ELAE (İngilizce Dil Ölçme Sınavı) 2. Aşama Sınav Odaları

ELAE (İngilizce Dil Ölçme Sınavı) 2. Aşama Sınav Odaları

ELAE (İngilizce Dil Ölçme Sınavı) 2. Aşama Sınav Odaları

17 Ağustos 2016 ELAE - 2. Aşama Sınavına Girecek Öğrencilerimizin Dikkatine,

Sınav yeri bilgisi, sözlü yanıtlamalardan doğabilecek olası yanlış anlama veya yanlış bilgilendirmeden kaçınmak ve güvenliği sağlamak amacıyla, telefonla kesinlikle açıklanmamaktadır.

2. AŞAMA SINAVI TARİH VE SINAV SAATLERİ: 17 Ağustos 2016  / 09:30-15:00 (detaylar aşağıdadır)

9:30 – 11:00 Writing

11:00 – 12:00 Listening

12:00 – 13:15 Yemek arası

13:15 – 15:00 Reading

2. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin, kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan yarım saat önce sınav salonunun önünde hazır bulunmaları, resimli kimlik (nüfus cüzdanı, ehliyet, vb.) ve kurşunkalem, silgi gibi gereçleri yanlarında getirmeleri gerektiği önemle hatırlatılır.

2. Aşama sonuçları, 26 Ağustos 2016 Cuma günü saat 21:00’den itibaren Sabancı Üniversitesi web sayfasında yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

Sınav sonuçları, sözlü yanıtlamalardan doğabilecek olası yanlış anlama veya yanlış bilgilendirmeden kaçınmak ve güvenliği sağlamak amacıyla, telefonda kesinlikle açıklanmamaktadır. 

ELAE sınavları için mazeret sınavları düzenlenmez.

Sınava gireceğiniz sınav salonunu öğrenmek için lütfen tıklayınız.

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

ELAE (İngilizce Dil Ölçme Sınavı) 1. Aşama Sonuçları

ELAE (İngilizce Dil Ölçme Sınavı) 1. Aşama Sonuçları

ELAE (İngilizce Dil Ölçme Sınavı) 1. Aşama Sonuçları

15 Ağustos 2016 ELAE (İngilizce Dil Ölçme Sınavı) 1. Aşama Sınav Sonuçları:

Sınav sonuçları, sözlü yanıtlamalardan doğabilecek olası yanlış anlama veya yanlış bilgilendirmeden kaçınmak ve güvenliği sağlamak amacıyla, telefonda kesinlikle açıklanmamaktadır.

ELAE sonuçları, harf notu olarak açıklanmaktadır. Prosedürlerimiz gereği rakamsal not açıklanmamaktadır.

ELAE I. Aşama sonucunuzu öğrenmek için tıklayınız.

SL (Satisfactory in the ELAE) : 15 Ağustos 2016 İngilizce Dil Ölçme Sınavında (1. Aşama) yeterli başarıyı göstermiş olan ve 17 Ağustos 2016 İngilizce Dil Ölçme Sınavına (2. Aşama) girmeye hak kazanmış öğrencilerimizi gösterir.

UL (Unsatisfactory in the ELAE): 15 Ağustos 2016 İngilizce Dil Ölçme Sınavında (1. Aşama) yeterli başarıyı gösterememiş olan öğrencilerimizi gösterir. Bu öğrencilerimiz, sınav notları doğrultusunda 2016-2017 Akademik Yılı, Güz döneminde Diller Okulu (DO), Temel Geliştirme Yılı (TGY)’ nda 1., 2. veya 3. seviyeden başlarlar.

2016-2017 Akademik Yılı Güz döneminde, Temel Geliştirme Yılı dersleri 26 Eylül 2016, Cuma günü başlayacak olup, sınıf listeleri ve ders programları 11 Eylül 2015, Cuma günü saat 15:00’ ten itibaren Diller Okulu Direktörlüğü panolarında duyurulmaya başlanacaktır.

NA (Non-Attendance): Sınava katılmayan öğrencileri gösterir. “NA” notu, “UL” notu gibi değerlendirilir.

15 Ağustos 2016 tarihinde yapılan 1. Aşama sınavından “SL” notu alan ve 17 Ağustos 2016 tarihinde yapılacak olan 2. Aşama sınavına girmeye hak kazanan öğrencilerimizin sınava girecekleri sınav odaları bilgisi, 16 Ağustos 2016 Salı günü saat 15:00’ ten itibaren fakülte kapılarına asılacak listeler ve web sayfamızdan duyurulacaktır.

2. AŞAMA SINAVI TARİH VE SINAV SAATLERİ:

17 Ağustos 2016,  09:30-15:00 (detaylar aşağıdadır)

09:30 – 11:00 Writing

11:00 – 12:00 Listening

12:00 – 13:15 Yemek arası

13:15 – 15:00 Reading

2. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin, kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan yarım saat önce sınav salonunun önünde hazır bulunmaları, resimli kimlik (nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport vb.) ve kurşunkalem, silgi gibi gereçleri yanlarında getirmeleri gerektiği önemle hatırlatılır.

