Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.
Her hafta isme göre alfabetik sıra ile yer verdiğimiz röportaj serisi “20 Yılın Hikayesi”nin konuğu bu kez Oğuz Babüroğlu oldu.
Oğuz Babüroğlu 5 Ocak 1998 tarihinden beri Sabancı Üniversiteli. 22 yıldır Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi (YBF) Öğretim Üyesi olan Oğuz Babüroğlu aynı zamanda Yönetici Geliştirme Birimi’nin de (Executive Development Unit - EDU) Kurucu Direktörü. 17 yıl EDU Direktörlüğü yapan Oğuz Babüroğlu 2018 yılından beri YBF’de Arama Kürsüsü Başkanı olarak görev yapıyor.
Oğuz Babüroğlu’nun sorduğumuz dört soruya verdiği cevaplarını aşağıda okuyabilirsiniz…
Sabancı Üniversitesi ile ilk tanıştığınız zamandan aklınızda kalan kısa bir anı/izlenim var mı?
O.B: Tanışma sürem bir anlık değil, bir süreç.
Sabancı Üniversitesini kurma fikri 1994 de Sabancı Holding için Mersin’de yaptığım arama konferansında perçinleşti. Arama Konferansını Hilton Mersin’de bitirdikten sonra otobüs ile hep beraber Adana'ya uçağa binmek için yola çıktık. Sakıp Bey en önde bizler ise arkada oturuyorduk. Yol aldıktan bir müddet sonra Sakıp Bey beni ve Güler Hanımı otobüsün ön tarafına çağırdı. Sabancı Üniversitesini tasarlamak üzere küresel çapta bir Arama Konferansı yapalım dedi. 1995 Ağustos’ta böyle bir arama yapmak üzere Güler Hanımın danışmanı olarak Kordsa’nın Sabancı kulesindeki katında Ertuğrul Ergöz (Sabancı Holding Genel Sekreteri) ile çalışmaya başladık: Sabancı Üniversitesi kuruluşu arama konferansı 25 ülkedeki-Şili’den Hong Kong’a, Mısır’dan Norveç’e, ABD ve AB’deki en seçkin ve en yenilikçi üniversitelerden çok dikkatli seçilen akademisyenler, iş dünyası temsilcileri ve öğrencilerden 60 kadar bir katılımcı grubuyla yapıldı. 3 gün ''21. yüzyıl Üniversitesi nasıl olmalı'' sorusuna yanıt aradık. Bugün de geçerli olan disiplinlerarasılık, bölümsüz Üniversite, toplumsal sorumluluk ve etkiyi önceliklendirme, küresel konumlandırma ve Üniversitenin bir nevi kimliği haline gelen ''Birlikte Yaratalım ve Geliştirelim'' mottosu üretildi. Ardından en az 2,5 sene tasarım komitelerinin çalışmalarını koordine ettim. Genel Sekreter ve Rektör atandıktan sonra Üniversite tasarım sürecinde 38. sırada Üniversite çalışanı oldum.
20 yıl önceki haliniz ile 20 yıl sonraki haliniz arasındaki fark ve bu süre içinde Sabancı Üniversitesinin size kattıklarını anlatır mısınız?
O.B: Böyle bir kurumun tasarlanma süreçinde ortak akıl oluşması için bu kadar aktif bir görev alabilme benim için hayatta olabilecek en önemli olaylardan birisi oldu. Hep birlikte hayal ettiğimiz bir dünya üniversitesini 20 yılda gerçekleştirdik. Hayata geçirdik. 8 sene arka arkaya Türkiye nin en Girişimci ve en Yenilikçi sıralamasında sürekli ilk üçte yer alması sağlandı. Tasarlamakta aktif olduğum bir üniversitede 20 senedir çalışıyorum. Halen hayal dünyasında gibiyim. Kişisel olarak kuruluş yıllarından bu yana kurumsallaşmış ve çok iyi bilinen Profosyonel MBA nin ayrılmaz parçası Firma eylem projelerini (CAP-company action projects), Yönetici Geliştirme Birimi (EDU-Executive Development Birimini) ve Arama adlı Kürsünün bana verilmesinden sonra bu kürsü etkinliği olarak Eylem Araştırması Doktora Programı gibi birkaç yeniliği bizzat hayata geçirme ve yaşatma gururunu yaşadım ve yaşıyorum. Sektörde bu tür yenilikleri yaptırma güvenini bana veren başta Sayın Güler Sabancı’ya, Üniversitenin Kurucu Rektörü Tosun Terzioğlu’na ve diğer sorumlulara çok teşekkür ederim.
20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi dendiğinde aklınıza gelen nedir? Bundan 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi için hayaliniz nedir? Kendinize ilişkin hayaliniz nedir?
O.B: 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi dendiğinde aklıma gelen: Yenilik, özgünlük ve özgürlük oluyor.
Bundan 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi için hayalim: Bilim ve teknolojiyi hayata geçirmekte en bilinen ve dünyadaki en yenilikçi ve en girişimci sıralamalarında hep ilk üçte kalmayı başarmış küresel çapta bir Üniversite olması.
Kendime ilişkin hayalim ise: Yetiştirmekte fark yarattığımı bildiğim öğrencilerimin önemli yenilikler yaptığının dünya ölçeğinde kanıtlanmış olması. Kendi hayalim ise sınır tanımayan işlere devam etmek. Bu bağlamda Üniversitenin de kimliğine katkı vermeye devam etmek.
Yolunuz Sabancı Üniversitesi ile kesişmeseydi nerede ve nasıl olurdunuz?
O.B: Düşünmek bile istemiyorum.