Camı getir, Nikon’u götür!

Camı getir, Nikon’u götür!

CIP Ekokampüs projesi cam ambalaj toplama yarışması düzenliyor. Sizler de bu yarışmaya katılarak hem geri dönüşüm yaparak doğaya yardım edebilir hem de Nikon dijital fotoğraf makinesi kazanabilirsiniz.



Yarışma standı 23-24-25 Mayıs tarihlerinde, saat 12.00-15.00 arası, Akbank karşısında açılacaktır. Cam ambalajlara sadece cam şişe ve cam kavanoz dahildir. Adet bazında en çok cam ambalajı getiren Nikon Coolpix S3000 dijital fotoğraf makinesini kazanacaktır. Yarışma tüm öğrenci ve okul çalışanlarına açıktır.

Şimdiden biriktirmeye başlayın! 

· Cam, kalitesini kaybetmeden %100 geri dönüşebilen tek ambalaj malzemesidir.

· Geri dönüşmüş camı eritmek için gereken enerji yeni cam şişe yapmak için gereken hammaddeyi eritmekten daha azdır.

· Bir şişe geri dönüşümünden sağlanan enerji 100 wattlık bir ampulü 1 saat, bir bilgisayarı 25 dakika,  bir televizyonu 20 dakika, bir çamaşır makinesini 10 dakika çalıştırmak için yeterlidir.

Sabancı Üniversitesi'nde 'Moleküler Biyoloji Çalıştayı'

Sabancı Üniversitesi'nde 'Moleküler Biyoloji Çalıştayı'

Sabancı Üniversitesi 26-27 Mayıs 2011 tarihlerinde 44 adet lise öğrenci ve öğretmenini misafir ediyor. Gerçekleşecek çalıştayda sabahları deney ve veri analizine ayrılırken öğleden sonra gerçekleşecek olan konuşmalara herkes davetlidir. Etkinlik TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi ile işbirliği içinde organize ediliyor.

MOLEKÜLER BİYOLOJİ ÇALIŞTAYI

DENEY: FARKLI BALIK TÜRLERİNDEN KAS PROTEİNİ İZOLASYONU VE SOYAĞACI ÇİZİMİ

Konuşmalar MDBF G035 nolu sınıfta yapılacaktır.

Katılacak okullar: Ankara, İzmir, İstanbul Fen Liseleri, TEVİTÖL, Kuleli Askeri Lisesi, Hüseyin Avni Sözen Anadolu, Cağaloğlu Anadolu, Kadıköy Anadolu, İstanbul Erkek, Kabataş, Darüşşafaka, Beşiktaş Anadolu Liseleri

Program:

26 Mayıs Perşembe
9:30-12:00 Açılış konuşması ve Deney
12:00-13:00 yemek
13:00-14:00 Uğur Sezerman- Protein evrimi
14:00 - 14:15 Ara
14:15-15:15 Ergi Deniz Özsoy- Türlerin kökeninden günümüze evrimsel biyoloji
15:15- 15:30 Ara
15:30-16:30 Tartışma paneli

27 Mayıs Cuma
9:30-12:00 deney sonuçlarının incelenmesi ve soy ağacının çizilmesi/Sonuçların tartışılması
12:00-13:00 yemek
13:00-13:30 Kampüs turu(Öğrencilere ve öğretmenlere Sabancı Üniversitesi kampüsünün tanıtılması)
13:30-14:30 Hasan Sevgili-Böceklerde sesle iletişim ve evrimi
14:30- 14:45 Ara
14:45-15:45 Ergi Deniz Özsoy- Evrimde raslantısallığın anlamı
15:45-16:00 Ara
16:00-16:30 Tartışma paneli (kapanış)

Üniversiteler Liselere İkna Sanatını Öğretiyor

Üniversiteler Liselere İkna Sanatını Öğretiyor

Üniversiteler Liselere İkna Sanatını Öğretiyor

Tuzla Belediyesi tarafından düzenlenen, Sabancı ve Yeditepe üniversitelerinin desteklediği münazara yarışmaları 21-23 Mayıs tarihlerinde Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek.



Avrupa’da genelde üniversite öğrencileri arasında gerçekleşen münazara yarışmaları Tuzla Belediyesi, Sabancı ve Yeditepe üniversitelerinin koordinasyonuyla liselere taşınıyor.