ELAE sınavları için mazeret sınavları düzenlenmez.

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

Öğrencimiz Seçil Erbil'in makalesi JBC'de en çok okunanlar arasında

Öğrencimiz Seçil Erbil'in makalesi JBC'de en çok okunanlar arasında

MDBF doktora öğrencimiz ve Gözüaçık Lab üyesi Seçil Erbil'in saygın The Journal of Biological Chemistry dergisinde 3 Ağustos'ta yayımlanan makalesi, sadece 2 ayda 550 kez okundu. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Prof. Lila M. Gierasch (University of Massachusetts Amherst, ABD) ekibe özel bir kutlama mektubu gönderdi.


Makale, şimdiye kadar bilinmeyen bir otofaji proteinini ilk kez tanımlıyor. Otofaji bozuklukları, kanserden Parkinson'a kadar pek çok hastalıkta rol oynuyor. Bu keşif, halk sağlığına ciddi tehdit oluşturan hastalıklara karşı yeni teşhis ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

The Journal of Biological Chemistry, Amerikan Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Topluluğu tarafından yayımlanmakta olup Eigenfactor puanına göre Biyokimya alanında ikinci sıradaki yayındır. 

Makalenin başlığı:

Erbil S, Oral O*, Mitou G*, Cenk Kig, Durmaz-Timucin E, Guven-Maiorov E, Gulacti F, Gokce G, Dengjel J, Sezerman OU, Gozuacik D. RACK1 is an Interaction Partner of ATG5 and a Novel Regulator of Autophagy. The Journal of Biological Chemistry, 2016.

Makaleyi okumak için:

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/27325703

Gözüaçık Lab web sitesi:

http://myweb.sabanciuniv.edu/dgozuacik/

Henüz görmeyenler için: MACK. Sadece Işık ve Renk

Henüz görmeyenler için: MACK. Sadece Işık ve Renk

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Alman modernizminin öncülerinden Heinz Mack’ın 60 senelik uzun ve üretken kariyerini, 100’den fazla eser ile galerilerinde ağırlıyor. MACK. Sadece Işık ve Renk” sergisi ziyaretleri 18 Eylül’e kadar uzatıldı.


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) 18 Şubat 2016 tarihinde Tahincioğlu ana sponsorluğunda ziyarete açılan “MACK. Sadece Işık ve Renk” adlı sergi, 20. yüzyıl ortası avangart sanat ağı ZERO kurucularından Alman sanatçı Heinz Mack’ın yapıtlarını bir araya getiriyor. Sergi, Mack’ın ZERO akımının belkemiğini oluşturan erken dönem eserlerinden yola çıkarak uzun ve üretken kariyeri boyunca ortaya çıkardığı resim, heykel ve kinetik sanat eserlerinden zengin bir seçki sunuyor.

Sergide yer alan eserler arasında Mack’ın doğadaki renk ve formların izini sürerek açık alanlar için tasarladığı enstalasyon (yerleştirme) çalışmaları, farklı malzemeler kullanarak yaptığı anıtsal heykeller, ışık objeleri, rotorlar, rölyefler ve “Kromatik Takımyıldızlar” adını verdiği büyük boyutlu tablolar bulunuyor. Sergi kapsamında Sakıp Sabancı Müzesi galerilerinin önemli bir kısmı ise, Heinz Mack’ın 1960’lı yıllardan itibaren el değmemiş doğal alanları sanata ayrılmış mekânlara dönüştürdüğü Land Art (Arazi Sanatı) çalışmalarından hareketle, doğa ve sanatı bir araya getiren benzersiz bir deneyim alanına dönüştürüldü. SSM sergi alanı, sanatçının 1960’larda Sahra Çölü ve Kuzey Kutup coğrafyasına yaptığı keşif gezileri doğrultusunda, çöl ve ışık temalarıyla şekillendi.

Küratörlüğünü Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer ile Royal Academy of Arts Londra eski Sergiler Direktörü ve sanat tarihçisi Sir Norman Rosenthal’in üstlendiği sergi, sanatçının 85. yaşını ve kariyerinin 60. yılını Uzakdoğu, Avrupa ve Türkiye’de gerçekleşen bir dizi sergiyle taçlandırması açısından da önem taşıyor. “MACK. Sadece Işık ve Renk”, Tahincioğlu katkılarıyla SabancıÜniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi galerilerinde sanatseverlerle buluşuyor.

