"Sabır, ilgi ve merak hepsinin üstesinden geliyor"

#AkademisyeneSor'un yeni konuğu Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Gülşen Demiröz oldu.  

Akademisyene Sor Gülşen Demiröz

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Gülşen Demiröz

CE-EM-ST-ŞŞE: Merhaba, üniversiteye başlamadan önce yazılım bilgisi olmayan bir öğrenci, üniversitede sıfırdan bilgisayar mühendisliğine başlarsa zorluk çeker mi?

G:D: Yazılım bilgisi olmayan bir öğrenci ilk derste biraz zorluk çekebilir, hatırlıyorum benim de üniversitede hiçbir bilgim yoktu ve zorluk çekmiştim. Ama sabırla ve biraz daha çok çalışarak, kısa sürede aradaki farkı kapatabilirler.

CE-EM-ST-ŞŞE: Bir üniversite öğrencisinin kendisini yazılım alanında geliştirmesi için neler yapması gerekiyor?

G:D: Derslerimiz zaten bütün spektrumda konularla ilgili sizi bilgilendirecektir. Yazılım teknolojileri sürekli değişiyor. Farklı teknolojiler ile erken vakitte dağılmanızı önermiyorum. İlk iki yıl derslerinize odaklanarak önce CS300, CS301 ona kadar olan core dersleriniz ile işin temelleri alın. Sonra biraz daha ilgi alanlarınıza yönelebilirsiniz. Oyun geliştirmek, user interface gibi konularla ve teknolojilerle ilgilenebilirsiniz.

"Sabır, ilgi ve merak hepsinin üstesinden geliyor"

CE-EM-ST-ŞŞE: “Bilgisayar mühendisi olmak için dahi olmak gerekmez.” İfadesi sizce ne ölçüde doğrudur?

G:D: Benim de derslerde buna benzer kullandığım bir lafım vardır: “It’s not rocket science.” Amerikalı bir deyim bu. Gerçekten dahi olmanıza kesinlikle gerek yok. Sabır, ilgi ve merak hepsinin üstesinden geliyor. Gerçekten de süper bir zekâya gerek yok çünkü bilgisayar mühendisliği belli bir syntaxi olan, çok sınırları olan bir şey.  Ondan sonrası yaratıcılık. Yaratıcılık kısmı da hepinizde doğal olarak bir şekilde açığa çıkacaktır diye düşünüyorum.

CE-EM-ST-ŞŞE: Hayattaki motivasyon kaynağınız nedir?

G:D: Hayattaki motivasyon kaynağım; mutlu olmak, insanlara faydalı olmak ve sevgi alıp sevgi vermek.

CE-EM-ST-ŞŞE: Sizce yapay zekânın, üretim sektörüne uyarlamasındaki en büyük zorluk ne olacak?

G:D: Bence en büyük zorluk yapay zekâ yazılımlarının testi olacak. Beklenmedik hareketler yapacaklar ve bunun kontrolü giderek zorlaşacak. Hiç görmediğimiz corner caselerde sıkıntılar çıkabilecek, bence software testing yapay zekada daha da önem kazanacak.

CE-EM-ST-ŞŞE: Sıradan bir gününüzü nasıl geçirirsiniz?

G:D: Hafta içinden başlayalım. Hafta içiyse sabah erkenden uyanırım. Kahvaltımı evde yaparım.  Bir kaç e-mail bakmaya, cevaplamaya başlarım trafik açılsın diye. Sabah e-mailleri bittikten sonra evden çıkarım. Kampüse gelirim. Dersim varsa derse girerim, dersim yoksa da derslere hazırlık yaparım. Genelde öğrenciler gelir gider. Sınavlar varsa sınavlar yapılır. Dün sınav yaptık mesela gece 11’e kadar. Öğlen olduğunda hocalarla, arkadaşlarla yemek yeriz. Öğleden sonra da aynı tempoda devam eder. Akşam genelde eve giderim veya okulda kalırım.  Onun dışında hafta sonu genelde arkadaşlarla ormana gider yürüyüş yaparız, birlikte vakit geçiririz. Hafta sonu daha çok sosyal etkinliklerle yoğun geçer.

CE-EM-ST-ŞŞE: Koruncuk Vakfı’na katılmaya nasıl karar verdiniz?

G:D: Koruncuk Vakfı ile Adım Adım Koşu grubuyla tanıştım. Adım Adım Koşu grubu STK’lar için bağış toplayan bir yardım grubu. Koruncuk aslında bu gruba 7-8 yıl önce katıldı ama çok eski bir vakıfmış bizim daha yeni haberimiz oldu. İstanbul’daki vakfın köyüne ziyaret ettiğimizde orada kimsesiz çocuklara nasıl iyi bakıldığını gördük, vakfın çok iyi işlediğine şahit olduk. 20 yıl önceki çocuklarının iş bulduğunu gördük onlarla tanışma fırsatı yakaladık ve sonrasında desteklemeye başladık. Adım Adım koşu grubu koşarak arkadaşlarından bağış toplayan bir oluşum. Yani parayı hiç görmez, hiç dokunmaz. Siz direk Koruncuk Vakfı’na bağış yaparsınız. Bu oluşum o kadar gelişti ki şu anda Adım Adım’ın bünyesinde 30 tane STK var. Ben ilk koşmaya başladığımda 3 taneydi: TEGV, Koruncuk ve Omurilik Felçlileri Vakfı. Giderek olay büyüdü, çok güzel bir noktaya geldi. Koruncuk Vakfı’nı seviyoruz.

