Dünya Parmaklarımın Ucunda İkincilik Getirdi

Dünya Parmaklarımın Ucunda İkincilik Getirdi

Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin “Dünya Parmaklarımın Ucunda” isimli sosyal inovasyon projesi Türkiye genelinde 156 farklı üniversiteden, 1458 öğrencinin, 6 kategoride, toplam 2080 projeyle başvurduğu “Hayal Edin Gerçekleştirelim Yarışması”nda Toplumsal Kategorisi’nde ikinci oldu.


Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu Direktörü ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dilek Çetindamar’ın sosyal inovasyon ve girisimcilik dersini alan üç öğrenci Umur Kurtuluş, Altuğ Ceceli ve İpek Köse ders kapsamında hazırladıkları sosyal inovasyon projesi ile Kredi Kayıt Bürosu’nun “Hayal Edin Gerçekleştirelim Yarışması”nda oylama sonucunda, Toplumsal Kategorisi’nde ikinciliği kazandı.

Sabancı Üniversitesi öğrencileri ödüllerini 26 Nisan 2017, Çarşamba günü düzenlenen törenle ödüllerini aldılar.

Sosyalciler adıyla yarışmada yer alan grubun projesinin ismi “Dünya Parmaklarımın Ucunda”. Proje ile görme engelli bireylerin, dünyanın önde gelen mimari yapıları ve sanat eserleri ile tanışması amaçlanıyor. Bu projenin gerçekleştirilmesi için kurulacak gönüllü ekip sergide yer alacak dünyanın çeşitli bölgelerinden önemli mimari eserleri belirleyecek. Belirlenen eserlerin maketleri yapılarak her birinin yanında Braille alfabesiyle bilgilendirme notları yazacak. Bu sayede görme engelli bireyler maketlere dokunarak görme fırsatı bulamadığı tarihi eserler, mimari yapıları kafalarında canlandırabilecek ve tarihi geçmişi hakkında bilgi alabilecekler. Bu sergi Dünya Parmaklarının Ucunda adı altında farklı şehirlerde kurularak tüm görme engellilere ulaşmayı hedefliyor.

 

 

Girişimci Patiler 6 Mayıs'ta Sinema Salonu'nda...

Girişimci Patiler 6 Mayıs'ta Sinema Salonu'nda...

Sabancı Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü ve SUDoğa Kulübü tarafından organize edilen Girişimci Patiler semineri 6 Mayıs Cumartesi günü saat 10.30-16.00 arasında Sinema Salonu'nda gerçekleşecek.


Etkinliğin Amacı:

  • Sosyal sorumluluk bilincini girişimci ruhlar ile birleştirmek
  • Hayvanların korunmasına yönelik girişimci projeler hakkında bilgi edinmek
  • Türkiye’de hayvan haklarını hukuksal boyutu ile incelemek
  • Hayvan hakları aktivistleri ile hayvan hakları konusunda bilgi aktarımı sağlama

Program Akışı:

10.30-10.50: Kayıt

10.50-11.00: Açılış konuşması

11.00-11.45: 1. Panel - Patiliyo.com

11.45-12.30: 2. Panel - Haytap

12.30-13.00: Mola

  • Vegan & vejetaryen yiyecek ve içeceklerin dağıtımı
  • Pestotheband müzik grubunun “Hayvanlar için çal” konseptli video gösterimi
  • Avukat Ahmet Kemal Şenpolat’ın imza standı

13.00-13.45: 3. Panel - Banamama.co

13.45-14.30: 4. Panel - Hipder

14.30-14.40: Kapanış konuşması

14:40-15.00: Kahoot.it ile çekiliş

15.00-16.00: Workshop

Çekiliş hediyeleri:

Çekilişi kazanan ilk 3 kişiye sakura desenli bez çanta ve 25 tl’lik D&R hediye çeki veriyoruz!

Etkinlik detayları:

  • Etkinliğe giriş ücretsizdir.
  • Etkinlik sonunda sertifika dağıtımı olacaktır.

Servisler:

Her üniversiteden 10 ve üzeri katılım olması durumunda geliş ve dönüş için ücretsiz servisler ayarlanacaktır.

“İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı” Projesi Antalya’da başlatılıyor

“İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı” Projesi Antalya’da başlatılıyor

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından hayata geçirilen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi, Antalya İş Kadınları Derneği (ANTİKAD) ve Batı Akdeniz Sanayici ve İş Dünyası Federasyonu (BAKSİFED) işbirliğiyle Antalya’da yürütülecek. 

Projenin tanıtım toplantısı 27 Nisan 2017 Perşembe günü, Antalya Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. 