“MACK. Sadece Işık ve Renk” sergisi, Almanya Dışişleri Bakanı Sayın Dr. Frank-Walter Steinmeier'in yüksek himayelerinde gerçekleşirken, Steinmeier sergi kataloğuna bir önsöz yazısıyla da katkıda bulundu. Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier, yazısında Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin 2015’te “ZERO. Geleceğe Geri Sayım” ile başlayan ve 2016’da “MACK. Sadece Işık Renk” sergisiyle devam eden sergi programıyla dünya sanat çevrelerinin takip ettiği sanat akımı ve sanatçıları Türkiye’yle buluşturmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. Steinmeier, ortak bir “küresel aklın” gelişmesinde uluslararası diyaloğun önemini vurgularken, Mack ve sanatı hakkında düşüncelerini ise “Heinz Mack temas noktaları yaratmaya çalışır, insanları diyaloğa davet etmeyi, anlamayı, düşünmeyi amaçlar. Mack ve sanatı, işte bu ‘küresel aklı’ simgeler.” şeklinde ifade etti.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, serginin Heinz Mack’ı meslek yaşamı boyunca cezbetmiş olan ışık ve renge odaklandığını, sanatçının Akdeniz güneşini yansıttığı resimlerini ve asla terk etmediği "hareket" içeren kinetik eserlerini bir araya getirdiğini belirtti. Dr. Nazan Ölçer, “Heinz Mack'ı, bu bilge sanatçıyı, günümüzü de içine alan uzun meslek yaşamı ve benzersiz zengin üretimi ile sanatseverlerle buluşturacak olmaktan mutluluk duymaktayız. Sakıp Sabancı Müzesi olarak, Alman modernist akımının bu önemli ustasını bugün uzun meslek yaşamının 60. yılında kapsamlı bir sergiyle ağırlarken, bu buluşmanın onun sanatında daima özel bir yeri olmuş Doğu-Batı uygarlıklarının tarih boyunca aktığı bir eksende, ülkemizde gerçekleşmesinden de büyük heyecan duyuyoruz.” şeklinde konuştu.

Heinz Mack’ın, Doğu ve Batı uygarlıklarının binlerce yıldır paha biçilmez mirasıyla donattığı İstanbul’daki ilk kişisel sergisine zengin bir eğitim programı ve atölyelerin yanında, kapsamlı bir sergi kataloğu da eşlik ediyor.

Heinz Mack Hakkında

Alman sanatçı Heinz Mack 1931’de, Frankfurt am Main yakınlarındaki Lollar köyünde doğdu. 1950-1953 arasında Düsseldorf Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne devam etti, 1956’ya kadar Köln Üniversitesi’nde felsefe eğitimi aldı. 1957’de Düsseldorf’ta, beraber resim ve felsefe öğrenimi gördüğü sanatçı Otto Piene’yle birlikte uluslararası sanat ağı ZERO’yu kurdu.

Kariyerinin bu döneminde sanatçı, çağdaş sanatın en köklü sanat organizasyonlarından documenta II (1959) ve documenta III’e (1964) katıldı. ZERO grubunun faaliyetlerinin 1967’de tamamlanmasından sonra bireysel çalışmalarına devam ederek 35. Venedik Bienali’nde (1970) Almanya Federal Cumhuriyeti’ni temsil etti. Aynı yıl Osaka, Japonya’da profesör olarak çalışmasının yanı sıra Berlin Sanatlar Akademisi’nde üye olarak da görev yaptı.

Heinz Mack’ın aldığı önemli ödüller arasında Krefeld Kenti Sanat Ödülü (1958), İtalyan Premio Marzotto ödülü (1963), 4. Paris Bienali Plastik Sanatlar Birincilik Ödülü (1965), Hollanda Uluslararası Işık Yarışması 79 Birincilik Ödülü (1979), Großer Kulturpreis des Rheinischen Sparkassen-Verbands (1992) ve Dortmund Kenti Kültür Vakfı Ödülü (2012) bulunmaktadır. Mack, 2011’de Almanya Federal Cumhuriyeti Yıldızı ile Büyük Federal Liyakat Madalyası’na layık görüldü, 2015 yazında Düsseldorf Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Akademik Senatosu onur üyeliğine oybirliğiyle kabul edildi.

Heinz Mack, 2008’de ZERO akımının kurucu sanatçıları Otto Piene ve Günther Uecker ile akımın on seneyi kapsayan üretiminin geniş çapta çalışılması ve anlaşılmasını amaçlayan ZERO Vakfı’nı kurdu. 20. yüzyıl ortası Avrupa avangart sanatına damga vuran ZERO’nun sanat dünyasınca tekrar keşfedilmesiyle birlikte Ekim 2014’te New York Solomon R. Guggenheim Müzesi’nde büyük bir ZERO sergisi açıldı. Ertesi yıl ZERO akımı, eserleriyle Berlin Martin-Gropius-Bau, Amsterdam Stedelijk Müzesi ve İstanbul Sakıp Sabancı Müzesi gibi mekânlarda ziyaretçilerle buluştu.

