01/07/2025
27/06/2025
26/06/2025
25/06/2025
Kampüsü İçinde Yaşayan Bilir: Öğrencimiz Zeynep Melis Ekşi ile Keyifli Bir Söyleşi
Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği programında 3. sınıf öğrencimiz Zeynep Melis Ekşi ile kampüsü halihazırda yaşayan ve deneyimleyen biri olarak gözlemlerini, duygularını ve geleceğe dair umutlarını konuştuk.
Kendinizi tanıtır mısınız? Hangi fakülte/programda okuyorsunuz?
Ben Zeynep Melis Ekşi, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği programında 3. sınıf öğrencisiyim. Hazırlığı atladım. Okula ilk başladığımda endüstri mühendisliği düşünüyordum ama aldığım dersler ve Sabancı’daki bölüm geçiş imkanları sayesinde zamanla bilgisayar mühendisliğinin bana daha uygun olduğunu fark ettim ve bu alana yöneldim. Üniversite hayatım boyunca hem teknik hem de sosyal alanlarda kendimi geliştirmeye özen gösterdim.
Okul içinde yer aldığınız kulüpler ya da spor takımları var mı?
Evet, aktif olarak birkaç öğrenci kulübünde yer alıyorum. Şu an Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Topluluğu’nun Sponsorluk koordinatörüyüm. Daha öncesinde Kalite ve Verimlilik Kulübü’nde ve Sabancı Motorsport Kulübünde Sponsorluk liderliği yapmıştım.
Sabancı Üniversitesi’ni diğer üniversitelerden ayrıştıran “program seçme özgürlüğü”, “özgürlükçü yaklaşımı”, “disiplinlerarası eğitim anlayışı” ve ilk senenizde zorunlu ders olan “Toplumsal Duyarlılık Projeleri” dersi için neler söylersiniz; sizin için nasıl bir fark yarattı?
Program seçme özgürlüğü, henüz ne yapmak istediğinden emin olmayan birçok öğrenci için büyük bir avantaj. Ben de üniversiteye ilk başladığımda farklı alanlarda dersler alarak hem ilgi alanlarımı keşfettim hem de disiplinlerarası bir bakış açısı kazandım. Toplumsal Duyarlılık Projeleri (CIP) ise beni yalnızca teknik bir mühendis değil, aynı zamanda topluma karşı sorumluluk taşıyan biri olarak yetiştirdi.
Sabancı Üniversitesi’nde araştırma anlamında size sunulan olanaklar hakkında neler düşünüyorsunuz?
Sabancı Üniversitesi, öğrencilerin lisans düzeyinde dahi araştırma yapabilmesine imkân sağlayan çok kıymetli bir ortam sunuyor. Projelere katılım, akademisyenlerle yakın iletişim ve teknik kaynaklara erişim açısından oldukça destekleyici bir yapıya sahip. Bu da öğrencilerin erken yaşta araştırma kültürüyle tanışmasını sağlıyor. PROJ201 dersimizin ve PURE programının bu konuya katkısı çok büyük. Ben de okula başladığımda PROJ201 vermiştim ve sonrasında da aldığım projeye asistanlık yapma fırsatım olmuştu. Benim için çok güzel bir deneyimdi. Şu anda da PURE programı kapsamında, mentorumuz ve grup arkadaşlarımla birlikte yapay zekâ üzerine bir araştırma yürütüyoruz.
Üniversitemizden aldığınız “benzersiz” eğitim ve edindiğiniz donanımla üniversite sonrası için planlarınız nelerdir? Hem iş dünyası hem de topluma katkı adına neler hayal ediyorsunuz?
Sabancı Üniversitesi’nin bana kazandırdığı çok yönlü eğitim sayesinde sadece bir mühendis değil, aynı zamanda etkili iletişim kurabilen, liderlik vasfı taşıyan biri olarak iş hayatına hazırlandığımı hissediyorum. Gelecekte teknolojiyle topluma katkı sağlayan projelerde yer almayı, özellikle kadınların teknoloji alanında daha görünür olması için çalışmalar yapmayı hedefliyorum.
Sabancı Üniversitesi’nin 25 yılda kattettiği mesafeyi, gözlemlediğiniz ve öğrendiğiniz kadarıyla nasıl tarif edersiniz?
25 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede Türkiye'nin en saygın üniversitelerinden biri hâline gelmesi, Sabancı Üniversitesi’nin vizyoner yapısının bir göstergesi. Gerek akademik başarıları gerekse mezunlarının sektördeki etkisi ile Sabancı, çağdaş ve yenilikçi eğitimin önemli bir temsilcisi oldu.
