Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni Gerçekleşti

Sabancı Üniversitesi Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni, 21 Mayıs 2019, Salı günü, Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın katılımıyla Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşti.

Törende, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Alev Topuzoğlu ve Ali Alpar; Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri Erdağ Aksel ve Ersin Kalaycıoğlu ile Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Nakiye Boyacıgiller “Emeritus Öğretim Üyesi” ünvanını aldılar.

Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni

Fotoğraftakiler (Soldan Sağa): Canan Atılgan, Özgür Kıbrıs, Nihat Kasap, Güler Sabancı, Nakiye Boyacıgiller, Yusuf Leblebici, Alev Topuzoğlu, Ali Alpar, Erdağ Aksel, Ersin Kalaycıoğlu, Haluk Bal

Törenin açış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Rektör Yusuf Leblebici yaptılar.

“Varoluş sürecinin her aşamasında, bilgi ve vizyonlarıyla ileriye taşıyacak, sizin gibi kıymetli ekiplere ihtiyaç vardı”

Güler Sabancı

Güler Sabancı konuşmasında, Emeritus ünvanı alan öğretim üyelerinin, 20. yılında olan Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren değerli katkıları olduğunun altını çizdi. 20 yıl önce yükseköğrenimde fark yaratmak ve “bir dünya üniversitesi olmak” arzusu ve inancıyla yola çıktıklarını söyledi. Güler Sabancı “Bir kurumun, özellikle de bir üniversitenin var edilmesi çok detaylı ve uzun çalışmalar ile yoğun emekler sayesinde mümkün oldu. Bu varoluş sürecinin her aşamasında, kurumların bilgi ve vizyonlarıyla ileriye taşıyacak, sizin gibi kıymetli ekiplere ihtiyaç vardı.” dedi. Güler Sabancı, Emeritus ünvanı alan öğretim üyelerine; bilgi ve deneyimlerini, özgün bakış açılarını kurmak istedikleri geleceğin üniversitesine bonkörce aktardıkları ve Sabancı Üniversitesi’nin geleceği adına yaptıkları için teşekkür etti.

“Emeritus öğretim üyelerinin katkıları Sabancı Üniversitesi’ni Türkiye’de eşi benzeri olmayan, dünyada pek az benzeri olan bir üniversite haline getirdi”

Yusuf Leblebici

Rektör Yusuf Leblebici, Emeritus ünvanı alan öğretim üyeleri ile Sabancı Üniversitesi’nin ilk günlerinden itibaren birlikte çalıştıklarını söyleyerek konuşmasına başladı. Leblebici yapılan toplantılar ayaküstü sohbetler, geliştirilen fikirler, özellikle de Emeritus ünvanı alan beş öğretim üyesinin değerli katkılarının Sabancı Üniversitesi’ni Türkiye’de eşi benzeri olmayan, dünyada da pek az benzeri olan çok farklı ve çok başarılı bir üniversite haline getirdiğini söyledi. Leblebici “Bize bu kurumu ve bu sıcak aile ortamını kazandırdıkları için, fikirleriyle, katkılarıyla, emekleriyle, alın terleriyle bugüne kadar bizi getirdikleri için arkadaşlarımıza tekrar çok teşekkür ediyorum” dedi.

“Sabancı Üniversitesi’nde akademisyen olmanın yaşattığı güzellikler çok az kişiye nasip olur”

Alev Topuzoğlu

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Alev Topuzoğlu, “Sabancı Üniversitesi’nde akademisyen olmanın yaşattığı güzellikler çok az kişiye nasip olur. Kuruluş günlerinde Karaköy’de yaşadığımız o günler, her detay üzerine saatlerce, bazen günlerce, bazen haftalarca düşünmemiz, uğraşmamız, tartışmamız ve sonunda karara varmamız, ders programlarını hazırlamamız, derslerin içeriklerine karar vermemiz, orada yaşadığımız deneyim çok az kişiye nasip olur, o müthiş bir ayrıcalıktı” dedi.

“Bir kurumu gerçekten bir kurum yapan değer, bence farklı işler yapabilmek için kendine duyduğu güven”

Ali Alpar

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Ali Alpar, zamanın insanlar ve kurumlar açısından farklı geçtiğini söyledi. Ali Alpar, “İnsanın hayatında her 20 yıl farklı bir şey, olgunlaşıyorsunuz, başka bir safhaya geçiyorsunuz. Ama kurumların hayatında, öğretim kurumlarının hayatında her bir 20 yıl farklı yıllar oluyor. Bir kurum, 20 sene içerisinde başka bir yere geliyor, ama o ilk heyecanını da taşıması kurum için önemli.” dedi.