Türkiye'nin her yanından gelen 60 liseden 300 öğrenci Merkez Bankası özerkliği, internet yasakları, Ortadoğu isyanları, üniversite sınavı, bedelli askerlik, emeğin serbest dolaşımı, tecavüz suçlularının hadım edilmesi gibi birbirinden farklı güncel konuları tartışacak. Görüşlerini, tezler, olaylar, antitezler, istatistiki bilgilerle savunacaklar.

Her münazaranın sonunda ulusal ve uluslararası turnuvalarda başarılı olmuş jüri sadece puanlama yapmayacak, aynı zamanda öğrencilere nasıl daha iyi münazara yapabileceklerini anlatacak.

Yarışmacılar tartışacakları konulara önceden hazırlanacaklar,  fakat taraflarını maçlardan hemen önce öğrenecekler. Böylece gençler sadece kendi inandıkları tezleri değil aynı zamanda karşı oldukları düşünceyi de anlayabilecekler.

Liselerde münazara yarışmalarının öğrenciler arasında fikir alışverişinin gelişeceğini ifade eden Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı “ demokrasinin, açık görüşün yaygınlaşması ve geleceğin liderlerini yetiştirmek için öğrencilerimize yönelik projeler üretmekteyiz. Üniversitelerle ortaklaşa düzenlediğimiz münazara yarışmaları da Tuzla’lı öğrencilerimize bu noktada büyük katkı sağlayacaktır” ifadesinde bulundu.

Ayşe Parla, Türkiye Bilimler Akademisi 2011 TUBA-GEBIP ödülünü kazandı

Ayşe Parla, Türkiye Bilimler Akademisi 2011 TUBA-GEBIP ödülünü kazandı

Ayşe Parla Türkiye Bilimler Akademisinin 2011 yılı TUBA-GEBIP ödülünü almaya hak kazandı.  SSBF'nin genç araştırmacı yıldızlarından biri olan Ayşe, sosyal ve kültürel antropoloji alanında çalışıyor ve Kültürel Çalışmalar programlarında dersler veriyor.

Böylece önümüzdeki üç yıl boyunca göç ve vatandaşlık üzerine bir araştırma projesine de kaynak sağlayan Ayşe, ödülünü 3 Haziran'da Istanbul'da Akademi Gününde düzenlenecek törenle alacak.

Tohum Otizm Vakfı'ndan gelen çocuklar Sabancı Üniversitesi'ni şenlendirdi

Tohum Otizm Vakfı'ndan gelen çocuklar Sabancı Üniversitesi'ni şenlendirdi

Toplumsal Duyarlılık Projeleri(TDP) ofisi, engelli projelerinin desteğiyle Tohum Otizm Vakfı’ndan 20 çocuk ve eğitmenleri kampüsümüzü ziyaret etti. Önce göl etrafında ve kampüste kısa bir gezinti gerçekleştiren çocuklar sonrasında jonglör Serdar Güven eşliğinde oyunlar oynadılar. Çocuklar, müzik eşliğinde TDP maskotu Dino ile dans edip oyun oynayarak eğlenirken, Sabancı Üniversitesi öğrencileri ve çalışanları da onlara katıldı ve eğitmenlerinden otizm ve otizm eğitimi hakkında bilgi alma fırsatı yakaladılar.

Böylece ilk kez 2011-2012 eğitim yılında TDP aracılığıyla otizmli çocuklarla çalışacak öğrenciler, çocukları yakından tanıma olanağı buldu.

Türkiye’de Çevre Raporu açıklandı

Türkiye’de Çevre Raporu açıklandı

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Uluslararası Sosyal Saha Çalışmaları Programı (International Social Survey Program-ISSP) kapsamında, “Türkiye’de Çevre” başlıklı bir rapor hazırladılar.

ISSP üyesi olan ülkelerde siyasal gündemin maddelerinden birisi olan ve özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, Kuzey Amerika, Avustralya ve Çin’de giderek artan oranda ekonominin ve siyasetin en önemli gündem maddesi haline gelmeye başlayan  çevre ve onunla ilgili iklim değişikliği, kirlenme, sera gazları v.b. konulardaki toplumsal algı ve duyarlılıkların bir fotoğrafını çekmek ve her ülke için çekilen bu fotoğrafı zaman zaman yenilemenin amaçlandığı Çevre raporunun Türkiye’ye ilişkin olan bulgularının sunumu ve araştırmanın değerlendirmesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu tarafından, 16 Mayıs Pazartesi günü gerçekleştirilen bir toplantıda yapıldı.