Üniversitemiz bu yıl 25 yılını geride bıraktı. Sizden, 25. Yıl mesajınızı alabilir miyiz?
Mutlu yıllar Sabancı! Çeyrek asırlık bir serüvenin parçası olmak hem gurur verici hem de ilham dolu. Daha dün kampüste yolumu kaybediyorken şimdi koridorlarında ikinci evim gibi hissediyorum. Nice öğrencinin hayatına dokunmuş, yön vermiş bir üniversite olarak, önümüzdeki yıllarda da aynı tutkuyla gençlerin yanında olacağına inancım tam. İyi ki varsın, iyi ki buradayım.
Bundan sonraki 25 yıl için üniversitemizle ilgili hayalleriniz, öngörüleriniz nelerdir?
Sabancı Üniversitesi’nin önümüzdeki 25 yılda sadece Türkiye’de değil, global ölçekte de daha fazla ses getiren bir üniversite olacağına inanıyorum. Özellikle yapay zekâ, sürdürülebilirlik, girişimcilik ve etik teknoloji gibi alanlarda öncü çalışmalar yürüten bir merkez hâline gelmesini hayal ediyorum. Öğrenci odaklı yaklaşımını, özgür düşünce ortamını ve disiplinlerarası yapısını koruyarak her geçen gün daha fazla genç insanın hayatına dokunacağına eminim. Belki bir gün, ben de mezun olduktan sonra bu katkının bir parçası olurum diye içimden geçiriyorum. :)
25/06/2025
Gülseren Caşın ile 25 Yıllık Bir Yolculuk
Kuruluş yıllarından bu yana Üniversitemizin birçok farklı biriminde görev alarak her yönden kampüsü deneyimlemiş olan Gülseren Caşın, mesleğine ve çalıştığı kuruma olan tutkusunu, anılarını ve duygularını bizlerle paylaştı.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Kaç senedir Sabancı Üniversitesi’ndesiniz, çalışmalarınızla ilgili bize bilgi verebilir misiniz?
25 yıldır Sabancı Üniversitesi'nde çalışıyorum. Bu süre içerisinde üniversitemizin; Yayınevi, Kurumsal Gelişme, İletişim ve Halkla İlişkiler, İş Geliştirme, Kurumsal İş Birlikleri ve Mezunlarla İlişkiler birimlerinde çeşitli pozisyonlarda çalıştım. Şu an Sertifikalı Programlar Lideri olarak, liseli gençler için Lise Yaz Okulları ve Ayvalık Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi’nde ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri için yaz ve kış okullarında çeşitli eğitim programlarını düzenliyorum. Sabancı Üniversitesi bana, genç öğrencileri sevmeyi, onlar için yeni projeler üretmeyi ve Rahmetli Sakıp Sabancı’nın “Birlikte, Yaratmak ve Geliştirmek” vizyonu ve misyonuyla hayata geçirebilmeyi amaç edinen bir ufuk kazandırmıştır.
Sabancı Üniversitesi çalışanı olarak bu kurumda çalışmanın farkını nasıl ifade edersiniz?
Sabancı Üniversitesi’nde çalışmak bence bir ayrıcalık… Burası kocaman bir ilim ve aile yuvası… Her zaman Sabancı Üniversitesi’nde çalıştığım için gurur ve onur duyuyorum ve duymaya da devam edeceğim.
Sabancı Üniversitesi’nde bulunduğunuz ve hizmet verdiğiniz süre boyunca, üniversitemize dair aktarmak istediğiniz ilginç bir anınız ve paylaşmak isteyeceğiniz bir detay var mı?
Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli okullarından gelen lise öğrencilerinin her yaz, Sabancı Üniversitesi seçkin öğretim üyelerinin hazırladıkları iki haftalık üniversite derslerine katılımlarını sağlamak, onlara üniversite deneyimini yaşatmak, kurdukları arkadaşlıklarını, sevinçlerini paylaşmak fırsatını yakaladık. Bu güzel ve pırıl pırıl genç insanlara, gelecekteki yaşamlarına büyük katkı sağlayacak akademik bilgi birikiminin yanı sıra, kampüsten çok mutlu olarak ayrılışlarındaki hasret gözyaşları, beni her zaman unutulmayacak hatıralarla ve hikayelerle son derece duygulandırmıştır.
Lise Yaz Okullarına bugüne kadar 15.000’den fazla öğrenci katıldı. Bu öğrencilerden bazılarının sonraki yıllarda Sabancı Üniversitesi öğrencisi olması ve Lise Yaz Okullarından her yıl elde edilen gelirin Sabancı Burs Fonu’na aktarılması, öğrencilerimizin eğitim hayatlarına olan katkıları çalışmamda ilham ve en önemli motivasyon kaynağı olmuştur.
