Öğretim üyelerimiz dünyanın en iyi nano-bilim uzmanları arasında

Öğretim üyelerimiz dünyanın en iyi nano-bilim uzmanları arasında

Webometrics tarafından dünyanın en iyi nanoteknoloji-nanobilim uzmanlarının açıklandığı listede Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerimiz Yuda Yürüm ve Yusuf Menceloğlu yer aldı.


Dünya çapında 20 binden fazla üniversitenin ve yüz binlerce bilim insanının akademik performanslarını değerlendirmek üzere 2006 yılında İspanya’da kurulmuş olan Webometrics tarafından dünyanın en iyi nanoteknoloji-nanobilim uzmanları açıklandı.Türkiye’den 15 akademisyenin listelendiği sıralamada, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Yuda Yürüm ve Yusuf Menceloğlu yer aldı.

Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin milyarlarca dolar bütçe ayırdıkları ve geleceğin teknolojisi olarak gösterilen nanoteknoloji alanında çalışan bilim uzmanlarının ürettikleri bilimsel çıktıları değerlendiren Webometrics, dünyanın en başarılı bin 800 bilim insanını açıkladı. Sıralamada en iyilerin belirlenmesi amacıyla bilimsel ürünlerin etkinliğini ortaya koyan H-indeks, atıf sayısı, doküman sayısı gibi geçerliliği ve güvenilirliği yüksek olan bilimsel kriterler kullanıldı. Webometrics, bu güncel sıralamada H-indeksi 20’nin altında olan bilim insanlarını değerlendirme dışında bıraktı. Dünyanın en kapsamlı akademik performans sıralama sistemi olan Webometrics’e göre Türkiye’den sadece 15 akademisyen bu özel listede yer alabildi.

Söz konusu sıralama hakkında detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız

AstroSU 21. Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği'ne katıldı

AstroSU 21. Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği'ne katıldı

Sabancı Üniversitesi Astronomi Kulübü (AstroSU) öğrencileri TÜBİTAK ulusal gözlemevi tarafından 21.si gerçekleşen Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği'ne katıldı. 16 – 19 Ağustos 2018 tarihleri arasında Antalya Saklıkent'te gerçekleşen etkinlikte öğrencilerimiz 2000 metre yükseklikte gökyüzü gözlemi yaparak üniversitemizi temsil etti.


Etkinliğe katılan öğrencilerimiz (fotoda soldan sağa):

Alp Özalp - 2. Sınıf Elektronik Mühendisliği

Kemal Selçuk - 2. Sınıf Elektronik Mühendisliği

Recep Temelli - 3. Sınıf Elektronik Mühendisliği / Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği Çift Anadal

Servet Hasşerbetçi - 3. Sınıf Malzeme Bilimi ve Nanomühendislik

Mert Kurttutan - 2. Sınıf Malzeme Bilimi ve Nanomühendislik

21. Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği Saklıkent’te gerçekleşmişti.

Ülkemizdeki en kapsamlı ve geleneksel olarak her yıl düzenlenen, 7’den 77’ye tüm gökbilim meraklılarına açık olan TÜBİTAK Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği  16 – 19 Ağustos 2018 tarihleri arasında TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi (TUG) Yerleşkesi’ne komşu olan 2000 m. yükseklikteki Saklıkent’te (ANTALYA) düzenlendi.

21 yıldır düzenlenen ve her yıl artan bir ilginin olduğu bu gökyüzü kampı, ülkemizde bilim-toplum buluşması anlamında önemli bir etkinlik olma özelliğini başarıyla sürdürmektedir. Başlangıçta, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi ve daha sonra Bilim ve Toplum Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen bu etkinlik 2010 yılından itibaren TUG tarafından düzenlenmektedir. Amatör olarak yapılabilecek tek bilim olma özelliğine sahip astronomideki keşiflerin önemli bir kısmı çok çeşitli gözlem aletleriyle sürekli gökyüzünü tarayan amatör astronomlar tarafından yapılmaktadır.