Toplantının açılış konuşmalarını Batı Akdeniz Sanayici ve İş Dünyası Federasyonu Başkanı Ali Eroğlu, "Tüm Dünyada olduğu gibi Ülkemizde de kadına yönelik şiddet bir sorundur. Bunu nasıl yöneteceğimiz önemlidir. Bu sorun, bölgeye gelir durumuna ve eğitim seviyesine göre farklılaşmakla birlikte muhakkak bir şekilde bir yöntem ile kadınlarımızın bu tür konulara maruz kaldığını biliyoruz. Biz iş dünyası olarak bu konuyu iki açıdan ele alıyoruz. Birinci boyutu bunun bir kurumsal sosyal sorumluluk çerçevesi ikincisi ise şirketlerimizin verimliliği. Neticede şirketlerimizde çalışan insanların mutluluğu verimliliği bizim işlerimizin olumlu veya olumsuz etkilenmesine sebep oluyor. İş dünyasındaki verimliliği arttırabilmek için kadınlara yönelik şiddetin yönetilebiliyor olması gerekiyor dedi. Bizim içinde bulunduğumuz konfederasyon TÜRKONFED, 26 kalkınma ajansı içerisinde 23’ünü tamamlamış Federasyon yapılanması ile, Türkiye’yi kapsayan bir örgütlenmeden bahsediyoruz. Burada bizim en önemli özelliklerimizden bir tanesi yapının tarafsız ve bağımsız olmasıdır. Taraf olduğumuz tek şey vardır. İş dünyası ve Kadın konuları gündeme geldiğinde taraf bir şekilde hareket ediyoruz. Konfederasyonumuzda kadın grubumuz İş dünyasındaki kadına yönelik bir takım projeler gerçekleştiriyorlar" dedi.

Antalya İş Kadınları Derneği Başkanı Leman Sedef Tuna, "Toplumsal cinsiyet eşitliği her şeyden önce bir insan hakları meselesidir. Aynı zamanda, kalkınmanın ana faktörlerinden biridir. Kadına yönelik şiddet “kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel, psikolojik, ekonomik ve sosyal yönden cinsiyete dayanan bir eylem olarak tanımlanmaktadır. Hangi yasayı getirir isek getirelim ailede ve toplumda bu yetiştirilme sorunları aşılmadan, temel eğitimde, hatta ana sınıfında bu yönde eğitim metotlarıyla dersler verilmeden, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmak mümkün değildir. Tüm bu gelişmelere baktığımızda, ülkemizin sosyal ve ekonomik yönden kalkınması için, iş hayatında kadın sayısının artması gerekmektedir. Kadınları daha üst seviyelerde görebilmemiz için ise iş dünyasına sorumluluklar düşmektedir. Bizler Antalya İş Kadınları Derneği olarak, bağlı olduğumuz üst kuruluşumuz BAKSİFED ve TÜRKONFED ile birlikte Antalya ve bölgesindeki firmalara “İş Dünyası Aile içi Şiddete Karşı Projesini “ yaygınlaştırmak istiyoruz. Amacımız, hem şirketlerin çalışanları ile yakın ilişkiler kurarak ve destek mekanizmaları oluşturarak iş verimliliğini arttırmak aynı zamanda da toplumsal bir soruna çözüm bulmak" dedi. 

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Melsa Ararat ve Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan yaptılar. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’ndan Sevda Alkan proje ile ilgili bilgi verdi.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat “Kadınların maruz kaldıkları sistematik baskı ve şiddet kadınlar çalışma hayatına katıldıkça daha görünür hale geldi, bir özel yaşam meselesi olmaktan çıktı ve toplumsal bir mesele oldu. Şirketler pragmatik yaklaşımları, örgütleme yetkinlikleri ve kapasiteleriyle tüm toplumsal sorunlarda olduğu gibi bu sorunun da çözümünde önemli bir rol oynama potansiyeline sahip. Şirketler kadın çalışanlarının sağlığını ve onurunu gözetirken sadece çalışma etkinliğini ve  iş performansını artırmakla kalmıyorlar, içinde faaliyet gösterdikleri toplumun sağlığını, onurunu gözetiyor, çalışma barışına katkıda bulunuyor ve ülkemizin ekonomik ve toplumsal refahına katkıda bulunuyorlar. TÜRKONFED, TÜSİAD gibi iş örgütlerinin toplumsal sorunlara sahip çıkması ve İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı projesine katılmak üzere üye şirketleri harekete geçirmesini çok kıymetli buluyoruz. Bu üst örgütlerin yanında her ilimizde artık bir iş kadınları örgütünün de  projeye sarıldığını görmek bizi ayrıca memnun ediyor.” dedi.  

