Üniversitemizin 20 yılı geride bıraktığı bu süreçte Sabancı Üniversitesi’nin ilk kuruluş yıllarından itibaren görev alan, çalışmaları ile varlığı ile üniversitemize katkıda bulunan akademisyen, idari çalışan ve ilk öğrencilerimize yönelttiğimiz dört sorudan oluşan röportaj serisi hazırladık. “20 Yılın Hikayesi”ni kendi pencerelerinden anlatıyorlar.
Her hafta isme göre alfabetik sıra ile yer verdiğimiz röportaj serisi “20 Yılın Hikayesi”nin konuğu bu kez Zehra Sayers oldu.
Zehra Sayers 1 Ocak 1998 tarihinden beri Sabancı Üniversiteli. 22 yıldır Sabancı Üniversitesi’nde Mühendislek ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi olarak görev yapan Zehra Sayers, 12 Ocak - 1 Kasım 2018 tarihleri arasında da Rektör Vekili olarak görev yaptı.
Zehra Sayers’in sorduğumuz dört soruya verdiği cevaplarını aşağıda okuyabilirsiniz.
Sabancı Üniversitesi ile ilk tanıştığınız zamandan aklınızda kalan kısa bir anı/izlenim var mı?
Z.S: Sabancı Üniversitesi ile ilgili ilk izlenimim temelinde Türkiye için yepyeni fikirler olan bir üniversiteyi herşeyiyle sıfırdan planlayıp gerçekleştirmeye çalışmanın verdiği büyük heyecan ve heves. Bu dev projeyi hayata geçirmek için birlikte Karaköy'deki binada toplantılar ve farklı telaşlarla geçirdiğimiz keyifli günleri hiç unutmam. Telaşlar diyorum çünkü daha önce denenmemiş bir şey gerçekleştirmek ve mükemmeli yakalamak istiyorduk. Bize gelecek gençlerin yarınlarını etkileme sorumluluğunu hissediyorduk.
Diğer öne çıkan anılar da liseleri ziyaret edip bu açılmamış, kimsenin bilmediği üniversiteyi tanıtma ve yeni bir eğitim sistemini açıklama çabalarımızla ilgili. Türkiye'nin farklı yerlerindeki liselerde pırıl pırıl gençleri gördükçe onlara gerçekten güzel bir şeyler sunabilmek, onların kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunmak duygusu çok mutlu ve motive ediciydi.
20 yıl önceki haliniz ile 20 yıl sonraki haliniz arasındaki fark ve bu süre içinde Sabancı Üniversitesinin size kattıklarını anlatır mısınız?
Z.S: Sabancı Üniversitesi benim sorumlulukları üstlenip, daha önce çok da içinde olmadığım, örneğin bir eğitim programı oluşturmak, laboratuvarları sıfırdan tasarlayarak kurmak ve çalışır hale getirmek gibi, alanlarda kendi başıma kararlar vermemi sağlayan bir ortam yarattı. Bu ortamda beni destekleyerek yeniliklerle kendimi kişilik, hoca ve insan olarak geliştirmeme fırsat verdi. Ayrıca bize gelen öğrencilerden de çok şey öğrendim ve onlarla çok keyifli zaman geçirdim. Burada çok çalıştım ama Sabancı Üniversitesi de bana çok şeyler kattı.
20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi dendiğinde aklınıza gelen nedir? Bundan 20 yıl sonra Sabancı Üniversitesi için hayaliniz nedir? Kendinize ilişkin hayaliniz nedir?
Z.S: Yenilikçi üniversite olmaya devam etmesi. Eğitimde yenilikleri yaratıp geliştirmesi ve ülkemiz gençlerinin ufuklarını açıp kendilerini geliştirmelerine imkan veren kendine özgü bir kurum olarak kalması.
Kendim için de, artık nasıl olur bilmiyorum ama, 20 yıl sonra da hala yenilikler peşinde koşan bir insan olarak devam etmeyi ümit ediyorum.
Yolunuz Sabancı Üniversitesi ile kesişmeseydi nerede ve nasıl olurdunuz?
Z.S: Herhalde Almanya'da araştırma ortamında kalmış olurdum.