04/02/2020
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), IICEC Energy Market Newsletter'ının sekizinci sayısını yayınladı.
IICEC Energy Market Newsletterını okumak için lütfen tıklayın.
04/02/2020
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), IICEC Energy Market Newsletter'ının sekizinci sayısını yayınladı.
IICEC Energy Market Newsletterını okumak için lütfen tıklayın.
04/02/2020
Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’de yılın ilk sergisi “MEDIUM”, çoklu kanal ışık, ses, video ve nesneler aracılığıyla ortaya çıkarılan site-specific enstalasyon olarak Kasa Galeri’yi sanat-mekan ilişkisi üzerine işleyen ve izleyici odaklı bir deneyim alanına dönüştürüyor.
y o ğ u n l u k sanat inisiyatifinin projelendirip kurguladığı enstalasyon, Kasa Galeri’nin var olan hafızasını tarihsellikten soyutlayarak mekan rejimi üzerine yaratılabilecek yeni anlamları araştırıyor. 4 Mart tarihine kadar gezilebilecek “MEDIUM”, sanatçı-sanat yapıtı ve izleyici arasındaki ilişkinin çerçevesini ortaya çıkartarak düşünce ve form arasındaki bağı izleyicinin alımlama süreçlerine eklemliyor. Kavram olarak araç, aracı, arada olan, mecra ve ortam’a işaret eden “Medium”, yine sanatsal dağarcıktaki manasında kullanılarak eserin ortaya çıkabilmesi için gerekli olan ortamı yaratıyor. İzleyici, “MEDIUM”un bir bileşeni haline gelerek bir form niteliği elde ederken, özne ve nesnenin, kurmaca ve gerçeklik katmanlarının sürekli yer değiştirip birbirine dönüştüğü bu atmosferik mekânda şaşırtıcı konumlar kazanıyor. Kasa Galeri’nin girişi bir şeyleri geride bırakma yeri... bir aralık, bir eşik olarak belirirken, medium, şimdi ve burada’nın Gestalt süreçler içerisinde dönüştüğü bir deneyime kapı aralıyor.
y o ğ u n l u k: İstanbul merkezli bir sanat inisiyatifi olarak 2013’te İsmail Eğler, Nil Aynalı Eğler ve Elif Tekir tarafından kurulan y o ğ u n l u k , sanat etkinliğinin mekan ile ilişkisi üzerine odaklanarak, enstalasyonlar, performanslar ve mekânsal organizasyonlar düzenler. y o ğ u n l u k ilk sergisi ‘Axis Mundi’yi 2014 yılında Adahan Otel’de gerçekleştirdi. Ardından Sultanahmet’te yer alan Bizans döneminden kalma tarihi Nakilbent Sarnıcı’nda ‘Suruhu’ sergisini gerçekleştirdi (2015). Aynı yıl Artnivo’nun davetiyle Zorlu PSM’nin cephesine yerleştirdikleri bir sis enstalasyonu (Sublime) gösterildi. Yine aynı yıl Antalya Mimarlık Bienali’nde Tarihi Gavur Hamamı’nın içinde ‘Zamansız’ adlı enstalasyon ile temsil edildiler. 2017’ de 15. İstanbul Bienali’nde kendi atölyelerinde ziyaretçilerle buluşan ‘The House’ isimli eser ile yer aldılar. Grup halen tarihi Eyüp Hamamı’nda yer alacak olan İstanbul Su Kültürü müzesi üzerine çalışmaya devam etmekte.
Medium
29 Ocak – 4 Mart 2020
KASA GALERİ
Bankalar Caddesi 2, Minerva Han, Karaköy, 34420 Istanbul
Telefon: (0212) 292 4939
http://kasagaleri.sabanciuniv.edu/
03/02/2020
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi (SSBF) Öğretim Üyesi Nebi Sümer’e “Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı Yaşam Boyu Başarı Ödülü” verildi.
Nebi Sümer, sosyal psikoloji alanında bağlanma, ebeveyn davranışları ve trafik psikolojisi alanındaki çalışmaları ve Türkiye’de psikoloji bilimine yaptığı katkılar nedeniyle ödüle layık görüldü.
Nebi Sümer ödülünü III. Sosyal Psikoloji Kongresinde düzenlenen törenle aldı.