Ancak, belki de en güzeli, Lise Yaz Okullarında her yıl birlikte çalıştığımız asistan öğrencilerimizin, mezun olduktan sonra dünyanın her yerindeki başarılı kariyerlerini benimle zaman zaman paylaşmaları Sabancı Üniversitesi’nin bana kazandırdığı ikinci büyük mutluluktur.
Bildiğiniz gibi Üniversitemiz bu yıl 25. Yılını kutluyor. 25. Yıl mesajınızı alabilir miyiz?
Nice 25. Yıllara… Sabancı Ailesi iyi ki Sabancı Üniversitemizi kurdu ve dünya gençliğine kazandırdı.
Sabancı Üniversitesi’nin 25 yılda kattettiği mesafeyi, gözlemlediğiniz ve öğrendiğiniz kadarıyla nasıl tarif edersiniz?
Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşundan bu yana çalışıyor olmam sebebiyle, bir bebek gibi doğup, büyüdüğünü ve geliştiğini ve başarılarını görmek çok güzel bir duygu.
Üniversitemizin bundan sonraki 25 yılı için hayalleriniz, öngörüleriniz nelerdir?
Sabancı Üniversitesi’nin dünyanın en seçkin üniversiteleri arasında ilk ona girmesi ve Nobel Ödülü kazanan ilk Türk Üniversitesi olarak görebilmek. Benim çocuklarım Sabancı Üniversitesi’nden mezun olmadılar ama Sabancı Üniversitesi Kampüsü’nde, Sabancı Üniversitesi Ailesi’nin kültürü ile büyüdüler ve yetiştiler. Hayalim, minik torunum Mina’nın Sabancı Üniversitesi’nde okuması ve onun mezuniyetini ailemizle birlikte, Amfi Tiyatro’nun merdivenlerinden izlemek ve alkışlamak.
25/06/2025
Başarılı Girişimci Mezunumuz Ayşe Taşpınar
Başarılı bir girişimci olan 2012 Yüksek Lisans Mezunumuz Ayşe Taşpınar ile Üniversitemiz ile ilgili duyguları, kariyer yolculuğu ve markası ile ilgili söyleşimiz…
Üniversitede aldığınız eğitim hakkında bilgi verebilir misiniz?
2010-2012 yılları arasında Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü (Tezli) Yüksek Lisans Programında eğitim aldım.
Sabancı Üniversitesi program seçme özgürlüğü kariyer yolculuğunuzda size neler kazandırdı?
İş yaşamına dahil olduktan sonra, farklı disiplinlerde veya sektörlerde kabiliyetlerinizin işlerliğini deneme imkânınız ya hiç olmuyor, olursa da riski oldukça yüksek oluyor. Öğrencilik döneminde farklı alanlardan dersler alabilmek, alanındaki uzman akademisyenlerle birebir temasta olabilmek bu açıdan oldukça kıymetli. Benim için de durum böyleydi. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler lisans mezunu olarak, antropoloji ve kültürel çalışmalar alanına duyduğum merakı Sabancı Üniversitesi sayesinde giderebildim. Burada aldığım dersler, yüksek lisans tezim için yürüttüğüm saha çalışmalarım, daha sonraki işlerimde ve halen sunduğum hizmetlerde bana farklı metodolojileri çalışmalarıma dahil etme imkanı sundu. Sabancı Üniversitesi'nde edindiğim bu çok yönlü bakış açısı sayesinde hem uluslararası ilişkiler alanında hem de kültürel çalışmalar alanında uzmanlaşmış bir profesyonel olarak özgün bir kariyer yolculuğu inşa etme şansına eriştim. Gerek kurumsal iş yaşamımda gerekse 5 yılı aşkındır sürdürmekte olduğum kendi şirketimde farklı kültürlerden ve ülkelerden insanlarla çalışarak, daha sürdürülebilir bir dünya için projelere katkı sunuyorum.
Özgürlükçü bir ortamda eğitim almanın faydaları neler?