Aile içi şiddetin her zaman gündemin ilk sıralarında yer alan bir sorun olduğunun altını çizen Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan, “Bu sorunu belirli bir kesimin sorunu gibi görmeyi bırakmalı; şiddetin tüm gelir seviyesinden kadınlar için toplumsal hayatta ve iş hayatında eşit şartlarda var olabilmelerinin önünde bir engel olduğunun farkında olmalıyız.

Şiddetin önlenmesi, toplumun böyle bir sorunun varlığını kabul etmesi ve farkında olmasıyla başlar. Aile içi şiddete karşı kamu ve sivil toplumun yanında özel sektörün de işbirliği ve politikalar geliştirmesi çok önemli. İşte tam da bu nedenlerle, Sabancı Vakfı olarak “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi”ni destekliyoruz. Projenin hızla büyümesi ve diğer illerde de uygulanmaya başlaması hepimiz için gurur kaynağı. Antalya’da iş dünyasının aile içi şiddete karşı harekete geçmesini çok önemsiyoruz” dedi.

Konuşmaların ardından Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), Cinsiyet Çalışmaları Koordinatörü Meltem Ağduk’un yönetimindeki İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi Uygulamaları başlıklı panele geçildi.  Panelde; Aygaz Kurumsal İletişim Müdürü Rişe Özkan, Sabancı Üniversitesi Bireysel ve Akademik Gelişim Merkezi Direktörü Arzu Bolgül,Havaş Yönetim Sistemleri Müdürü Başak Helen Taşkan ve Havaş Antalya İstasyon Müdürü Aylin Tavan kendi kurumlarındaki uygulamaları aktardılar.

Meltem Ağduk konuşmasında “Erkek egemen sistemin baskın olmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan ayrımcılık, iş dünyasında da kendini göstermektedir. Kadınlara yönelik önyargılar onların iş yaşamına girmelerini, girdiklerinde de kararlara katılmalarını, ilerlemelerini ve yükselmelerini engellemektedir. Bu süreçte kadınların önündeki en ciddi engellerden biri ayrımcılık diğeri de şiddettir.  Ayrımcılık ve şiddet kadınların çalışma hayatlarını da derinden etkilemektedir.  Bu nedenle özel sektörün kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetle mücadelede hayati bir rol oynadığının altını çizmek gerekmektedir. Kadınlar olmadan kalkınmanın sağlanamayacağı bilinci ile hareket eden Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, her alanda olduğu gibi kadına yönelik ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi içinde özel sektöre destek vermektedir” dedi.

Aygaz Kurumsal İletişim Müdürü Rişe Özkan “Biz nüfusun yarısını oluşturan kadınların erkeklerle eşit hak, özgürlük ve fırsatlara sahip olmadıkça, toplumsal bir kalkınmanı mümkün olmadığını düşünüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki en büyük engel ise kadına yönelik şiddet. Çünkü kadının kendini güvende hissetmediği bir ortamda potansiyelini gerçekleştirmesi mümkün değil. Toplumdaki bu eşitsizliğin aşılmasına katkıda bulunmak için Aygaz olarak iş yerimizden başladık. Bir yandan tüm çalışanlarımız bu konuda bilinçlendirirken, diğer yandan şiddet gören kadınların bu durumu fark etmelerine ve gerekli adımları atmalarına olanak sağlayacak destek mekanizmalarını işletiyoruz. İş dünyasının bu konuyu ele alması çok önemli. Ortak çalışmalarımızın sonuç vereceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Sabancı Üniversitesi Bireysel ve Akademik Gelişim Merkezi Direktörü Arzu Bolgül, Sabancı Üniversitesi için sadece politika belgesi hazırlamanın yeterli olmadığını bu politika belgesi için bir de yönerge hazırladıklarını belirtti. Arzu Bolgül, politika ve uygulamalarının öğrencileri de kapsadığını sözlerine ekledi. Çarpan etkisini artırmak için taşeron firmaların da politika oluşturmalarını istediklerini belirtti. Bolgül, bu politikanın diğer üniversitelerde de yaygınlaşması için çalışmaları olduğunu belirtti. 

Havaş Yönetim Sistemleri Müdürü Başak Helen Taşkan, şirket içinde bir farkındalık çalışması başlattıklarını söyledi. Konuyla ilgili kısa eğitimler, posterler, broşürler aracılığıyla tüm çalışanlara ulaşarak toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını aynı şekilde algılamalarını sağlamaya çalıştıklarını belirten Taşkan, şiddete uğrayan kişilere kim olduklarından bağımsız olarak kurumsal politikaları çerçevesinde her türlü desteği verme taahhüdü oluşturduklarını söyledi.  

Havaş Antalya İstasyon Müdürü Aylin Tavan “Projenin içine girince başarı hikayesi olarak düşündüğüm mücadelelerimin aslında birer şiddet hikayesi olduğunun farkına vardım. Fırsat eşitliği olduğu sürece mücadele gereği ve şiddet hikayeleri de azalacaktır” dedi.