03/02/2020
Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Selim Birsel'in “Yalıtılmış Bir Bakış” isimli tek kişilik sergisi, 4 Şubat - 7 Mart 2020 tarihlerinde Öktem Aykut'ta gerçekleşecek.
Yalıtılmış Bir Bakış, Birsel'in Öktem Aykut'taki ilk sergisi. Sergi, Selim Birsel'in çoğunlukla 2019 ve 2017 yıllarında ürettiği eserleri içerse de, 1995 yılında düzenlenen 4. İstanbul Bienali'nde sanatçının gösterdiği bir enstelasyonunun yeniden yorumlanışı ile 2006 yılından bir resim serisini de sunuyor.
Selim Birsel, izleyicinin dünyaya bir gezegen olarak ''yalıtılmış bir bakış'' atmasını öneriyor. Ona göre ''sanatçı çözmez; ileride olabilecekleri hisseder ve görsel bir dünyadan işaret eder.'' Dünyamızın her anlamda bir karanlığa doğru sürüklendiğini ifade eden Birsel, ona bir an dışarıdan, uzaktan bakabilmenin; ileride bizi bekleyen karanlıkla baş edebilmek için tarihteki benzer düğümlerle nasıl yüzleşilmiş olunduğuna göz atmanın önemine işaret ediyor. Bütün yıpranma ve çöküşlerin ardından olduğu gibi, en baştan kendi bahçemize odaklanmaya, çuvalımızın içindekilerle bahçemizi yeniden düzenlemeye ve yeşertmeye başlamamızı öneriyor. Bunun için de hem çuvalımızın içindekileri, hem de bahçemizi yeniden tanımlamalı, iyimserlikle sebat etmeliyiz. Aydınlanma'yı mümkün kılan şartlardan, Antik Yunan'daki altüst oluşlardan ve kadim Mezopotamya destanlarından yola çıkıp, dehşetten umut devşirmenin yalnızca mümkün değil, aynı zamanda gerekli olduğunu ifade ediyor. Birsel'in son dönem resimlerinin neredeyse tamamı, dışarıda bulunan manzaraları kat kat karanlık çerçevelerle kuşatıyor. Dışarısı aydınlık, renkli ve albenili gözüküyor. Ancak belli ki henüz dışarıya çıkılmış değil. Birsel, Yalıtılmış Bir Bakış'ta dışarıyı işaret ediyor, ama hala içeride olduğumuzu hatırlatıyor.
Selim Birsel çalışmaları ile ilgili şunları söylüyor:
“İşlerim ilk bakışta karışık bir bütünlük olarak görülebilir. Ama parçalar üzerinde biraz durulduğunda sanat anlayışımın daha net bir şekilde algılanacağını düşünüyorum. Burası benim dünyam, burada olmaktan sonsuz derecede zevk duyuyor ve eğleniyorum. Zaten bir işi gerçekleştirirken eğlenmezsem, sıkılırsam, işi yapmamın, dahası, sanat yapmamın bir anlamı olmaz. İzlemesi zor, bazen de tabu olarak nitelendirilebilecek yerlere, konulara gönderme yapan işlerim var. Gerçekleştirdiğim çoğu iş bir acı, yırtılma, kırılma, umutsuzluk izi taşıyor olabilir. Dünyamız tozpembe değil, ama içimde hep bir umut, olumluluk barındırıyorum. Umutsuzlukların bizde bıraktığı izlere işaret ederek kendimi umuda ve aydınlığa taşıyorum. Belki de, dibe vurmak ve yeniden yükselmek içindir bu? İşlerimi önce kendim için yapıyorum. Sonra onunla duygu ve us alışverişini bir sergi ve/ya gösterim yoluyla paylaşıyorum. İşlerim kelimeler gibidirler. Görsel dilin kelimeleri bir araya geldiğinde cümleler kuruyor, söylemler üretiyorlar. Kişisel bir deneyimden yola çıkarak daha toplumsal bir yere eriştiklerine inanıyorum.”