Türkiye’de Çevre Raporu’na ilişkin bilgi notu:

Çevrenin kirliliği, korunması ve nihayet iklim değişikliği konularındaki toplumsal algı, tutum, beklenti ve değerler 2010 yılında dünyada 45 ülkede ISSP tarafından yürütülen saha çalışmalarıyla araştırılmıştır. Burada verileri sergilenen saha araştırması da bu çerçevede Türkiye’de 18 yaş üzeri 1665 kişiden oluşan temsili örneklemi oluşturan deneklerle yüz yüze yapılan mülakatlarla oluşturulmuştur. Veriler Ekim – Aralık 2010 tarihleri arasında ülkemizin 64 ilinde yapılan saha çalışmasıyla toplanmıştır. Bu çalışma için mali destek TÜBİTAK - SOBAG tarafından verilmiş, NUTS bölgelerinde kent, belde ve köy örneklemini oluşturan hanelerin rastsal yöntemle çekilmesi işlemi ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından gerçekleştirilmiştir.

Bulgularımız Türkiye’de seçmen yaşındaki nüfusun çoğunluğunun çevre kirliliğinin verdiği zararlar hakkında bir fikri olduğunu, bilgisinin fazla derin olmasa da mevcut bulunduğunu göstermektedir. Buna rağmen çevre kirliliği, çevre koruma, iklim değişikliği gibi konular Türkiye’nin temel sorunları içinde halkın gündeminde ön sıralara yükselememektedir. Türkiye’deki seçmen yaşındakilerin algılamasına göre çevre bugünün temel sorunu olmaktan çok uzun dönemde sorun olacak bir hususmuş gibi düşünülmektedir.


Deneklerimizin temel beklentisi çevre sorunlarındaki iyileştirmenin kendi kişisel davranışları ile pek de düzelmeyeceği noktasında toplanmaktadır.  Deneklerimiz çevrenin düzeltilmesi için kendi hayat tarzlarını değiştirmekten yana da değillerdir. Çevre konusundaki iyileştirmelerin devletin girişimiyle olacağını düşünmekte, hatta beklemektedirler. Zaten verilen yanıtlardan anlaşıldığı gibi çevreyi korumak için bireylerin yapabilecekleri hiçbir davranış değişikliği deneklerimizin çoğunluğunun gözünde popüler de değildir.

Deneklerin büyük çoğunluğunun önerisi fosil yakıtlara ve nükleer enerjiye gelecekte ağrılık verilmemesi ve büyük ölçüde rüzgar, güneş, su gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemizdir. Bireysel olarak çevreyi korumak için oldukça düzensiz ve özensiz bir çabanın olduğu söylenebilir. Örneğin, otomobil kullanma gibi bazı alışkanların çevreyi kirlettiği kabul edilmekle birlikte bu alışkanlıkların azaltılması fikri pek de kabul görmemektedir. Bireysel özgürlük, girişim ve piyasaya dayalı, örneğin vergi azaltmak suretiyle teşvik gibi, önlemlerin de pek çalışmayacağını vurgulayan denekler, merkezi devletin çevre düzenleme gerek ceza vermek, gerek bilinçlendirmek ve eğitmek suretiyle etken olabilecek tek ajan olduğunu vurgulamaktadır. Çevre önemli bir sorun olarak algılanmakta, ama çevrenin bireyin yaşam tarzı ile olan ilişkisi ya algılanamamakta, ya da göz ardı edilmektedir.

Rektörümüz Nihat Berker'den TÜBA İstanbul Ofisi'nde Konferans

Rektörümüz Nihat Berker'den TÜBA İstanbul Ofisi'nde Konferans

Rektörümüz, TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. A. Nihat Berker, TÜBA İstanbul Ofisi'nde bir konferans verecek.

23 Mayıs 2011 Pazartesi günü saat 18:30'da gerçekleşecek konferansta Rektörümüz, “Araştırma ve Erişim Odaklı Eğitim” konulu bir konuşma yapacak.

Konferans tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarına açıktır.

Sabancı Üniversitesi’nde 11. Bahar Şenliği’nde Atiye ve Manga öğrencilerle buluştu

Sabancı Üniversitesi’nde 11. Bahar Şenliği’nde Atiye ve Manga öğrencilerle buluştu

Sabancı Üniversitesi’nde 11. Bahar Şenliği’nde Atiye ve Manga öğrencilerle buluştu

14 Mayıs Cumartesi günü yapılan Sabancı Üniversitesi Bahar Şenliği’nde (SUŞenlik) bu sene  ana sahnede Atiye ve Manga yer aldı.