BASE sergisinde yer almak ister misiniz?

BASE sergisinde yer almak ister misiniz?

Türkiye’nin tüm Güzel Sanatlar yeni mezunları BASE’te bir araya gelecek.

14-17 Aralık 2017 tarihleri arasında Galata Rum Okulu’nda ilk kez gerçekleşecek olan BASE’e başvurular başladı. 

Türkiye’deki ilk kolektif Güzel Sanatlar yeni mezunlar sergisi olan BASE, Türkiye’nin dört bir yanından resim, heykel, fotoğraf , video, animasyon, grafik tasarım, görsel iletişim tasarımı, baskı sanatları, cam ve seramik bölümlerinden 2017 lisans mezunlarının çalışmalarını aynı çatı altında bir araya getirecek. 14-17 Aralık tarihleri arasında Galata Rum Okulu’nda gerçekleşecek olan BASE’e başvurular başladı. 

Yeni mezun sanatçı adaylarını sanat dünyası, yaratıcı endüstriler, medya ve tüm sanatseverlerle buluşturmayı hedefleyen BASE, mezuniyetten profesyonel sanat hayatına geçişlerinde onlara destek olmayı, kariyerlerine bir ivme ve yön kazandırmayı amaçlıyor . Türkiye’nin gelecek sanatçı nesline ışık tutacak olan BASE, aynı zamanda galeri, koleksiyonerler, sanatseverler ve yaratıcı endüstrilerin de genç yetenekler keşfetmesine aracı olma misyonu taşıyor. 

BASE seçici kurulunda Türkiye’den ve dünyadan önemli isimler yer alıyor. Bu isimler arasında dünyanın en büyük uluslararası misafir sanatçı programlarından birini sunan, Londra merkezli Delfina Foundation'ın kurucusu Aaron Cezar,  Borusan CEO’su ve koleksiyoner Agah Uğur, seramik sanatçısı Alev Ebuzziya Siesbye, koleksiyoner Aslı Bilge, koleksiyoner&sanat yazarı Banu Çarmıklı, Metropolitan Müzesi’nin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’den sorumlu, modern ve çağdaş yrd. küratörü Clare Davies, İstanbul Modern Sergiler ve Programlar Direktörü Çelenk Bafra, dünyanın en önemli sanat fuarlarından The Armory Show'un Direktörü Deborah Harris, Galerist yönetici direktörü Doris Benhalegua, sanatçı Ergin İnan, sanatçı Hera Büyüktaşçıyan, Amerika’nın sanat alanında önde gelen lisansüstü eğitimlerinden birini veren New York Academy of Art’ın dekanı Peter Drake, Dusseldorf merkezli Galerie Voss direktörü Rudiger Voss, Daire Sanat kurucusu Selin Söl, grafik tasarım sanatçısı/art direktör Stephan Bundi, Spot Projects kurucusu/ koleksiyoner Tansa Mermerci Ekşioğlu, Piartworks kurucusu Yeşim Turanlı ve heykel sanatçısı Ziyatin Nuriev yer alıyor. 

Serginin kürasyonu ise Derya Yücel tarafından gerçekleştirilecek. 1979 doğumlu Yücel, küratör, sanat yazarı, akademisyen ve AICA Türkiye (Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği) Yönetim Kurulu üyesi. 

İstanbul Tasarım Bienalı dahil pek çok önemli kültür sanat etkinliğine ev sahipliği yapan tarihi ve görkemli Galata Rum Okulu binasında gerçekleşecek olan BASE’te ayrıca pek çok seminer, sanatçı konuşması ve atölye çalışması da 4 gün boyunca ziyaretçilerle buluşacak. 

1 Mayıs 2017 – 1 Temmuz 2017 tarihleri arasında başvuruları kabul edecek olan BASE, ilgili bölümlerden 2017'de mezun olacak öğrencilere açık. BASE’e en fazla 3 çalışmayla başvuruda bulunulabilir. 

BASE hakkında detaylı bilgi ve başvuru için base.ist adresini ziyaret ediniz. 

Kurumsal İletişim Uzmanlığı Sertifika Programı Başladı

Kurumsal İletişim Uzmanlığı Sertifika Programı Başladı

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU, birikimlerini ve tecrübelerini daha geniş kitleler ile paylaşmak, sürekli gelişime inanan profesyonellere güvenilir bir destek sağlamak amacıyla genel katılıma açık eğitim programlarına “Kurumsal İletişim Uzmanlığı Sertifika Programı”  ile devam ediyor.