Kurum için kendine güvenin önemine vurgu yapan Ali Alpar, Sabancı Üniversitesi’nin eski köye yeni adet getirmek vizyonuyla kurulduğunu söyledi. Kurumların, tepkiler, baskılar ve desteklerle ilk yola çıktığı noktadan farklı noktalara gelebildiğini söylerken, “O vardığımız yerde yolunuzu, yeni olaylara karşı da bir esneklik geliştirerek canlı tutmak o güvenin bir parçası.” dedi.

“Her özgürlük gibi akademik özgürlük de bir sorumluluk getiriyor”

Sabancı Üniversitesi’nin temelinde akademik özgürlükler ilkesinin bulunduğuna vurgu yapan Alpar, “Her özgürlük gibi akademik özgürlük de bir sorumluluk getiriyor. Bilim yapan insanlarının, ürettikleri bilginin sahici olması, kanıtlara dayanması, gerçeğe karşı bir sorumluluktur.” dedi. Tüm dünyada kanıtları ortada olan olguları tanımamak, alternatif gerçekler üzerine bir propaganda inşa edildiğine dikkat çeken Alpar, üniversitelerin ifade özgürlüğüne, akademik özgürlüklere destek olmalarının, bunlara alan sağlamaları son derece önemli olduğunu söyledi.

 “Sınırsız hayal kurmanın kendisi bile yeterince keyifli”

Erdağ Aksel

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Erdağ Aksel, Sabancı Üniversitesi yolculuğunun 24 yıl önce arama konferansının ardından düzenlenen toplantıya davet edilmesiyle başladığını söyledi. Güler Sabancı’nın “Yasaları, kuralları, ekonomik fizibiliteyi unutun. Hayalinizdeki üniversiteyi anlatın” cümlesinin hiç aklından çıkmadığını ifade etti. Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Heykel Bölümü, Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nün kuruluş aşamalarında çalıştığını belirten Aksel, kuralların olduğu bir ortamda çalışırken bir anda sınırsız hayal kurmanın keyif verdiğini söyledi.

“Sabancı Üniversitesi’ni sürekli değişebilecek bir üniversite olarak hayal ettik”

Her projenin hayalden başladığını sonra kağıt veya bilgisayara geçtiğini, sonra gerçekleşmeye doğru yol aldığını söyleyen Aksel, “Sabancı Üniversitesi projesinde de bu aşamaları başından, bugüne dönüşümü seyrettim. Her projede olduğu gibi hayallerle gerçekleşen arasında bayağı farklar olabiliyor. Buna çok alışığım ben aslında, çünkü ben de çalışırken hayalden başlarım, eskizlere giderim, eskizlerden yapıtı gerçekleştirmeye doğru giderken bu yol boyunca çeşitli değişiklikler olur, dönüşümler olur ve bu benim için çok tanıdık bir süreçtir. Aslında mükemmelliğe ulaşma çabasının sürecidir. Sabancı Üniversitesi’nde de bunu izliyorum.” dedi. Sabancı Üniversitesi’nin sürekli değişebilecek bir üniversite olarak hayal ettiklerini söyleyen Aksel,  “Bazen değişmesi, dönüşmesi hoşumuza gitmiyor. Bazen de dönüşmelerin işleri çok daha iyi hale, daha mükemmel hale getirdiğini görüyoruz. Ama geriye çekilip bugün baktığımda, aslında temeldeki prensipleri doğru tutturduğumuzu ve hala olduğu yerde durduklarını düşünüyorum.” dedi.

Sabancı Üniversitesi’nden gurur duyduğu birçok nokta olduğunu söyleyen Erdağ Aksel, Akademik Özgürlükler İlkesi’nin bulunmasından da gurur duyduğunu dile getirdi. “Özellikle son yıllarda akademiyanın başına gelenlerden sonra buradaki birçok meslektaşım ve ben Sabancı Üniversitesi’nde bu metnin sembolik olmadığını, bizzat şahit olduk. Kurumun bizi kolladığını bizzat farkına vardık. Bunun farkına vardıktan sonra da aslında bu aileye ait olmaktan dolayı kıvanç, gurur ve kıymet bilme duygularının hepsini bir arada yaşadık, bundan dolayı müteşekkiriz” dedi.