Astronominin ve içinde barındırdığı fizik, matematik ve kimyanın bir anlamda doğal laboratuvarı olan gökyüzünü doğru bilgi ve donanımla herkesin öğrenmesi ve bu sayede bilime daha bilinçli bakabilmesi için bu tür etkinliklere katılmanın büyük faydası vardır.

Başvurular 15 Ocak – 1 Mart 2018 tarihleri arasında toplanmıştır.  Kesin Katılımcılar, Saklıkent’te kendi çadırlarında üç gece konaklamışlardır. Bu etkinlikte öncelikle katılımcıların profesyonel ve amatör astronomlarla buluşması hedeflenmiştir. Şenlik süresince ayrıca astronomi konulu seminerler, gökyüzünü ve gökcisimlerini tanımaya yönelik teleskoplarla gözlemler, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi ziyareti, atölye çalışmaları, firma sergileri ve çeşitli yarışmalar yapılmıştır.

Kaynak: http://senlik.tug.tubitak.gov.tr/

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla ödün vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.

Mustafa Kemal Atatürk

Nisan, 2006'da Heykeltıraş, Profesör Meriç Hızal tarafından Sabancı Üniversitesi kampüsü için yapılan, Sabancı Üniversitesi Atatürk Yazıtı metni.

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, TUGFO yaz kampına ev sahipliği yapıyor

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi, TUGFO yaz kampına ev sahipliği yapıyor

Sabancı Vakfı’nın, 2008 yılından bu yana desteklediği, Şef Cem Mansur yönetiminde bir araya gelen Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TUGFO), 15 Ağustos – 6 Eylül tarihleri arasında Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’ndeki kamp çalışmaları ile konserlere hazırlanıyor.

Faaliyetlerini Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı çatısı altında sürdüren ve Türkiye’deki yüzlerce genç müzisyene Avrupa’da konser olanağı sunan orkestra, 12. yılında önemli bir konser dizisine hazırlanıyor. 20 gün sürecek eğitim ve provalar, Cem MANSUR ile birlikte Amerikalı flüt sanatçısı ve eğitmen James LYMAN ve Türkiye’nin başarılı keman virtüözlerinden Hande KÜDEN tarafından yürütülecek. TUGFO’nun içinden yetişen ve Deutsches Symphonie-Orchesters Berlin’in başkemancıları arasında yer alan KÜDEN, kamp boyunca deneyimlerini gençlerle paylaşacak.

Orkestranın bu yılki repertuarında, doğumunun 100. Yılı vesilesiyle tanınmış Amerikalı orkestra şefi, besteci, yazar ve piyanist Leonard BERNSTEIN’in eserleri de yer alacak. Cem MANSUR’un da hocaları arasında yer alan Leonard BERNSTEIN, “Divertimento”, “Serenade” ve “Candide” adlı eserleri ile sahnede anılacak. 100 genç müzisyenin ilk yarısını Bernstein’a ayırdığı İstanbul Konseri repertuarında ayrıca Prokofiev, C. R. REY ve Mozart’ın eserleri yer alacak. TUGFO’nun 4 Eylül’de İstanbul Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde vereceği konserin solisti, genç yaşta elde ettiği başarılarla adından söz ettiren Rus kemancı Alena BAEVA olacak. 