Program 18 Nisan - 6 Haziran 2017 tarihleri arasında Radisson Blue Şişli’de gerçekleşecek.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal İletişim Sektörüne yetkin ve donanımlı biçimde hazırlanmak, kariyerinde gerçek bir ilerleme kaydetmek isteyen herkes için sektörün duayenleri ile işbirliği içinde, yeni ve yaratıcı bir iletişim programı sunuyor. Kurumsal iletişim mesleğine yeni başlamış kurumsal iletişimciler, kariyerine kurumsal iletişimci olarak devam etmek isteyen diğer meslek mensupları (PR ajansı çalışanları, gazeteciler, reklamcılar, pazarlamacılar vb.) ve kurumsal iletişimde kariyer yapmak isteyen herkes için yetkin bir bilgi ve donanım sağlamak amacıyla hazırlanan bu program, kurumsal iletişim sektörünün öncülerinden Suat Özyaprak koordinatörlüğünde katılımcılarıyla buluşuyor.

Bu eğitim ile katılımcılara, iletişim modellerinin kurum içi uygulama alanları ve biçimlerine, kurum politikalarına uyum sağlamasına; ama aynı zamanda kurum içindeki iletişim politikalarının tasarlanmasına ilişkin yetkinliklerin kazandırılması hedefleniyor.

Kurumsal İletişim Programı, geleneksel iletişim süreçlerinin yanında algı yönetimi, kurumsal ilişkiler, itibar yönetimi gibi kavramları da içeriyor. Kurumsal iletişim süreçlerinin kurum içindeki uygulamaları, halkla ilişkiler içindeki uygulamalarından farklılık taşıyor. Eğitim Kurumsal İletişim bakış açısının farkını katılımcılara aktarmayı, ileride sektörde söz sahibi olmak isteyen her Kurumsal İletişimci için önemli bir bilgi ve yetkinlik seti sağlamayı amaçlıyor.

Programın dersleri; Salı ve Perşembe akşamları 18:30-21:30 ve Cumartesi 09:30-12:30 saatleri arasında gerçekleşecek. Katılımcıların Sabancı Üniversitesi, EDU Katılım Sertifikası alabilmesi için en az %70 oranında devam mecburiyetine uymaları ve ayrıca proje çalışmasında geçer not alma zorunluluğu bulunuyor.

 Eğitim müfredatında; “Kurumsal İletişim Nedir? Neden Önemlidir?”, “Algı Yönetimi”, “İtibar Yönetimi Nedir?”, “İtibar Araştırma ve Ölçümlemesi”, “Stratejik Marka Yönetimi”, “Sürdürülebilirlik İletişimi”, “Dijital İletişim Yönetimi”, “Sosyal Medya Yönetimi”, “Kurumsal Sosyal Sorumluluk İletişimi”, “Sponsorluk Nedir? Nasıl Uygulanır?”, “Tedarikçi Yönetimi”, “Etkinlik Yönetimi”, “Medya İletişimi”, “Lider İletişimi”, “Kurumsal İlişkiler”, “İç İletişim Stratejileri”, “Kriz Yönetimi (Uygulamalı)”, “Türkçe ile Doğru İletişim”, “Etkili Sunum Becerileri” ve “Finansal İletişim” dersleri yer alıyor.

 

Detaylı bilgi ve kayıt için: http://edu.sabanciuniv.edu/tr/genel-katilima-acik-egitimler

 

 

Fotoğrafçılık Kulübü ile Kapadokya

Fotoğrafçılık Kulübü ile Kapadokya

Sabancı Üniversitesi Fotoğrafçılık Kulübü (SÜFOK) eşsiz coğrafyasıyla herkesi kendine hayran bırakan Kapadokya'ya 6-7 Mayıs tarihlerinde gezi düzenliyor. 

Kampüsten hareketli, bir gece kaya otelde konaklamalı ve uzman tur şirketiyle çizilmiş bir rotada ilerleyecek gezi için kameranızın olması gerekmiyor!

Ayrıntılı bilgi almak için sufok@sabanciuniv.edu'ya e-mail atabilirsiniz. 

KoroSU 4 Mayıs'ta SGM'de

KoroSU 4 Mayıs'ta SGM'de

Müzikus'un çok sesli pop ve rock korosu olan KoroSU, 4 Mayıs'ta SGM'de sahne alıyor. 

Müzikus'un çok sesli pop ve rock korosu olan KoroSU, 2004 yılında kurulmuştur. Soprano, alto, tenor ve baslardan oluşan KoroSU, kurulduğu günden bugüne enerjisini, renklerini ve müzikalitesini arttırarak bu yıl Nihan Demirkapı şefliğinde çalışmalarını sürdürüyor. KoroSU'yu 4 Mayısta SGM'de dinleyebilirsiniz!