Sanatçının çok yönlü çalışmaları arasında, çeşitli malzemeden yapılmış heykeller ve kamusal alanlar için tasarlanmış anıtsal eserler, ışık rölyefleri, ışık küpleri, ışık rotorları, ışıklı steller, resimler, çizimler, pasteller, mürekkep çizimleri, grafikler, fotoğraf, mozaik, seramiklerin yanı sıra sahne tasarımları ve edebi çalışmalar var. Sanatçının eserleri 300’ü aşkın bireysel sergide ve sayısız grup sergisinde kamuya sunulmuştur. Heinz Mack’ın sanatı üzerine bugüne kadar onlarca kitap ve katalog hazırlandı, çalışmaları iki filme konu oldu. 

Kariyerinin altmışıncı yılında sanatsal üretimini hâlâ son derece aktif bir biçimde sürdüren sanatçı, 2016 için çeşitli bireysel ve grup sergilerine hazırlanıyor. Heinz Mack, Mönchengladbach, Almanya ve İbiza, İspanya’da yaşıyor ve çalışmalarını sürdürüyor.

 

 

Lise Yaz Okulu’nun ikinci dönemi tamamlandı

Lise Yaz Okulu’nun ikinci dönemi tamamlandı

Sabancı Üniversitesi tarafından bu yıl altıncısı düzenlenen Lise Yaz Okulu’nun ikinci dönemi sona erdi. Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nun ikinci dönemine bu sene Türkiye’den ve yurtdışından toplam 428 öğrenci katıldı.

Sabancı Üniversitesi lise öğrencilerine üniversite deneyimi yaşatmayı hedefleyen Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nun altıncısının ikinci dönemi, 5 Ağustos 2016 Cuma günü, Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde düzenlenen sertifika töreni ile tamamlandı.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nun ikinci dönemine, Türkiye’den 29 ilden ve yurtdışından Almanya, Fransa ve İngiltere’den olmak üzere toplamda 428 öğrenci katıldı. Yurtdışından gelen öğrencilerin katılımıyla Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu uluslararası bir boyut kazanıyor.

Lise öğrencilerine üniversite deneyimini yaşatan Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, fen bilimlerinden yönetim bilimlerine; sanattan sosyal bilimlere; dil eğitiminden meslekler ve üniversiteler hakkında bilgilendirici seminerlere uzanan zengin bir içerik sunuyor. Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda öğrencilere kendilerini geliştirebilecekleri akademik ve kültürel uluslararası bir ortam sunuluyor.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nun ikinci döneminde; Moleküler Biyoloji, Gen Mühendisliği ve Nano Tıp; Nano Bilim ve Nano Teknoloji; Kuantum Mekanik ve Kuantum Bilgisayarları; Beyin Sinyalleriyle Bilgisayar ve Robot Kullanımı; Endüstri Mühendisliğine Giriş; Bilgisayar Programlaması ve Veri Analizine Giriş; Mühendislik Dallarında Eğitim ve Sektörler; Arttırılmış Mekanik 2; Toplum, Enerji ve Politika; Hukuk ve Etik; Mimarlık: Kültürel Birikim ve Geleceğin Tasarımı; Bir Kentin Tarihi: Kostantinapolis/İstanbul; Psikoloji ve Felsefe; Modern Sanatın, 20. Yüzyıl Müziğinin ve Operanın Büyük Eserleri; Görsel İletişim, Tasarım ve Sanat; Temel İngilizce Öğrenimi II; Yaratıcı Zeka ve Yaratıcı Etkinlik; Toplumsal Duyarlılık Projesi; Başarıya Ulaşmış Girişimciler; Üniversiteler ve Meslekler: Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak” dersleri yer aldı.

“Society and Culture” ve “Economy and Government” dersleri de İngilizce olarak işlendi.

Ders dışı etkinlikler
Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu, gün içerisine yayılmış ders dışı etkinliklerle öğrencilere sportif, kültürel ve sosyal olanaklar sunuldu.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’nda sunulan ders dışı etkinlikler arasında; kişisel eğitim seminerleri, temel ilk yardım eğitimi, biriç, fitness, tenis, voleybol, basketbol, futbol, korfbol, frizbi, grup egzersizleri, dans, yaratıcı drama, ebru, seramik ve ritim atölyesi yer alıyor.

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu’ndan elde edilen gelir, Sabancı Üniversitesi burs fonuna aktarılıyor.



Serhat ŞENGÜL’le Kendi Yolunu Çizmek Üzerine

Serhat ŞENGÜL’le Kendi Yolunu Çizmek Üzerine

Röportaj: Aybike TOMBAK

Emirgan’da boğaza karşı hoş bir kafede bir araya geldiğimiz Serhat ŞENGÜL’le sanki röportaj yapmıyorduk da uzun zamandır görüşmediğimiz için hasret gideriyorduk. Bunda kendisinin yanında aylar geçirmemin etkisi büyüktü. Çok zormuş bir editörle, hem de iyi bir editörle röportaj yapmak! Kendisi yalnızca benim sorularımı yanıtlamadı, kendi sorularını sorup kendi yanıtlarını verdi. Bana da sadece susup onun hikayesini, Türkiye’de moda sektörü üzerine düşüncelerini büyülenerek dinlemek kaldı.