Ayrıntılar www.genclikfilarmoni.org adresinde…

 Turne Programı 

4 Eylül 2018

Zorlu Konseri, İstanbul

5 Eylül 2018

Grand Pera Çek Cumhuriyeti Başkonsolosluğu Konseri, İstanbul

7 Eylül 2018

Teplice Konseri, Çekya

9 Eylül 2018

Tachov Konseri, Çekya

10 Eylül 2018

Prag Konseri, Çekya

12 Eylül 2018

Slovak Radyosu Konser Salonu, Slovakya

13 Eylül 2018

Viyana Konseri, Avusturya

14 Eylül 2018

Pecs Konseri, Macaristan

16 Eylül 2018

Budapeşte Konseri, Macaristan

18 Eylül 2018

Varşova Konseri, Polonya

 

2018-2019 GÜZ DÖNEMİ KURUMLARARASI YATAY GEÇİŞ BAŞVURU SONUÇLARI

2018-2019 GÜZ DÖNEMİ KURUMLARARASI YATAY GEÇİŞ BAŞVURU SONUÇLARI

2018-2019 Akademik Yılı Güz Dönemi için kurumlararası yatay geçiş başvuru sonuçları aşağıda belirtilmektedir:

MDBF-MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ PRG.

 

Adı

Soyadı

Başvuru Tipi

Önceki Üniversite

GPA

SAT

Başvurulan Sınıf

Karar

Ege

Erdağı

Yatay Geçiş (Yurt dışı)

University of Illlinois at Urbana

3,07

2040

2.sınıf

KABUL

 

  

MDBF-ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ PRG.

 

Adı

Soyadı

Başvuru Tipi

Önceki Üniversite

GPA

Başvurulan Sınıf

Karar

Berkay

Mengünoğul

Yatay Geçiş  (Yurt içi) 

İstanbul Şehir Üniversitesi

2,68

2. Sınıf

RED

Kürşat

Akın

Yatay Geçiş  (Yurt içi) 

Yeditepe Üniversitesi

3,42

2. Sınıf

KABUL

Zeynep

Çetinkale

Yatay Geçiş  (Yurt içi) 

Bahçeşehir Üniversitesi

3,2

3. Sınıf

KABUL

 

          

YBF-YÖNETİM BİLİMLERİ  PRG.

 

Adı

Soyadı

Başvuru Tipi

Önceki Üniversite

GPA

Başvurulan Sınıf

Karar

Dilan

Kurt

Yatay Geçiş (Yurt içi)

Yeditepe Üniversitesi

3,57

2. Sınıf

KABUL

 

Lisans Yaz Araştırma Programı (PURE) öğrencileri sertifikalarını aldı

Lisans Yaz Araştırma Programı (PURE) öğrencileri sertifikalarını aldı

Sabancı Üniversitesi Lisans Araştırma Programı (Program for Undergraduate Research-PURE) 2017-2018 Akademik Yılı Yaz Dönemi 10 Ağustos 2018 tarihinde gerçekleşen PURE-Fuarı ile sona erdi.


Sabancı Üniversitesi’nin bilimsel araştırma deneyimi kazandırmak amacıyla lisans öğrencilerine yönelik düzenlediği PURE programının 2017-2018 Akademik Yılı yaz dönemine, Sabancı Üniversitesi dışında 20 farklı üniversiteden toplam 136 öğrenci katıldı. Mühendislikten, temel ve sosyal bilimlere kadar değişen 52 disiplinler arası projede 7 hafta boyunca görev alan öğrenciler, çalışmalarını “PURE Fuarı” olarak adlandırılan poster sunum etkinliğinde tanıttı.

İlki 2016-2017 Akademik Yılı Yaz Dönemi’nde başlayan ve 4 dönemdir devam eden PURE programına bugüne kadar 265 öğrenci katıldı. 

Sabancı Üniversitesi Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Hüsnü Yenigün’ün açılış konuşmasını yaptığı “PURE Fuarı” olarak adlandırılan poster sunum etkinliğinde, dereceye giren proje sahiplerine ödülleri Sabancı Üniversitesi Rektörü Zehra Sayers tarafından verildi.

