07/05/2014
Sevgili Öğrencilerimiz,
2013 girişli öğrenciler için EMBA Bahar dönemi ödemeleri 09 - 14 Mayıs 2014 tarihleri arasındadır. Ödeme tablosu için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.
Yeni dönemde başarılar dileriz.
Öğrenci Kaynakları Birimi
07/05/2014
Sevgili Öğrencilerimiz,
2013 girişli öğrenciler için EMBA Bahar dönemi ödemeleri 09 - 14 Mayıs 2014 tarihleri arasındadır. Ödeme tablosu için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.
Yeni dönemde başarılar dileriz.
Öğrenci Kaynakları Birimi
07/05/2014
Sevgili Öğrencilerimiz,
2013-2014 Yaz dönemi ERKEN kayıt ödemeleri 28.05.2014 - 29.05.2014 tarihleri arasındadır. Ödeme tablosu için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.
Yeni dönemde başarılar dileriz,
Öğrenci Kaynakları Birimi
06/05/2014
Sabancı Üniversitesi ve Reklamcılık Vakfı tarafından kurulan Marka Pratikleri Platformu, pazarlamanın önemli başlıklarını gündeme getirmeyi sürdürüyor.
5 Mayıs 2014 Pazartesi günü, “Pazarlamanın Yeni Gözdesi Orta Sınıflar” konferansı Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde düzenlendi.
Etkinlikte İstanbul Şehir Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Sandıkcı bir konferans verdi. Özlem Sandıkcı konuşmasına orta sınıfı anlamanın büyüme ve sürdürülebilir ekonomi için önemine vurgu yaparak başladı. Rakamların ötesinde orta sınıf ile ilgili bilgilerin kısıtlı olduğuna dikkat çeken Özlem Sandıkcı, neo-liberal dönüşümün yeni bir orta sınıf yarattığını ifade etti. Bu yeni orta sınıfı tanımlayan üç ana sosyo-ideolojik duyarlılığın - proje bireyler, ortalama bireysellik, kuşkulu kozmopolitan - olduğunu ve bu duyarlılıkların tüketim davranışlarını şekillendirdiğini belirtti. Sandıkcı, sosyo-ideolojik duyarlılıkların, formüllü yaratıcılık olarak tanımlanabilecek, yeni bir tüketim biçimini ortaya çıkardığını anlattı.
Konferansın ardından yapılan panelin moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen üstlendi. Panele; Procter&Gamble’dan Oya Canbaş, IPSOS’tan Vural Çakır ve Boyner Holding’den Tülay İdil konuşmacı olarak katıldılar. Katılımcılar firmaların orta sınıf ile ilgili uygulamalarını aktardılar. Panelistlerden Vural Çakır, orta sınıfın güvensizliğine dikkat çekti. Cüneyt Evirgen de sektöründe marka olmadan dünyada marka olmaya çalışmanın zorluğuna vurgu yaptı.
06/05/2014
XIII. Geleneksel Gelibolu Gezisi 11 Mayıs 2014 Pazar günü yapılacak. Online kayıtlar başladı. Bu tarih deneyimini kaçırmayın.
HIST 191-192 dersleri kapsamında yapılan Geleneksel Gelibolu Gezisi 13. kez 11 Mayıs 2014 Pazar günü yapılacak. Bütün öğrencilerimiz, çalışanlarımız ayrıca dışarıdan arkadaşlarınız, aileniz bu geziye katılabilir.
Nasıl gideceğiz?
11 Mayıs Pazar sabahı erkenden Bostancı'dan deniz otobüsüyle Gelibolu'ya doğru yola çıkacağız. Deniz otobüsünde Gelibolu'nun öyküsünü Cemil Koçak, Halil Berktay ve Akşin Somel'den dinleyeceğiz. Özel olarak hazırlanmış tur kitapçığını gezimizin başında temin edeceğiz. Gelibolu'ya vardığımızda otobüsler bizi karşılayacak.
Program:
Cemil Koçak, Halil Berktay, Akşin Somel ve tarih yüksek lisans öğrencilerimizin rehberliğinde Gelibolu yarımadasında savaşların gerçekleştiği alanları dolaşacağız.
Akşam yemeğimizi Gelibolu'da deniz kenarındaki balıkçılarda yiyeceğiz ve 20:30 civarında İstanbul'a doğru yola koyulacağız. Bostancı'da bizi bekleyen servisler tekrar kampüse ve ihtiyaca göre Kadıköy ve Taksim'e götürecekler.