 

Koristler: 

Sopranolar:

Aizat Bigali

Neslihan Şişman

İlayda Begüm İzci 

Altolar:

Sevde Nur Karataş

Ceren Kasapgil

Cansın Toprak

Güneş Kocaman

Begüm Göktepe 

Tenor:

İnanç Dorukel 

Baslar:

Derin Karadeniz 

Orkestra:

Elektro Gitar: Melih Utku Ekşi, Bora Dirilgen

Davul: Emir Odabaşı

Bas Gitar: Mustafa Emre Karaçar

 

Mezunlarımız Amerika’nın en başarılı Türkleri arasında

Mezunlarımız Amerika’nın en başarılı Türkleri arasında

CNN Türk 5N1K programı 22-23 Nisan 2017 tarihleri arasında Amerika'da gerçekleşen Sabancı Üniversitesi Mezunlar Buluşması’ndaydı.

29 Nisan 2017 Cumartesi günü yayınlanan CNN Türk 5N1K programında Amerika'nın en başarılı Türkleri arasında yer alan Sabancı Üniversitesi MDBF Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunumuz Canan Dağdeviren, SSBF Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı 2010 Lisans Mezunumuz Sinan Tuncay, MDBF Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği 2008 Lisans Mezunumuz Selim Önal ve MDBF Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik 2009 Lisans Mezunumuz Alper Küçükural, Cüneyt Özdemir'in sorularını yanıtladı.

Programı izlemek için tıklayınız. 

SUDance Night'17

SUDance Night'17

Sabancı Gösteri Merkezi perdelerini 3 Mayıs Çarşamba günü SuDance için açıyor!
 


SuDance gururla sunar... 

3 Mayıs Çarşamba günü gerçekleşecek  "SuDance Night" SuDance için yılın en büyük ve en önemli etkinliğidir. 

Tüm yıl boyunca çok çalıştık, geceler boyu provalar yaptık.

Şimdi ise gösteri zamanı! 

Cha-Cha, Salsa, Jive, HipHop, Tango, Oryantal...

200 üzeri dansçı, profesyonel dans eğitmenleri ve birçok üniversite dans kulüplerinin de yer alacağı festivalimizde sizleri aramızda görmekten mutluluk duyarız!

Bu seneki konseptimiz ise "Dancing Through the Decades".

Nostalji dolu bir geceye hazır olun!

Hepinizi bekliyoruz!

18.45 - Kokteyl

19.45 - Perde Açılışı

Ayrıntılı bilgi için : 

Facebook: SUDANCE

instagram: su_dance

twitter: su_dance

*Etkinliğimiz tamamen ücretsizdir.

*13:00'da geliş ve 23:45'te dönüş olmak üzere 2 ücretsiz servisimiz bulunmaktadır. 

Dönüş servisimiz Carrefour(Kozyatağı)-Kadıköy-Beşiktaş-Taksim istikametinde olacaktır.

 

İPM yeni raporlarını kamuoyu ile paylaştı

İPM yeni raporlarını kamuoyu ile paylaştı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi, “Darbe Girişimi Sonrası Çatışma Çözümü ve Demokrasi Fırsatları Projesi” kapsamında hazırladığı raporları kamuoyuyla paylaştı.

Sabancı Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) Çatışma Çözümü ve Arabuluculuk Programı tarafından yürütülen “Darbe Girişimi Sonrası Çatışma Çözümü ve Demokrasi Fırsatları Projesi” kapsamında yayınlanan raporlar, dün Ankara ve bugün İstanbul’da düzenlenen basın toplantılarıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Araştırmalarda ulaşılan sonuçlar ve İPM’nin politika önerileri, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İPM Direktörü Fuat Keyman, Proje Yöneticisi Pınar Akpınar ve Program Koordinatörü Bülent Aras tarafından sunuldu. 

İPM Çatışma Çözümü ve Arabuluculuk Programı’nın yaklaşık 7 aya yayılan ve kapsamında; İstanbul, Ankara ve Diyarbakır’da bürokrasi, siyaset, akademi, basın ve sivil toplum alanlarından bireylerle çok sayıda bire bir görüşme ve çalıştay da bulunan, “Darbe Girişimi Sonrası Çatışma Çözümü ve Demokrasi Fırsatları” araştırma projesi açıklandı. 