Öğrencilik yılları, hayat boyu sürecek bir öğrenme serüveninin ilk adımlarıdır. Bu serüvende, özgürlükçü bir öğrenme ortamı, öğrencilere kendi potansiyellerini keşfetmeleri ve en iyi şekilde geliştirmeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor. Özgürlükçü bir öğrenme ortamında, öğrenciler sadece bilgi alıcıları değil, aynı zamanda bilgi üreticileri haline gelirler. Hayatın karmaşıklıkları karşısında kendi kararlarımızı alabilmek, bireysel gelişimimiz için kritik öneme sahiptir. Öğrencilik yıllarında, farklı perspektiflerden bakmayı, eleştirel düşünmeyi ve yaratıcı çözümler üretmeyi öğrenerek bu beceriyi geliştiririz. Bu sayede, gelecekte karşılaşacağımız zorluklara daha hazırlıklı olur ve kendi hayatımızın mimarı haline geliriz.
Sabancı Üniversitesi mezunları arasında üst düzey şirketlerde kariyer başlangıcı yapanların yanı sıra sizin gibi kendi girişimlerini başlatanlar da var. Bu noktada, Sabancı Üniversitesi’ndeki eğitim sisteminin girişimcilik anlamındaki etkisini tarif edebilir misiniz?
Girişimciliğin, yaygın bilinenin ötesinde bir anlamının olduğuna inanıyorum. Girişimcilik yalnızca kendi işini, ürününü ortaya koymak değil; aynı zamanda mevcut sistemlerde yenilikçi çözümler üretmek ve kurumları dönüştürmektir. Kurumsal bir firmada çalışıp burada yenilikçi bir bakış açısına ihtiyaç duyulan kritik bir rolde olabilirsiz. Öte yandan, bir aile işimiz varsa, bu edinilmiş birikimi yitirmeden çağımıza uygun faaliyetler geliştirmek için yine girişimci bir ruh gerekir. Girişimcilik için olmazsa olmaz nitelikler; sorumluluk hissi ve özgüvendir. Bu iki hissin gelişmesi için ise kişilerin ufak da olsa başarma hikâyelerinin olması gerekiyor. Sabancı Üniversitesi’nde, öğrencilerin sorumluluk hissini deneyimledikleri pek çok faaliyetler ve projeler var. Küçük de olsa sorumluluklar ediniyor, kabiliyetlerinizi test edebiliyorsunuz. Hangi sorumlulukları almaya müsait bir kişiliğiniz olduğunu görebiliyorsunuz. Benim açımdan, çoklu paydaşların bir araya geldiği projelerin yönetimi, eğitim içeriği hazırlamak ve eğitim vermek, müzakere ve toplantı yönetimi gibi şu an aktif olarak kullandığım Sabancı Üniversitesi değerli hocalarımızla geliştirdiğimiz projelerde deneyimleme imkanım olmuştu.
Bir iş fikriniz var. Sabancı Üniversitesi’nde eğitime devam ederken ya da mezuniyet sonrasında ne gibi destekler alabiliyorsunuz?
Sabancı Üniversitesi’nin proje geliştirme birimi gerek fen bilimleri gerekse sosyal bilimlerden her öğrencinin proje fikri için eşsiz bir imkân sunuyor. Bu sayede, ülkemizde mevcut bulunan kamu ve uluslararası kurumların desteklerinden haberdar olabiliyorsunuz. Ben ilk proje yazma deneyimimi buradaki uzman ekiple birlikte gerçekleştirmiştim. Yanı sıra, Sabancı Üniversitesi’nin izlediği açık kapı politikasıyla birlikte tüm akademisyenlere ulaşabiliyor, proje fikirlerinizi paylaşıyor ve kıymetli katkılarından yararlanabiliyorsun.
Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin şirketlerimizde staj yapıyor olması, hem onlara hem de bize büyük fayda sağlıyor. Bu sayede, genç yeteneklerle tanışıp onların yenilikçi fikirlerinden yararlanma fırsatı buluyoruz. Aynı zamanda, şirketimize yeni bir bakış açısı ve enerji katıyorlar. Benim için bu durum, sadece bir staj programından öte, nesiller arası bir bilgi transferi ve sürdürülebilir bir büyüme için önemli bir adım. Bir kurumun başarılı olabilmesi için sürekli yenilenmesi ve gelişmesi gerekir. Bu da ancak farklı nesillerin deneyim ve bilgilerini bir araya getirerek mümkün olabilir. Sabancı Üniversitesi ile olan iş birliğimiz, bu döngüyü destekleyerek hem şirket kültürü zenginleşiyor hem de geleceğin liderlerini yetiştirmeye katkı sağlıyor.
Kariyer yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?