Açılış konuşmasında, PURE programını bu sene yurt içi ve yurt dışından farklı üniversite öğrencilerinin de katılımına açtıklarını belirten Eğitimden Sorumlu Rektör Yardımcısı Cem Güneri, geçen yıl 42 MDBF öğrencisinin 22 araştırma projesinde görev aldığını, bu sene bu rakamı 3’e katlayarak yarıya yakını Sabancı Üniversitesi dışından toplam 136 öğrenciye araştırma imkânı sunduklarını vurguladı. Sabancı Üniversitesi olarak lisans öğrencilerinin araştırma projelerine katılımlarına çok önem verdiklerini dile getiren Güneri, öğrencilere “PURE programına önümüzdeki dönemlerde de devam ederek projelerinizi ilerletebilir, uluslararası konferanslara katılım ve hazırlayacağınız makalelerle daha anlamlı sonuçlar elde edebilirsiniz. Danışmanlarınız ile iletişimi koparmayın ve araştırmalarınıza devam edin.” dedi.

PURE Fuarında;

  • Samet Özcan, Azen Koç, Ceren Alganatay ve Deniz Güçsavaş’ın Kerem Bora ve Emine Süphan Bakkal danışmanlığında yürüttüğü “Experimental evolution: Adaptation of microorganisms to extreme environments” projesi
  • Yasemin Utkueri ve Batur Gültekin’in Serap Hayat Soytaş danışmanlığında yürüttüğü “Nanofiber/Natural Clay Antibacterial Nanocomposites via Green Electrospinning” projesi
  • İlknur Şafak Demirel, Gizem Çile’nin Goksin Liu ve Zehra Sayers danışmanlığında yürüttüğü “Iron-binding Protein Production in Bacteria” projesi
  • Aleyna Beste Özhan, Mustafa Emre Karaçar ve Gökay Erbil’in Özge Akbulut danışmanlığında yürüttüğü “Rheological control enables printing of ultra lightweight cement composite for warmer climates” projesi

 

dereceye girdi.

Sabancı Üniversitesi Lisans Araştırma Programı hakkında detayı bilgi için https://pure.sabanciuniv.edu/ adresini ziyaret edebilirsiniz. 

pre-SUCOOL’un ilk dönemi 30 Ağustos'ta bitiyor

pre-SUCOOL’un ilk dönemi 30 Ağustos'ta bitiyor

Sabancı Üniversitesi Teknoloji Tabanlı Girişimleri Hızlandırma Merkezi SUCOOL'un, Workinlot işbirliği ile hayata geçirdiği online kuluçka programı pre-SUCOOL’un ilk dönemi 30 Ağustos'ta bitiyor.

pre-SUCOOL'u 30 Ağustos'a kadar tamamlayanlar, TÜBİTAK'ın 150.000 TL hibe veren BiGGinner programına hızlı geçiş yaparak Eylül dönemi eğitimlerine katılma, SUCool ekibinden mentorluk alma ve Workinlot Showcase'de sunum yapma şansı yakalayacak. Detaylı bilgi için lütfen tıklayınız: https://bit.ly/2OefBJM 

 

pre-SUCOOL hakkında sorularınız mı var? 

pre-SUCOOL ile ilgili tüm sorularını SUCOOL ve Workinlot ekibinin cevaplayacağı 17 Ağustos'taki canlı yayını kaçırmayın! Etkinlik linki için hemen tıklayın:  https://bit.ly/2OCGaJ1  Ayrıca sorularını sormaya şimdiden başlayabilirsiniz. https://bit.ly/2KA7l4O 

pre-SUCOOL Hakkında:

pre-SUCOOL, fikir aşaması ve gelir öncesi girişimlerin kurucuları için Sabancı Üniversitesi SUCOOL’un Workinlot işbirliği ile hazırlanan ve tamamı dijital içeriklerden oluşan online ve ücretsiz bir eğitim programıdır. Program kapsamında iş fikri sahibi girişimci adayları, doğru ürünü doğru pazara, en uygun iş modeli ve en uygun ekip ile sunabilmek için ihtiyaç duyabilecekleri temel yetkinlikleri kazanabilecekler.

pre-SUCOOL eğitimleri 8 modülden oluşuyor. Eğitim programı sonunda; girişimci tarafından ilk müşteri niyet mektubunun alınması ya da ilk müşteri anlaşmasının yapılması, iş modeli kanvası, rekabet analizi, pazara giriş stratejisi, yol haritası ve yatırımcı sunumunun hazırlanmış olması hedefleniyor.