Proje kapsamında, İPM Direktörü Fuat Keyman, Çatışma Çözümü ve Arabuluculuk Programı Koordinatörü Bülent Aras, Proje Yöneticisi Pınar Akpınar, Araştırma ve Akademik İlişkiler Koordinatörü Senem Aydın Düzgit, İPM Araştırmacıları Metin Gürcan, Altay Atlı, Derya Berk, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Evren Balta, Sciences Po  Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CERI) ve CNRS Araştırmacısı Cuma Çiçek ve İnsani Gelişme Vakfı Araştırmacısı Aysen Ataseven tarafından hazırlanan raporların; darbe girişimi sonrası Türkiye’de demokrasinin sağlamlaşmasına engel teşkil edecek önemli çatışmaları keşfedip, Türkiye’deki kültürel, siyasi ve sosyal alanlardaki yansımalarını tahlil ederek, sunduğu çözüm önerileri paylaşıldı. Proje; çatışma tespiti, analizi ve çözümü metotlarıyla farkındalığın artırılması ve diyaloğun geliştirilmesi için öneriler sunmayı hedefliyor. 

Türkiye’de uyuşmazlıkların iki ana fay hattı: Kürt sorunu ve kutuplaşma

Basın toplantısında, Türkiye’nin son zamanlarda yaşadığı sorunlar ekseninde, projenin iki temel ayağı olan Kürt sorununun ve kutuplaşmanın Türkiye’deki çatışma ve istikrarsızlığın başlıca nedenleri arasında olduğu ifade edildi. 

Proje kapsamında Kürt sorununun etnik ve ekonomik boyutlarıyla incelendiğini ve araştırmacıların bu bağlamlarda politika önerileri ürettiklerini belirten Proje Yöneticisi Pınar Akpınar, Kürt vatandaşların kendilerini dışlanmış hissettiğini ve temsil edilmediklerini düşündüklerini belirtti. “Kürt halkıyla Kürt siyasal kanadının hükümet tarafından birbirinden ayrılarak değerlendirilmesi gereği, Kürt vatandaşların çok üzerinde durduğu bir nokta” diyen Akpınar, en büyük taleplerin şiddetin durması, kapsayıcı ekonomik kalkınma ve normalleşme olduğunu vurguladı. 

Darbe girişimi sonrasında başlatılan soruşturma sürecinin sonucu olarak, devlet kurum ve kadrolarının önemli bir kapasite sorunu yaşadığını belirten Akpınar, kadrolarda kapasite iyileştirme çalışmasının gerekli olduğunu ve kurumlar arası koordinasyon eksikliğinin de giderilmesi önerilerinde bulundu. Akpınar, askeriye de dahil olmak üzere, devlet kadrolarının liyakat esasına göre oluşturulmasını da İPM politika önerileri arasında saydı. 

15 Temmuz başarısız darbe girişiminin, uluslararası alanda da birçok yansıması olduğunu belirten Akpınar, proje sonucu bu alanda çıkan önerileri özetlerken, dış politikaya da zarar veren kutuplaşmadan kaçınılması gerektiğini vurguladı. Çözüm sürecinin; Türkiye’nin zarar görmüş uluslararası imajının iyileştirilmesi ve uluslararası aktörlerle ilişkilerin düzeltilmesi açısından imkan sunabileceğini ifade etti ve ekledi: “Hükümet, bölgesel alanda Kürtler’in varlığını engel değil fırsat olarak görmelidir”. 

“Devletle toplum arasındaki kutuplaşma güven ortamını zedeliyor”

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İPM Direktörü Fuat Keyman, konuşmasında proje süresince bulunulan temasların işaret ettiği noktalara değindi. Keyman, farklı kesimleri bir araya getirecek diyalog platformlarının oluşturulmasının, Türkiye’nin toplumsal geleceği açısından çok önemli olduğunu ifade etti. 

Güçlü devletin retorikte kaldığı, pratikte ise devlette kırılgan bir yapının söz konusu olduğunu belirten Keyman, devletle toplum arasındaki kutuplaşmanın da güven ortamını zedelediğini vurguladı. Askeriyeden sivil topluma, proje kapsamında konuşulan tüm bireyler, devletin kapsayıcı ve şefkatli olabilmesi için laikliğin ve liyakatın en önemli şartlar olduğunu belirtti: “Devletin belli bir zümreyi gözetmesi, onu kapsayıcı olmaktan uzaklaştırmasının yanı sıra laiklik ve liyakattan uzaklaşılması da devletin kırılganlığını arttırıyor.” 

Projenin ana ayaklarından Kürt sorununa da değinen Keyman, 7 Haziran sonrası dönemde diyalogdan şiddete uzanan bir sürecin gerçekleştiğini; bu sürecin terse dönmesinin ve yeniden diyalog ortamının oluşturulması gerektiğinin altını çizdi. Keyman sözlerine şöyle devam etti: “Kürt vatandaşlar, hem günlük yaşamda hem de çatışma ortamının sonlanması anlamında normalleşme istiyor. Çözüm sürecine destek verdiler. Süreçte günlük yaşam normalleşirken, kapsayıcı süreç sayesinde bölge ekonomik olarak da rahatlama çizgisine geldi. Bölge halkı hendek ve şehir savaşlarına destek vermedi.