Lisans dönemimden itibaren Avrupa Birliği Projelerinde aktif görevler aldım, aynı zamanda kamu kurumlarında stajlar gerçekleştirmiştim. Öte yandan, Sivil toplum kurumlarında aktif görevler almıştım; bazen gönüllü bazen ise yarı zamanlı çalışan olarak. Bu esnada, pek çok ülkede gençlere yönelik yürütülen eğitimlere ve projelere katıldım. İçlerinde Avrupa Konseyi gibi kurumların da bulunduğu önemli merkezlere saha ziyaretlerine ülkemizi temsilen katıldım. Lisans ve yüksek lisans dönemlerimde kitabi olarak öğrendiklerimi pratikte de deneyimleme şaşına erişmiş biri olarak, bu anlamda çalışma hayatına şanslı başlayanlardanım. Sonrasında yine Avrupa Birliği projeleri kapsamında önce bir sivil toplum kurumunda daha sonra Goethe-Institut’ta tam zamanlı çalışan oldum. Proje yönetimi, izleme-değerlendirme metotları ve finansal yönetim alanında kazandığım tecrübelerimle daha büyük ölçeğe taşımak istedim. 2019 yılından bu yana ülkemizdeki merkezi ve yereldeki kamu kurumlarına, uluslararası, uluslarüstü kurumlara ve dahi özel sektöre yönelik danışmanlıklar veriyorum.
Markanızın hikayesini öğrenebilir miyiz?
“Hermes Academy” markası, mitolojik bir karakter olan iletişim tanrısı Hermes'ten ilham alarak doğdu. Çocukluğumdan itibaren mitolojiye ve felsefeye olan ilgim, Hermes'in bilgi paylaşımı ve farklı insanlık halleri arasında kurduğu köprüler beni hep etkilemiştir. Markamın ismini bu mitolojik karaktere atfetmemdeki en büyük neden, danışmanlık hizmetlerimde de aynı değerlere önem vermemdir. Hermes, gerekli bilgiyi sunması ve farklı kişilikleri, kimlikleri ve hayata dair sorumlulukları olan bireyler arasında diplomasi ve müzakereyle köprüler kurmasıyla, çok iyi bir yol arkadaşıdır. Biz de sunduğumuz hizmetlerle kamu kurumları, özel sektöre ve müteşebbislere iş süreçlerinde bu değerler çerçevesinde yol arkadaşlığı yapıyoruz.
Doğru bilginin, doğru ve zamanında iletişimin büyük ölçekli projeleri yürütmede hayati rolünün olduğunu gördüm. En büyük zorlukları da ancak bu değerleri merkeze alarak aştığımı gördüm. Hermes Academy olarak, sadece danışmanlık hizmeti vermiyoruz; aynı zamanda müşterilerimize sürekli öğrenme ve gelişme imkanı sunuyoruz. Bu sayede, kurumların ve bireylerin potansiyellerini en üst düzeye çıkararak, onların başarılarına katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Vizyonumuz ise, Türkiye'ye ait bir marka olarak global ölçekte en saygın danışmanlık firmalarından biri olmak ve sektöre yeni standartlar getirmektir.
Bir SU mezununun sınırları tamamen kendisi mi sizce?
Doğadaki her şeyin bir sınırı vardır. Suyun 100 derecede kayması ve farklı bir madde haline dönüşmesi gibi. Sabancı Üniversitesi gerçek sınırlarınızı ölçebilmek ve farklı sınırlar keşfetmek için harika imkanlar sunuyor.
Mezuniyet sonrasında kampüsünüzdeki bu tür buluşmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Daha sık olmasını temenni ederim.
Bildiğiniz gibi Üniversitemiz bu yıl 25. Yılını kutluyor. 25. Yıl mesajınızı alabilir miyiz?
Nice 25 yıllara!
Sabancı Üniversitesi’nin 25 yılda kattettiği mesafeyi, gözlemlediğiniz ve öğrendiğiniz kadarıyla nasıl tarif edersiniz?
Sabancı Üniversitesi’ni organizasyonel yapısıyla, ders ve program içerikleriyle daimi olarak yenilendiğini görüyorum. Bu, bir üniversite adına oldukça önemli bir şey. Bir üniversitenin öğrenmeye ve öğrenirken öğrencilerine yenilik katmaya devam etmesi gerçekten ilham verici.
Şimdi artık Sabancı Üniversitesi, 25 yaşında, genç ama şimdiye kadar neler yapabileceğini iyi bir şekilde göstermiş bir üniversite.
Bundan sonrası için Üniversitenizle ilgili hayalleriniz nelerdir?
Yenilikçi bakış açısına ve çağın gerektirdiği dinamik becerilere sahip öğrencelerle bir arada olmaya devam ederek nesiller arası bilgi paylaşımına katkı sunmayı gönülden arzu ederim.
25/06/2025
24/06/2025