sabırlı olmak lazım, sürekli denemek lazım, böyle bir yapınız varsa bir kere bu işlere başlamanız lazım, eziyet çekmeyi göze almanız lazım” diye devam ediyor.
Yatırımcı arayan girişimlere öneriler
Yatırımcı arayan girişimcilere de önerilerde bulunan Bartu, “Ülkemizde ‘Benim fikrim çok orijinal acaba çalınır mı?’endiseşi var. Yatırımcının fikri çalmak gibi bir düşüncesi hiçbir zaman yok. Yatırımcının parası var ve girişimci para için bu insanlara gidiyor” şeklinde devam etti.
Girişim fikrinin bir problemi çözmesi gerektiğine değinen Bartu, yatırımcıyı 4 dakika içinde ikna etmek gerektiğinin altını çiziyor. Bartu “Doğru bir ekibin olduğunu, o ekibin bu işin ehli olduğunu ya da yapabilecek sinerjiye ve isteğe sahip olduğu, know-how’a sahip olduğunu anlatmak gerekiyor. Yatırımcılar ekibe ve fikre yatırım yapıyorlar. Bu ikisi çok önemli” dedi.
Sektör ve pazar analizinin önemine vurgu yapan Bartu, Ototrink’in başarısının temelinde, işe başlamadan önce pazarı çok iyi analiz etmek yattığını söylüyor. Reklamda doğru zamanda doğru mecrada olmanın önemli olduğunu, iş süreçlerinde de şeffaflığın asıl olduğunu belirtiyor. Ototrink’in pazarlama çalışmaları kapsamında online ve offline mecraları kullanmışlar. Offline’da tuvaletlerde reklam çalışmaları yapmışlar ve dolmuşları giydirmişler. Online’da ise Google reklamlarından çok iyi dönüş aldıklarını söylüyor.
Kurumsal hayatta ve girişimcilikte Sabancı Üniversitesi mezunu olmanın avantajını yaşadım
Sabancı Üniversitesi mezunu olmanın kendisine, hem kurumsal hayatta hem de girişimcilikte çok avantajını yaşadığını söyleyen Bartu, kurumsal hayatta işe girişlerde Sabancı Üniversitesi mezunu olmanın bir artısı olduğunu belirtiyor. Girişimci olarak da “Sabancı Üniversitesi’nde çok fazla proje yapmaya yönlendirildim. Çok fazla proje geliştirmek, normal hayatta beni girişimci olmaya yöneltti, çünkü proje yapmak hoşuma gidiyor, masa başında oturup da dosyalar arasında kaybolmak yerine, bir şey üretmeye çalışmak bana Sabancı Üniversitesi’nin aşıladığı en büyük şey. O yüzden Sabancı Üniversiteli olmanın bana hem girişimciliğim açısından, hem de önceki kurumsal hayat tecrübelerim açısından tabi ki de çok faydası oldu” diyerek sözlerine son veriyor.