Kayıt
- Online kayıt: http://fdd.sabanciuniv.edu/tr/node/add/gelibolu, April 7th- May 9th
- Kayıt masası: 5-9 Mayıs, saat 12:00-14:00, kafeterya
05/05/2014
Sabancı Üniversitesi IEEE Öğrenci Kolu / Teknoloji Kulübü’nün gerçekleştirdiği ve 5 Mayıs - 9 Mayıs tarihleri arasında Sabancı Üniversitesi Kampüsünde düzenlenecek olan Teknoloji Günleri (SU TechDays '14) etkinliği meraklılarına sesleniyor.
TechDays'14 te Teknoloji konsepti kapsamında Teknoloji uygulamaları ve kullanım alanları olmak üzere çeşitli konularda gerçekleşen atılımlar, iş olanakları, staj olanakları gibi konularda konuşmacıları ağırlıyor.
Etkinlik ücretsizdir!
Etkinliğe kampüs dışından katılım gerçekleştirebilirsiniz.
Kampüse Ring seferleri bilgisine ulaşmak için:
http://www.sabanciuniv.edu/tr/ulasim/ring-sefer-saatleri
Başta Sabancı Üniversitesi Öğrencileri olmak üzere herkesi etkinliğimize bekliyoruz !
Farklı sektörlerin önde gelen firmalarının kampüsümüze geleceği SU Tech '14 ün etkinlik programı aşağıdadır:
5 Mayıs Pazartesi
13.00-14.00 / FASS G052: C Tech Bilişim Teknolojileri - Genel Müdür Dr. Cüneyd Fırat
14.00-15.00 / FASS G052: SOLOTÜRK Hava Akrobasi Timi Pilotları Yzb. Yusuf Kurt - Utgm. Erhan Günar (Hava Kuvvetleri Komutanlığından onay bekleniyor)
15.00-16.00 / FASS G052: Pradma Dijital Pazarlama Ajansı Kurucusu Ahmet Kırtok
6 Mayıs Salı
13.00-14.00 / FASS 1103: Gelecek Robotik Genel Müdürü Doğuş Cendek
7 Mayıs Çarşamba
13.00-14.00 / FASS 1103: Altınay Robot Teknolojileri - Proje Yöneticisi Burak Mercan
14.00-15.00 / FASS 1103: Aral Game - Cansu Öcal (Human Resources)
15.00-16.00 / FASS 1103: Yandex Dijital Marketing Menejeri Kaan Akın
8 Mayıs Perşembe
13.00-14.00 / FASS G049: Volvo Cars Türkiye Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Sabri Sözen
15.00-16.00 / FENS G077: Youtholding kurucusu Emrah Kaya
9 Mayıs Cuma
13.00-14.00 / FENS G029: Ericsson Türkiye Teknoloji Enformasyon Menejeri Emin Öztürk
Not: Konuşmalar Türkçe olacaktır.
Daha fazla bilgi için sayfalarımızı takip edin:
Etkinlik Facebook sayfası:
https://www.facebook.com/events/583800458383690/
Etkinlik Twitter sayfası:
IEEE Sabancı Facebook sayfası:
https://www.facebook.com/SU.IEEE
İletişim:
02/05/2014
Sakıp Sabancı Konferansı’nın onuncusu 1 Mayıs’ta Washington DC’de yapıldı.
Sabancı Üniversitesi ve Brookings Enstitüsü işbirliğinin 10. yılına özel, 2005 yılındaki ilk konferansın konuşmacısı ABD Dışişleri eski Bakanı Madeleine Albright konferans verdi.
Konferansın başlığı: “Türkiye ve Küresel Siyasi ve Ekonomik Dönüşüm”
Sabancı Üniversitesi ve Brookings Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen “Sakıp Sabancı Konferans Serisi”nin onuncusu yapıldı. Sabancı Üniversitesi’nin Onursal Başkanı merhum Sakıp Sabancı’yı anma etkinlikleri kapsamındaki konferansın bu yılki konuğu ABD Dışişleri eski Bakanı Madeleine Albright oldu.
Sabancı Üniversitesi’nin, Onursal Başkanı Sakıp Sabancı anısına Brookings Enstitüsü ile birlikte düzenlediği Sakıp Sabancı Konferansı’nın onuncusu, 1 Mayıs 2014 Perşembe günü Washington DC’de gerçekleştirildi. Onuncu Sakıp Sabancı Konferansı’nı ABD Dışişleri eski Bakanı Madeleine Albright verdi. Albright konferansta, “Türkiye ve Küresel Siyasi ve Ekonomik Dönüşüm” başlıklı bir konuşma yaptı. Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı Sakıp Sabancı’nın vefatının 10. yıldönümünde konferans veren Albright, 2005 yılında gerçekleştirilen Sakıp Sabancı Konferansı’nın birincisinde de “Amerika, Türkiye ve Dünya” başlıklı bir konuşma yapmıştı.