Selim Birsel: “Yalıtılmış Bir Bakış”
4 Şubat 7 Mart
Adres: Öktem Aykut, Aybastı Sokak 3 Şişhane
29/01/2020
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) 2018-19 döneminde başlayan “İstanbul Perspektifleri” başlıklı söyleşi serisi 2019/20 döneminde devam ediyor. Yeni dönemde, İstanbul kent mekanının dönüşümünü farklı yönleriyle ve farklı yöntemler kullanarak inceleyen araştırmacılarla söyleşiler gerçekleştiriliyor.
Söyleşilerin amacı, İstanbul’un kültürel dokusunun 1980’lerden bu yana nasıl şekillendiğini ve dönüştüğünü öznel hikayeler üzerinden anlamlandırabilmeyi mümkün kılacak bir tartışma platformu yaratmak. Söyleşilerde; kentin kültürel dokusunun dönüşümü, mimarlık, görsel sanatlar, sanat piyasası, festival kültürü, sahne sanatları boyutlarını içeren farklı perspektiflerden ele alınıyor.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) İstanbul kültür-sanat hayatının şekillenmesinde etkin rol oynamış aktörlerle izleyicileri buluşturan "İstanbul Perspektifleri Söyleşi Serisi"nin onbirincisinde, Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Direktörü Murat Güvenç ağırlanacak.
30 Ocak 2020, Perşembe günü, saat 17.00’de gerçekleşecek ve Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Direktörü Murat Güvenç’i ağırlayacağımız “Göç Perspektifinden İstanbul: 1980-2017 Dönemi” başlıklı onbirinci İstanbul Perspektifleri buluşması tüm Sabancı Üniversitesi mensuplarının katılımına açıktır.
“Göç Perspektifinden İstanbul: 1980-2017 Dönemi”
Katılımcı: Murat Güvenç, Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Direktörü
Moderatör: Asuman Suner
Tarih: 30 Ocak 2020, Perşembe
Saat: 17:00-19:00
Yer: Sabancı Üniversitesi Minerva Palas, Bankalar Caddesi No:2 Karaköy
29/01/2020
Sabancı Üniversitesi Lisans Araştırma Programı (PURE), 2019-20 Bahar Dönemi öğrencilerini kabul ediyor.
Sabancı Üniversitesi Lisans Araştırma Programı, lisans seviyesindeki öğrencilere bilimsel araştırma becerisi kazandırmayı ve başarılı bir lisansüstü araştırmacısı olma yolunda, Ar-Ge ve profesyonel kariyerleri için ön hazırlık sunmayı amaçlıyor.
PURE 2019-20 Bahar Dönemi Projelerine başvurmak için, PURE web sitesinden önerilen projeleri inceleyebilirsiniz. Projeler hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bir parçası olmak için proje danışmanları ile iletişime geçmeniz gerekmektedir. Danışmanlarla iletişime geçebileceğiniz son tarih 31 Ocak Cuma günüdür.
Başvuru sahipleri, projelere, danışmanlarının onayı ve kendi tercihlerine göre atanırlar.
2019-20 Bahar Dönemi Proje Listesi için lütfen buraya tıklayınız.
28/01/2020
Congratulations to SoM Faculty Member Arzu Wasti, FASS Member Gül Günaydın and FENS Member Turgay Bayraktar for winning 2019 TÜBA-TÜBİTAK Science Awards.
Faculty Member S. Arzu Wasti wins TÜBİTAK Science Award
Professor S. Arzu Wasti from the Sabancı University Sabancı University School of Management (SOM) Management and Organization Program won a Science Award as part of the TÜBİTAK Science, Special, Service and Incentive Awards 2019. Please click here for details.
Faculty Member Gül Günaydın wins TÜBİTAK Incentive award
Associate Professor Gül Günaydın from the Sabancı University Sabancı University Faculty of Arts and Social Sciences Psychology Program won an Incentive Award as part of the TÜBİTAK Science, Special, Service and Incentive Awards 2019. Please click here for details.
Faculty Member Turgay Bayraktar wins TÜBA-GEBİP Award
Dr. Turgay Bayraktar from the Sabancı University Faculty of Engineering and Natural Sciences Mathematics Program was chosen as one of the recipients of the Academy of Science's Young Scientist Awards Program (BAGEP). Please click here for details.
2019 TÜBA-TÜBİTAK Bilim Ödüllerini alan YBF Öğretim Üyemiz Arzu Wasti, SSBF Öğretim Üyemiz Gül Günaydın ve MDBF Öğretim Üyemiz Turgay Bayraktar'ı tebrik ederiz.