14 Mayıs Cumartesi saat 12:00’da kapısını tüm misafirlerine açan Sabancı Üniversitesi, katılan herkese sınırsız eğlence sundu. Saatler 15.00 olduğunda müzik ile eğlenceye start verildi. Konserlerin açılışını Sabancı Üniversitesi Müzik Kulübü grupları The Loop - Perfect Stranger - Banner-Runner yaptı. Daha sonra Atiye ve Manga en enerjik sahne performansıyla seyircileri coşturdu.

Carting, çim voleybolu gibi oyunlar etkinliklerin yer aldığı SUŞenlik sponsorların çeşitli aktiviteleriyle gündüz programı daha da şenlendi.


Çoçuklar için en anlamlı “Kütüphane Haftası” etkinlikleri Sabancı Üniversitesi’nden…

Çoçuklar için en anlamlı “Kütüphane Haftası” etkinlikleri Sabancı Üniversitesi’nden…

28 Mart - 3 Nisan 2011 tarihleri arasında kutlanan 47. Kütüphane Haftası dolayısıyla Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi, Tuzla Zübeyde Hanım İlköğretim Okulu'da "Bir Kütüphane Düşlüyorum" konulu resim yarışması ve "3001 Kitap 3001 Gülen Yüz" adlı kitap bağış kampanyası düzenlendi.
 
Kitap bağış kampanyasında bugüne kadar 769 adet kitap toplandı. Bağış kampanyası 3001 kitap toplanana kadar devam edecek.
 
Resim yarışmasının sonuçlarına göre dereceye giren öğrencilerin adları şöyle:

1. Ebru Gablan, 8. sınıf öğrencisi
2. Ayşenur Palabıyık, 7. sınıf öğrencisi
3. Rimsena Aslan, 7. sınıf öğrencisi
4. Neşe Yılmaz, 8. sınıf öğrencisi

Resimler için tıklayın


 
Ayrıca söz konusu okulun kütüphanesi için Bilgi Teknolojileri Birimi tarafından 2 adet, Öğrenci Birliği tarafından ise 1 adet masaüstü bilgisayar bağışlandı.
 
Yarışmanın ödül töreni ve kampanyada toplanan kitapların okul kütüphanesine teslim edilmesi 12 Mayıs 2011 saat 11.00'de Zübeyde Hanım İÖO konferans salonunda gerçekleştirildi.
 
Ödül törenine Bilgi Merkezi Direktörü Asuman Akyüz, Bilgi Teknolojileri Direktörü İrfan Sağdınç ve Bilgi Merkezi çalışanları katıldı.

Foto galeri için tıklayın

“GİRİŞİMCİLİK” VİZYONDA!

“GİRİŞİMCİLİK” VİZYONDA!

Genç Girişimciler Kulübü geçtiğimiz haftasonu iki gün süren "Bir Fikrin mi Var" girişimcilik eğitimi ve GİZ'11 5 e-girişim paneli düzenledi. Eğitimi ve panelleri izleyen öğrencimiz Pınar Bozkurt izlenimlerini aktardı.

Sabancı Üniversitesi Sinema Salonu’nda bu sefer “GİRİŞİMCİLİK” vardı Fuat Sami’nin deyimiyle... Üniversitemize “Bir Fikrin mi Var Akademi” bünyesinde konuşma yapmaya gelen Fuat Sami, vizyona giren bu “filmin” türü ne olurdu sizce diye sordu bizlere. Korku mu? Belki de polisiye?

Şaşırtıcı bir yaklaşım olduğunu düşünebilirsiniz, aslında Fuat Sami’nin de cümlelerine sonradan eklediği yönetici-maliye ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda yüzümüzde bir gülümsemeyle, “Neden olmasın? Belki de birden fazla tür kapsamına girebilecek bir filmden bahsediyoruzdur.” diye düşünmeden edemedik dinleyiciler olarak.