-Kendinizden biraz bahseder misiniz? Serhat ŞENGÜL kimdir?

Ben aslında mühendisim. Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum, daha sonra Galatasaray Üniversitesi’nde MBA eğitimi aldım. Yüksek lisansımı yaptığım dönemde finans sektöründe çalışmaya başladım. Global Yatırım Holding’te Yatırımcı İlişkileri ve Kurumsal İletişim Departmanı’nda çalıştım uzun süre. Sonra yine aynı holding bünyesinde deniz turizminde pazarlama departmanında çalıştım. Bu nedir? Cruise gemileri vardır ya büyük yolcu gemileri, onların limana yanaşmalarını, orada ödediği kiradan tutun yolcu başına alınan ayak bastı ücretine kadar içeren oldukça karlı bir sektör. Benim bünyesinde olduğum holding bu işin karlı olduğunun farkına varıp liman işletme hakkı almış, bu işi büyütmeye çalışıyorlardı. Ben de kendi departmanımda pazarlama yapıyordum.

- Bugün başarılı bir Moda PR şirketiniz var. Farklı sektör de olsa pazarlama hep vardı yani?

Tabii hep pazarlama yapmak istedim. MBA’imi de o yüzden yaptım. Ben aslında biraz daha ilaç sektörü düşünüyordum ama finans ve turizm üzerinden ilerledim. Çok keyifliydi, beni çok pişirdi. Baştan marka yarattık: logoları, web siteleri, kurumsal kimliği, o limanların nasıl konumlandırılacağı... Daha sonra finansal iletişime geri döndüm. İstemeden MT gibi çalışmış oldum yani. Aynı holding bünyesinde farklı ortamları görme şansım oldu.

-Moda sektörüne dönüşünüz, karar süreci nasıl gelişti?

Askere gidip geldikten sonra aslında herkesin imrendiği bir işi yapıyor olmama rağmen mutlu değildim. Yani çok seyahat ediyordum, yurtdışına gidiyordum; finans zaten yeme, içme, gezmeyle paralel bir sektör. Ancak ben daha kreatif bir iş yapmak istiyordum. Askerde değişen PR stratejileri, iletişim yolları, yeni dünyada o eski pazarlama yöntemlerinin olmadığı, çok başka bir konuma geldiğini anlatan bir kitap okumuştum. Hatta bölümlerin altını çizmiştim, notlar almıştım vs. Dönünce dedim ki ben kreatif bir iş yapmak istiyorum.

-Ve işe başladınız?

Ve işe başladım. Ne yapabilirim? Baktım bloglar var. Benim de o dönemde seyahat ederken en büyük tutkum alışveriş. Moda dergileri, burda olmayan stil dergileri alıyorum. Kravat bağlama, mendil katlama şekillerini öğreniyorum. Bunları kendim için öğreniyorum, niçin paylaşmayayım?


Bloğumu dergi kafasında açtım. Muhtemelen kendimi bir blogger olarak görmediğimden. Bir blogla yetinmeyeceğimi biliyordum.

Oturdum bir pazarlama planı yaptım ve yalnızca moda değil yaşam tarzı üzerine bir blog yarattım. Bloğum kurumsal hayatta çalışan ama renkli bir hayatı olan, renkli de giyinen bir karakteri yansıtmaya başladı. Mesela, takım elbiselerinin içine gömlek yerine balıkçı yaka kazak giyen, farklı bir kemer seçen belki bir iğne takan bir karakter benimsedim. Çok yaratıcı bir fotoğrafçı arkadaşım vardı, gözüne de güvenirim. Ona bir teklif götürdüm gel birlikte fotoğraflar çekelim senin elinde bir portfolyo olsun benim elimde güzel fotoğraflar olsun. Birlikte bu işe girdik. Atladık at çiftliklerinde fotoğraflar çektik çamurlara bata çıka, sanayi müzesinde uçak koltuklarının üzerinde. (gülüyor) Hep bir hikaye, editorial vardı. Ben model değilim ama aslında blogger mantığında insanları çeken şey o. Ortanın altında boyu olan finans sektöründe çalışan birisi, sizden birisi yani.

-İnsanların sizi bulması nasıl oldu? Bloğunuzu mu keşfettiler?

Sosyal medyadan duyurmaya başlamıştım ufak ufak. Sonra ben mühendisim ama bu sektörden insanlarla kontak kurmam gerekiyor nereden kurabilirim, İstanbul Moda Akademisi’nin kısa süreli eğitimlerinden birisine gittim. Orda ciddi network edindim. Orda tanıştığım hocalarımın bloglarında yazmaya başladım , onlarla birlikte moda haftalarına katılmaya başladım.