Washington’daki konferans, canlı video konferans bağlantısı ile Türkiye’den, Emirgan’daki Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nden izlendi. Madeleine Albright’ın konferansından önce Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı bir konuşma yaptı. Güler Sabancı konuşmasında, son yıllarda artan küresel zorluklardan bahsetti. Bu çerçevede fırsatların da aynı şekilde arttığını dile getiren Sabancı, “Halen 2008’deki finansal krizin etkilerini, Arap Baharı’nın etkilerini hissetmeye devam ediyoruz. Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmelerin de muhakkak çok geniş kapsamlı etkileri olacaktır. Dolayısıyla bu çerçevede güvenlik, istikrar, işbirliği ve gelişme kavramlarını iyi düşünmemiz lazım. İklim değişikliği, gıda, su ve enerji kıtlığı gibi konuları da göz önüne almamız gerekiyor” diye konuştu. Bu zorlu dönem içerisinde Türkiye’nin önemli oranda büyüdüğüne dikkat çeken Güler Sabancı, ekonomik büyümenin de yurtiçi siyasi istikrarı artırdığını ifade etti.
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, bütün ulusal ve uluslararası zorluklara rağmen Türkiye’nin, Avrupa Birliği yolunda devam etmekte olduğunu belirterek, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ni halen iç reform sürecini devam ettirmek ve kalkınmasını sağlamak için önemli bir çapa olarak gördüğünü vurguladı.
Bugün karşı karşıya kalınan önemli zorlukların aynı zamanda gelişmekte olan Türkiye gibi ülkelerin küresel yönetişim içerisinde bir rol alma imkanını da geliştirmekte olduğunun altını çizen Güler Sabancı, “Artık zaman bu zorlukları görerek ve burada yapılabilecekleri en iyi şekilde değerlendirerek bu uluslararası düzenin önemli bir parçası olmaktır. Winston Churcill’in dediği gibi geleceğin imparatorlukları insanların fikirlerinden çıkacaktır. Dolayısıyla insani gelişim gerçekten çok önemli olacaktır. İşte biz de bu konferans dizisiyle bu amaca hizmet edebildiğimizi umuyoruz. Sakıp Sabancı Konferans serisinin, Sayın Bakan Albright’ın bugünkü konuşmasıyla çok önemli bir ilk on yılı tamamlamış olmasından büyük memnuniyet duyuyorum” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.
Albright, “Türkiye ve Küresel Siyasi ve Ekonomik Dönüşüm” başlıklı konuşmasında, ABD ile Türkiye arasındaki önemli bir parçası olduğunu belirttiği enerji ve demokrasi olmak üzere iki stratejik konuyu ele aldı. Bu konuları seçmesinin sebebini aktaran Albright, enerji güvenliğinin Türkiye’nin bölgedeki rolü ve etkisi açısından önemli olduğunu ve olmaya devam edeceğini, demokratik kurumların güçlendirilmesinin de Türkiye’nin hem ülkesinde hem yurt dışında ne gibi çalışmalar yapacağına önemli etkisi olacağını kaydetti.
“KONUM KONUM KONUM… TÜRKİYE’NİN KONUMU ÇOK ÖNEMLİ BİR YERDE”
Enerji açısından bakıldığında Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 75’ini dışarıdan ithal ettiğine dikkat çeken Madeleine Albright, ancak ülkenin jeostratejik konumunun çok önemli olduğunun altını çizerek, “Türkiye sadece kıtaların kesişim noktasında bulunmuyor aynı zamanda enerji kaynaklarının da kesişim noktasında bulunuyor” diye konuştu. Albright, bu kaynakları isteyen Avrupa piyasaları için en iyi ve en çabuk yolun Türkiye’den geçtiğini söyledi. Albright, böylesine bir enerjiye dayalı ortaklığın Türkiye’yi AB’ye de daha yaklaştırabileceğini çünkü AB üyesi ülkelerin de enerji kaynaklarını çeşitlendirmek istediklerini ifade etti.
Albright, AB, ABD ve Türkiye’nin enerji açısından bakıldığında çıkarlarının ortak olduğunu söyleyerek, “Çünkü bu kaynakların Türkiye’ye erişmesi oradan da küresel piyasalara gitmesi çok önemli. Ne kadar çok boru hattı vasıtasıyla petrol ve doğalgaz aktarımı sağlanabilirse o kadar önemli gelişmeler olur. Tabii bu akışın sağlanabilmesi için aynı şekilde güvenin de gelişmesi gerekiyor” dedi.
“TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİSİNİ UZUN ZAMANDIR TAKİP EDİYORUM”
Enerjinin ardından demokrasi konusunu ele alan ABD Dışişleri eski Bakanı Madeleine Albright, Türkiye’nin demokrasisini uzun zamandır takip ettiğini dile getirdi. Demokratik çerçeve açısından Türkiye’de önemli gelişmeler olduğunu hatırlatan Albright, ondan sonra 3 kere istikrarlı hükümet seçildiğini, Kürt meselesiyle ilgili konuların genel olarak tartışılmaya başladığını belirtti.
Meclisin geçen ay kabul ettiği demokratikleşme paketine değinen Albright, “Bir takım eksikliklerine rağmen bu paketin içerisinde Türkiye’nin demokrasisini meclise daha çok tarafın katılımını sağlayacak bir yolda ilerletecek unsurlar bulunuyor. Herhangi bir dilde siyasi kampanya yapılabilmesi ve azınlık siyasi partilerinin maddi kaynak alabilmesiyle ilgili eşiklerin düşürülmesi de önemli konular arasında yer alıyor” dedi.
Demokratik olarak seçilmiş hükümetin kampanyalarında verdiği sözleri yerine getirmeye devam ettiğini de vurgulayan Albright, Türk halkının son 10 yıl içerisinde hayatlarının pek çok alanında gelişme gördüklerini dile getirdi. Albright, hükümetin devam ettirdiği ekonomik reformlar sayesinde gayri safi yurtiçi hasılanın 231 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkarıldığını, ihracatın ve dış ticaretin arttığını ve enflasyon oranlarının düştüğünü belirtti.
Türkiye’nin bu dönemde uluslar ailesi içerisinde de önemli bir rol aldığına değinen Albright, örneğin BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyesi olarak görev yaptığını ve gelecek sene de G-20 zirvesine ev sahipliği yapacağını aktardı.
Albright, ayrıca büyük şehirlerde alt yapı çalışmalarının gerçekleştirildiğine değinerek, Türkiye’de internetin de tam kapasitesinde kullanılabilir hale getirildiğini söyledi. Bunun yanı sıra daha fazla Türk vatandaşının sağlık hizmetlerine erişebilir hale geldiğini ifade ederek, Türkiye’deki sosyal güvenlik kurumunun kapsadığı kişi sayısının son 6 yıl içerisinde yüzde 28 arttığını belirten Albright, ancak tüm bunların yeterli olmadığının altını çizdi.
Demokrasinin bir yolculuk olduğunu dile getiren Albright, daha atılması gereken pek çok adımın bulunduğuna işaret ederek, “Dünyanın en eski modern demokrasisi olan ABD’de bile sürekli daha çok demokratikleşme için çalışmak gerektiğini biliyoruz. Türkiye’deki insanlar bugüne kadar demokrasileri için gerçekleştirilenlerden gurur duymalılar ve aynı zamanda bu yolculuğun devam etmesi gerektiğinin de bilincinde olmalılar. Bu süreç devam ettikçe ülkenin siyasi liderlerinin de bu süreci devam ettirmeleri çok önemli” dedi. Albright, ABD’nin de, Türkiye’nin demokrasisini derinleştirme yolunda daima tam bir ortak olarak yanında yer alacağının altını çizdi.
Türkiye’de modern teknoloji ile kültürel gelenekler, din ile hükümet, ulusal egemenlik ile küreselleşme, bireyin rolüyle devletin rolü gibi değişik konularda tartışmalar olduğunun bilindiğine dikkat çeken Albright, farklı görüşlerin olduğunu ve bu farklı görüşlerin de kutuplaşabildiğini söyledi. Albright, Türkiye’nin bu tip tartışmalarda yapması gerekenin açıklık ve hoşgörüye dayalı bir karşılıklı tartışma ve uzlaşma kültürü oluşturabilmesi olduğunu ifade ederek, “Kısacası, bütün liderlerin kendisine oy vermeyenler de dahil olmak üzere diğerlerinin görüşlerini dinlemesi gerekiyor” şeklinde konuştu. ABD Dışişleri eski Bakanı, bunun, “demokratik çerçeve”nin özü olduğunu, demokrasinin sadece seçimden ibaret olmadığını dile getirdi.
Demokrasinin bir muhalefete, serbest bilgi akışına ve bu sistem içerisinde dengelerin sağlanmasına ihtiyacı olduğuna vurgu yapan Madeleine Albright, bu sayede azınlıkların haklarının da bu sistem içerisinde korunabileceğini söyledi.