“Kurumları yaşatmak istiyorsanız, hangi değerleri cansiparane savunacağınıza ve öncelik vereceğinize dikkat etmeniz gerekiyor”

Ersin Kalaycıoğlu

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Emeritus Öğretim Üyesi Ersin Kalaycıoğlu meslek hayatının farklı üniversitelerde geçmesinden dolayı daha rahat karşılaştırma yapabileceğini söyledi. Üniversite eğitimini ve yüksek lisansını İstanbul Üniversite İktisat Fakültesi'nde, o zamanki adıyla Siyaset Bilimi Kürsüsü’nde aldığını söyleyen Ersin Kalaycıoğlu, kürsünün kapanma hikayesini anlattı. Fakültenin ismini İktisat Fakültesi olarak korumaya büyük çaba harcadığını belirten Kalaycıoğlu, “Adından çok daha önemli olan; öğretim üyesi kadrosunu, araştırma potansiyelini, eğitim zenginliğini ve etrafındaki değerlerini korumak için hiçbir çaba sarf etmedi. Küçüldü, büyük bir dekadans geçirdi ve bugün maalesef esamesi okunmuyor. Dolayısıyla kurumları yaşatmak istiyorsanız, hangi değerleri cansiparane savunacağınıza ve öncelik vereceğinize dikkat etmeniz gerekiyor. Bu tabi, üniversal kurumlar için öncelikle liyakate dayalı bilim, sanat, felsefe ve genel itibarıyla insanların mantıki düşünmesini sağlayacak esasların ayakta tutulabilmesini sağlamaktır” dedi.

Bilim ve bilimsel eğitimin el üstünde tutulduğu, iltifata tabi olduğu, marifet yaratmasının kendisinden beklenildiği bir dönemin yaşanmadığına vurgu yapan Kalaycıoğlu, önemli olanın, ağır bir bedel ödemeden, bu dönemi geçirmeyi becerebilmek olduğunun altını çizdi. Sabancı Üniversitesi’nin de şu ana kadarki performansıyla, kuruluşundaki özellikle akademik özgürlüklere, akademik özgürlüklerin yaşatılmasına, o çerçevede faaliyette bulunan öğretim üyelerine değer kazandırmakta yol aldığı için başarılı olduğunu söyledi. Kalaycıoğlu “Kurumların yaşayabilmesi için, hangi değerlerinin, kimler tarafından, ne kadar cansiparane korunabileceği uzun dönemde temel rolü oynuyor” dedi.

“Sabancı Üniversitesi’nin katılımcı, topluma karşı duyarlı olması, ilk günden dünya üniversitesi olmayı istemesi beni çekti”

Nakiye Boyacıgiller

Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Nakiye Boyacıgiller, Sabancı Üniversitesi ile biraraya gelme hikayesinin arama konferansına dayandığını söyleyerek sözlerine başladı. Sabancı Üniversitesi’nin değerlerinin kendisine çok yakın geldiğini söyleyen Boyacıgiller, katılımcı ve topluma karşı duyarlı bir üniversite olmasının, bilimle teknoloji geliştirirken bilginin topluma yayılmasını ve ilk günden dünya üniversitesi olmayı istemesinin kendisini Sabancı Üniversitesi’ne çeken unsurlar olduğunu söyledi.

Sabancı Üniversitesi’nin yenilikçi olmasıyla gurur duyduklarını belirten Boyacıgiller, yenilikçi olmanın riskler taşıdığının da altını çizdi. Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin de ilk zamanlar yenilikçiliğin bedelini ödediğini belirtti. Sabancı Üniversitesi’ne geldikten sonra hummalı bir çalışma dönemine girdiklerini ifade eden Boyacıgiller, “Eğitimimizle, kalitemizle, uluslararası bilinirliğimizle bir Yönetim Bilimleri Fakültesi var bugün. Ben bunu kendim tek başıma yapmadım, biz bir ekip olarak bütün arkadaşlarımızla birlikte yarattık ve geliştirdik” dedi.

Sabancı Üniversitesi’nde Yönetim Bilimleri Fakültesi dışındaki işlerde de gönüllü olarak çalıştığını söyleyen Boyacıgiller, gelecekte de kadın konusunda ve topluma faydalı olmak için birtakım derneklerde etkin rol alacağını söyledi. Dekanlığı döneminde en gurur duyduğu şeylerden bir tanesinin de İş Etik dersi olduğunu belirtirken Nakiye Boyacıgiller bu derse “İş Dünyası, Etik ve Sürdürülebilirlik” diye yeni bir isim düşündüğünü ifade etti.

Emeritus Öğretim Üyeliği Töreni