Program kapsamından ayrıca, düzenli aralıkla İstanbul’da yüz yüze çalışmalar ve atölyeler düzenlenecek. Bu çalışmalarda girişimciler, iş fikirlerini hayata geçirme sürecinde yaşadıkları zorlukları aşabilmek ve ihtiyaç duydukları konulardaki birikimlerini artırabilmek amacıyla SUCool ve Workinlot ekiplerinden mentorluk desteği alacaklar.

pre-SUCOOL'un yer aldığı Workinlot platformunda, sorunlara çözüm geliştiren ve fikirler üreten yaratıcı insanlar bulunuyor. Girişimciler platform aracılığıyla, üstünde çalışmak istedikleri fikri bulabilecekleri gibi, bir ekibe katılabilecek ve ekip arkadaşı da bulabilecekler.

Pre-SUCOOL programını tamamlayan girişimciler, SUCOOL ağına katılma, SUCOOL programlarından öncelikli haberdar olma ve programlara avantajlı başvuru imkanlarına sahip olabilecekler.

Başvuru ve detaylı bilgi için: //sucool.sabanciuniv.edu/pre-SUCOOL

Silikon Vadisi’ni Farklı Yapan Ne?

Silikon Vadisi’ni Farklı Yapan Ne?

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Mikroelektronik Mühendisliği 2005 lisans, Sanayi Liderleri Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimi 2007 yüksek lisans mezunumuz Ergi Şener Silikon Vadisi'ni değerlendiriyor. 

Silikon Vadisi tartışmasız bir şekilde dünyanın teknoloji başkenti, artık neredeyseinovasyonla eş anlamlı olarak kullanılan bir terim. Bölge, Dünyanın en yenilikçi, en değerli, en yıkıcı teknoloji şirketlerinin merkezlerinin adresi olmasının yanında; dünyadaki en fazla risk sermayesi şirketlerine ve mühendislik alanında önde gelen üniversitelere de ev sahipliği yapmakta. Tüm bu partilerin birbirleri ile etkileşimli ve birbirinden beslenecek şekilde faaliyetlerini sürdürmelerine olanak sağlayan bir ortam sağlamakta, Silikon Vadisi. Her yıl, pek çok üst düzey yönetici ve devlet adamı, Vadi’yi ziyaret ederek, bölgeyi farklı kılan unsurları yerinde gözlemlemeyi ve kendi ülkelerinde, şirketlerinde bu modeli uygulamayı hedefliyor. Ancak, sürekli örnek almasına rağmen, şu ana kadar Silikon Vadisi’nin benzeri ortaya çıkmadı.

Hani bir söz vardır: “Havasından mı, suyundan mı, yoksa toprağında mı?” deriz ya… Acaba bununla mı ilgili? Yoksa Vadi’deki insanların genetik özellikleri mi farklı? Genetik olarak üstün bir ırka mı sahip Silikon Vadisi?.. Açıkçası, havayla, suyla, genetikle, iklimle ya da güzel binalarla  de ilgili değil, bu farklılık… Dünyanın dört bir yanından (Türkiye’den de dahil) pek çok eğitimli, donanımlı insan her sene Silikon Vadisi’ne beyin göçüne devam ediyor ve gidenler oranın dinamiklerine, iş yapış biçimine ve kültürüne ayak uydurmak zorunda kalıyor; aksi takdirde, sistem uyum sağlayamayanları çok hızlı bir şekilde ayıklıyor. Kısacası, işin sırrı, uygulanan ve kalıcı olarak da üzerine katılarak devam eden birkaç davranışsal özellikte saklı… Bu özelliklerin her biri kendi içinde küçük görülebilirken, birlikte ele alındığında Silikon Vadisi’nin üstün rekabet avantajını ortaya çıkarıyor ve taklit edilemiyor… Bu nedenle, iyimser yöneticiler, Silikon Vadisi’nden eve döndüklerinde, gördükleri yüzeysel değişiklikleri uygulamaya çalışırken, bu çabalar ne yazık ki bir şeyleri değiştirmeye yeterli olmuyor…