Bir muhalefetin olmasının demokrasinin en önemli unsurlarından birisi olduğunu kaydeden ABD Dışişleri eski Bakanı Madeleine Albright, “Tek partili demokrasi diye bir şey olamaz. Bir muhalefet olduğu zaman vatandaşların gerçek anlamda bir seçeneği vardır. Ve gerçek anlamda bir seçenek olduğu zaman ancak kazanan hakikaten halktan bir yetki aldığını iddia edebilir. Dolayısıyla bu çerçevede, Türk toplumunun her kesimine hitap edebilecek değişik seçeneklerin olması gerekir ve insanların gerçek bir seçeneğe sahip olabilmeleri için de açık tartışmalar, konuşmalar, görüşmeler yapılabilmesi gerekiyor. Bu konuda sorunlar bulunuyor” dedi.
“KİTLE İLETİŞİME ULAŞMAK YETERSİZ, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ OLMALI”
Türkiye’deki basın özgürlüğüne de değinen Albright, “Sınır Tanımayan Muhabirler Yıllık Endeksi’ne göre 2013 yılında Türkiye basın özgürlüğünde 154. konuma düştü. Bugün de Freedom House en son basın özgürlüğü raporunda Türkiye’yi basın özgürlüğünden yoksun olarak tanımladı. Türkiye’de medya üzerindeki baskılar, vergiler ve basın mensuplarının ve basın organı sahiplerinin cezaevlerine atılması gibi yollarla yürütülmekte” şeklinde konuştu.
Günümüz dünyasında halkın sadece kitle iletişime ulaşmasının yetersiz olduğunu söyleyen Albright, ifade özgürlüğüne de sahip olması gerektiğinin altını çizdi. Albright, bugün kamu gösterilerinin gerçekleştirildiğinin görüldüğünü ancak dijital çağda insanların kendilerini daha çok internet üzerinden ifade ettiklerini belirtti.
Albright kimdir?
Madeleine Albright ABD’nin 64. Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. İlk kadın Dışişleri Bakanı olan Dr. Albright, aynı zamanda o tarihte ABD’nin en üst düzey kadın devlet görevlisi unvanını da kazandı. Dr. Albright, Dışişleri Bakanlığı görevi süresince Amerika’nın ittifaklarını güçlendirerek, demokrasi ve insan haklarını savunarak yurtdışında Amerikan ticaretini ve iş dünyasını, işgücü ve çevre standartlarını tanıttı. Sekiz yıl boyunca ABD Başkanı’nın Kabinesi ve Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi olan Dr. Albright, 1993 ile 1997 yılları arasında ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği görevini sürdürdü. Dr. Albright, Georgetown Üniversitesi Dışişleri Bölümü’nde yer alan Diplomasi Uygulamaları kapsamında verilen “Michael and Virginia Mortara Endowed Professor” ve Michigan Üniversitesi İşletme Fakültesi bünyesindeki William Davidson Institute tarafından verilen “Distinguished Scholar” unvanlarını alan ilk kişi oldu. Albright 2012 yılında ABD’nin en yüksek sivil nişanı olan Başkanlık Özgürlük Madalyası ile taltif edilerek ödülünü Başkan Obama’dan aldı. Kaleme aldığı Madam Secretary ve Prague Winter gibi kitaplar New York Times çok satanlar listesinde yer aldı. Madeleine Albright halen küresel strateji firması Albright Stonebridge Group’un başkanlığı görevini yürütüyor.
Sakıp Sabancı Konferans Serisi
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Onursal Başkanı merhum Sakıp Sabancı’nın adını taşıyan, “Sakıp Sabancı Konferans Serisi”, saygın devlet adamlarının uluslararası siyasetteki en son gelişmeler hakkında görüşlerinin yanı sıra Türkiye’nin dünya siyasetindeki yerine uluslararası platformlarda dikkat çekmek amacıyla her yıl Brookings Enstitüsü ve Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle düzenleniyor.