28/01/2020
Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU’nun e-Bülteni “EDU’dan Haberler”in ilk sayısı Ocak 2020’de yayınlandı. İki ayda bir hazırlanması planlanan “Edu’dan Haberler” aracılığıyla; iş dünyası temsilcileri, mezunlar ve öğrenme yolculuğuna hayat boyu devam etmeye düşünenlere düzenli bilgi akışı sağlanması hedefleniyor.
EDU, kurumların ve profesyonellerin gelişimi konusunda ihtiyaç duyulan gelişim programı ihtiyaç analizi, program tasarımı ve uygulamaları alanında onyedi yıldır hizmet veriyor. Yürütülen çalışmaların hacmi ve müşterilerimiz nezdindeki olumlu değerlendirmeleri ile EDU, 2018 yılında sadece Türkiye ve yakın coğrafyadan Financial Times Executive Education Custom Programs dünya sıralamasına giren tek kurum oldu. İlk başvurusunda listeye 78. sıradan giriş yapan EDU, 2019 sonuçlarına göre dünyada yılın en büyük yükselişini gerçekleştirerek 58. sırada yer aldı.
Kurumsal eğitimlerdeki başarısını, bireylerin katılımına açık eğitimler alanına da taşımak isteyen EDU, yaklaşık iki yıldır, kariyerinde ivme yaratmak isteyen herkes için farklı alanlardaki yönetsel konularda kısa programlar ve sertifika programları sunuyor.
EDU’dan Haberler Ocak 2020 sayısına ulaşmak için tıklayınız.
28/01/2020
Sabancı Üniversitesi ve digitalSSM yürütücülüğünde başlatılan, “Teknolojik Sanat Eserlerinin Korunması” araştırma projesi, 2020’de de yaratıcılık ve teknoloji platformu Digilogue işbirliğinde devam ediyor.
Türkiye’den ve uluslararası arenadan uzman ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirilen ve dijital medya, video, interaktif sanat, bilgisayar grafikleri ve animasyonları gibi yeni medyanın teknolojideki hızlı dönüşümü göz önüne alınarak geleceğe nasıl taşınacağı konusunun masaya yatırıldığı konferans serisinin 17 Ocak’taki konuşmacısı Foundation of Arts Initiatives Yönetim Kurulu Başkanı Vasıf Kortun oldu.
Kortun, “Anıt ve Belge, Eser ve Arşiv Arasında Sanatçı Pratiği: Eşit Olmayan Koşullar, Küresel Beklentiler” başlıklı konuşmasında; “Yeni teknoloji nedir, Fiziki ve dijital sürümlerin sürekli yenilendiği bir zamanda sanatçı, küratör ve kurumun, belge ve esere karşı dürüstlüğü nasıl gerçekleşir, Etik kıstaslar nedir, Ekonomik koşulların yetersiz, kurumsallaşma ve teknolojik imkânların yaygın olmadığı ortamlarda koruma sorunlarını nasıl değerlendirebiliriz gibi soruları uluslararası sanatçıların eserlerinden örnekler vererek değerlendirdi.
Kortun konuşmasında "Yeni dediğimiz teknoloji piyasaya sürüldüğünde, ister yazılım ister donanım olsun, gelecek olan teknolojiye nazaran eski ve eskiyecek olmanın tüm handikaplarını taşır. Mesele bununla sınırlı değil. Donanımın teknolojik olarak zamanı geçtiğinde yeniden üretilemiyor. Çünkü onu üretebilecek teknoloji ortadan kalkıyor. Müzelerin satın aldıkları video eserleri bir bütün olarak düşünülmeli, görüntü vardır ve görüntüyü işletecek, bir de o görüntüye adanmış ekipman vardır. Yani ekipman olmadığında, ya da bozulduğunda eser ulaşılamaz hale gelir. Ekipmanı değiştirerek, yenileyerek bir sunum yaparsanız, eseri belge olarak göstermiş olursunuz. Bu da etik anlamda, yağlı boya bir resmin mükemmel bir fotoğrafını göstermekten farklı olmayabilir. Bu sorun ileride daha da büyüyecektir." dedi.