Temmuz ayının son iki haftasında Facebook, Amazon, Google, Netflix, Poynt gibi teknoloji alanında OTT (Over the top - alanında öncü) olarak nitelendirilen firmalar ile bir takım görüşmeler ve işbirlikleri gerçekleştirmek için ziyaret ettiğim Silikon Vadisi’nin farklı özelliklerine ilişkin görüşlerimi Alex Crompton’un The Start-up’da yayınlanan  bir makalesinden de yararlanarak paylaşmak istedim.

Vadi’nin Anlaşılamayan Özellikleri

Vadi’de işe yarayan şeyler, başka bir yerde Vadi’deki gibi işlemiyor!.. Parayla gerçekleşebilecek olan ve Silikon Vadisi’nin kopyalanabilecek özellikleri ülkemiz dahil pek çok yerde deneniyor:

-   Ortak çalışma alanları (co-working space), inkubasyon merkezleri, inovasyon laboratuvarları kurmak;

-   Start-up hızlandırıcı programları, melek yatırım ağları ya da VC (resik sermayesi) fonları oluşturmak;

-   Hibeler, krediler ve bir takım teşvikler sağlamak;

-   Meet-up’lar, inovasyon konferansları düzenlemek;

-   Fikri mülkiyeti ortaya çıkaracak, koruyacak ve çoğaltacak farkındalık oluşturmak;

-   vb…

Tüm bunlar gerçekleştirilse de, Silikon Vadisi’yle aynı sonuçlar ortaya çıkmıyor. Şunu unutmamak lazım: Para, iyi girişimleri belli bir noktaya geldikten sonra satın alabilir; ancak doğru fikirleri ortaya çıkarma, düzgün bir şekilde destekleme ve fikirleri şirketleştirme konusunda  para tek başına yeterli değil… Aslında durum açık, hiçbir yatırımcı, ortada olmayan bir girişime yatırım yapamaz… Ekosistemi çok iyi start-up lar olmadan inşa etmeye çalışmak, Facebook'u kullanıcılar olmadan büyütmeye çalışmak gibi. Bu nedenle, iyi fikirler, iyi start-up lar olduğu takdirde, para çok önemli bir katalizor haline geliyor, ancak aksi takdirde paranın tek başına bir önemi bulunmuyor (Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin anlaşılamayan temel problemlerinden birini de bu oluşturmakta). Silikon Vadisi’nin, dünyanın en iyi start-up larına sahip olduğunu başta ifade etmiştim (Apple, Google, Facebook, Twitter, Uber, Tesla, Intel, vb…)

Sebep - Sonuç İlişkisi

Bu noktada, ekosistemin önemine geliyoruz. Biz genelde ekosistem deyip geçeriz, ancak Silikon Vadisi’ni doğru bir şekilde yorumlamak için, bu konunun da üzerinde durmak ve detaylı olarak düşünmemiz gerekiyor. Büyük start-up’lar ekosistemleri desteklemek için ortaya çıkmıyor… Büyük fikirleri, iyi start-up’ları desteklemek için ekosistemler ortaya çıkıyor…Yani işler iyi gitmeye başladığında, ekosistem devreye giriyor… Ekosistemler, ortak çalışma alanları kurmak veya konferanslar düzenlemekle de olmuyor, “ekosistem bir kolektif hafıza” şeklinde gelişiyor…

Her şey insan kaynağında gizli…

Peki şu sorunun cevabını nasıl vermek gerekir: İyi bir start-up’ı nasıl başlatmalıyız?…

Silikon Vadisi’nde bir start-up değerlendirilirken en önem verilen etmen takım. İyi start-up lar ortaya çıkarmak için iyi insanlarla işe başlamanız gerekiyor. Silikon Vadisi’nde de insanlar dizüstü bilgisayarları ile çalışıyor, ancak önemli olan bilgisayarın arkasında kimin oturduğu… Dünyanın en seçilmiş, en donanımlı insan kaynağını çekecek şekilde bir cazibe merkezi haline geldiğinden dolayı, Vadi’de “olanaksızlık” diye bir şey de bulunmuyor. Bununla birlikte, her şey günlük gülistanlık değil tabi ki. Dünya standartlarının üzerindeki, en kalifiye insanlar bile, start-up’larında çoğunlukla başarısız olabiliyor. Sonuç alabilmek, başarılı olabilmek için çok fazla deneme gerçekleştirmek gerekiyor. Şunu hiç unutmamak gerekiyor, dünya standartlarının üzerindeki insanlar bile kurdukları girişimlerinde çoğunlukla başarısız oluyorsa, normal insanların vay haline… Bu nedenle, takım çalışmasının önemi Vadi’de özümsenmiş durumda, insanlar biraraya geldikçe, eksikler giderilmekte ve bireysel başarısızlıklar, grup başarıları tarafından gizlenmekte…

Vadi’de start-up için yapılan tanım da oldukça farklı. Start-up, en basit bir şekilde şöyle tanımlanıyor: “Farklı bir gelecek inşa etmek üzere, bir plan üzerinde anlaşmış en küçük insan topluluğu.”

Statükoyu Sorgulama

“Çalışan bir sistemi asla değiştirme” anlayışı Silikon Vadisi’nde geçerli değil. Vadide hemen her şeye yönelik şüpheci bir bakış açısı ile detaylı sorgulama gerçekleşmekte, bu da yeni girişimlerin temelini oluşturuyor. Statükoyu sorgulayarak kendimizi yeni keşifler yapmaya, potansiyel olarak süreçleri iyileştirmeye ve yenilerini yaratmaya yöneltiyoruz. Bu süreç, kesinlikle, birine veya bir kuruma saygısızlık değil, aksine insanlığa yararlı olacak, daha iyi fikirleri hayata geçirmek için bir saygı göstergesi olarak değerlendirilmekte.

Fikir paylaşımının desteklenmesi

Kendimizi eleştirmemiz ve objektif bir değerlendirme yapmamız gerekiyor. Ülkemizde, yeni fikirleri değerlendirirken tepkilerimiz genellikle eleştirel, ahkam kesmek üzerine ve neredeyse “ne aptalca bir fikir, asla işe yaramaz!” şeklinde bir düşünce ile karşımızdakinin moralini bozmaya yönelik oluyor nedense… Karşımızda, o fikre yıllarını vermiş insanlar bile olsa, fikri paylaştığı anda kendimizi uzman yerine koyarak, “fikrin neden kötü olduğunu” ispat derdine giriyoruz ve ne yapılması gerektiğine dair kendimizce tavsiyeler veriyoruz. Silikon Vadisi’nde multi-milyarder girişimciler ya da çok büyük fonları yöneten risk sermayesi yöneticileri bile, karşılarına gelen kişileri, “ben bu kişiden yeni ne öğrenebilirim, anlatılanlar bakış açımı değiştirebilir mi”, ya da "anlatılan dünyayı değiştirebilir mi, yıkıcı bir etki yaratır mı” şeklinde bakıyor. Bu şekilde, bir fikir bir çakıl taşından bir kayaya ve daha sonra da bir altın külçesine dönüşüyor…

Bizler de, yeni bir fikri dinlerken, hemen yorum yapmaktansa, kendimizi tutup, biraz daha objektif düşünerek, karşımızdakinin fikri hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışmalıyız. Bu fikirle nelerin yapılabileceğine, ya da nelerin farklı yapılabileceğine kafa yorarak, fikri çürütmektense, zenginleştirmeye çalışmalıyız. Bu yaklaşım, herkes için, dahası toplum adına da daha yararlı sonuçlar verecektir.

Fail smart” yaklaşımı

Silikon Vadisi, yeni pazarlar yaratan inovasyon süreçlerinde hatalar olabileceğinin, yanlış yollar denenebileceğinin farkında. Bu nedenle, Vadi’nin en inovatif olarak gösterilen şirketleri “hızlı”  (fail fast) ve “akıllı” failure ı (fail smart) tolere edebiliyor. Her seviyede başarısızlığın göze alınabilmesini ve sürekli araştırmanın desteklenmesini sağlayan kültürü oluşturan firmalar daha esnek ve sağlam ilerleyebiliyorlar.

Büyük resmi baştan görebilmek

Silikon Vadisi’nde bir fikir paylaşıldığı anda ya da bir şirket kurulduğunda, hangi aşamalardan geçilerek, nasıl bir hedefle ilerleneceği ve sonunda ne olacağı baştan planlanıyor ve tüm partiler bu ortak hedefte, adım adım, büyük resmi tamamlamaya çalışıyorlar. Silikon Vadisi’nin oyuncuları yaptıkları işleri birer sanat icra edercesine gerçekleştiriyor ve resmin nasıl yapılacağını da gayet iyi biliyorlar, resmin ana fikrinin önenimi de… Bazen, ilk başta planlananla, sonunda ortaya çıkan resim farklılık gösterebiliyor, ancak bu değişiklik sürekli özgünlük, orjinallik beklentisi ve fark yaratma arzusundan ortaya çıkıyor.

Peki Silikon Vadisi benzeri bir yapı oluşturulabilir mi?

Her şeyden önce Silikon Vadisi bambaşka bir kültür ve zihniyeti temsil ediyor. Silikon Vadisi’ni taklit edilmesi zor yapan temel unsurlar, Vadi’nin bir başkaldırı kültürü üzerine inşa edilmiş olması, bu kültürün temelinde yer alan fikirler, idealler ve ekosistemin uçtan uca birbirini doğru bir süreçle desteklemesinden kaynaklanmakta. Steve Jobs, Silikon Vadisi’nin gelişimini şu şekilde anlatıyor: “Silikon Vadisi’ni mühendisler inşa etti. Sonradan, bu mühendisler, pazarlamayı, iş süreçlerini ve diğer pek çok yönetim süreçlerini öğrendiler, fakat tüm bunların dışında iş yapışlarında her zaman gerçek bir inancı temel aldılar. Onlar, kendileri gibi yaratıcı, zeki diğer insanlarla birlikte çalışarak, insanlığın sorunlarını çözebileceklerine inanıyorlardı…”

Steve Jobs’dan sonra da bu durum değişmedi. Günümüzde, Steve Jobs’un ikonik inovasyon liderliğine en büyük aday haline gelen Elon Musk da Silikon Vadisi şirketlerinin iş yapış tarzını, kendi tarzı ile, oldukça somut bir biçimde gözler önüne seriyor: İyimserlik, kötümserlik bunları geçin, biz bunu yapacağız… (Optimism, pessimism f… that, we are going to make it happen…)

Hal böyleyken, Silikon Vadisi’ni, uzaklardan anlamaya çalışıp, kopyalama çabası komik sonuçlar vermekten öteye gitmiyor. Silikon Vadisi zihniyetini öğrenmek ve uygulamaya çalışmak mümkün. Bu zihniyeti ve kültürü anlamak, doğru yorumlamak ve somutlaştırmak Size kalmış…

 

Abone ol