Sakıp Sabancı’nın vefatının birinci yıldönümü olan 2005 yılından bu yana düzenlenen konferans dizisinde yer alan konuşmacı ve konuşma başlıkları:
2013 yılında Dünya Bankası’nın Kalkınma Ekonomisinden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti Dr. Kaushik Basu, “Yükselen Ülkeler ve Değişen Dünya Ekonomisi”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/9th-sabanci-lecture-2013
2012 yılında emekli ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski, “Batı ve Türkiye: Geniş Küresel Mimarinin Şekillendirilmesindeki Rolleri”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/8th-sakip-sabanci-lecture-2012
2011 yılında Nato Eski Genel Sekreteri ve AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik eski Yüksek Temsilcisi Javier Solana, “2011’de Türkiye, Avrupa ve Dünya”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/7th-sakip-sabanci-lecture-2011
2010 yılında ABD’nin Avrupa ve Avrasya İlişkilerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon, “Türk ABD İlişkilerine Obama Yönetimi’nden Bir Bakış”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/6th-sakip-sabanci-lecture-2010
2009 yılında Oxford Üniversitesi Rektörü Chris Patten, “Atlantik Bölgesi Ortakları: Çok Taraflı İlişkilerin Türkiye ve Avrupa’ya Getirdikleri”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/5th-sakip-sabanci-lecture-2009
2008 yılında ABD Dışişleri Bakanı Eski Yardımcısı, Büyükelçi, Nicholas Burns, “Yeni Bir Rota: Türk – Amerikan İlişkileri Üzerine Düşünceler”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/4th-sakip-sabanci-lecture-2008
2007 yılında ABD Dışişleri Bakanı Eski Yardımcısı Richard Holbrooke, “Türkiye ve ABD: Kesişme Noktasında Vazgeçilmez Müttefikler”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/3rd-sakip-sabanci-lecture-2007
2006 yılında Dünya Bankası Eski Başkanı Paul Wolfowitz, “Türkiye: Doğu ve Batı arasındaki köprü”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/2nd-sakip-sabanci-lecture-2006
2005 yılında ABD Dışişleri Eski Bakanı Madeleine Albright, “Amerika, Türkiye ve Dünya”
http://sabancilectures.sabanciuniv.edu/1st-sakip-sabanci-lecture-2005
01/05/2014
30/04/2014
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Onursal Başkanı Merhum Sakıp Sabancı adına düzenlenen ve A.B.D. Eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright tarafından verilecek olan "Türkiye ve Küresel Siyasi ve Ekonomik Dönüşüm" konulu 10. Sakıp Sabancı Konferansına bütün öğrencilerimiz, öğretim üyelerimiz, çalışanlarımız, mezunlarımız ve Mezun Aile Birliği üyelerimiz davetlidir.
Konferans dili İngilizce olup, Türkçeye simültane çeviri yapılacaktır.
Tarih:1 Mayıs 2014 Perşembe
Yer: Sakıp Sabancı Müzesi (Emirgan)-Konferans Salonu
Program:
17:00 Kayıt
17:30 Brookings Institution, Washington DC'den video konferans bağlantısının ardından sergi ziyareti ve resepsiyon
Transfer:
Kampüs'ten ulaşım: 15:30 Park 12 (FMAN otoparkı) Müzeye hareket
20:00 Müzeden kampüse dönüş için hareket
Madeleine Albright'ın biografisine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
http://www.albrightstonebridge.com/team/madeleine-k-albright
Lcv: Gülekşen Ulusoy-0216 483 9307-guleksen@sabanciuniv.edu
30/04/2014
Sakıp Sabancı’nın aramızdan ayrılışının 10. yıldönümü vesilesiyle, Sakıp Sabancı Ailesi’nin 2011 yılında sanatçı Kutluğ Ataman’a sipariş verdiği eser, 29 Nisan’dan itibaren S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyarete açıldı.
Türkiye’nin özlenen lideri Sakıp Sabancı’nın yenilikçi, paylaşımcı, sıcak kişiliğini anlatan eser, Sakıp Sabancı’nın her konuya “Önce insan” felsefesiyle yaklaşmasını, insanlara olan sevgisini ve saygısını yansıtıyor. Eser, keskin zekâsı, ince esprileri ve candan tavırlarıyla halkla özdeşleşen Sakıp Sabancı’nın, yaşamı boyunca insanlara ve hayata açtığı pencereleri görünür kılıyor.
Filmleri ve dijital eserleri dünya çapında izleyicilerle buluşan sanatçı Kutluğ Ataman’ın bir saygı duruşu niteliğindeki çalışması, Sakıp Sabancı’nın Türkiye’de teknolojiye yaptığı katkılara atıfta bulunuyor. Görsel sanatlarda en ileri teknolojiyi kullanan eserin hammaddesini insanlar oluşturuyor. Çalışma; çeşitli nedenlerle Sakıp Sabancı’yla bir araya gelen insanların, farklı çevrelerden destek verdiği ve destek aldığı binlerce kişinin portre fotoğrafından meydana geliyor. Ünlü işinsanının hayali portresini oluşturarak sempatik, hoşgörülü ve renkli kişiliğini yansıtmayı amaçlayan eser; Sakıp Sabancı’ya yakışan, “zamanının ötesinde” sıra dışı bir sanatsal fikri hayata geçiriyor.
Teknik altyapısı Larves Artware Solutions tarafından 3 yılda tamamlanan eser, dünyadaki en büyük video işleri arasında yer alıyor. Proje, sürücü kartı, haberleşme kartı ve kontrol/yönetim yazılımlarından oluşuyor. Eser; yan yana ve alt alta 64’lü setlerden oluşan, 144 modül halinde bağlanan, binlerce LCD ekrandan meydana geliyor.
LCD sürücü kartı, ileri seviyede bir bilgisayarla haberleşerek fotoğraf verilerinin aktarımını yapıyor. Üst sistemdeki harici endüstriyel bilgisayar, alt sistemdeki haberleşme kartlarına fiber kablolar yoluyla bağlanıyor. Haberleşme kartı, binlerce adet fotoğraftan oluşan veriyi, rastgele sıra ve sürelerde ekranlarda görüntülenmesi için, sürücü kartlarına aktarıyor.
Eser, S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nin ardından, Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde izleyicilerle buluşacak. Sergileneceği mekânlarda binanın mimari özelliklerine göre yeniden tasarlanacak çalışmanın, Türkiye’den sonra dünyanın önde gelen müzelerinde de sergilenmesi planlanıyor.
Ne dediler…
Güler Sabancı
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı
“Sakıp Bey, insana önem verir ve insanlara dokunurdu. Hakikaten dokunarak konuşurdu. İnsanlar konusunda hiç ayrım göstermezdi. Çoğulcu, olağanüstü bir yaklaşımı vardı. Pozitif enerjisini bulaştırırdı. Konuşurken herkesin gözünün içine bakardı. Herkese kendini özel hissettirirdi. İnsanları çok sever ve onları kucaklardı.
Bundan üç sene önce Müze'nin ve Sakıp Bey’in vefatının 10. yılına hazırlanmak için bir komite kurduk. Komitenin Başkanlığını Sevil Sabancı üstlendi. Yönetim Kurulu’nda ne yapabileceğimize dair bazı fikirler ortaya çıktı. Bir film yapalım diye düşündük, aklımıza Kutluğ Ataman geldi. Proje için bilgi verdik; aile olarak Sakıp Bey’in enerjisini, insanlara dokunmasını, insanları kucaklamasını yansıtan bir eser, Sakıp Bey’i de yansıtır dedik. Şimdi Sakıp Bey’i aramızdan ayrılışının 10. yılında ona yakışan bir eserle anıyoruz. Sabancı Ailesi’ne, Türkan Sabancı’ya, Sevil Sabancı’ya, Dilek Sabancı’ya destek verdikleri için teşekkür ediyorum. Nazan Hanım’a, müze ekibine teşekkür ediyorum. Sakıp Bey’in enerjisini yansıtan ve onu yıllarca paylaşılacak kılan eseri yaptığı için Kutluğ Ataman’a teşekkür ediyorum.”
Dr. Nazan Ölçer
SSM Müdürü
“Bu eser ailenin bir anmasıdır. Sakıp Bey’in 10. yılını nasıl anarız diye düşündüğümüzde, uluslararası müzelerde küratörlük ve yöneticilik yapan üyelerin de bulunduğu Uluslararası Danışma Kurulumuza ve Yönetim Kurulumuza danıştık. Bir anma nasıl yapılır; okul yaptırılır, yurt yaptırılır ve isim verilir. Sabancı Vakfı zaten bunları fazlasıyla yerine getiriyor. Bunun dışında heykel yaptırmak gibi bir fikri zaten hiç düşünmedik, aile de düşünmedi. Sakıp Bey’in enerjisini yansıtması, çağdaş ve geleceğe dönüş bakışını vurgulaması lazımdı eserin... 2010 yılında, eseri Kutluğ Ataman’ın yapması kararlaştırıldı.
Neden Kutluğ Ataman diye sormayın bana, kim yapabilirdi ki başka? Kutluğ Ataman’ın dünyadaki tanınırlığı ortada. Türk çağdaş sanatının yurtdışındaki yüz akı, pek çok saygın ödülün sahibi, uluslararası koleksiyonlarda eserleri var... Eseri gördüğümde bende yarattığı etki, mutluluk oldu. Ekim ayının sonunda ismine karar verildi. Sözleşmenin imzalanması 2011 yılında gerçekleştirildi. O zamandan beri çalışma sürdü. Ailenin arzusu, odağında ‘insan’ olan bir eserin üretilmesiydi. Binlerce fotoğraf verildi Kutluğ Ataman’a. Kutluğ’nun bizde önemli bir eseri daha var; Hat Koleksiyonu’nda Mezapotamya Dramaturjileri 5 numaralı SU adlı eser.”