Vogue’un bir ilanını gördüm: “Vogue’un resmi bloggerı olmak ister misiniz?” Benim de 70 takipçim var o zamanlar gülerek doldurdum başvuruyu. Ve seçildim! Benim için bu sektöre adım atarken ilk resmi başarı budur.

Bu dönemlerde tanıştığım sonradan çok da samimi olduğum blogger Burçin Ünal (Styleboom) benim bloğumu görüp doğru insanlara tanıtan kişi. Burçin zaten headhunter’dır yani doğru insanları bir araya getirir. Esquire dergisinin genel yayın yönetmenine gidiyor ve beni anlatıyor o dönem. Görüşmeye gidiyorum, tabii işten çıkmışım mendilim, takım elbisem, aklı başında da konuşuyorum vs genel yayın yönetmeni Okan Can Yantır’ın bakışlarından seziyorum diyor bu nasıl blogger. (gülüyor) O görüşmede bana dedi ki siteyi boşver ister yaz ister yazma benim seninle ilgili çok başka fikirlerim var. Amerika’da çıkan Esquire’ın erkeklere yönelik stil rehberi gibi “Big Black Book” var, Okan Can Yantır da bunu yerel içerikle sıfırdan yapmak istiyormuş Türkiye’de. Gel bunu birlikte yapalım dedi. Big Black Book için anlaştık ve ben Big Black Book’un editörü olarak konseptini, konuları belirleyen, çekim ayrıntılarını oluşturan daha sonra ekiple paylaşan kişi oldum. Geçtiğimiz haftalarda da 8.’sini çıkardık. Sonra dergiler birbiri ardına geldi. İşte Forbes’ta yazmaya başladım, şimdi ALL Magazine’le çalışıyorum. Zaman zaman diğer dergilerde fikir veriyorum, arada Sabah Gazete’sine yazıyorum. Moda yazarlığı hayatım işte böyle başladı ve devam ediyor.

-Moda PR ajansınız ve RACK adında bir showroom’unuz var. Bunların hikayesi nedir?

Yayın hayatıma başladığımda hala finans sektöründeydim ve yaptığım işten memnun değildim artık. Ofiste enerji santrali sunumu hazırlıyorum ama bir yandan evde Londra Moda Haftasının erkek koleksiyonlarına bakıyorum. (gülüyor) Bir gün sektörün önemli bir ajansı bana bir iş teklifiyle geldi ve benim için inanılmaz bir fırsat oldu. Bambaşka bir sektöre geçmiş oldum. Çalıştığım ajans bir yandan da bir showroom ve içerisi çekimlere gidecek tasarım ürünlerle dolu. Ayrıca hem çok prestijli hem de herkesi bir araya getiriyor: Ünlüler, editörler, markalar, stylistler...Orada uzun süre çalışmak istesem de içimdenbir ses 1 yıl içinde ayrılacağımı söylüyordu. Öyle de oldu. Ajanstan ayrıldıktan sonra, kurucu ortağı olduğum bir kreatif ajans kurduk, moda pr ve proje ajansı. Markalara danışmanlık veriyorduk benbir yandan da yazılar yazmaya çekimler yapmaya devam ediyordum. Ama son işimden beri hep hayalim: Tasarım ürünleriyle dolu bir showroom. Sonra doğru insanlarla yolumuz kesişti herhalde biz bu ajansı bugünkü showroom/ajans RACK’e çevirmiş olduk. Şimdi RACK başlığı altında hem showroom hem ajans işlerimiz devam ediyor.

-Editör, ajans sahibi, bir de eğitmen kimliğiniz var.

Son bir yıldır Bilgi Üniversitesi Moda Tasarım Bölümü’nde öğretim görevlisiyim. Güz döneminde Moda Yazarlığı ve Styling, bahar döneminde de Moda Kariyeri Yaratma ve Defile Planlama dersleri veriyorum. Hep hayalimdi ders vermek, prestijli bir üniversitede olması da tabii ki ayrı bir keyif.

-Şu an yapmak istediğiniz ve yapmadığınız bir şey kaldı mı?

Yapmak istediğim şeyler tabii ki var ama dönüp baktığımda hayallerim istediğimden de öte gerçekleşmiş. İleriye götürmek, daha iyisini yapmak isterim. Tek yarışım kendimle. Örneğin yabancı bir basında online ya da offline moda yazarlığı yapmak isterim.

Türkiye bir moda merkezi değil. Fransa, İngiltere, İtalya artık Amerika moda merkezi ülkeler. Onlar bu işi bilirlerken ben ancak buraya ithal edebilirim. Yurtdışında gördüğüm standlar, yaratıcı fikirler, okuduğum dergiler hep öğrenme aracım.

-Peki hiç duvara tosladığınız veya karşılaştığınız zorluklar oldu mu?

