Yönetim Bilimleri Fakültesi Avrupa’nın En İyi İşletme Okulları Sıralamasında Yükseliyor

Yönetim Bilimleri Fakültesi Avrupa’nın En İyi İşletme Okulları Sıralamasında Yükseliyor

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi, Financial Times (FT) tarafından hazırlanan Avrupa İşletme Okulları Sıralaması’nda (Financial Times European Business School Rankings 2020) geçtiğimiz yıla göre 6 basamak birden yükselerek 63. sırada yer aldı.  Sabancı Executive MBA programı ise 46.sıradaki yeriyle Avrupa’nın en iyi ilk 50 Executive MBA programları arasındaki yerini korudu.

FT Avrupa İşletme Okulları 2020 sıralamasında, MBA, Executive MBA, Yönetim Yüksek Lisans (MiM) ve iki sertifika programı olmak üzere beş ana programın performansına bakılıyor.

Financial Times, İşletme Okulları sıralamasında hem okul hem de program düzeyinde dünyanın lider sıralama kuruluşu olarak kabul ediliyor. İşletme Okulları’nın bu sıralamada yer alabilmesi için AACSB veya EQUIS akreditasyonuna sahip olması gerekiyor. Sabancı Yönetim Bilimleri Fakültesi, FT Avrupa’nın En İyi İşletme Okulları sıralamasında değerlendirilen kriterlerden Yönetici Geliştirme Programları sıralaması, Uluslararası Öğretim üyeleri yüzdesi ve tamamı doktora ünvanına sahip öğretim üyelerindeki performansı ile yükselişine devam etmektedir.  

FT Avrupa’nın En İyi İşletme Okulları Sıralaması’nın tamamı için http://rankings.ft.com/businessschoolrankings/european-business-school-rankings-2020

Dost musun düşman mısın yoksa aşık mısın bir anlasak

Dost musun düşman mısın yoksa aşık mısın bir anlasak

Sabancı Üniversitesi Bireysel ve Akademik Gelişim Merkezi (BAGEM) tarafından düzenlenen Bu Aralar Aklıma Takılanlar webinar serisi, 28 Aralık 2020 Pazartesi günü saat 20:00'da Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Programı Öğretim Üyesi Gül Günaydın tarafından "Dost musun düşman mısın yoksa aşık mısın bir anlasak” konusunda gerçekleşecek.

Moderatörlüğünü BAGEM Direktörü Alpay Filiztekin'in yapacağı webinara katılmak için lütfen tıklayın


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Atlı Köşk’te Caz Konseri

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Atlı Köşk’te Caz Konseri

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) “Atlı Köşk’te Caz Konseri” adı altında bir konsere ev sahipliği yapacak.

Çağıl Kaya Trio’nun sahne alacağı Atlı Köşk'te Caz Konseri 28 Aralık Pazartesi günü saat 19.00’da TRT2’de, 29 Aralık Salı günü saat 20.30’da ise SSM youtube kanalında izlenebilecek.

Zor geçen bir yıl sonrasında bir anlamda pandeminin en ön saflarında yer alan sağlık çalışanlarına, hizmet sektörünün emekçilerine, her şart altında öğretmeye devam eden öğretmenlere, sanatseverlere, kültür sanat aktörlerine, üreten ve paylaşan herkese teşekkür anlamı da taşıyan “Atlı Köşk’te Caz Konseri” 28 Aralık Pazartesi akşamı saat 19.00’da Türkiye’nin kültür sanat kanalı TRT2’de, 29 Aralık Salı günü saat 20.30’da ise  müzenin youtube kanalından yayınlanacak. 

Konserde, vokalde Çağıl Kaya, saksafonda Tamer Temel, gitarda Eylül Biçer’in yer aldığı  Çağıl Kaya Trio; caz müziğinin sevilen eserlerinden ve kendi bestelerinden oluşan bir repertuvarla izleyenlerle birlikte olacak. 