Kutluğ Ataman
Sanatçı
“Proje bana geldiğinde ilk düşüncem; Sakıp Bey’le daha önce hiç tanışıklığımın olmamasıydı. Ayrıca portre fotoğrafçısı da değildim. Bu tür ısmarlama işlerde zorlandığım için güç olacağını düşündüm. Ortaya Sakıp Sabancı belgeseli çıkarmanın çok ötesinde bir iş gerekiyordu. Benim için Sakıp Sabancı bir lider, onun liderliği ünlü ve başarılı bir işinsanı olması, insanların hayatını ve Türkiye’nin gidişatını değiştirebilmiş olması. Bu, tek başına yapabileceği bir şey değildi. Hiçbir lider tek başına lider olmaz. Mutlaka arkasındaki insanları örgütleyebilmesi, onları inandırabilmesi, bir araya getirebilmesi, kendi vizyonunu kabul ettirebilmesi gerekir. İnsanların, lider kabul ettikleri kişiyi içlerinde hissetmesi gerekir. Bu yeti herkeste olmuyor. Bu nedenle ben, lideri lider yapan insanları işaret etmek istedim.
Şunu önerdim; Sakıp Bey’in bir şekilde dokunmuş olduğu insanlardan, gönüllülük esasıyla, esere yetecek kadar vesikalık fotoğraf isteyelim. Bize 30.000’in üzerinde katılımcı gerekiyordu. Bu şimdiye kadar yapılmamış bir işti. Ne ben daha önce yapmıştım ne de dünyada yapılmıştı. Tasarlanması, test edilmesi, yazılımlarının hazırlanmasıyla bir aygıtı sıfırdan yarattık. Çok zaman aldı. İlk başta eseri oluşturan her mozaik parçası 50 cm kalınlığındaydı, zamanla daralttık. Sonra da monte edip, 2 tonluk eseri Sakarya Üniversitesi Teknokent’te bir Türk firması olan Larves’e ürettirdik. 10.000’e yakın ekrandan meydana gelen eser çağdaş bir mozaik oldu. İnsanları, çalışanları bir araya gelerek Sakıp Sabancı’ya teşekkür ediyorlar... Eser, elde tutamayacağımız bir likit aslında. Bu bir fikir, heykel gibi statik değil, dinamik... Bir enerji... Eserin bence en güzel yanı, bütün bileşenlerini birbirinden ayırıp başka bir eser haline getirebilmemiz. Eseri ruhunu bozmadan, başka mekânda ve başka bir şekilde yeniden yapabiliyoruz.”
29/04/2014
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu tarafından, Orta Avrupa Üniversitesi (Central European University) ortaklığı ile 25-27 Nisan 2014 tarihlerinde, Sabancı Üniversitesi Minerva Palas’ta “Savaş ve Siyasal Şiddette Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet” başlıklı bir konferans gerçekleşti.
Konferansta 20. yüzyıl boyunca yaşanmış olan savaş ve siyasal şiddet deneyimlerinin nasıl hatırlandığını toplumsal cinsiyet ekseninde incelemek, feminist araştırmaların hafıza ve savaş çalışmalarına yaptıkları katkıyı değerlendirmek ve açığa çıkarmak amaçlandı.
Üç gün süren, Türkiye’den ve dünyadan akademisyenlerin katıldığı uluslararası konferansın açılış konuşmalarını düzenleme komitesinden Elif İrem Az ve Marhabo Saparova ile İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman yaptı. Ardından, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayşe Gül Altınay ve Arlene Avakian’ın katıldığı “Soykırım Hikâyeleri ve Suskunluklar: Travma Aktarımı, Direniş ve Hayatta Kalma Konularına Feminist Bir Bakış” başlıklı açış paneline geçildi.
Konferansın ilk günü; “Savaş, Soykırım ve Toplumsal Cinsiyet”, “Savaş Dönemlerinde Erkekler ve Kadınlık Halleri”, “Kimin Adaleti, Kimin Barışı” panelleri düzenlendi. İkinci gününde; “Direniş ve Toplumsal Cinsiyet”, “Göç Anlatıları”, “Post-Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet”, panelleri gerçekleşti. Konferansın son gününde ise; “Kayıp, Yas ve Melankoli Hafızaları”, “Milliyetçilik ve Toplumsal Cinsiyet”, “Ordunun Gölgeleri”, “Edebiyat ve Sinemada Toplumsal Cinsiyet Temsilleri” düzenlendi. Konferansın son gününde kapanış konuşmalarını Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’ndan Eren Keskin, Vicdani Ret Derneği’nden Merve Arkun ve Ev Arkeolojisi kitabının yazarı Rela Mazali yaptı.