Kürt vatandaşlar darbe girişimine karşı da çok ciddi bir duruş sergiledi. Bölgeden çıkan hayır oylarının yoğunluğu, parlamenter müzakerenin gereğine işaret ederken, evet oylarının da varlığı, bu sorunun çözümünü istedikleri mesajını vermiş oldu.”

Darbe girişiminin ardından şekillenen Yenikapı sürecinden de bahseden Keyman, Kürt vatandaşlar sürece dair düşüncelerini şöyle özetledi: “Yenikapı sürecine dahil edilmemeleri, Kürtler’i dışlanmış hissettirdi. HDP olmasa da Kürt sivil toplumundan temsilcilerin Yenikapı’ya davet edilmesi gerekliliğinin altı çizildi. Bu durum, devletin Kürt vatandaşlara karşı bir tavır takındığı yönünde algılandı. Kürt vatandaşlar, kendilerinin isabetlice yaptıkları bu ayrımı devletten de yapmasını bekliyor.” 

“Yeniden yapılanma süreci bürokraside tedirginlik yaratıyor”

Keyman’dan sonra söz alan İPM Çatışma Çözümü ve Arabuluculuk Programı Koordinatörü Bülent Aras, 15 Temmuz darbe girişiminin siyaset ve bürokrasi dünyası tarafından nasıl okunduğunu anlattı: Siyaset dünyası, 15 Temmuz’u bürokrasinin millet iradesini zedeleyici girişimi olarak okudu. Darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturma süreci, bürokratik oligarşi tehdidine karşı kalıcı bir son hamle olarak değerlendirmekte.

Bürokrasinin 15 Temmuz’u okuyuşu ise, siyaset kanadının bir krizi olarak ortaya çıkıyor.” 

Darbe girişimi sonrası devlet kurumlarının yeniden yapılanması sürecine de değinen Aras; devlet kurumlarında kapasite ve kurumsallaşma sorununun krize dönüştüğünü belirtti. Güçlü başkanlık sistemi içinde, bugün mevcut olan birçok kurumun yeniden yapılandırılacağını ve bunun uzun zaman alacağını söyledi. Aras bu süreçteki kritik noktaları şöyle tarif etti: “Bürokratların yeni sisteme geçiş sürecinde nasıl atanacakları, aralarında siyasetle nasıl bir uyum ve iş ilişkisi gelişeceği, görevlerini hangi kapsamda kime ve hangi kuruma bağlı olarak yürütecekleri gibi bir çok soru var. Bu konular süreç içinde netleşecek” Devletin sürekliliğinin çok önemli olduğunu belirten Aras, sözlerini proje sonucunda şekillenen önerilerden biriyle tamamladı: “Alt ve orta düzey bürokrasinin özerkliklerini ve devletin sürekliliğini destekleme fonksiyonlarını sürdürebilmeleri gerekmektedir. Yeni sisteme geçiş süreci bu perspektifte çerçevelendirilmelidir.” 

Aras sözlerini şöyle tamamladı: “Referandumda çıkan yüksek Hayır oyu, geniş tabanlı bir meşruiyetin eksikliğine işaret etmekte, bu açıdan, Hükümet için bunu oluşturmanın yolu da toplumun tüm kesimlerine temas ederek onlarla bir araya gelmekten geçiyor.” 

İstanbul Politikalar Merkezi Hakkında

İstanbul Politikalar Merkezi, küresel uzantıları olan bağımsız bir politika araştırma merkezidir. Misyonu, sosyal bilimler alanında yapılan akademik araştırmalara ve bunların politika oluşturma süreçlerinde uygulanmasına katkıda bulunmaktır. İPM, iç ve dış politika alanlarında karar vericilere, kanaat önderlerine, akademisyenlere ve toplumun geneline yenilikçi ve nesnel analizler sunmayı amaçlamaktadır. İPM, Türkiye-AB-ABD ilişkileri, eğitim, iklim değişikliği, Türkiye’deki siyasal ve sosyal eğilimler ve bu eğilimlerin sivil toplum ve yerel yönetişime etkisi konularını da kapsayan -fakat bunlarla sınırlı kalmayan- geniş bir alanda uzmanlığa sahiptir.

Projeyle ilgili detaylı bilgi için: http://ipc.sabanciuniv.edu/project/darbe-girisimi-sonrasi-catisma-cozumu-ve-demokrasi-firsatlari-projesi/

Proje final raporuna erişmek için:http://ipc.sabanciuniv.edu/publication/english-opportunities-on-conflict-resolution-and-democracy-after-july-15/
(İngilizce versiyondur. Türkçesi Mayıs ayı içinde çıkacaktır)

 

Abone ol