28 Aralık Pazartesi saat 19:00’da TRT2’de

29 Aralık Salı saat 20:30’da SSM Youtube kanalında 

Çağıl Kaya Trio

Çağıl Kaya (Vokal), Tamer Temel (Saksafon), Eylül Biçer (Gitar) 

Ankara doğumlu Çağıl Kaya, üniversite yıllarında TRT İzmir Korosu ile sayısız konser verdi. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde müzikoloji okuyan Kaya, yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi’nde yaptı. Bu dönemde profesyonel müzik hayatına başlayan sanatçı, İstanbul Caz Festivali, ODTÜ Caz Günleri, Ege Üniversitesi Kampüste Caz Günleri, Lefkoşa Caz Festivali gibi sayısız festivalin konuğu oldu. “Çağıl Kaya Band”, “Bir Şeyler Eksik” ve “Çağıl Kaya & Moda String Trio” projelerini yürüttü. 

İlk albümü “Bir Parça Ay Biraz Kuş”,  2014 yılında yayınlandı. 2017’de yaşadığı şehirlerin, çalıştığı müzisyenlerin ona kattıklarını, çeşitliliği, kaosu ve düşlerini birleştirdiği “Şimdilik Her Şey Yolunda” adlı ikinci albümünü çıkartan Kaya, en son 2020’de 30. Akbank Caz Festivali  özel albümünde yer aldı. 

Çağıl Kaya, sahnede teatral ögeler ve şaşırtıcı ses doğaçlamaları aracılığıyla, dinleyiciyi anlattığı hikayelerin içine çekiyor.

Öğretim üyelerimiz ile mezunumuzun makalesi 2020'nin en çok okunan 5 makalesi arasında

Öğretim üyelerimiz ile mezunumuzun makalesi 2020'nin en çok okunan 5 makalesi arasında

Sabancı Üniversitesi Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı (BAVLAB) Direktörleri Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Selim Balcısoy ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burçin Bozkaya ile Yönetim Bilimleri 2018 Doktora mezunumuz Mohsen Bahrami tarafından hazırlanan ve Big Data dergisinde yayınlanan makale 2020 yılının en çok okunan 5 makalesi arasına girdi.  

Mohsen Bahrami, Selim Balcısoy, Burçin Bozkaya

Big Data, veriyi toplama, analiz etme, yayma konularındaki zorluklar ve fırsatları ele alan sektörün öncü hakemli dergisidir.

Öğretim Üyelerimizin ve mezunumuzun ‘Using Behavioral Analytics to Predict Customer Invoice Payment’ başlıklı makalesine bu linkten erişebilirsiniz.

"COVID-19 ve Aşılar: Beklentiler ve Gerçekler"

"COVID-19 ve Aşılar: Beklentiler ve Gerçekler"

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)’nin, koronavirüs salgını sebebiyle bu süreçte karşılaşılan sorunlara birlikte çözüm bulmak, olası ortak zeminleri analiz etmek ve akademik araştırmalarla desteklenen fikir alışverişi için başlattığı “Salgın ve Toplum” webinar serisi devam ediyor. 

26 Aralık Cumartesi saat 19.00'da yapılacak özel webinar toplantısının başlığı "COVID-19 ve Aşılar: Beklentiler ve Gerçekler". Moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Fuat Keyman’ın yapacağı bu bölümün konuşmacıları, Işıl Arıcan, Selim Badur ve Yağız Üresin’den oluşuyor. 

Salgın ve Toplum özel yayın webinarına bekliyoruz.

26 Aralık Cumartesi 19:00 

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), 2001 yılından bu yana küreselleşmenin çoklu krizlerinin tartışılması amacıyla iklim değişikliğinden kutuplaşmaya, göçten çatışma çözümüne, demokratikleşmeden transatlantik ilişkilere kadar birçok alandaki soru ve sorunları ele almak amacıyla nitelikli ve kanıta dayalı araştırmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalar ışığında akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sağlamak, topluma ve karar alıcılara sağlam politika önerileri sunmak için bağımsız çalışmalar yürütüyor. 