Bu espritüel yaklaşımla başlayan konuşma, bir de 8 farklı şirketin kuruluşuna ön ayak olmuş, deneyimlerinden kolaylıkla fayda sağlamamıza imkan tanımak için bizlere bu interaktif workshop imkanını sunmuş Fuat Sami tarafından devam ettirilince, herkes koltuklarına biraz daha yerleşip, günün keyfini çıkarmaya ve pür dikkat misafirimizi dinlemeye başladı. Türkiye’de Melek Yatırım ve Yatırımcılar hakkında bizi bilgilendiren Fuat Sami, sözlerine başlamadan once “4 yıldır girişimcilik denen bu hastalığa yakalanmış durumdayım.” Diyerek bizlere melek yatırımcı –angel investor- kavramını açıkladı.

Yatırımcıların büyük sermaye ile başlangıcı yapılan girişimlere nazaran, daha ufak sermaye ile işe soyunan girişimlere, kişisel yatırımlarından bir risk sermayesi ayıran –venture capital- yatırımcılara melek yatırımcı deniyor. Sami’nin de belirttiği üzere, aile sermayesine dayandırılarak yola çıkılarak elde edilen temelden çok daha sağlam bir temele dayandırılan bu başlangıç noktasına örnek olarak Türkiye’de bir ilk olan “sms-groups”u verebiliyoruz. Bizler tüm bu bilgilerle donatılırken, “paramarka.com” isimli girişimcilik örneğiyle ilgili oldukça eğlenceli ve ilginç bir detay öğrendik.

Viral pazarlama üzerine çalışan bu ekip, 2009’da hepimizin de internette ve televizyonda sıkça görerek aşinalık kazandığı bir viral video ile çalışmalarının bir örneğini bizlerle paylaşmışlar. Bir çoğunuz videonun kısa bir anlatımını yaptığımda muhtemelen neden bahsettiğmi hatırlayacaktır: “Sevgilisinden ayrılan bir genç kız, onu cezalandırmak için “gittigidiyor.com” üzerinden erkek arkadaşının eşyalarını satışa sunuyor.” Cuma günü facebook’a eklenen bu video, Pazar günü izlenme rekoruna koşuyordu. Videoda Fulya adıyla rol alan kişinin ve bahsi geçen eski sevgili Mehmet’in kurmaca bir öykünün parçası olmaları bir yana, video tamamen bir reklam imiş. İzlenmekle kalınmayan bu video, bir sürü karşı video çekilerek aylarca gündemde kalmayı başarmanın yanısıra, kendisinin video da bahsi geçen Mehmet olduğunu iddia eden kişilerin de ortaya çıkmasına sebep olmuş.

Komik değil mi? Bu sır açıklandığında durumdan haberi olmayanlar olarak büyük bir şaşkınlık, ancak aynı zamanda da bu yaratıcı pazarlama tekniğine hayranlık duymadan edemedik. Fuat Sami’nin bizimle paylaştığı oluşumlar burada bitmedi. Yeni bir iş planlamakta olduğunu söyleyen Sami, “dumansız hava sahası” yasalarından esinlenerek, “dumansız sigara” satışı gerçekleştirmeyi düşündüklerini ve bu fikiri temel alan bir girişim planladıklarını söyledi.

En önemlisi, Bir Fikrin mi Var’ın yaratıcısı olan konuşmacımız, bu fikri oluştururken diğer yarışma programlarının formatlarının çoğunlukla kazananlarına somut hediyeler verdiklerini, kendisinin ise bu yarışmayla bir risk alarak “Kazananın şirketini ben kuruyorum.” Dediğini ve projenin bu şekilde başlamış olduğunu vurguladı. Risk almaktan korkmadığını söyleyen Fuat Sami, cesaretini rağmen sözlerine şunları da ekliyor: “Ben girişimcilik ekosistemini çok iyi biliyorum. Geri kalan farklı alanlarda, işi bilenlerle ilerliyorum.” Sami’nin gelecek seneye dair hayalleri  Ortadoğu ülkelerini kapsıyor.

Bu ülkelere de seminer de bahsi geçen formatları taşımak istiyen Sami, yakın zamanda Ortadoğu’yla ilgili ilginç deneyimler yaşadığını paylaitı bizlerle oldukça neşeli bir dille. Bir takım engellerle kaşılaştığını söyleyen Fuat Sami, önce Tunus’a mesaj attığını, Tunus yönetiminin karıştığını, teklifini Mısır tarafına çekince Mısır’da da benzer olayların yaşandığını, Suriye’ye teklifini yolladığında da politik meselelerin bu ülkeye de sıçradığını söylüyor ve gülüyor; “Kendimden de şüphe ediyorum artık.”

devam edecek....

Abone ol