"Endüstri mühendislerinin de bilgisayar endüstrisine

çok katkı yapabileceğini düşünüyorum."

CE-EM-ST-ŞŞE: Bilgisayar mühendisliği lisansına sahip olmayan bir kişinin, yüksek lisansını bilgisayar mühendisliği üzerine yapması durumunda karşılaşabileceği zorluklarından bahsedebilir misiniz?

G:D: Açıkçası ben lisansta yeterince bilgisayar dersi alırlarsa, mekatronik ve elektronik gibi bölümleri okuyan kişilerin bilgisayar mühendisi olmakta zorlanacaklarını düşünmüyorum. Endüstri mühendisliğinin kendini biraz daha bilgisayar konusunda desteklemesi gerekebilir. Bilgisayar mühendisliğinin artık çok değişik master alanları var. Örneğin data science, yapay zeka veya information management. Bu tür konularda endüstri mühendisliğinin zorlanacağını düşünmüyorum. Benim bir arkadaşım Tuborg’un IT Genel Müdürü ve kendisi endüstri mühendisi. Endüstri mühendislerinin de bilgisayar endüstrisine çok katkı yapabileceğini düşünüyorum. Bence güzel bir kariyer olur ama çok teknik bilgisayar masterında zorlanabilirler.

CE-EM-ST-ŞŞE: Yapay zekâ, makine öğrenmesi ve yazılım arasındaki farklar nelerdir?

G:D: Aslında yazılım her şeyin içinde. Yani yazılımsız bir bilgisayar mühendisliği ya da yazılımsız bir ürün olamaz. Yapay zekâ dediğimiz şey yaklaşık 50 yıl önce ortaya atılmış, insansı bir robot nasıl yaparız diye başlayan çok uzun bir akım aslında. Machine learning, yapay zekâ şemsiyesi altında bir alt alan olarak başlamıştı. 20 yıl önce benim master tezimdi zaten. Makine öğrenmesi o zamanlar, bir şeyi makine insan gibi nasıl öğrenebilir mi diye düşünürken,makinenin insandan daha farklı öğrenebileceği ortaya çıktı çünkü çok fazla processing gücü olduğu için Watson gibi makineler yapılmaya başladı. Makine öğrenmesi bizden daha iyi cevaplar vermeye başladı, öyle popülerleşti.

Sonra yirmi yıl bir donma oldu, pek bir şey duymuyorduk. Şimdi artık aynı şeyi, makine öğrenmesini derin öğrenme olarak duyuyorsunuz çünkü o neural networks idi şimdi adı derin öğrenme oldu. Bu kavramlar hep aynı şeyler. Temelinde istatistik var. Yapay zekayı da endüstri kullanmaya başladı. Aslında yapay zekâ dedikleri şey, hepsi derin öğrenme yapıyor. Data science da buradan çıktı. Daha popülerleşen ve her şeye uygulanan makine öğrenmesinin adı data science oldu. Dolayısıyla bunlar hep aynı kavramlar ve günümüzde kullanılmaya başlanması da bunun ne kadar yaygınlaştığını ve mainstream hale geldiğini gösteriyor. Herhangi birinde çalışma yapabilirsiniz ve hepsinin dönüp dolaşıp geldiği nokta aynı. Yapay zekayı şemsiyenin büyük adı gibi düşünebilirsiniz, makine öğrenmesi altındaydı, onun altından da data science çıktı gibi. Sonrasında data science da en popüler dal oldu. 

"Öğrencilerimiz özgür bir şekilde

istedikleri dersleri ve bölümleri seçebiliyorlar"

CE-EM-ST-ŞŞE: Bir öğrenci neden Sabancı Üniversitesi’ni tercih etmeli?

G:D: Sabancı Üniversitesi bir kere özgür bir ortam; öğrencilerimiz burada gerçekten çok özgür bir şekilde istedikleri dersleri ve bölümleri seçebiliyorlar. Onun dışında, öğretim üyeleri ile iletişimleri çok pozitif bence, çok açık bir ilişkileri var. Çok değişik spektrumda dersler alabiliyorlar, alanları konusunda ilerleyebiliyorlar. Yurt dışı olanakları çok fazla; hepsi yüksek lisansa ya da çalışmak ve staj yapmak istedikleri yerlerde yurt dışında olanaklar bulabiliyorlar. Yani gerçekten bence çağın üniversitesi diye düşünüyorum.

Akademisyene Sor ekibi ve Gülşen Demiröz

Akademisyene Sor: Gülşen Demiröz


Gülşen Demiröz Kimdir? 

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Gülşen Demiröz hakkında detaylı bilgi edinmek için lütfen tıklayın 

#AkademisyeneSor nedir?

Öğretim üyelerimizin kendileri hakkında merak edilen soruları yanıtladığı #AkademisyeneSor  Projesi Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 2019 mezunumuz Merve Üre ile Yönetim Bilimleri Fakültesi 2019 mezunumuz Ecem Dinçdal tarafından hayata geçirildi. #AkademisyeneSor’un yeni döneminde Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği Programı 3.sınıf öğrencisi Cenk Eligüzeloğlu ve Güren İçim ile Endüstri Mühendisliği Programı 3.sınıf öğrencisi Şebnem Şevin Eraslan görev alıyor.

Akademisyene Sor, öğretim üyelerimiz ile öğrencilerin sorularını buluştururken, aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin tanıtılmasını ve dışarıdan daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor. #AkademisyeneSor videolarını Instagram hesabımızdan izleyebilir, öğretim üyelerimize merak ettiklerinizi sorabilirsiniz.