Etkinlik Kayıt Linki: https://event.webinarjam.com/register/135/3v8m9azv 

SUOyuncuları, ÇEKOM bünyesindeki çocuklarla buluşuyor

SUOyuncuları, ÇEKOM bünyesindeki çocuklarla buluşuyor

Sabancı Üniversitesi Tiyatro Kulübü oyuncuları, Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi (ÇEKOM) bünyesindeki çocuklarla buluşuyor.                                 

Sabancı Üniversitesi Tiyatro Kulübü oyuncuları (SUOyuncuları), online platformda bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Balıkesir Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi (ÇEKOM) bünyesindeki çocuklar ile online platformda buluşan SUOyuncuları, yeterli sosyal desteğe ulaşamayan çocukların özgüvenini, kendilerini ifade edebilme becerisini ortaya çıkarmayı ve onlara tiyatroyu sevdirmeyi amaçlıyor. 

Geçtiğimiz yıllarda çocuklara yönelik tiyatro oyunları düzenleyerek binlerce çocuğun hayatına dokunan SUOyuncuları, pandemi sürecinin kendilerini engellemesine izin vermedi. ÇEKOM ile iletişim halinde olan SUOyuncuları, düzenledikleri haftalık etkinlikler ile çocuklar ile buluşuyor. 

12 Aralık 2020 Cumartesi günü Zoom platformu üzerinden gerçekleşen ilk tanışma buluşmasında tiyatro kulübü öğrencileri, çocuklara yönelik online oyunlar düzenledi ve kendilerini tanıttı. SUOyuncularının ÇEKOM bünyesindeki çocuklarla bir sonraki buluşması 26 Aralık 2020 Cumartesi günü gerçekleşecek.

The Future Seminar Serisi’nin yeni konuğu Ozan Biçen

The Future Seminar Serisi’nin yeni konuğu Ozan Biçen

Akademik Destek Programı tarafından organize edilen The Future Seminar Series, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Ozan Biçen'in  “Computational Prototypes and Biomarkers for Physiological Monitoring and Biochemical Sensing” konulu semineri ile devam ediyor. 

"Computational Prototypes and Biomarkers for Physiological Monitoring and Biochemical Sensing" konulu seminer 25 Aralık 2020, Cuma günü saat 16.30'ta gerçekleşecek. Semineri izlemek için lütfen tıklayın.  

Subject Based Discussions'ın yeni konuğu Sinan Erensü

Subject Based Discussions'ın yeni konuğu Sinan Erensü

Akademik Destek Programı tarafından organize edilen "Subject-Based Discussions", 2019/20 Mercator-İPM Araştırmacısı Sinan Erensü’nün "What does Justice have to do with Climate Change?" konulu semineri ile devam ediyor. 

Güncel yerel ve küresel konuların tartışıldığı Subject-Based Discussions seminer serisi, sosyal bilimler (psikoloji, tarih, siyaset bilimi, iktisat, uluslararası ilişkiler vs.) alanında öğrencilerde farkındalık yaratmaya devam ediyor. "What does Justice have to do with Climate Change?" konulu seminer 24 Aralık Perşembe saat 18.40'ta online olarak gerçekleşecek. Semineri izlemek için lütfen tıklayın

 What does Justice have to do with Climate Change?

Sinan Erensü

2019/20 Mercator-IPC Fellow & Boğaziçi University, Sociology Department

Climate change is an immense global challenge calling for immediate action and radical transformation of the world economy. To address it successfully, however, requires recognition of past and contemporary injustices at multiple scales. While it is true that climate change targets the entire world, it is also true that its impacts will be distributed unevenly across the globe. What makes a solution even more complicated is the simple fact that humanity is not equally responsible for the dynamics that have caused climate change in the first place. The term climate crises points to the unequally and contradictory character of climate change as much as the social and ecological calamities it produces. This talk discusses the climate crisis from the climate justice perspective and points to the local and global struggles of climate justice activists.

“Sabancı Üniversitesi’nin öğrenci ve akademisyenlere alan açarak verdiği desteği önemli buluyorum”

“Sabancı Üniversitesi’nin öğrenci ve akademisyenlere alan açarak verdiği desteği önemli buluyorum”

"Feminist Harekette Duygu/Duygulam, Zamansallık ve Güvenli Mekan: 2000'lerde İstanbul'daki Feminist Aktivistler Arası İlişkiler Örneği” çalışmasıyla Şirin Tekeli 2020 Araştırma Ödülü kazanan mezunumuz Yonca Cingöz, “Bu ödül saha çalışmamın ilk aşamasında pandemi nedeniyle duraksadığım ve doktoradaki pek çok arkadaşım gibi tez çalışmamın akıbetiyle ilgili karamsarlığa düşmek üzere olduğum bir zamana denk geldi ve motivasyonumu artıran çok değerli bir destek oldu” diyor. Ayrıca “Mezunu olduğum Sabancı Üniversitesi’nin de hem SU Gender ve ilgili program ve dersleri sürdürmesiyle hem de güvenli bir kampüs yaratma çabasında öğrenci ve akademisyenlere alan açarak verdiği desteği önemli buluyorum” açıklamasında bulunuyor.

Mezunumuz Yonca Cingöz ile Şirin Tekeli 2020 Araştırma Ödülü vesilesiyle özel bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Öncelikle kısaca kendinden bahsedebilir misin? 

Elbette. Ankara’da doğup büyüdüm, üniversiteyi kazanınca İstanbul’a geldim. Sabancı Üniversitesi’nde tam burslu olarak okudum, 2004 yılında Toplumsal ve Siyasal Bilimler programından mezun oldum. İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Programı’nda yüksek lisansa başladım fakat babamın vefatı, koşullarımın değişmesi ve akademisyenlerle yaşadığım bazı olumsuz deneyimler üzerine iş hayatına girdim. Akademik çalışmama uzun bir ara verdim. Gazetecilik, editörlük yaptım. Yayıncılık alanında bir dernekte koordinatörlük yaptım. 2013’te “Feminist Felsefe ve Deleuze” başlıklı tezimi vererek yüksek lisansımı tamamladım. Ertesi yıl anne oldum. 2017’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Genel Sosyoloji ve Metodoloji Bölümü’nde doktoraya başladım. Şu anda bir vakıfta koordinatörüm ve doktoramın tez aşamasındayım. Aynı zamanda birkaç yıldır serbest olarak kurmaca dışı çeviriler yapıyorum. İki çevirim yayımlandı.              

Şirin Tekeli Araştırma Ödülü'ne başvurmaya nasıl karar verdin? Süreç nasıl ilerledi? 

Güncel feminist çalışmalarla yakından ilgilendiğim için Şirin Tekeli Araştırma Ödülü’nü alan çalışmaları da takip ediyordum. Doktora tez aşamasına geldiğimde başvurmayı düşünüyordum. Tasarladığım gibi oldu aslında. Dolayısıyla ödül alan araştırma önerim, doktora tez çalışmama dayanıyor. Onun saha çalışmasının bir bölümünü kapsıyor. Başvuru sürecinde bir ay kadar yoğun çalışarak araştırma önerimi olgunlaştırdım. Böylece aynı zamanda doktora tezimin literatür incelemesini ve saha araştırması planını da gözden geçirip güncellemiş oldum. 

Araştırma konundan biraz bahsedebilir misin? Araştırma süreciyle ilgili şu anda ne aşamadasın? 