Benim şöyle zorluklarım oldu: Kreatif bir şeyler üretip satma üzerine yola çıktık ama sonradan farkettik ki firmalar biraz yanlış yönlendirilmişler, kötü tecrübeler edinmişler. Yaratıcı fikirler başlığı altında basmakalıp fikirler sunulmuş onlara ve bunu fark edip ajanslara küsmüşler. Bizim birinci handikapımız bu yargıyı aşmaya çalışmak oldu. İkincisi de moda endüstrisi evet çok güzel, kırmızı bir elma gibi hart diye ısırmak istiyorsunuz. Bütün markalar o sektöre girmek istiyor, bütün gençler buyer olmak istiyor, moda editörü olmak istiyor. Bunun içinde çok yetenekli gençler de var ama basmakalıp işlerle yalnızca heves için bulaşan gençler de; keza işin içini boşaltan çok fazla iş de mevcut. Benim ikinci sorunum da bu oldu. Özellikle de aileme benden çok daha prestijli işler bekleyen bu işin boş tarafından uzak durduğumu, bu işin dolu kısmında çok ciddi biçimde yaratıcı işler yapan bir insan topluluğu olduğunu anlatmaya çalışmak çok fazla zamanımı aldı. Halbuki modanın çok sosyolojik bir altyapısı var. Bunun içinde çok önemli profesörler, sosyologlar, dünyadaki büyük trend kahinleri oturuyorlar dünyadaki bütün savaşları , sosyolojik gelişmeleri irdeleyip bir renge öyle karar veriyorlar. Yani bir dönem mesela gotik, punk etkisi geliyorsa bunun muhakkak bir altyapısı var; sloganlı tişörtler çıktıysa arkasında belki Arap baharı var. Beni çeken taraf da belki de bu; çünkü ben ancak modanın içinin bu kadar dolu olduğu gerçeğiyle akıl sağlığımı koruyabiliyorum.

 Aybike Tombak'ın blogu: http://symoneki.com/serhat-sengulle-kendi-yolunu-cizmek-uzerine/

 

Yeni Girişli Öğrenciler için 2016 Ağustos ELAE Önemli Bilgiler

Yeni Girişli Öğrenciler için 2016 Ağustos ELAE Önemli Bilgiler

Ağustos 2016 ELAE 1. Aşama sınavına girecek yeni girişli öğrencilerimizin dikkatine,

Öğrencilerimizin 1. Aşama sınavına girecekleri sınav salonlarının bilgisi, 12 Ağustos 2016, Cuma günü saat 21:00’ den itibaren fakülte binalarının kapılarına asılacak listelerden ve web sayfamızdan duyurulacaktır.

1. AŞAMA SINAVI TARİHİ VE SINAV SAATİ :

15 Ağustos 2016, Pazartesi / 09:30 – 11:00

1. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin, kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan yarım saat önce sınav salonunun önünde hazır bulunmaları, resimli kimlik (nüfus cüzdanı, ehliyet, vb.) ve kurşun kalem, silgi gibi gereçleri yanlarında getirmeleri gerektiği önemle hatırlatılır.

1. Aşama sonuçları, 15 Ağustos 2016, Pazartesi günü (sınav günü) saat 21:00’ den itibaren Sabancı Üniversitesi dış web sayfasında yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

1. Aşama sınavından başarılı olamayan (UL notu alan) öğrenciler sınav sonuçlarına göre, Temel Geliştirme Yılı’nda Rota 1, Rota 2 veya Rota 3’e yerleştirileceklerdir. 

1. Aşama sınavına girmeyen (NA alan) öğrenciler Rota 1’e yerleştirileceklerdir.

İngilizce seviyesinin çok yüksek olmadığını düşünen yeni öğrencilerimiz varsa, bu düşüncelerine rağmen 1. Aşama sınavının tümüne mutlaka girmeleri ve doğru olduğunu düşündükleri cevapları vermeleri, İngilizce seviyelerinin en doğru şekilde belirlenebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

2. Aşama Sınavına girecek öğrenci grupları:

  • 1. Aşamada başarı gösteren (SL-yeterli) notu alan yeni girişli lisans öğrencileri

ÖNEMLİ NOT : Lisansüstü, Beklemeli/Dışarıda Hazırlanan ve Yaz Okulu’nda okuyan öğrencilerimize uygulanacak sınav ile ilgili daha sonra bir duyuru yayınlanacaktır.

Sınav yeri bilgisi2. Aşama için sınav salonu bilgisi, 16 Ağustos, 2016 Salı günü saat 15:00’ ten itibaren fakülte binalarının kapılarına asılacak listelerden ve web sayfamızdan duyurulacaktır.

 

2. AŞAMA SINAVI TARİH VE SINAV SAATLERİ:

17 Ağustos 2016, Çarşamba /  09:30-15:00 (detaylar aşağıdadır)

9:30 – 11:00 Writing

11:00 – 12:00 Listening

12:00 – 13:15 Yemek arası

13:15 – 15:00 Reading

2. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin, kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan yarım saat önce sınav salonunun önünde hazır bulunmaları, resimli kimlik (nüfus cüzdanı, ehliyet, vb.) ve kurşun kalem, silgi gibi gereçleri yanlarında getirmeleri gerektiği önemle hatırlatılır.