Teknolojik Sanat Eserlerinin korunması Projesi ile ilgili olarak SSM Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, “Dijital sanatın bu kadar gündemde olduğu günümüzde bu işlerin korunması ve geleceğe aktarımı çok kıymetli. Dijital sanat kapsamındaki eserler, diğer alanlara ait sanat ürünlerine göre daha kısa ömürlü oluyor ve yazılım yenilenmesi bazen eserin değerinden de fazla bir maliyet gösterebiliyor. Bu eserlerinin yok olmasıyla beraber, içerdikleri değerli arşiv ve onlara ilişkin bilgiler de kaybedilebiliyor.
Müzemizde gerçekleştirilen bu panel dizisinin bugün artık “dijital miras” olarak nitelenen bu eserlerin geleceğe aktarılmasında önemli bir eşik oluşturduğuna inanıyorum. Digilogue Platformu’na projemize desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz ” dedi.
Zorlu Holding Kurumsal iletişim Genel Müdürü Aslı Alemdaroglu ise,
“Teknoloji ve sanat birbiriyle işleyen, birbirini ileri taşıyan iki kavram. Teknolojik sanat eserlerinin gelişimi, geleceğe taşınabilmesi, sanat koleksiyonlarına katılıp zamana meydan okuyabilmesi gibi konuları işleyecek olan bu araştırma programının, yeni medya sanatçıları, koleksiyonerler ve sanat kurumları için bilgi, birikim ve kazanımlar sağlayacağına inanıyoruz. Yaratıcı endüstrileri destekleyen Digilogue platformumuz ile Sakıp Sabancı Müzesi’nin bu alanda işbirliği yapmasını çok değerli buluyoruz.” dedi.
Zorlu Holding ve Zorlu PSM çatısı altında, dijital sanat alanında çalışan yeni medya sanatçılarına, yeni teknolojilere ve çalışma metotlarına destek veren Digilogue platformu işbirliğiyle devam eden digitalSSM’in Teknolojik Sanat eserlerinin Korunması Projesi, Mayıs ayına kadar her ay Türkiye’den ve uluslararası arenadan uzman ve akademisyenlerin katılımıyla “Dijital Çağda Performans Sanatlarının Korunması”, Sanal “Sanal Gerçeklik eserlerinin Korunması”, “Ağ Tabanlı Sanat Eserlerinin Yaşamları” ve “Web Arşivleme” başlıklı konferanslarla devam edecek.
28/01/2020
Sabancı Üniversitesi 2013 yılı mezunlarından İrem Boybat Kara, 24 Ocak 2020 tarihinde Zürih'te yapılan bir törenle Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici'nin mezun ettiği 50. doktora öğrencisi olarak diplomasını aldı.
Doktora çalışmasının önemli bir kısmını IBM Zürih Araştırma Laboratuvarı'nda tamamlayan Dr. Kara, “Multi-Memristive Synaptic Architectures for Training Neural Networks” başlıklı teziyle EPFL'den doktora derecesini almaya hak kazandı. Doktorası boyunca 5 ayrı araştırma ödülüne layık bulunan İrem Boybat Kara'nın halihazırda 7 makalesi, 19 konferans tebliği ve 4 patenti bulunuyor. Dr. Kara, bundan sonraki çalışmalarına da IBM Zürih Araştırma Laboratuvarı bünyesinde doktora sonrası araştırmacı olarak devam edecek.
Yusuf Leblebici, 24 Ocak 2020 Cuma günü Zürih'te yapılan diploma töreninde eski öğrencilerinden bazıları ile birlikte: (soldan sağa) Abdulkadir Akın (Sabancı Üniversitesi BS 2008, MS 2010, halihazırda ETH Zurich Quantum Engineering Center'da araştırmacı olarak çalışıyor), İrem Boybat Kaya (Sabancı Üniversitesi BS 2013, halihazırda IBM Zürih Araştırma Laboratuvarı'nda çalışıyor), Yusuf Leblebici, Tuğba Demirci (Sabancı Üniversitesi MS 2002, halihazırda aiCTX şirketinde tümdevre tasarım lideri olarak çalışıyor), Zuhal Taşdemir (Sabancı Üniversitesi MS 2010, halihazırda Paul Scherrer Enstitüsü’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışıyor).