Fatih Birol, Financial Times tarafından “Yılın Enerji İnsanı” seçildi

Fatih Birol, Financial Times tarafından “Yılın Enerji İnsanı” seçildi

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol, Financial Times tarafından “Yılın Enerji İnsanı” seçildi.

Financial Times, Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Onursal Başkanı Fatih Birol'u, "Yılın Enerji İnsanı" seçti.

 

İngiliz gazetesi Financial Times 18.12.2017 tarihli "Yılın Enerji İnsanı: Fatih Birol, IEA” başlıklı yazısında Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı olan Dr. Fatih Birol'u "Yılın Enerji İnsanı" seçerek şu ifadeleri kullandı: “Son 10 yılda IEA’nın veriler ve fikirler konusunda vazgeçilmez bir kaynak haline gelmesindeki başlıca rolü eski başekonomist ve şimdiki başkanı Dr. Fatih Birol oynadı. Dr. Birol IEA’nın kuruluş hedefini gözardı etmeden enerji güvenliği tanımını bugünün gerçekleri olan iklim değişikliği, şehirlerde hava kalitesi ve enerjiye erişim gibi konuları kapsayacak şekilde genişletti.” Dr. Birol’un dünyayı analizler ve günlük sıcak siyasi tartışmalardan uzak yorumlar ışığında açıklama dengesini çok iyi kurduğunu belirtti. Bu unvan 2017 yılında Fransa Dışişleri Başkanı Laurent Fabius ve 2016 yılında Suudi Arabistan Petrol ve Mineral Kaynaklar Bakanı Ali Al-Naimi’ye verilmiştir.

Uluslararası Enerji Ajansı & World Energy Outlook (WEO)

Uluslararası Enerji Ajansı, merkezi Paris’te bulunan, enerji dünyasının en önde gelen hükümetlerarası kuruluşudur. IEA’da 300’e yakın enerji uzmanı çalışmaktadır. IEA’nın en önemli yayınlarından bir tanesi olan World Energy Outlook, dünyada en fazla satan enerji kitabı ve dünya siyaset ve iş dünyası liderlerinin başucu kitabıdır.

Dr. Fatih Birol hakkında

Dr. Fatih Birol, 1995 yılında IEA'ya katılmadan önce altı yıl süreyle Viyana'da Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) bünyesinde görev yapmıştır.

Dr. Fatih Birol, enerji dünyasına yaptığı katkılardan ötürü kariyeri boyunca pek çok ödül almıştır. 2009 yılında, Forbes dergisi tarafından "Dünya Enerjisini Yöneten / Yönlendiren En Önemli 7 kişiden birisi” olarak gösterilmiştir.

Dr. Birol 2014 yılında Japon İmparatoru'ndan Yükselen Güneş Nişanı, 2013 yılında Irak Hükümeti Devlet Onur Ödülü, İsveç Kralı'ndan Devlet Kuzey Yıldızı Nişanı ve 2012 yılında İtalyan Hükümeti’nden en üst düzey Liyakat Nişanı almıştır. 2009 yılında, Hollanda ve Polonya Hükümetlerinin verdiği ödüllerin yanı sıra, Almanya Federal Liyakat Nişanı ile ödüllendirilmiştir. Dr. Birol ayrıca 2007 yılında Avusturya Altın Onur Madalyası’na ve 2006 yılında Fransa tarafından Chevalier dans l‘ ordre des Palmes Academiques Nişanı’na layık görülmüştür. Bu ödüllerden önce 2005 yılında Türkiye Cumhuriyeti, 2004 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve 2002 yılında da Rusya Bilimler Akademisi’nden ödüller almıştır. 

Mor Sertifika Programı'nın On Yıllık Hikayesi Belgesel Oldu

Mor Sertifika Programı'nın On Yıllık Hikayesi Belgesel Oldu

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından Sabancı Vakfı’nın desteğiyle yürütülen Mor Sertifika Programı’nın 10 yıldır devam eden faaliyetleri belgesel haline getirildi. Programın 10 yıllık yolculuğunu anlatan “On Yılın Hikâyesi” belgeselinin ilk özel gösterimi Karaköy Minerva Palas’ta gerçekleştirildi. Gösterimin ardından Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinin katıldığı bir de panel düzenlendi.


Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından Sabancı Vakfı’nın desteğiyle yürütülen Mor Sertifika Programı, 10’uncu yaşını özel bir belgesel ile taçlandırdı. 17 ilde 3.500’e yakın öğretmene ulaşan Mor Sertifika Programı’nın yolculuğunu anlatan “On Yılın Hikâyesi” belgeselinin ilk özel gösterimi Karaköy Minerva Palas’ta yapıldı.

Gösterimin ardından moderatörlüğünü Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Deniz Tarba Ceylan’ın yaptığı, Kadir Has Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Nihat Berker, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Sibel Irzık ile Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Birimi (SEÇBİR) Müdürü Kenan Çayır’ın konuşmacı olarak katıldığı, Mor Sertifika Programı’nı ve belgeseli konu alan bir panel gerçekleştirildi.

Paneldeki konuşmasında Mor Sertifika Programı’nı değerlendiren Nihat Berker, “Bu program ile toplum iki bam telinden birden yakalanıyor. İlki öğretmenler, ikincisi de sahaya inmek. Birbirimizle iletişimde cinsiyet içeren hareketleri önlemek için hem teorik olarak konuşuyoruz hem de sahaya iniyoruz. Büyük gruplar arasında diyalog eksikliği var. Eksik olan bu diyaloğu kadınlar sağlayacak. Bu diyaloğu Türkiye geneline yaymak önemli” diye konuştu.

Mor Sertifika Programı’nın SU Gender çalışmaları içinde çok özel bir yeri olduğunu belirten Sibel Irzık da, “Bu program bizi üniversite kampüsünün dışına çıkabileceğimize inandırdı ilk defa. Bu işe gönüllü birçok insan olduğunu gösterdi. En başarılı ve en çok zorlandığımız yönü de bu oldu aslında. Bu süreçte dışarıdaki öğretmenlerle, yerel yönetimlerle, bakanlık yetkilileriyle, devlet yetkilileriyle görüşürken neyi nasıl iletişim kuracağımızı öğrendik. Kendimize bu yönde sorular sormak durumunda kaldık” dedi. Irzık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Filmdeki öğretmenler bize kalıcı değişikliklerin gerçekleşebildiğini gösterdi. Programın en başarılı yönü belgeselde de yer alan öğretmenler. Bir keşkemiz varsa, o da ‘Keşke daha da çoğunu yapabilsek’ oldu.”

Kenan Çayır da belgesel üzerine gerçekleştirilen panelde şu görüşleri paylaştı: “Mor Sertifika Programı’nda öğretmenleri, STK’lardan insanları ve akademisyenleri bir araya getirip uzun soluklu projeler üretiyoruz. “Bizim gibi bu konular üzerinde dertlenen başka insanların da olduğunu görmek ve onlarla bir araya gelmek çok güzel” şeklinde çok güzel geri dönüşler de aldık. Bu insanlar, bu perspektifi bambaşka noktalara taşıyor. Disiplinler arası yaklaşım, Mor Sertifika Programı  ile öğretmenlerle buluşuyor ve bu onları zenginleştiriyor. Bir araya gelme halimiz çok önemli. Hakim söylemler insanları ve toplumsal grupları birbirinden ayırıyor. Bu açıdan, 2000’lerin başından beri bir arada duran kadın hareketi çok önemli. Birey olabilmek, farklı gruplarla bir araya gelebilmektir, onlarla bir arada bulunabilmektir.”

BELGESEL 2 AYDA 5 FARKLI İLDE ÇEKİLDİ

Mor Sertifikalı öğretmenlerin yaşadıkları tecrübeyi anlatan “belgeselde, eğitimin farklı kademelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalık kazandırmanın önemi anlatılıyor. Belgesel ile bu alanda ihtiyaç duyulan toplumsal dönüşüme de katkı sunulması hedefleniyor.

Belgesel, Mor Sertifika Programı kapsamında gidilen Türkiye’nin farklı illerindeki öğretmenlerin hikayelerini toplumla buluşturuyor. Belgeselde Şanlıurfa’dan, Edirne’den, Eskişehir’den, Van’dan ve Kahramanmaraş’tan Mor Sertifika Programı’na katılan öğretmenler, kendi hayatlarında ve öğrencilerinde yarattığı etki ve dönüşümü, tecrübelerini aktarıyor. İki ayda 5 farklı ilde Mor Sertifikalı öğretmenlerle uzun süren çekimler gerçekleştirilen belgeselin senaryosunu Ebru Nihan Celkan yazdı. Belgeselin yönetmeni Mustafa Taşıtman, görüntü yönetmeni Hasan Yıldırım, uygulayıcı yapımcısı ise Beran Pekol.

 

Dünya Enerji Görünümü 2017 Türkiye toplantısı yapıldı

Dünya Enerji Görünümü 2017 Türkiye toplantısı yapıldı

Enerji ithalatçısı ülkeler için en avantajlı dönem

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde Dünya Enerji Görünümü Türkiye 2017 tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda, Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr. Fatih Birol Dünya Enerji Görünümü 2017 Raporu’nu (World Energy Outlook 2017) paylaştı. Dr. Fatih Birol­, enerji ithalatçısı ülkeler için bu dönemin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “2000’de 5 olan ithalatçı ülke sayısı 2020’de 51 ülkeye çıkacak. Rusya ihracatını sürdürecek. ABD, Kanada ve Avustralya da yeni ihracatçı olarak pazara giriyor. Enerji ithalatçıları bu dönemi kaçırırlarsa çok büyük hata olur” dedi. 


Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Enerji Görünümü 2017 (World Energy Outlook 2017) Raporu’nun Türkiye sunumu toplantısı 15 Aralık 2017 Cuma günü yapıldı. Raporun sunumu, Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol tarafından gerçekleştirildi. 

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi IICEC Direktörü Prof. Carmine Difiglio’nun ev sahipliğinde gerçekleşen toplantının açılışına, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ve TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik de konuşmacı olarak katıldı. 

IICEC Onursal Başkanı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol­, konuşmasında, enerji ithalatçısı ülkeler için bu dönemin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “ABD, Kanada ve Avustralya da yeni ihracatçı olarak pazara giriyor. Rusya ihracatını sürdürecek. Enerji ithalatçıları için bu dönem çok avantajlı. Bu dönemi kaçırırlarsa çok büyük hata olur. 2005’te 5 olan ithalatçı ülke sayısı 2020’de 51’e çıkacak.” dedi. İklim değişikliğine de değinen Dr. Fatih Birol, bu konuda dünyanın Paris İklim Zirvesi hedeflerine ulaşmaktan çok uzak olduğunu belirtti. Yapılması gerekenleri özetleyen Dr. Fatih Birol, “Dünyadaki enerjiyi iki misli verimli kılmamız gerekiyor. Bizim için birinci yakıt enerji verimliliğidir” dedi. 

Toplantının açılışında konuşan Sabancı Üniversitesi IICEC Direktörü Prof. Carmine Difiglio, IICEC olarak bu yıl Dünya Enerji Görünümü  Raporu sunumuna 5’inci kez ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutlu olduklarını belirtti. IICEC’in düşünce, analiz ve iş dünyası dinamiklerini birleştiren bir araştırma merkezi olduğunu söyleyen Prof. Difiglio, “Araştırmalar ve devlet politikaları, sektörün sürdürülebilir aksiyonlarıyla desteklenmediği sürece kesin çıktılar üretemez. IICEC; kamu, iş dünyası ve akademi üçgeninin merkezinde olduğu için, analiz yaparak yeni araştırma yayınları ortaya çıkarıyor, enerji pazarına düzenli bilgilendirme yapıyor ve uzman ağını genişletiyor.” 

Enerji arz-talep dengesini uzun vadeli ve güçlü bir şekilde oluşturmamız gerekiyor.

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik ise toplantının açılışında yaptığı konuşmada, enerji yatırımlarının kalkınmanın sürdürülebilirliği için stratejik bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Küresel bir problem olan iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgeler arasındayız. Ülkemiz, enerjide yaklaşık %75 oranında dışa bağımlı. Bu dışa bağımlılığı azaltmak için elimizde çok iyi bir fırsat var: Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından çok zengin bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyelden maksimum derecede faydalanmalıyız” dedi. 

Enerji arz güvenliğinin kalkınmanın önemli parametreleri arasında yer aldığını söyleyen Erol Bilecik, şöyle konuştu: “Türkiye’nin hem sosyal gelişme, hem ekonomik büyüme hedefleri bunu gerektiriyor. Enerji arz-talep dengesini uzun vadeli ve güçlü bir şekilde oluşturmamız gerekiyor. Bunun için de kesinlikle şeffaf, öngörülebilir ve daha rekabetçi bir piyasa tesis etmeliyiz. Enerji verimliliğinde hızla yol almayı da önemli bir hedef olarak görmemiz gerekiyor. Kamu ve özel sektör olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarımızı maksimum derecede devreye sokacak bir ekosistemi kararlılıkla tesis etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bu noktada, yatırımı teşvik edecek düzenleyici çerçeveyi ve uygulamayı en etkin şekilde mümkün kılacak şebeke altyapısını kritik önemde görüyoruz.” 

Açılışta konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ise “Türkiye, son yıllarda büyümenin hızıyla enerji talebini her yıl yüzde 5 artıran bir ülke. Yenilenebilir enerji kaynaklarının Türkiye’nin avantajı olduğunu belirterek, “Özel sektörün lokomotif olduğu enerji sektöründe, üretimden dağıtıma büyüme öngörüsü var. Elektrikte liberalleşmede önemli bir aşama kaydettik. Bunu doğalgazda da yapmaya çalışıyoruz. Yenilenebilir kaynaklar olmazsa olmaz” dedi. 

ABD, kaya petrolü ve kaya gazında dünya liderliğine ilerliyor 

Toplantıda yaptığı sunumda özellikle ABD, Çin ve Hindistan pazarlarındaki hızlı değişime dikkat çeken IICEC Onursal Başkanı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol­, Çin’deki değişimin bir kez daha dünya enerji piyasalarını etkileyeceğini belirterek, “Çin, nükleer enerji konusunda büyük adımlar atıyor. Maliyetleri düşürüp nükleer enerji teknolojisi ihraç eden ülke haline gelecek” dedi. ABD’de enerji sektöründe yaşananların herkesi derinden etkileyeceğini söyleyen Fatih Birol, şöyle konuştu:

“Düşen petrol fiyatlarına rağmen ABD, dünyanın en büyük kaya petrolü ve kaya gazı üreticisi olmaya devam edecek. Yeni kaynakların düşük maliyetle kullanıma açılabilmesi, ABD'nin petrol ve gaz üretimini diğer ülkelerin ulaşabildiğinden daha yüksek bir düzeye çekiyor. Doğalgazda zaten net ihracatçı olan ABD, 2020 sonu itibariyle petrolde de net ihracatçı konumuna geliyor.  

Dr. Fatih Birol, Dünya Enerji Görünümü 2017 ile ilgili şu bilgileri paylaştı: 

“Rapor, küresel enerji için farklı yollar tarif ediyor. Küresel enerji ihtiyacı geçmişe kıyasla daha az, ama 2040'a kadar %30 oranında artacak. Çin, artan talebi karşılamak için 2040 yılına kadar mevcut elektrik altyapısını bir ABD kadar daha genişletmek zorunda; Hindistan'ın ise bugünkü Avrupa Birliği büyüklüğünde bir elektrik şebekesi eklemesi gerekiyor. Çin ve Hindistan’ın kullandığı teknoloji, maliyetleri düşürecek. Dünyanın giderek artan enerji ihtiyacını karşılama yöntemi son 25 yıla kıyasla büyük bir değişiklik geçiriyor. İlk sırayı doğalgaz alıyor, arkasından da yenilenebilir enerjilerin yükselişi ve enerji verimliliği geliyor. Yenilenebilir kaynaklar esas talepteki artışın %40'ını karşılıyor, elektrik sektöründe yaşanan yenilenebilir enerji patlaması, kömürün altın çağının sona erdiğine işaret ediyor. Bunun çoğunluğu da inşaat halindeki santrallerden kaynaklanıyor. Hindistan'ın enerji kaynaklarında kömürün payı 2040'ta yüzde 50’nin altına inecek. Doğalgaz kullanımı ise 2040'ta %45'e ulaşırken, elektrik sektöründe kullanım alanı giderek daraldığı için büyümeye en elverişli alan sanayi olacak. Nükleer enerjide, Çin, üretimdeki artışın başında yer alıyor. 2030 itibariyle ABD'yi geride bırakarak dünyanın en büyük nükleer enerji üreticisi haline geliyor.” 

Elektrik, nihai tüketimin %40’ını oluşturacak

Elektrik enerjiden daha hızlı büyüyor. Yakın gelecekte dünya elektrik talebi %60tan fazla büyüyecek. Petrol ve doğalgazdan daha fazla yatırım alacak. Elektriğin 2040'a kadar nihai tüketimin %40'ını oluşturacak, bu da petrolün son 25 yıldaki büyümesine eşit. Elektrik talebindeki artışın üçte birini, endüstriyel elektrik motoru sistemleri oluşturuyor. Alım gücündeki artış sayesinde, milyonlarca hanede elektrikli cihaz sayısı artmakta, bunların arasında "akıllı" ve bağlantılı cihazlar önemli yer tutmakta ve soğutma sistemleri yaygınlaşıyor. Elektriğe erişimin artması sayesinde dünyada her yıl 45 milyon yeni elektrik tüketicisi ortaya çıkıyor ama bu 2030 yılında evrensel erişim sağlanması hedefine ulaşmaktan yine de uzaktır. 

#SUwelcomes2018

#SUwelcomes2018

Sabancı Üniversitesi’nde yeni yıl heyecanı başladı. Üniversite merkezinde kurulan Bullet Booth ile 180 derecelik hareketli fotoğrafınızı çektirin, #SUwelcomes2018 hashtag'iyle sosyal medya hesaplarınızdan paylaşın.  

 

19-20 Aralık tarihlerinde sabah 10.00 - 19.00 arasında Üniversite Merkezi’ndeki fotoğraf kabininde 180 derecelik hareketli fotoğraflarınızı çektirebilirsiniz! 

Fotoğraf çekildikten sonra fotoğraflar paylaştığınız e-posta adresine hemen gönderilecek. Fotoğraflarınızı #SUwelcomes2018 hashtag'iyle sosyal medya hesaplarınızda paylaşmayı unutmayın. 

Sabancı Üniversitesi'ni sosyal medya hesaplarından takip edin, yeni yıl süprizlerinden ilk siz haberdar olun. 

www.facebook.com/sabanciuniv.edu/

www.instagram.com/sabanci_university/

https://twitter.com/sabanciu

Yeni Türkü konseri bu akşam SGM'de

Yeni Türkü konseri bu akşam SGM'de

Şiirle melodinin aşkı, yeniden... Sevenleriyle yeniden buluşmaya hazırlanan kadim grup ''YENİ TÜRKÜ'', çiçeği burnunda şarkılarının yanında hatıralara kızıl bir sarmaşık gibi uzanan klasikleriyle de seslenecek SGM sahnesinden.

Biletleri Akbank karşısındaki "SGM Gişe"den ya da biletix kanalından temin edebilirsiniz.

EFSUN birinci yıl aktivite raporunu yayınladı

EFSUN birinci yıl aktivite raporunu yayınladı

Eylül 2016’dan itibaren aktif olan Sabancı Üniversitesi Nanotanı için Fonksiyonel Yüzeyler ve Arayüzeyler Mükemmeliyet Merkezi (EFSUN) birinci yıl aktivite raporunu yayınladı.

EFSUN 2016-2017 Aktivite Raporunu okumak için lütfen tıklayın.

EFSUN, YÖK tarafından onaylanmış olup ve kuruluşu Resmi Gazete'de yayınlanarak bir yıl önce aktif hale geçmiş olan, Türkiye'deki az sayıdaki mükemmmeliyet merkezlerinden birisidir. Ülkemizde Nano tanı konusuna adanmış tek merkezdir.

Merkezin misyonu üstün nitelikli araştırmacıları bir araya getirerek yüksek etkiye sahip, etkili ve özgün nano tanı için gerekli bilim ve teknolojiye odaklanmış araştırma çıktıları ortaya koymak. Merkez yüksek etkiye sahip araştırma çıktıları sayesinde dünyadan yüksek kalitede araştırmacıların geldiği bir çekim merkezi haline dönüşmeyi amaçlıyor.

Beş bilim insanı tarafından kurulan merkez bünyesine kısa sürede 26 bilim insanı katıldı. Katkıda bulunan üyeler dünya çapında araştırmacılar olup çeşitli prestijli ulusal ve uluslararası ödüllerin sahibidirler.  2017 sonu itibariyle 43 Doktora öğrencisi, 32 Lisansüstü öğrencisi ve 9 Post Doktora Araştırmacı merkezin motive edici ve işbirliği ortamından yararlanıyor.

Merkezdeki işbirlikleri ve araştırma faaliyetleri sonucu 2016-2017 yılları arasında üst düzey dergilerde 90'dan fazla makale yayınlandı, 10 ortak patent başvurusu yapıldı ve 3 yeni şirket kuruldu. Ulusal ve uluslararası kaynaklardan ciddi destekler ve hibeler (yaklaşık 25 Milyon TL) aldı.

Şirketler, Aile İçi Şiddete Karşı Mücadele Deneyimlerini Paylaştı

Şirketler, Aile İçi Şiddete Karşı Mücadele Deneyimlerini Paylaştı

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, TÜSİAD’ın işbirliğiyle ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfı’nın desteği ile şirketlerin, çalışanlarının yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamaya yönelik oluşturulan ‘İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi’ kapsamında 13 Aralık 2017, Çarşamba günü Sabancı Center’da “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Toplumsal Değişimde Öncü Şirketler: Deneyim Paylaşımı” etkinliği gerçekleştirildi.

Etkinlikte; projenin son dört senelik faaliyet özeti sunuldu ve rehberi uygulayarak, aile içi şiddetle mücadeleye yönelik şirket politikası oluşturan şirketler ve şirket politikalarının geliştirme süreci ve içeriği aktarıldı.

Toplantının açılış konuşmalarını UNFPA Toplumsal Cinsiyet Programları Koordinatörü Meltem Ağduk, Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan ve TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl yaptılar.

“Kadınların iş dünyasında yer alması, kadınların kendi gelişimi, daha fazla var olmaları için gerekli”


UNFPA Toplumsal Cinsiyet Programları Koordinatörü Meltem Ağduk, ““Kadınların iş dünyasında yer alması ve liderlik pozisyonlarına yükselmeleri toplumsal gelişim, verimlilik ve ekonomik büyüme için son derece önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi 2017 analizlerine göre 144 ülke arasında Türkiye ne yazık ki 131. sırada, ekonomiye katılım ile ilgili göstergeye bakıldığında da 128. sırada bulunmaktadır. Başka bir deyişle G20’deki Türkiye, iş, kadın meselesine geldiğinde sondan 14. sırada. Kadınlar daha düşük ücretlere, daha güvencesiz işlerde, karar-alma mekanizmalarında daha düşük oranlarda yer alarak, teknoloji ve bilim gibi alanlarda daha az temsil ediliyorlar. Aynı işi yapan bir erkeğin kazandığı 1 dolara karşılık kadın 77 cent kazanıyor, bu ücretlendirme böyle devam ederse aradaki farkın kapanması için 70 yıl daha geçmesi gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yol açtığı tüm bu sorunlar iş yaşamı içindeki cinsiyetçi ön yargılar ve inançlarla pekişmektedir. Bu ön yargıların ve yanlış inançların değişmesi ve kadınların daha eşitlikçi, özgür ve yeteneklerini sonuna kadar kullanabilecekleri ortamlar yaratmak şirketlerin geliştirecekleri cinsiyet duyarlı politikalarla gerçekleşecektir, ki Türkiye bu konuda son 10 yılda ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Biz, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu olarak dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi yaşamın her alanında cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik cinsiyet temelli şiddetle mücadele üzerine çalışmaktayız ki bunu yaparken de önemli odak noktalarından birinin iş yaşamında kadınların karşılaştıkları sorunlardır.” dedi.

“Aile içi şiddet özel hayat meselesi değildir, iş yerinde eşit temsili de ilgilendiren toplumsal bir sorundur”


Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan “Aile içi şiddet, eğitim düzeyi veya ekonomik gelişmişlikten bağımsız olarak, hala ülkemizde ve dünyada gündemin ilk sıralarında yer alan bir sorun. Bu bir özel hayat meselesi değildir, iş yerinde eşit temsili de ilgilendiren toplumsal bir sorundur. Aile içi şiddetin, şirketlerin de işleyişine zarar verdiğinin farkına varılması, şirketlerin bu toplumsal sorunun çözümüne katkıda bulunmalarını kolaylaştıracaktır. Biz Sabancı Vakfı olarak kadınlar, gençler ve engelliler alanlarında pek çok sivil toplum projesine hibe desteği veriyoruz. Bu alandaki küresel girişimleri de yakından takip ediyoruz. Sabancı Holding, 2011 yılında Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri Bildirisi'ni imzalayan ilk Türk şirketi olmuştur. Şiddetin önlenmesi, toplumun böyle bir sorunun varlığının farkına varmasıyla başlar. Bu kapsamda destekçisi olduğumuz, “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi”nin hızla büyümesi ve çeşitli illerde uygulanmaya başlaması hepimiz için bir gurur kaynağı.” dedi.

“İş dünyasının toplumu dönüştürücü gücünden hareketle, kadınların çalışma yaşamını olumsuz etkileyen şiddete karşı kurumsal yeteneklerimizi harekete geçirmeliyiz”

TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl “Kadının önündeki herhangi bir problem alanı, kadının yaşadığı diğer sorunlardan soyutlanarak ele alınamaz. Şiddet konusunu toplumsal cinsiyet eşitliğinden bağımsız konuşamayız. Bu karmaşık ve çok boyutlu soruna ancak işbirlikleriyle çözüm geliştirebiliriz. Aile içi şiddet, çalışılması zor bir konu olduğu halde çözüme giden yolda sorunları halının altına süpürmenin değil, açık açık konuşmanın değerli olduğunu düşünüyorum. İş dünyasının toplumu dönüştürücü gücünden hareketle, kadınların çalışma yaşamını olumsuz etkileyen şiddete karşı kurumsal yeteneklerimizi harekete geçirmeliyiz. Gerekli kamu politikalarının yanı sıra hepimiz kendi etki alanlarımızdan başlamalı, kalıcı ve sürdürülebilir projelere sonuna kadar destek vermeliyiz.” dedi.

Şirketler aile içi şiddete karşı politikalarını ve uygulamalarını anlattı


Konuşmaların ardından “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Toplumsal Değişimde Öncü Şirketler: Deneyim Paylaşımı” paneline geçildi. Moderatörlüğünü Nevşin Mengü’nün üstlendiği panelde; Sabancı Üniversitesi Bireysel ve Akademik Gelişim Merkezi Direktörü Arzu Bolgül, Dal Mantar Firma Ortağı Aysel Dal Cengiz, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi Direktörü Ayşe Gül Altınay, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Sun Grup Kurumsal Gelişim ve Sürdürülebilirlik Müdürü Deniz Üngör Köksal, Yeşim Tekstil Kurumsal İletişim Müdürü Dilek Cesur, Doğuş Holding İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Ebru Esmen Mete, Antalya İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Leman Sedef Tuna, Garanti Bankası İnsan Kaynakları Planlama ve İşveren Marka Yönetimi Yöneticisi Nurdan Taş, Ericsson İnsan Kaynakları Direktörü Pınar Namdar, İnci Holding İnsan Kaynakları Proje Lideri Esra Ersoy ve Seger Ses ve Elektrikli Gereçler Genel Müdürü Tülin Tezer kurumlarının çalışmaları hakkında bilgi verdiler.

Toplantı Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat’ın kapanış konuşması ile sona erdi. Melsa Ararat konuşmasında ‘Üniversiteler kapalı kapılar ardında kalarak araştırdıkları konuların içine girmeden, ele aldıkları sorunları konunun paydaşlarla tartışmadan sorunlara yaklaşırlarsa  ürettikleri çözümlerin uygulanması zor olabilir. Bu proje araştırmacılarla sorunun çözümünde rol oynayacak  şirketleri ve uluslararası kurumları bir araya getirdiği için basarıyla devam etmekte. Şirketlerde yaratılmaya çalışılan eşitlik ve şiddetten arınma kültürü çalışanlar aracılığıyla önce yakin çevrelerine ve  ailelerine, daha sonra toplumun  çok daha geniş kesimlerine dokunmakta. Böylece her bireyin potansiyelini geliştirmesi için gerekli ortamın sağlanmasına katkıda bulunmakta. Bu proje ayrıca şirketlerde yeni kadın liderlerin de ortaya çıkmasını ve şirketlerin toplumsal rollerinin bu yeni liderler aracılığıyla yeniden biçimlenmesini  sağlıyor.’ dedi.

Etkinlik kapsamında ayrıca politika geliştiren ve uygulayan şirketlerin çalışmaları ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Şirketler: Uygulama Örnekleri’ adlı sergide sergilendi.

Proje Hakkında

İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) Projesi, 2013 yılında Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından çalışanların yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı iş yerlerinde destek mekanizmaları oluşturulması ve iş dünyasının yönetimsel ve örgütsel yeteneklerini kullanarak aile içi şiddeti azaltıcı en iyi uygulamaları, araç ve yöntemleri yaygınlaştırmaları üzerine tasarlandı.  Proje kapsamında 2014 yılında çalışanların aile içi şiddet hakkındaki farkındalıklarını ve şiddete maruz kalma durumlarını araştırmak üzere yirmi şirkette anket uygulandı. Anket sonuçlarına göre çoğunluğu üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’inin en az bir kez şiddetin bir türüne maruz kaldığı ve çalışan kadınların yüzde 40’ının psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 35’inın sosyal şiddete, yüzde 17’sinin ekonomik şiddete ve yüzde 8’inin fiziksel şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Bu sonuçlara dayanarak 2015’te projenin ikinci aşamasında şirketlerin aile içi şiddetin işi, iş yerini ve çalışan kadınların işgücüne etkin katılımını olumsuz olarak etkilemesini engellemeye yönelik bir şirket politikası oluşturarak çözüm mekanizmaları yaratabilmelerini desteklemek amacıyla ‘Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet ile Mücadele İçin İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi’ oluşturuldu.  Rehberi uygulayarak 2016 ve 2017 senelerinde toplamda 33 şirket aile içi şiddetle mücadele politikalarını oluşturdular.

 

 

‘Kış Güneşi’ 17 Aralık Pazar günü SGM'de

‘Kış Güneşi’ 17 Aralık Pazar günü SGM'de

Sabancı Üniversitesi ‘Kış Güneşi’ etkinliği ile 17 Aralık Pazar günü, yüzlerce çocuğu bir araya getiriyor.

 

Sabancı Üniversitesi'nin kuruluşundan bu yana sürdürülen Toplumsal Duyarlılık Projeleri, öğrencilerle birlikte, sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı gruplarla yıl boyunca 70 farklı sosyal sorumluluk projesi hayata geçiyor. Bu projeler kapsamında her hafta çocuk yetiştirme yurtlarında, ilk ve ortaokullardaki çocuklarla, engelli destek projesi kapsamında ise iyileştirme merkezlerindeki engelli çocuklarla çalışılıyor. Her grubun ihtiyacına yönelik farklılaşmakla birlikte; her hafta sürdürülen projelerde sanat ve yaratıcılık, yazma becerileri, eğitsel drama, bilimsel deneyler ve sayısal beceriler gibi çok geniş bir yelpazeye yayılan etkinlikler uygulanıyor.

Her dönemin sonunda,  bu projeler kapsamında dönem boyu çalışılan 1100 kişilik davetli grubu için Sabancı Üniversitesi Tuzla kampüsünde, gönüllü öğrencilerle birlikte unutulmaz bir kapanış şenliği düzenleniyor.

Bu yıl 17 Aralık Pazar günü düzenlenecek olan Kış Güneşi etkinliğinde gün boyunca minik konuklarımız için Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde dans gösterileri, tiyatro ve skeçler, müzikli eğlenceler, jonglör ve çeşitli sahne şovları ile bol müzikli, eğlenceli bir gün yaşayacaklar.

kitapyurdu.com ve FASSHANE ana sponsorluğunda düzenlenen Kış Güneşi etkinliği sırasında Eti, Tropicana, BİC, Saka Su, ve Colgate-Palmolive’in katkılarıyla çocuklara çeşitli hediye ve ikramlar dağıtılacak.

Sizleri de Kış Güneşi etkinliğimizde aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağız.

 

Tarih: 17 Aralık Pazar 2017

Saat: 11.00 – 13.00

Yer: Sabancı Üniversitesi, Orhanlı, Tuzla


Subject-Based Discussions devam ediyor

Subject-Based Discussions devam ediyor

Subject-Based Discussions 14 Aralık Perşembe günü Ümit Şahin'in "Understanding Climate Change: Why it is urgent? How we act? Where is the hope?" konulu semineri ile devam ediyor.

 "Understanding Climate Change: Why it is urgent? How we act? Where is the hope?" konulu seminer 14 Aralık Perşembe günü saat 13.40'da FENS G035'de gerçekleşecek. 

Teachers Are Human'ın yeni konuğu Murat Germen

Teachers Are Human'ın yeni konuğu Murat Germen

Sevilerek dinlenen ve birbirinden değerli öğretim üyelerinin konuk olduğu Teachers Are Human'ın 14 Aralık Perşembe günü gerçekleşecek programına Murat Germen konuk oluyor!

14 Aralık Perşembe akşamı saat 20.00'de yayınımızı dinleyebilir, hocamıza sorularınız varsa bunları RadyoSU'nun internet sitesindeki "Sesini Duyur" köşesinden sorabilirsiniz.

Sizi nasıl dinleyebilirim?

Bizlere radyosu.sabanciuniv.eduradyosu.org, TuneIn, mySU ve RadyoSU mobil uygulaması üzerinden ulaşabilirsiniz. Sesini duyur köşesine soru göndermek için ilk iki seçenekten birini tercih edin lütfen :) 

Abone ol