2. Aşama sonuçları, 26 Ağustos, 2016 Cuma günü saat 21:00’den itibaren Sabancı Üniversitesi dış web sayfasından yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

Sınav sonuçları, sözlü yanıtlamalardan doğabilecek olası yanlış anlama veya yanlış bilgilendirmeden kaçınmak ve güvenliği sağlamak amacıyla, telefonda kesinlikle açıklanmamaktadır. 

ELAE sınavları için mazeret sınavları düzenlenmez.  

ELAE sonuçları harf notu olarak açıklanır*

SL – Satisfactory from the ELAE İngilizce Dil Ölçme Sınavında Yeterli,

UL- Unsatisfactory from the ELAE İngilizce Dil Ölçme Sınavında Yetersiz; 

NA: Sınava girmedi / UL gibi işlem görür)

Prosedürlerimiz gereği rakamsal not kesinlikle açıklanmaz.

* Sadece ikinci aşama sınavı için SL ve UL harf notları baremlere ayrılır:

SL : Başarılı :  A-SL, B-SL, C-SL,

EL:  Ağustos 2016 ELAE sınavından muaf olan öğrencileri gösterir

UL : Başarısız: D-UL, E-UL, F-UL,

NA: Sınava girmeyen/ UL gibi değerlendirilir,

Not baremi aşağıdaki gibidir:

A

SL

85 - 100

B

SL

75 - 84

C

SL

65 - 74

   

D

UL

55 - 64

E

UL

45 - 54

F

UL

 0 -  44

 

 

 

 

 

2. Aşama sınavından %65’ in altında başarı gösteren / UL alan öğrenciler, ELAE I. aşama sınav sonuçlarına göre, Temel Geliştirme Yılı’nda Rota 3 veya Rota 4’e yerleştirileceklerdir.

2. Aşama sınavından başarılı olan / SL notu alan öğrenciler, 2016-2017 Akademik Yılı’nda fakültelerine başlamaya hak kazanırlar.

ELAE sınavı ile ilgili detaylı bilgiye ve örnek sınavlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Sınava girecek tüm öğrencilerimizin bu linkte verilen bilgileri kontrol etmelerini öneririz.

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

Devrim Gözüaçık Autophagy Journal’a Yardımcı Editör olarak davet aldı

Devrim Gözüaçık Autophagy Journal’a Yardımcı Editör olarak davet aldı

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Devrim Gözüaçık, otofaji alanında uzmanlaşan en önemli yayın olan uluslararası Autophagy Journal’a yardımcı editör olarak davet aldı.

Uluslararası platformda otofaji alanındaki önde gelen uzmanlardan sayılan Dr. Devrim Gözüaçık, yayının genel yayın yönetmeni Dr Daniel J. Klionsky (University of Michigan, ABD) bağlı olarak çalışacak.

Taylor Francis Publishing (ABD) tarafından yayınlanan Autophagy Journal, hücresel biyoloji alanında yayınlanan 850 yayın arasında en iyi 20 yayın arasında yer alıyor.
Derginin yayın kurulu için tıklayınız.

Dr. Devrim Gözüaçık’ın web sitesi için tıklayınız.

Teatalks'un Silikon Vadisi ziyareti

Teatalks'un Silikon Vadisi ziyareti

Teatalks (CEO'larla Çay sohbetleri Kulübü) öğrenci kulübü olarak bir ilki gerçekleştirdi. Teatalks ekibi dünyanın önde gelen şirketleri ile görüşmek üzere Silikon Vadisi'ni ziyaret etti.

Google, Apple, Deloitte, Avast, Udemy, Oracle, Slicetech, Wmware, A.T Kearney, Intel, Palantir, Microsoft gibi ünlü şirketlerin teknolojileri ile tanışma fırsatı bulan kulübümüz, üniversitemizi ABD'de başarı ile temsil etti. 

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemize MÜDEK Akreditasyonu

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemize MÜDEK Akreditasyonu

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemizin Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği ile Elektronik Mühendisliği Lisans Programları, Türkiye'de mühendislik programları alanında akreditasyon vermeye tek yetkili kuruluş olan Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği MÜDEK tarafından 01.05.2016 tarihi itibariyle akredite edilmiştir. 

MÜDEK tarafından yapılan bu akreditasyon, eğitim programlarımızın yüksek standartlara uygunluğunu teyit etmekte ve kalite güvencesini ifade etmektedir. Akredite olan programlarımıza, Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı "EUR-ACE" etiketi verilmiştir. Bunun yanında MÜDEK, Uluslararası Mühendislik Birliği şemsiyesi altındaki çok taraflı akreditasyon tanıma anlaşması Washington Accord’un tam üyesidir. 

Abone ol