Araştırma konumun başlığı, "Feminist Harekette Duygu/Duygulam, Zamansallık ve Güvenli Mekan: 2000'lerde İstanbul'daki Feminist Aktivistler Arası İlişkiler Örneği”. Araştırmamda 2000’lerde Türkiye’de feminist harekette yer almış aktivistler arasındaki ilişkileri duygu/his/duygulam (affect), zamansallık ve güvendelik (safety) bağlamında inceleyeceğim. Bu dönemde İstanbul’da faal olan bağımsız feminist örgütlerde yer almış aktivistlerle derinlemesine görüşmelere ve belge taramasına dayanacak olan çalışmam, anlatı analizi ve söylem analizi yöntemlerinden ve feminist aktivist hafızanın paylaşılması ve aktarımına, aktivizm duygularının hatırlanmasına bakan güncel literatürden beslenecek. İlk olarak literatür taramamı yaptım ve üç görüşmeyi tamamladım. Dergi taraması ve görüşmelerle devam edeceğim. 

Araştırmanla ilgili beklenti ve hedeflerini paylaşabilir misin?

Araştırmamın sonunda feminist “güvenli mekan”lar (safe space) yaratmanın olanakları üzerine ilk sonuçlara ulaşmayı ve sunumda ilgili araştırmacılarla paylaşıp tartışarak bu analizi geliştirmeyi bekliyorum. Sunumun hemen ardından doktora tez çalışmamın analiz sürecine geçeceğim. 

Ödülle ilgili duygu ve düşüncelerini alabilir miyiz? 

Bu ödül saha çalışmamın ilk aşamasında pandemi nedeniyle duraksadığım ve doktoradaki pek çok arkadaşım gibi tez çalışmamın akıbetiyle ilgili karamsarlığa düşmek üzere olduğum bir zamana denk geldi ve motivasyonumu artıran çok değerli bir destek, ömürlük bir hatıra oldu. Bu vesileyle bu ödülün sürmesinde, bu sayede her yıl pek çok ufuk açıcı araştırma sürecinden haberdar olmamızda emeği olan SU Gender ekibine ve önerimi ödüle layık gören jüri üyelerine tekrar teşekkür etmek istiyorum.

Türkiye'de yürütülen toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmalarını nasıl görüyorsun? Bu kapsamda SU Gender'ın yürüttüğü çalışmaları değerlendirebilir misin? Genel anlamda Sabancı Üniversitesi'nin bu alana katkısını ele alabilir misin? 

Türkiye’de toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmalarını feminist öznellikleri biçimlendiren ve feminist aktivizmi besleyen en temel damarlardan biri olarak görüyorum. Pek çok genç kadın bu bölümlerde okuyarak ve bu bölümlere hayat veren hocalarından öğrendiklerinin heyecanıyla sokak aktivizmine katıldı veya feminist fikirleri ve tutumları gündelik hayata yansıtarak çevresindekileri etkiledi, değiştirdi. Bugün dünyada toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlerin yükseldiği; toplumsal cinsiyet, kadın ve cinsellik çalışmaları bölümlerinin, araştırma merkezlerinin bütçelerinin kesildiği ve seslerinin kısılmaya çalışıldığı bir dönemde varlık ve etkinlik sürdürmelerinin önemi daha da büyük. SU Gender çalışkan ekibi sayesinde bu alanda akademik program ve yayınlarla sınırlı kalmayıp, ödüller vererek, eğitimler, hafıza yürüyüşleri gibi çeşitli etkinlik biçimlerini benimseyerek çok farklı gruplara bilgi ve deneyimi yayma çabası gösterdiğinden bu alandaki merkezler arasında çok değerli bir konumda bana göre. Mezunu olduğum Sabancı Üniversitesi’nin de hem SU Gender ve ilgili program ve dersleri sürdürmesiyle hem de güvenli bir kampüs yaratma çabasında öğrenci ve akademisyenlere alan açarak verdiği desteği önemli buluyorum.  

Abone ol